Bahçeli Davutoğlu ve Babacan'ı Hastaneye Sevk Etti
TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kriz tellallığı yapan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve çocukluğundan beri Ülkücü olduğunu iddia eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyaset devşirmesi Ali Babacan ve Serok Ahmet’in acilen akıl ve ruh kontrolünden geçmeleri gerektiğini belirterek, vehamete göre siyaset ve toplum huzurunun korunması için iki siyasetçinin uzun bir süre hastanede tutulmasını istedi.
MHP'NİN SİYASETİNDE İNSAN MERKEZDİR
Dünyayı biçimlendiren, beşeriyeti etkileyen fikir akımları arasında en güçlü olanı, en göze batanı kuşkusuz insana bakış açısıdır. Çağımızın zorlu ve çetin problemleriyle başa çıkabilmek için öncelikle yapmamız gereken ya durduğumuz yeri gözden geçirmek ya da bakış açımızı temelden kopmadan değiştirmektir. Aynı yoldan giderek farklı bir yere ulaşamayız. Veya aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamayız. İnsansız siyaset, siyasetsiz insan, kansız damar, kalpsiz beden gibidir. Yani yok hükmündedir. Bu nedenle insana bakış açımızı devamlı surette müspet ve mümbit ölçülerde geliştirmeli, kanayan her yaraya merhem, kararan her geceye ışık olmalıyız. MHP'nin siyasetinde insan merkezdir, millet medeniyettir, bunlarla mündemiç sorun ve şikâyetlerin çözümü de mecburidir.
BOZGUNCULARIN TUZAKLARI İŞE YARAMAYACAK
İnsandan kopuk, milletten ayrık bir siyaset bizim hayat ve fikir anlayışımıza hem uzak hem de yabancıdır. Tek tek insanlardan mürekkep bir millet varlığı ve bu varlığın bekası ve selameti tartışma kabul etmez gayemizdir. İnsanın olduğu her meskûn mahalde, yaşadığı her zemin ve saha içinde ya bir sorun ya da bir talep vardır. Bu da son derece doğal ve beklenen bir durumdur. Mühim olan sorunlara ciddiyetle eğilmek, insan onurunu zedelemeden, insan haysiyetini incitmeden köklü çözümlerle buluşturabilmektir. Bu sağlandığı ve yapıldığı müddetçe insan-siyaset ilişkileri her zaman karşılıklı gelişmeyi canlı tutan denge ve tutarlılık içinde ilerleyecektir. Bundan mülhem bozguncuların tuzakları işe yaramayacak, müfterilerin ve müflis zihniyetlerin komploları tutmayacaktır.
MUHALEFETİN İTİRAZLARINA RAĞMEN TBMM'DE KANUNU KABUL ETTİK
Geçen hafta TBMM’de önemli bir teklif kanunlaştırılmıştır. 280 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 65 Maddelik Kanun Teklifi CHP’nin, İP’in, HDP’nin ve diğerlerinin sorumsuz itirazlarına ve karşı duruşlarına rağmen kabul edilmiştir. Zillet ittifakı havanda su dövmüş, Cumhur İttifakı aziz milletiyle kenetlenmiştir. Bu kanunla birlikte mağdur insanlarımızın sesine kulak verilmiş ve hamd olsun gereği kararlılıkla yapılmıştır. Vergi alanında mükelleflerimizi kollayan ve gözeten bir anlayış öne çıkmıştır. Basit usulde vergilendirilen insanlarımızın elde ettikleri ticari kazançlarının gelir vergisinden istisna edilmesi temin edilmiştir. Sayıları 850 bine ulaşan vergi mükellefi kardeşimizin talepleri karşılanmış, 50 bin işletmeye vergi muafiyeti getirilmiştir. Esnaflarımıza deyim yerindeyse can suyu verilmiş, müşfik bir el uzatılmıştır. Ayrıca çiftçilerimize yapılan destek ödemelerinden alınan vergiler kaldırılmıştır. Geçmişi kapsayacak şekilde verilen bir önergenin kabulüyle birlikte bugüne kadar alınan vergiler de çiftçilerimize iade edilecektir. Bu kapsamda çiftçilerimiz 4 milyar liralık bir kaynakla inşallah nefes alacak ve rahatlayacaklardır.
CUMHUR İTTİFAKI ÇİFTÇİ DOSTUDUR, ESNAF SEVGİSİYLE DOLUDUR
Cumhur İttifakı çiftçi dostudur. Cumhur İttifakı esnaf sevgisiyle doludur. Bir başka düzenleme de sosyal medya alanında gerçekleşmiştir. Nitekim sosyal medyada belirli limitler altında gelir elde edenlere ilişkin mükellefiyetler sadeleştirilirken, ihtilafları engelleyen, bununla birlikte vergilerini ödemelerini sağlayan düzenlemeler de kanunlaşmıştır. Elektronik vergi dairelerinden elektronik deftere kadar pek çok önemli gelişme dikkate alınarak ülkemizin yeni teknolojilere uyumu konusunda adımlar atılmış; çalışan, üreten ve vergi ödeyen insanlarımızın lehine yenilikler getirilmiştir. Türkiye’de adaletli, bütünlük ve sadelik içeren, dolaylı vergi yükünü hafifleten kapsamlı bir vergi reformuna ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Adaletli bir vergi sistemi aynı zamanda demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerin ayrılmaz bir parçasıdır.
