Bahçeli: Bölgede Çıkacak Savaşın Mağduru Türkiye Olur
Tüm dünyanın Rusya ve Ukrayna arasında nükseden yüksek tansiyonun ağır sonuçlarına ve neden olacağı küresel alaboraya odaklandığına dikkat çekerek uyarılarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Rusya ile Ukrayna kutuplaşmasının sadece iki ülkenin sorunu olmaktan çıktığını ve tarafların savaştan uzak durması gerektiğini belirterek, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini ve Kırım’ın gayri meşru ilhakından vazgeçilmesini istedi.
DÜNYA RUSYA UKRAYNA GERGİNLİĞİNİN NEDEN OLACAĞI KÜRESEL ALABORAYA ODAKLANDI
Dünya nefesini tutmuş, Rusya-Ukrayna arasında nükseden yüksek tansiyonun ağır sonuçlarına, neden olacağı küresel alaboraya odaklanmıştır. Amerika’dan Avrupa’ya, Orta Asya’dan Kafkaslara alarm zilleri şiddetle çalmaktadır. Korkunç senaryolar havalarda uçuşmaktadır. Bu iki ülkenin sıcak bir çatışmaya girmesi büyük bir risk ve tehdittir. ABD Başkanı Biden’in, “dünya savaşı” ihtimalini telaffuz etmesi KOVİD salgınından çok daha vahim bir tehlikenin ayak sesi, krizin sınırlı bir alanda kalmayıp çok geniş bir coğrafyaya yayılabileceğinin ön haberidir. Bu tip bir vahşete, böylesi bir cinayete hiçbir ülke kalkışmamalıdır. Muhatap devlet veya hükümet başkanlarının gün aşırı görüşmeleri, kurulan heyetlerin uzlaşma arayışları, liderlerin telefon diplomasileri, biri biterken diğeri başlayan resmi ziyaretler, Normandiya Dörtlüsü’nün müzakere girişimleri, sükûnet tavsiyeleri, aklıselime davetler bugüne kadar beklenen yumuşamayı sağlayamamıştır.
RUSYA UKRAYNA KUTUPLAŞMASI SADECE İKİ ÜLKENİN SORUNU OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR
Fakat Rusya Dışişleri Bakanı’nın dün yaptığı, “müzakerelerle ilerlenebilecek bir yol görüyoruz” açıklaması derin karamsarlık ortamında iyimserliği besleyen bir çıkış olarak değerlendirmelidir. Rusya ile Ukrayna kutuplaşması yalnızca bu iki ülkenin sorunu olmaktan çıkmış, dünyanın kafa yorduğu, üzerinde düşündüğü bir numaralı gündem konusu haline gelmiştir. Bir yanda krizin kademe kademe artışını tahrik eden, kışkırtan, bu suretle stratejik hesaplarını canlı tutan ülkeler varken, diğer yanda gerginliğin yatışmasını, barış ve istikrar rejiminin kurumsallaşmasını arzulayan ülkeler bulunmaktadır. Türkiye bu ikinci seçenekte yer alan ülkelerin başını çekmektedir. Çünkü Rusya-Ukrayna arasında çıkacak bir savaşın en fazla mağduru olacak, muhtemel badirelere en çok maruz kalacak ülke Türkiye’dir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın arabuluculuk rolü değerlidir, saygındır, samimidir, bölge barışına hizmettir, elbette hayırlı sonuçlara vesile olması yegane dileğimizdir.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ KRİZİ SERTLEŞTİREN ÜLKE ABD'DİR
Putin’in nevzuhur arabuluculuk hevesine kapılan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u, 7 Şubat 2022’de 4,5 metrelik bir masanın ucuna oturtması manidar bulunmuş, bir başka anlatımla tartışmaların fitilini ateşlemiştir. İki liderin görüştüğü salonda, 19’uncu yüzyılda Fransa’yı müttefiki İngiltere’den koparma siyaseti takip eden Çar II.Aleksandra’nın duvara asılı fotoğrafı pek çok yoruma kapı aralamıştır. Macron’un, “bana göre amaca ulaşıldı” sözleri ise acul ve erken bir değerlendirme olarak yorumlanmayı hak etmiştir. Objektif bir bakış açısıyla söylersek Rusya-Ukrayna arasındaki karşılıklı mevzilenmeyi sertleştiren, devamlı savaş uyarısı yapan, çatışma çıktı çıkıyor mesajları paylaşan ülke ABD’dir. Biden’in “Rusya işgal ederse Almanya ile birlikte müdahale ederiz” açıklaması, telefonda Putin’e “Ukrayna’nın işgaline müttefiklerimizle hızla cevap veririz” demesi, ABD’nin Polonya’ya askeri birlik göndermesi, Ukrayna’ya silah yüklü 14’üncü uçağı indirmesi, bu ülke Dışişleri Bakanı’nın “eğer saldırırlarsa bunun muazzam bedeli olur” beyanı krizi soğutmaktan çok canlı tutmaya dönük maksatlı ve marazi adımlardır.
