Bahçeli: Bizim Gibi Görünmeye Çalışma Bizden Değilsin

Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. yıl dönümünde açılışı gerçekleştirilecek olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapımında emeği geçenlere teşekkür ederken, Çanakkale deyince göğsü kabarmayanlara karşı Türk Milletini uyanık olmaya davet eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyarbakır gezisinde 'tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir'' sözlerini sarfeden Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdiği konuşmasında, tarihinden utananlar Türk gibi görünse de Türk Milletinin bir mensubu olamayacağını söyledi.

 

İSTİKLAL UĞRUNA ZORBALARIN VE ZORBALIĞIN KALELERİ YIKILDI

 

Merhum Şairimiz Mithat Cemal Kuntay’ın “On Beş Yılı Karşılarken” isimli şiiri hepimizin hissiyatına tercüman olan bir başyapıttır: Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş, Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş. Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir, Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir. Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden, İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden. Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse, Sen asrını üstünde izin varsa benimse. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmedik. Hep düşündük altında binlerce kefensiz yatanı. O sere serpe uzanıp yatanlar ki, tarihe nam bıraktılar, şan bıraktılar, silinmeyecek ad bıraktılar, hatta yatmadılar sadece kara toprakla koyun koyuna, tutundular arşın kanatlarına. Vatan uğruna zalimlerin kanlı fermanı yırtıldı. İstiklal uğruna zorbaların ve zorbalığın kaleleri yıkıldı. İstikbalimiz uğruna vahşi senaryoların sayfaları kahramanlığın yıldırımlarıyla yakıldı.

 

BU BAYRAĞI İNDİREMEZSİNİZ, BU EZANI SUSTURAMAZSINIZ

 

Merhum Şairimiz Akif Çanakkale Şehitlerine yazdığı muhteşem şiirinin bir yerinde diyordu ki; Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk. Onlarda vahşet denkti, bizde iman devdi. Onlarda oyun çoktu, bizde taviz yoktu. Onlar mezarımızı kazıyorlardı, biz de kahırdan lütuf kazanıyorduk. Onlar kaybetti, onlar zelil oldu, onlar rezil oldu. İçine sıkıştığımız husumet mengenesini gevşetmek, üzerimize atılan ölü toprağından çıkmak için can verdik, kan döktük, bedel ödedik ve Çanakkale’nin manevi surlarına “bu vatanı geçemezsiniz, bu sahillerde tutunamazsınız, bu bayrağı indiremezsiniz, bu ezanı susturamazsınız” diye yazdık. Kınalı kuzuların şeref madalyasıdır Çanakkale. Vurulup da düşmeyenlerin, düşüp de ölmeyenlerin, şehit olup da dönmeyenlerin, şahit olup da geri çekilmeyenlerin onur meşalesidir Çanakkale.

 

ULUSLARARASI DÜZENİN YENİ ÇERÇEVESİ ÇANAKKALE'DE ÇİZİLDİ

 

107 yıl evvel, tarihin akışını, talihin seyrini değiştiren muhteşem bir vatan savunması Çanakkale’de vuku bulmuştur. Bu kapsamda küresel ve bölgesel senaryolar çöpe atılmış, zulüm planları, sömürge hesapları, esaret projeleri suya düşmüştür. Diyebiliriz ki, uluslararası düzenin yeni çerçevesi Çanakkale’de çizilmiştir. Milletler ve medeniyetler mücadelesinin sahnesi burada kurulmuş, müteakiben daha da sertleşmiştir. Çanakkale’de kahramanlık köhneliği, fedakârlık fecaati, cesaret cehaleti, irade işgali, şehadet şiddeti, millet zilleti mağlup ve mahcup etmiştir. Çanakkale geçilememiştir, Türk vatanı ele geçirilememiştir. Bu cennet vatanı almak istediler, vermedik. Dönemin en ileri savaş makineleriyle karşımıza çıktılar, yenilmedik. Yedi düvel toplanıp üzerimize geldi, eğilmedik. Çünkü haklıydık, hakikatin safındaydık. 

