Bahçeli'den Davutoğlu, Livaneli ve Türk Düşmanlarına Tepki
Serok tartışması açan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na, eski Başbakan Bülent Ecevit'i hedef alan Zülfü Livaneli'ye, Türk Demokrasi Projesi şemsiyesi altında buluşarak Türk düşmanlığı yapan ülkelere ve yerli işbirlikçilerine tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tek merkezden kaleme alınmış içi boşaltılan demokrasi açıklamalarıyla Türkiye'nin kuşatılmaya çalışıldığını belirterek, Türkiye’yi zillete düşürmeye çalışan hiç kimsenin buna takati yetmeyeceğini söyledi.
SANATÇI VE SİYASETÇİ ZÜLFÜ LİVANELİ ASIL YÜZÜNÜ GÖSTERDİ
Son günlerde manidar bir zamanlamayla başını kaldıran CHP’li bir sanatçı ve siyasetçi, katılmış olduğu bir televizyon programında, “bu Fetullah meselesinde benim ağzıma kimse FETÖ falan gibi o tabirleri takamaz.” diyerek asıl yüzünü sergilemiştir. Bu çürümüş ve kibir kulesi şahıs, özellikle merhum Başbakan Bülent Ecevit’e çok ağır bühtanda bulunmuştur. Bu bühtanı reddediyoruz, merhum Ecevit’in devlete ve millete bağlılığını tartışmak isteyenleri de Allah’a havale ediyoruz. Güneş toplamakla meşhur bu kişinin, bir tek Kemal Kılıçdaroğlu’na laf etmediği, suizanda bulunmadığı, hakkında ileri geri konuşmadığı hepimizin yalın şekilde gördüğü bir gerçektir. Demek ki, danışıklık dövüş bir siyaset planlaması sahnededir. Önemli olan kimin ne söylediği değil, söyleyenin kimler tarafından konuşturulduğu, arkasında kimlerin durduğudur.
DEMOKRASİ ŞEMSİYESİNDE BULUŞAN TÜRK DÜŞMANLARI
Hatırlarsanız, 29 Haziran 2021 tarihinde yapmış olduğumuz grup toplantısında, ABD’de kurulan Türk Demokrasi Projesi’nden bahsetmiştim. Türk düşmanlarının, Türk Demokrasi Projesi şemsiyesi altında buluştuğunu ifade etmiştim. Aynı günlerde de Kılıçdaroğlu, dostlarıyla birlikte Türkiye’ye demokrasi getireceğini açıklamıştı. Şu ibretlik benzerliğe bakınız ki, yine o tarihlerde, aralarında Zülfü Livaneli’nin de yer aldığı 220 bileşenden müteşekkil sözde demokratik kurum ve kişiler tarafından çağrısı yapılan “Büyük Demokrasi Konferansı” toplanmış, hitamında da bildiri yayımlanmıştır. ABD’de ortaya çıkan “Türk Demokrasi Projesi”nin senaristleri ne demişse, neyi önermişse, Türkiye’de toplanan lekeli “Büyük Demokrasi Konferansı” da aynılarını söylemiş ve teklif etmiştir. Yani anlayacağınız her tarafımızdan içi boşaltılmış, sütunları kırılmış, boyası dökülmüş bir demokrasi kuşatması altındayız.
TEK MERKEZDEN KALEME ALINMIŞ GİBİ YAPILAN AÇIKLAMALARIN HEDEFİ TÜRKİYE'DİR
22 Haziran 2021 tarihli grup toplantımızda ise hedefleri itibariyle birbiriyle bağ ve bağlantısı aşikar olan dört uluslararası süreç ve zirveye dikkat çekmiştim. Bilhassa NATO’nun 2030 Vizyon Belgesi’ne yapılan atıf kapsamında, ittifakın siyasi boyutunun önümüzdeki süreçte güçlendirileceği, yolsuzlukla mücadelenin NATO için önem taşıdığı, nihayetinde demokrasinin destekleneceği kararını ifade etmiştim. Bu süreçlerin ardından yapılan açıklamaların hepsi tek merkezden kaleme alınmış gibidir. Ve hedef ülke Türkiye’dir.
AHMET DAVUTOĞLU'NA SEROK TARTIŞMASI CEVABI
Çözüm süreciyle ilgili asılsız ve tehlikeli söylentilerin arka planında da bunlar vardır. Hiç kimse niyet okuyuculuğu yapmasın, harman yeri dişlemesin, buzağıyı yanlış yerde aramasın. Serok Ahmet fitneyi bıraksın, buradan kendisini doyuracak ekmek çıkmayacaktır. Onun serokluğu bölücülüğün umududur, terör örgütünün taltifidir, Türkiye’nin temellerini dinamitlemenin şifresidir. Edepsizce bizi Kürt ve Kürtçe düşmanı gösteren Serok Ahmet gafletin pençesindedir, tarihte Bizans işbirlikçisi olarak anılan Haris İbn Cabela’nın tıpkısının aynısıyla fotokopisidir ve iftiracının daniskasıdır. Serok Ahmet zillet çamurunun içinde çırpınmaktadır.