ÜLKELER UKRAYNA'DAKİ VATANDAŞLARINI GERİ ÇAĞIRIYOR
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı’nın “Putin Ukrayna’yı işgal konusunda net karar verdi” sözlerine karşılık, Rusya Devlet Başkan Yardımcısının “histeri zirveye ulaştı” mesajı karşımızdaki çelişkili tabloyu gözler önüne sermektedir. Ortamı geren ABD, Kiev Büyükelçiliği’ni boşaltma kararının yanında, Ukrayna’daki vatandaşlarını ülkeden ayrılmaya çağırmıştır. İngiltere, Almanya, Belçika, İsveç, Filistin, Polonya da aynı çağrıyı tekrarlamışlardır. Ukrayna’da süregelen panik havasının güçlendirilmesi sistematik ve yıkıcı bir siyaset stratejisi olarak ilerletilmektedir ve faillerinin hüviyeti açıktadır. İngiltere Savunma Bakanı’nın İkinci Dünya Savaşı öncesi gerçekleşen, dönemin İngiltere Başbakanı ile Hitler arasında yapılan “Münih Anlaşması”nı hatırlatması da esasen barış dilinden ziyade savaş iklimini tesis çabası şeklinde okunmalıdır.
SAVAŞ ÇIKMA İHTİMALİ ORTAMI GERMEKTEDİR
12 Şubat 2022 tarihinde, 1 saat 2 dakika sürdüğü iddia edilen Biden-Putin telefon görüşmesinden bir uzlaşma çıkmamasına rağmen, temasları sürdürme hususunda fikir birliğinin sağlandığının anlaşılması da her şeye rağmen kısmi bir gelişmedir. Savaşın ya bugün ya da yarın çıkma ihtimalinden sürekli bahsedilmesi munis ve mutedil bekleyişleri sakatlamakta, çatışmaların adeta bahanesini oluşturmakta, ortamı bir hayli kızıştırmaktadır. ABD yönetiminin güçlü istihbarat bilgilerini delil gösterip savaş tarihine kadar uluslararası toplumu diken üstünde tutan iddialarının doğru olup olmadığı kısa süre içinde açıklık kazanacaktır. Temennimiz, ümidimiz Rusya ile Ukrayna’nın savaştan uzak durması, silahtan ellerini çekmesi; barış, normalleşme, huzur ve istikrar dörtgeninde ilişkilerini yeni baştan inşa etmeleridir.
MHP, ZORLU SÜREÇTE DEVLETİMİZİN VE HÜKÜMETİMİZİN YANINDADIR
Rusya’nın Belarus’ta sürdürdüğü askeri tatbikatlar, Ukrayna sınırına konuşlandırdığı devasa askeri varlığı şüphesiz akıllara her türlü kötü senaryoyu getirmektedir. Ancak Ukrayna’nın siyasi ve toprak bütünlüğüne kesinlikle saygı gösterilmeli, Kırım’ın gayri meşru ilhakından da vazgeçilmelidir. Kafkaslardaki bir savaşın kazananı, kazançlı çıkanı olmayacak, bilahare ortaya çıkacak kayıplar her ülkenin hanesine az ya da çok yazılacaktır. Almanya Başbakanı Ukrayna krizini Avrupa barışı için bir tehdit görse de, asıl tehdit altında bulunanın dünya barışı olduğu kesindir. Bu mevzi bakışların, bu ucuz yaklaşımların karşımızdaki krizin çözümüne hizmet etmeyeceği de olağandır, ortadadır. MHP, bu zorlu süreçte, bu sıkıntılı günlerde, devletimizin ve hükümetimizin kararlılıkla ve sonuna kadar yanındadır, tarafı ve tavsiyesi de barıştır, sağduyudur, çıkarlara, egemenlik haklarına kalıcı ve karşılıklı saygıdır.