 

TÜRK MİLLETİNE DÜŞEN ÇANAKKALE'DEN DERS ALMAKTIR

 

Hedef alınan sadece devletimiz, sadece milletimiz değil, koskoca tarihimizdi. İmha edilmek istenen milli varlığımız, tarihi haklarımızdı. Düşmanı denizde batırdık, karada bitirdik. Bize düşen Çanakkale’den ders almak, sonuç çıkarmak, ihtiyaç olursa da yeni bir destanı kanlarımızla yazarak bu cennet vatana son neferimize, son nefesimize kadar sahip çıkmaktır. Milli birlik ve kardeşliğimiz diri oldukça, vatan ve millet sevgisi tıpkı bir ateş gibi yüreklerde yanıp durdukça ne kurulan tuzaklar işe yarayacak, ne yapılan saldırılar sonuca ulaşacak, ne de düşmanca muamelelerin tesiri olacaktır. Çanakkale bir şuurdur, bir ufuktur, bir gururdur, aziz şehitlerimizin zafer emanetidir. Bu emanet başımız üstünedir, asla lekelenmeyecektir. Bu emanet namusumuzdur, asla kirletilmeyecektir.

 

TÜRK MİLLETİNİN UTANÇ DUYACAĞI BİR TARİHİ YOKTUR

 

CHP Genel Başkanı, iki günlük Diyarbakır gezisi esnasında, Çanakkale önlerine gelen zalimlerin izinden yürüdüğünü tescilleyerek, “tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir.” diye konuşmuş. Müstevlileri aratmayan bir zihniyetin figüranı olmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür, vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu’nun şahsıyla müsemma karanlık tarihini bilemeyiz, kaldı ki kirli tarihinden müşteki olmasının bizce bir mahsuru yoktur. Şayet kast ettiği Türkiye ve Türk milletinin tarihi ise, önce Çanakkale’ye bakmasını, önce Milli Mücadele yıllarından ibret almasını, sonra da zillet emellerini tekrar gözden geçirerek aklını başına devşirmesini bilhassa tavsiye ederim. Türk milletinin utanç duyacağı, yüzünü kızartacağı bir tarihi yoktur. Var diyenler, bunu iddia ve ima edenler Çanakkale’de tepelediğimiz düşmanların bu dönemki muhipleridir.

 

TÜRK TARİHİNE KİRLİ DEMEK, HÜSRAN VERİCİ BİR HEZEYANDIR

 

Çanakkale ruhundan ilham ve feyz alamamış gafillerin ve milli duyguları körelmiş mihrakların Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olması aklın israfı, kalbin inkarı, milli hakların itlafıdır. Ezineli Yahya Çavuşu, Müstecip Onbaşı’yı, Seyit Ali Onbaşı’yı, Anzak’lı Ömer’i, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı’yı, Cevat Paşa’yı, Mustafa Kemal Paşa’yı, şehadet anıtı olan 57’inci Alayı tanımayanlar Türk tarihini tanımazlar, tanısalar bile anlatamazlar. Kılıçdaroğlu ve zillet ortakları unutmasın ki, Kaynağımız Orta Asya, kökümüz Söğüt, kollarımız Çanakkale, gövdemiz Türkiye’dir. Türk milleti geniş bir coğrafyanın kınına sığmayan kılıcıdır. Tarihin bağrına saplanan okun keskin ucudur. Türk tarihine kirli demek, PKK terör örgütünün vesayeti altında bulunan, Türk ve Türkiye düşmanlarının eline düşen bir zavallının hüsran verici hezeyanıdır. Kılıçdaroğlu kendisiyle, kendi tarihiyle yüzleşebilir. Bizce bir sakıncası yoktur. Hatta beklenen de budur. Ancak Türk tarihiyle yüzleşme niyeti varsa, söylemek istediği buysa, uyarıyorum ki bu tarih Kılıçdaroğlu’nun tarihi değildir, buna hiç hakkı yoktur.

