Bahçeli'den Muhalefete Devlet ve Demokrasi Dersi

Bir devletin üç temel ögesinin bulunduğunu ve bu ögelerin dayanağının hukuk ve adalet olduğuna dikkat çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, demokrasi ve özgürlük düşmanlarının Meğmetçiğe kurşun sıkanlar olduğunu belirterek, şiddet saçanların demokrasi ve özgürlüklükten bahsetmesinin avını yedikten sonra gözyaşı döken timsahtan farksız olduğunu söyledi.

 

ŞİDDET SAÇANLARIN DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK İFADELERİ TİMSAH GÖZYAŞI GİBİDİR

 

Demokrasi tahammül, sabır ve saygı sistemidir. Özgürlük bir başkasının haysiyetini ve güvenliğini sınırlandırmadığı ya da tehdit etmediği sürece anlamlı ve kayda değerdir. Şiddet saçan mihrakların, sırtını teröre yaslayan alçakların demokrasi ve özgürlük ifadeleri avını yedikten sonra gözyaşı döken timsahtan farksızdır. CHP Genel Başkanı, şiddetten rahatsızsa, İP’in başındaki kişi de şiddetle arasına mesafe koymuş ise öncelikle katile katil, caniye cani, teröriste terörist demesini öğrenmelidirler. HDP’yle ittifak kuranların, terörist Demirtaş’a güzellemeler yapan gafillerin şiddetten rahatsızlıkları hem tutarsızlık hem de garip bir çelişkidir.

 

HANGİ MEDENİ ÜLKEDE BÖYLESİNE KEPAZELİK VUKU BULDU?

 

HDP’nin Esenyurt ilçe binasındaki dehşet verici görüntüler bize göre malumun bir kez daha ilanı ve ifşasıdır. Aynısıyla hücre evi olan parti binası PKK’nın şehirdeki sığınağı, teröristlerin barınağı haline dönüştürülmüştür. HDP, bir siyasi parti dışında ne varsa odur. Nitekim HDP’nin ön kapısından giren arka kapısından Kandil’e çıkmaktadır. Hangi medeni, gelişmiş ve hukukun üstünlüğüne bağlı bir ülkede böylesine kepazelik vuku bulmuştur? İstanbul’un göbeğinde terörist devşirmek demokrasi midir? YPG’nin iğrenç afişlerini asmak, PKK’nın kirli flamalarını sallamak, bebek katilinin kanlı posterlerini taşıyıp parti görünümlü örgüt binalarında mahfuz tutmak insan haklarının evrensel prensiplerinin neresinde yazılıdır?

 

ASIL DEMOKRASİ DÜŞMANLARI ASKERİMİZE KURŞUN SIKANLARLA KOLKOLA GİRENLERDİR

 

HDP’yi savunmak Türkiye’nin egemenlik haklarını yok saymaktır. HDP’nin kapatılmasına karşı çıkmak adaleti ve terörle mücadeleyi sekteye uğratmaktır. Asıl demokrasi düşmanı, asıl özgürlük düşmanı, asıl insanlık düşmanı Mehmetlerimize kurşun sıkanlarla kolkola girenler, polislerimize pusu kuranlarla yanak yanağa verenlerdir. HDP demek PKK demektir. HDP demek ihanet demektir. HDP demek kundağa sarılı bebeklerimize ölüm demektir. 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame tahlil ve tetkik edildiğinde, HDP’nin kapatılması hususunda somut delil ve belgeler bütünüyle görülebilecektir. Sırf bu iddianameye bakan bir hukuk insanı bile HDP’nin kapatılmasıyla ilgili akut bir ihtiyaç olan soruşturmayı açabilecektir.

 

MHP TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI HER DÜŞÜNCENİN ÜSTÜNDE TUTAR

 

Bizim parti kapatılmasıyla ilgili görüşlerimiz esasen çok açıktır. Dünden bugüne tezahür eden tutarlı çizgimizde bir değişiklik şimdiye kadar da olmamıştır. MHP Türkiye’nin çıkarlarını her düşüncenin üstünde tutan sorumlu siyaset anlayışının temsilcisidir. Siyasi Partilerin kapatılarak cezalandırılması yerine, Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı hareket eden parti yöneticisi ve üyelerinin sorumlu tutularak cezalandırılmasını her zaman dile getirdik. Bu yaklaşımımızın temelinde yatan düşünce ve hassasiyetler demokrasi kültürünün ruhuyla bezenmiş ve billurlaşmıştır. Siyasi partilerin kapatılması halinde bu partilere oy veren seçmenler ve bu konuda sorumluluğu olmayan parti yöneticileri ve teşkilatları da cezalandırılmış olacaktır.

 

EN ADİL VE HAKKANİYETE EN UYGUN YÖNTEM UYGULANMALIDIR

 

Bu itibarla partinin hükmü şahsiyeti, sağduyulu davranan üyeleri, yöneticileri ve teşkilatları ile kapatmayı gerektirecek fiillerin sahiplerinin ayrı tutulması, aynı kefeye konularak kurunun yanında yaşın da yanmasının önlenmesi bir başka önemli konudur. Sadece bireysel sorumluların siyasi yaptırımla cezalandırılması, bunların eylemlerinin yürürlükteki kanunlara göre ayrıca takibat gerektirmesi halinde yargı sürecinin önünün açılması en makul, en adil ve hakkaniyete en uygun yöntem olacağını devamlı söyledik.