OYUN İÇİNDE OYUN İHANET İÇİNDE İHANET VAR
Görüyoruz ki, siyasette zillet ittifakına melanet bir rol biçilmiş, takviye güç olarak bölücü ve yıkıcı unsurlar öne çıkarılmış, dış destek olarak uluslararası platformlar ve husumetle temellenen sivil toplum kuruluşları sürece dahil edilmiştir. Erken seçim dayatması yalnızca CHP’nin, yalnızca İP’in, yalnızca HDP’nin talebi değil, ortak paydaları Türk ve Türkiye düşmanlığı olan çevrelerin baskı ve dayatması olarak belirginlik kazanmıştır. Aziz milletim, değerli vatandaşlarım, muhterem dava arkadaşlarım, bir vehimle söylemiyorum, fakat şu gerçeklerin özellikle anlaşılmasını rica ediyorum; oyun içinde oyun vardır, ihanet içinde ihanet sivrilmektedir, demokrasi paravanı altında Türkiye’nin sırtını yere getirme stratejisi kontrollü şekilde ilerletilmektedir.
HANİ İTTİFAK YOKTU? BAL GİBİ, BUZ GİBİ ORTAKSINIZ
ABD’deki John Bolton, Türkiye’deki çetesine demokrasi konferansı düzenlettirmiştir. Kim, kiminle yürüyor belli olmuştur. Dönme dolaplar dönüp duruyor, ancak haktan ve hakikatten yana bakanlar ise muhalefete yüklenen kahredici rezil oyunu bozmak için vaktini ve saatini sabırla bekliyor. Geçen hafta da, İzmir’de yine demokrasi temalı bir zillet gösterimi sahne almıştır. Düzenlenen “Demokrasi için bir nefes” isimli mitingde CHP ve HDP yana yana gelmiş, emel ve eylem birlikteliği yapmışlardır. HDP’nin bir eşbaşkanı, sanki çözüm arayan varmış gibi, çözüm için bebek katilinin üzerindeki tecridin kaldırılmasını istemiştir. CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da HDP’lilere seslenerek, “sonuna kadar omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz” kararlılığını fütursuzca seslendirmiştir. Hani ittifak yoktu? Hani birlikte değillerdi? Bal gibi, buz gibi CHP-HDP-İP ortaktır, ne var ki kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı meselesi de aralarında ihtilaf yaratmıştır.
KİMİN ADAY OLACAĞINI AJANSLARINA SORSUNLAR
CHP’li bir genel başkan yardımcısının cumhurbaşkanı adayımız Kılıçdaroğlu’dur demesi, adaylık düşü kuran İP Başkanı’nı, HDP’nin müdahalesi olmadan aday belirlenmez diyen bölücü zihniyeti telaşlandırmıştır. Zillet ittifakına tavsiyem, kimin aday olacağını öğrenmek istiyorlarsa ajanslarına sorsunlar, cevap alamazlarsa Biden’e ulaşsınlar, ya da Bolton’un son kararının ne olduğunu araştırsınlar. Bunlar kendi öz iradeleriyle cumhurbaşkanı adayı belirleyemeyecek ölçüde akılları ve iradeleri rehinlidir.
MHP AVRUPA PARLAMENTOSU'NUN TÜRKİYE'Yİ KINAYAN AÇIKLAMASINA REST ÇEKMEKTEDİR
Demokrasi Konferansı adıyla yeşeren zelil oluşumun sonuç bildirisinde, HDP’nin kapatılmasına karşı çıkılmış, demokratik bir program aracılığıyla mücadele edileceği duyurulmuştur. 8 Temmuz 2021 tarihinde de, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda HDP’nin kapatılmasıyla ilgili hukuki süreç ideolojik önyargılarla ve tarafgir bir bakış açısıyla kınanmıştır. Şu tuhaf ve iflah olmaz çelişkiye bakınız ki, AB içinde terörizmi kınamaktan uzak durmak bile parti kapatma nedeniyken, alenen teröre bulaşmış, terörizmin siyaset ayağı olmuş bölücü HDP’nin kapatılma girişimine peşin hükümlerle karşı çıkılmıştır. Yargı bağımsızlığımızı çiğneyen ikiyüzlü Avrupa zihniyetinin HDP-PKK-FETÖ sevdası tam bir kepazeliktir. Bu ayıplı bir karardır, bu rezil bir karardır, bu anti demokratik ve hukuksuz bir karardır. MHP, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yi kınayan açıklamasına rest çekmekte, meydan okumakta, kınama mesajını tüm gücüyle kınayıp âdeme mahkûm etmektedir.
CUMHUR İTTİFAKI'NIN MİLLİ MÜCADELESİ ÖNCÜLÜĞÜNDE SÖMÜRGE AKINLARINI DURDURACAĞIZ
Batının demokrasi ve medeniyet götürme maskesi altında bizim gibi ülkelere yönelik operasyonel faaliyetleri her devirde görülmüştür. Fakat artık pandoranın kutusu açılmış, maskeler düşmüş, bütün emeller ortaya çıkmıştır. Türkiye üçüncü yılını dolduran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle karşısına çıkan musibetleri göğüsleyecek kuvvettedir. Cumhur İttifakı’nın ahlaklı ve milli mücadelesinin öncülüğüyle sömürge akınlarını durduracak güç imkânlarına sahiptir. Hiçbir ülke bize demokrasi dersi verecek kadar sicili temiz değildir.
BİLEĞİMİZİ BÜKEMEZLER, BOYNUMUZU EĞEMEZLER
Hele hele demokrasiyi kullanarak Türkiye’yi zillete düşürmeye and olsun hiç kimsenin takati yetmeyecektir. Bileğimizi bükemeyecekler. Boynumuzu eğemeyecekler. Türkiye’yi geçemeyecekler, Türk milletini yenemeyecekler. Fırat-Dicle su havzalarıyla, enerji ve petrol kaynakları üzerinden yürüyen güç ve şiddet dolu mücadelenin sonunda; Büyük Kürdistan ve Büyük İsrail hedeflerinin gerçekleşmesini ümit edenler muhakkak kaybedecekler.