 

TÜRK MİLLETİ KİMDEN ÖZÜR DİLEYECEK? NEDİR SENİN MESELEN?

 

Yozgat’ta başka, Diyarbakır’da başka konuşan bir siyasetçiye güven duyulamaz. Sabah başka, akşam başka; orada başka, burada bambaşka mesajlar veren bir siyasetçinin Türkiye’ye hayrı dokunamaz. Kılıçdaroğlu, Amerika’nın Kızılderililerden özür dilediğini açıklamış. Katliam varsa özür olmalıdır. Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Kızılderililer soykırıma uğramışlardır. Kılıçdaroğlu mertse, kendine güveniyorsa, gözü kesiyorsa, ağzında ıslanmış baklayı çıkarsın da görelim. Nereye varmak istediğini açıklasın da duyalım. Kimlerin hesabına çalıştığını söylesin de gerçek yüzünü tanıyalım. Sayın Kılıçdaroğlu, söyler misin bize, Türk milleti kimden özür dileyecek? Neden özür dileyecek? Suçu nedir ki özür dilemesi gerekecek? Nedir senin meselen? Kimlerdir seni böyle seferber eden? Türkiye kimlere özür borçlu? Söyle de bilelim. Açıkla da öğrenelim. Anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun muhasım çevrelere diyet borcu vardır. Önüne koyulan zillet faturasını taksit taksit ödemesi için tehdit edilmektedir. Kılıçdaroğlu milletin huzuruna çıkıp derhal özür dilemeli, çarpık sözlerinden, çürük siyasi eylemlerinden dolayı pişman olduğunu belirtmelidir. Aksi halde tarihimize kirli demesinin ağır sonuçlarına katlanmak durumunda kalacak ve mankurt olarak anılacaktır. 

 

ÇANAKKALE DEYİNCE GÖĞSÜ KABARMAYANLARA KARŞI UYANIK OLACAĞIZ

 

Tarihini unutan, tarihinden kaçan, tarihine yüz çeviren milletlerin ayakta kalmaları, geleceğe ulaşmaları mümkün değildir. İşte Çanakkale Deniz Zaferi bizim tarihimizin altın sayfalarından birisidir. Nitekim Çanakkale deyince gözleri yaşarmayan, Çanakkale deyince göğsü kabarmayan, Çanakkale deyince gönlü dalgalanmayan kim varsa, onlara dikkat edeceğiz, onlara karşı uyanık olacağız, çünkü onlar bizim gibi görünmeye gayret etseler de bizden değildir, esasen ve manen milletimize mensup olmayanlardır. 

 

18 MART'TA AÇILIŞI YAPILACAK 1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ

 

Kutlu Zaferin 107’inci yıl dönümünde, Lapseki ile Gelibolu’yu birbirine bağlayan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de milletimize ve ülkemize hayırlı olması en samimi dileğimdir. 18 Mart’ta açılışı yapılacak bu muhteşem köprünün yapımında emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımıza, yüklenici firmalarımıza, işçilerimize ve mühendislerimize gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. 1915 Çanakkale Köprüsü, iki yakayı birleştiren, üzerinde tarihin mirasını taşıyan pırlanta bir eser olarak herkeste hayranlık uyandıracaktır. Cenab-ı Allah’ın, tıpkı Çanakkale nesli gibi Cumhur İttifakı’nı da muzaffer kılacağına yürekten inanıyorum. 107 yıl önce, vatanı ve bayrağı için şehit olan, bağımsız bir ülkede hayat ve vücut bulmamızı sağlayan kahramanlarımızı bir kez daha minnetle, şükranla, rahmetle yad ediyorum. Tarih boyunca vatan ve millet sevdası ile şehit düşmüş ecdadımıza; bugün milletin bekası ve esenliği uğruna can vermiş evlatlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.