 

TÜRKİYE ÇADIR DEVLETİ DEĞİLDİR

 

Altını kalın bir şekilde çizerek diyorum ki, Şiddeti ve terörü siyasal bir araç olarak kullanan ve anayasal düzeni yıkmak amacıyla şiddeti ve şiddet kullanmaya dayalı faaliyetleri savunan siyasi partilerin bu çerçevenin dışında tutulması hukuk devletinin vazgeçilmez gereğidir. İşlenen fiillerin ve sonuçlarının ağırlığı dikkate alındığında, HDP’nin kapatılması adalete, hakkaniyete ve milli iradeye aykırılık teşkil etmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti çadır devleti değildir. Bir hukuku vardır, bir tarihi vardır, devlet olmaktan kaynaklanan hakları vardır.

 

BİR DEVLETİN ÜÇ TEMEL ÖGESİ VARDIR

 

Bir devletin üç temel ögesi söz konusudur; bunlardan ikisi maddi, diğeri ise manevidir. Maddi olanları millet ile ülke, manevi olanı ise egemenliktir. Bu üç ögeden biri olmadan devletten bahsetmek mümkün değildir. Bir devletin yıkım süreci bu üç ögenin aşınmasıyla başlayacaktır. Hatta ögelerden biri dahi ortadan kalkarsa devletin ayakta durma şansı da olmayacaktır. Osmanlı İmparatorluğu tarihteki pek çok benzeri gibi, her üç ögesinde başlayan tahribatla yıkım etabına girmiştir. Özellikle 19’uncu yüzyıldan itibaren devletin hem ülkesi hem de insan varlığı erimeye yani ufalanmaya başlamıştır. Egemenlik gücü de üstünlüğünü kaybedince izmihlal kaçınılmaz hale gelmiştir.

 

DEVLETİN ÜÇ TEMEL ÖGESİNİN DAYANAĞI HUKUK VE ADALETTİR

 

Devletin üç temel ögesinin dayanağı ise hukuktur, adalettir. Hukuk ve adalet devletin sözüdür, hükmüdür, varoluşunun meşru gücüdür. Lütfen dikkat buyurunuz, devleti devlet yapan hangi değerler varsa karşı saldırıya ve suikasta uğramaktadır. CHP, HDP, İP ve diğerlerinin bu saldırganlığa refakat ettiği, hatta yardım ve yataklıkta bulunduğu hazin ve hüsran verici bir gerçektir. CHP’ye göre terörist Demirtaş serbest bırakılmalıdır. İYİ Parti’ye göre de terörist Demirtaş özgürlüğüne kavuşmalıdır. Kanaatimiz odur ki, teröriste terörist diyemeyen işlenmiş suçlara potansiyel ortaktır.

 

MİLİTANIN ÜÇ MANASI VAR

 

MHP’ye şiddet yaftası vurmak için kuyruğa girenler, teröristlere cici çocuk muamelesi yapacak kadar gayri milliliğe savrulmuşlardır. Sorarım sizlere; bu reva mıdır? Bu hak mıdır? Bunun neresi siyasetle bağdaşmaktadır? CHP yönetimi teröristlerle değil, valilerle, kaymakamlarla, rektörlerle, uzman çavuşlarla, başçavuşlarla uğraşmaktadır. Şu utanmazlığa bakınız ki, bu şerefli meslek mensuplarının hepsine birden militan iftirası atıyorlar. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre militanın üç manası vardır: Birincisi, mücadelesini zor kullanarak ve yasa dışı yollarla yapan taraftardır. İkincisi, bir siyasal örgütün etkin üyesidir. Üçüncüsü de, bir düşüncenin, bir görüşün başarı kazanması için savaşan, mücadele eden kimsedir.

 

KİM MİLİTAN GÖRMEK İSTİYORSA ÖNCE BOY AYNASINA BAKMALIDIR

 

Peki valilerimizin, kaymakamlarımızın, rektörlerimizin hangi fiilleri militanlığa uygundur? Kahraman uzman çavuşlarımız ile başçavuşlarımızın hangi mücadeleleri militancadır? Kahramana militan demek vatan hainlerine mihmandarlıktır. CHP yönetimi militan arıyorsa, Boğaziçi Üniversitesi’nde terör örgütleriyle eylem birlikteliği yapan DHKP-C ve PKK hayranı il başkanlarına bakacaklar. CHP yönetimi militan arıyorsa, şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın katilini morgdan alan milletvekillerine kafa yoracaklar. CHP yönetimi, ısrarla militan görmek istiyorsa, bir boy aynasının karşısına geçip lekeli suretlerini titizlikle inceleyecekler.

 

TERÖRLE MÜCADELEDE GÖSTERİLEN BAŞARIDAN ÜRKTÜLER

 

Meselenin özü ve esası şudur: Terörle mücadeledeki yüksek başarı ve kazanılmış moral düzeyi HDP’yi ürkütmektedir. CHP korkarken, İP rahatsız olmaktadır. Çünkü güneş çarığı, çarık da ayağı sıkmaktadır. Bunların hepsi birdir, aynı çuvala, aynı hizaya, aynı kaba girmişlerdir. Telaşlar beyhudedir, çünkü terör örgütlerinin sonu gelmiştir. Hainlerin kaçacakları ve saklanacakları yer kalmamıştır. Diyarbakır HDP il örgütünün önünde zafer işareti yapan sözde milletvekilini ve zihniyetini anaların bedduaları yerle yeksan edecektir. Hiç kimse gündem saptırmaya ve kafa bulandırmaya çalışmasın, zira her şey gün gibi meydandadır. Birkaç gün evvel, PKK’nın mayınlı tuzağında şehit olan ve rahmetle andığımız kahraman askerimiz Piyade Er Selim Gedik’in ve tüm şehitlerimizin tertemiz kanları bu hainleri Allah’ın izniyle boğacaktır.