Aydınlar Ocakları 38. Şurası Bursa'da Kervansaray Otel'de yapıldı. Bursa Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen şurada 'Anayasaya milli çözüm' konusunda oturum yapıldı.
Bursa Şube Başkanı İhsan Bilgili, Aydınlar Ocağı hakkında bilgi verdikten sonra, halka tepeden bakmadan, kendi kimliği ile barışık askeri darbelere karşı olarak ülkenin yükselmesi için çalıştıklarını ifade etti. Milli devlete her ortamda sahip çıktıklarını anlatan Bilgili, etnik ırkçılığı ve farklılaştırmayı demokrasiye aykırı bulduklarını ifade etti. Bilgili, şurada alınan karaların Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere diğer parti liderlerine de sunularak paylaşılması gerektiğini sözlerine ekledi.
VATAN İÇİN CAN VEREN ŞEHİTLERİMİZE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ
Aydınlar Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, her sene iki ayrı ocağın ev sahipliğinde şura düzenleyerek dünya ve Türkiye gündemi ile ilgili konuların ele aldığını söyledi. Erkal, vatanın birlik ve bütünlüğü için canın veren şehitlere çok şey borçlu olunduğunu dile getirirken, "Onların ailelerine, eşleri ve çocuklarına anne ve babalarına çok şey borçlu olduğumuzu biliyoruz. Aydınlar Ocağı bunun bilincinde bir kuruluştur." siyerek düşüncelelerini aktardı.
Aydınlar Ocağı'nın yerli ve milli bir ocak olduğunun altını çizen Erkal, siyasetten uzak olmalarına rağmen siyasi konuları takip ederek, siyasette üstten olup bitenleri de takip ettiklerini anlattı. Osmanlı'nın hızlı çöküş sürecinde karşılaştığı sorunların bu günde Türkiye Cumhuriyetinin önünde olduğuna dikkat çeken Başkan Erkal, Balkanlarda ve diğer ülkelerde militer devletlerin daha da güçlenmesine rağmen Türkiye'nin önünün kesildiğine değindi. Balkanlar'da şu anda büyük Sırbistan gibi büyük oynayan bir takım devletler olduğunu anlatan Erkal, Bulgaristan'ın ise bir gözü Makedonya'da, bir gözü de Avrupa'nın bazı bölgelerinde olarak dernek üstüne dernek kurduklarını kaydetti. Erkal, "Sırbistan'da yapılan bir araştırmada, 'Sizce aşağıdakilerden hangisi daha öncelikle?' şeklide soru soruluyor. Bir Avrupa Birliği, ikincisi ise Kosova olarak soruluyor ama büyük bir çoğunlukla Kosova çıkıyor. Bütün bunlara dikkat etmek gerekir." şeklinde konuştu.
TÜRKSÜZ VE MİLLİ KİMLİKSİZ BİR ANAYASA OLAMAZ
"Türksüz, milli kimliksiz ve Türk milleti ifadelerinin dışlandığı dıştan kumandalı bir anayasa Türkiye Cumhuriyetinin anayasası olamaz." diyen Prof. Dr. Mustafa Erkal, "Bu endişeler sadece bizim değil, tüm Türk toplumunun endişeleridir." ifadelerini kullandı.
Bazı milletvekillerinin, dedelerinin milli mücadeleye katılmasına rağmen bunu Türklük için yapmadıklarını belirttiğine değinen Erkan, "Bizde, 'dedeniz çok isabetli bir tercih yapmış, çünkü önünde o tarihlerde başka alternatiflerde vardı. Milli mücadeleyi kırıcı İngiliz tertipleri vardı, o zaman İngiltere bu zaman Amerika, Dedeniz doğru tercih yapmış ama siz dedeniz ile aynı yolda ve tercihte değilsiniz' dedik." diye konuştu.
Aydınlar Ocağı'nın 'Kanarya Yetiştirenler Derneği' olmadığının altını çizen Erkal, şöyle konuştu: "Bu bakımdan Türk milleti ve Atatürksüz milletvekili yemini basında yer aldığı gibi ise bunun tekrar gözden geçirilmesini ümit ederiz. Böyle bir yanlışa ben şahsen belirli bir grup dışında TBMM'de ki milletvekillerinin parmak kaldıracağına inanmıyorum."
HEDEF ŞEHİR DEVLETÇİKLERİ Mİ?
Yerel yönetimler yasanının kendilerini üzdüğünü belirten Prof. Dr. Erkal, şu uyarıları yaptı: "Bu yasa ülkeyi federal bir sonuca götürebilecek şehir devletçikleri doğuracak ve merkezi devletin gücünü zayıflatacak bir sürecin önünü açacaktır. Konu Bursa ve İstanbul ile alakalı değil, terörle özdeşleşen bölgelerdeki belediyelerdir. Bilhassa terör bölgelerindeki bazı belediyelerin bölücü ve ırkçı terörle iç içe olduğunu düşünürsek sonucun ileride Türkiye için olumlu bir takım neticeler vereceğini söyleyebilmek çok zor." Terörle bir yere gelinmez sözüne katılmadığını belirten Erkal, "Bal gibi geliniyor. Bu oyunlara ve tuzaklara alet olunmamalı. AB ve Avrupa güdümlü politikalardan vazgeçip, milli politikalar üretmeliyiz." dedi.
ANAYASAYA MİLLİ ÇÖZÜM
Açılış konuşmalarının ardından "Anayasaya milli çözüm" başlıklı oturumu yapıldı. Oturumu başkanlığını Bahçaşehir Üniversitesinden Prof Dr. İsmail Tatlıoğlu'nun yaptığı panele Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Hasan Tunç ve Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. M. Tevfik Gülsoy konuşmacı olarak katıldı.
Prof Dr. İsmail Tatlıoğlu, 1982 Anayasası'nın yer yer değiştirilmesi ile yüzde 60'ının değiştiğini belirterek, şunları anlattı: "Anayasa'da bu Türk kimliği ile uğraşanların aynı hayat tarzına sahip olmama rağmen, bende ülkem tarihim ve edebiyatım sanki elimden alınmış gibi bir hissiyattayım. Bu benim ve Aydınlar Ocağı'nın endişesi değil, bu bir toplumun endişesidir."
Bu konuda durdurma pozisyonunda olanlarına vebali olduğunun altını çizen İsmail Tatlıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Büyük bir değişimin içindeyiz, bu değişim inşallah milletimizin hayrına olsun, yoksa bir misyonu, büyük biri yolu ve yolculuğu engellemiş oluruz veya her şeye rağmen kervan bütün çakalların ulumalarına rağmen yoluna devam edip yürür. Çünkü Türkiye büyük bir merkez olma yolunda." |