ADİL BİR VERGİ SİSTEMİNİN VARLIĞI KAÇINILMAZDIR
Bildiğiniz gibi, toplanan vergilerin yüzde 67’si dolaylı, yüzde 33’ü de dolaysız vergilerden teşekkül etmektedir. İki vergi türü arasında açılan makası kapatmak lazımdır. Vergi sisteminin verimliliği ve etkinliği toplanan vergi gelirlerinin milli gelire oranıyla ölçülmektedir. Vergi yükü oranı azalsa bile kayıt dışılıktaki artış, hedeflenen vergi gelirlerine ulaşmayı zorlaştırmaktadır. Dar gelirli vatandaşlarımızı, asgari ücretle geçinen milyonlarca kardeşimizi, üreten, geliştiren ve istihdama destek veren insanlarımızı boğmayacak, bunaltmayacak adil bir vergi sisteminin varlığı kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Parti Programı’mızda vurgulandığı üzere; “Kamunun elde ettiği gelirlerin harcamaları karşılaması esastır. Kamu gelirlerinin tahakkukunda; kamu harcamalarının sağlam kaynaklardan karşılanması, yatırım, üretim ve ticaretin teşvik edilmesi gibi ekonomik politikaların yanı sıra, sosyal adaletin sağlanması, bölgesel gelişmişlik farklarının en aza indirilmesi, istihdamın artırılması gibi sosyal politikalar göz önünde bulundurulmalıdır. Kaynak dağılımında adalet ve etkinlik, hizmet üretiminde verimlilik sağlanmalıdır.”
HERKESİN MALİ GÜCÜNE GÖRE VERGİ ÖDEDİĞİ ADALETLİ BİR SİSTEM
Herkesin malî gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sisteminin tesisi esas olmalıdır. Vergiye ilişkin düzenlemelerde, kamu finansmanıyla ilgili önceliklerin yanında verginin üretim ve istihdam üzerindeki etkileri ile sosyal yönü birlikte değerlendirilmelidir. Vergi sistemi, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını dikkate alan dinamik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bu çerçevede yatırım yapan insanlarımıza, istihdam, üretim ve ihracat artışı sağlayan müteşebbislerimize yönelik vergi indirim ve kolaylıklarını içeren bir program uygulanmalıdır. Gelir vergisinin kişiselliği ve mali güce göre vergilendirme ilkeleri dikkate alınarak üniter vergilemeye ağırlık verilmesi kanaatimizce en uygun yoldur. Düşüncemiz odur ki, vergi kanunları; verginin konusu, matrahı ve vergi çeşitleri itibarıyla tümüyle gözden geçirilerek uygulamada basitlik ve etkinlik vasat bulmuş olacaktır.
CUMHUR İTTİFAKI OLARAK MİLLET NE DİYORSA ONU YAPACAĞIZ
Millet ne diyorsa onu yapacağız. İnsanımız neyi istiyorsa onu sağlayacağız. Çünkü biz Cumhur İttifakı’yız. CHP istismar eder, İP inkar eder, HDP ise mayasına ve meşrebine uygun şekilde ihanet üstüne ihanet eder. Ancak istismarcılara izin vermeyeceğiz. İnkarcılara prim vermeyeceğiz. İhanetin de belini kıracağız. Bildiğiniz gibi tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. Fakat kızarmayan yüzü, yaşarmayan gözü olan utanmazlar için bu söz elbette geçerli değildir. Onlar harman yerinde fare deliği sayacak kadar pervasızdır. TBMM’de sosyal gelişmeyi, ekonomik adalet ve özgürlüğü, insanımızın refahını ve ferahını amaçlayan kanuni düzenlemelere dudak büken, sırt çeviren, sürekli kavga ve kriz çıkarmakla meşgul olan siyasi partiler milletimiz tarafından not edilmektedir. Demokratik hükmün icra günü geldiğinde, yani sandık er meydanına çıktığında bunlar dünyanın kaç bucak olacağını Allah’ın izniyle görecekler, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacaklardır.
SİYASET KALPAZANI ALİ BABACAN MHP'Yİ ANLAYAMAZ VE TANIMLAYAMAZ
Selamsız ve sevimsiz bir siyaset devşirmesi şahsıma yönelik; “Bahçeli krizlerin ortağıdır” demiş, halt etmiş, küçük aklının dibini sergilemiş. Ortada bir kriz yoktur, velev ki olsa bile, bundan memnun olamayız, eğer gerekiyorsa Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olarak hesap vermemiz gerekiyorsa da seve seve veririz. Ön kapıda Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığına destek imzası verip, arka kapıyı dolanınca Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı için kulis yapan siyaset kalpazanları bizi anlayamaz, bizi tanımlayamaz, bizi kavrayamaz. Biz krizlerin ortağı değiliz, insanımızın dert ortağıyız, Cumhur İttifakı’nın yılmaz ortağıyız, milletimizin can beraberiyiz. Ama selamsız sabahsız siyaset düşüklerinin emin olunuz, hangi mahfillerin, hangi mihrakların, hangi milliyetsizlerin ortağı olduğunu da gayet iyi biliriz.
BABACAN VE DAVUTOĞLU AKIL VE RUH KONTROLÜNDEN GEÇMELİDİR
Siyasetteki adını, sanını, unvanlarını ve müktesebatını borçlu olduğu partisine ve liderine vefasızlık yapan biliniz ki her türlü kepazeliği yapar, her türlü satışı yapar, her türlü dönüşü yapar, bugüne kadar da yapmıştır. Alnı lekeli, vicdanı rehinli bir şahsın sözleri değersiz olmakla birlikte ayaklarımızın altındadır. Varsın konuşsun siyasi fukara, konuşmakla çene eskimez, dil esnemez. Onun ve beş yaşından beri Ülkücü olduğunu ileri süren Serok Ahmet’in acilen akıl ve ruh kontrolünden geçmeleri, durum vahimse uzun bir süre yatılı olarak tutulmaları siyaset ve toplum huzuru adına tavsiyemdir, temennimdir.