Bahçeli'den Muhaliflere Çağrı: Her Şeyi İtiraf Edin
22 Mart 2016 tarihinde sunduğu sekiz maddelik terörle mücadele önerilerini hatırlatarak, MHP ve Cumhur İttifakı'nın terörle mücadeledeki kararlılığını otaya koyan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mualif liderlerin Şehitlere yönelik verdiği mesajlarda patlamayı gerçekleştiren terör örgütü PKK'nın ismini zikretmekten korktuğunu belirterek, etkisiz hale getirilen teröristin cep telefonunda görüntüleri çıkan Milletvekilinin ve fezlekesi bulunan Milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının acilen TBMM gündemine alınması gerektiğini söyledi.
3 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU, 1 ASKERİMİZ YARALANDI
8 Ocak 2022 Cumartesi günü, Şanlıurfa’nın Akçakale sınırındaki bir yol güzergahına PKK – YPG’li teröristler tarafından tuzaklanmış el yapımı patlayıcının bir askeri aracımızın geçişi esnasında infilak etmesiyle üç askerimiz şehit düşmüş, bir askerimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmetler, yaralı askerimize de şifalar niyaz ediyorum. Hepimizin, aziz milletimizin, kederli ailelerinin ve silah arkadaşlarının başı sağ olsun diyorum.
İÇİMDE HİÇ SÖNMEYEN BİR FETİH SEVDASI VAR
Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın adeta haykırarak söylediği gibi; İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için, Ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için. İşte o kahramanlar aziz şehitlerimizdir. Merhum Osman Yüksel Serdengeçti ise “Bir Kahraman Bekliyoruz” isimli şiirinde hamiyet ve heyecanla bezenmiş şu dizeleri terennüm etmişti: Ufukları kaplasın bayraklarımız al, al, Göklere zaferimizi çizsin vahşi bir kartal! Kahramanlar büyüsün masalda dev misali, Eğilsin, öpsün gökler, canım nazlı hilali… Ordularım yeniden Tuna’ya akın etsin! Bir Yıldırım çaksın da uzağı yakın etsin! Selam dursun karşısında bütün şerefler, şanlar! Namını tebcil etsin, yıldızlar Kehkeşanlar… İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var, Yavuz gibi diyorum: Bu dünya insana dar!
TÜRK MİLLETİ TERÖRE BAŞ EĞMEYECEK, DİZ ÇÖKMEYECEKTİR
Kararlılıkla ifade ediyorum ki, Türk milleti terörizmin hain planlarına, terör örgütlerinin kanlı saldırılarına baş eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Teröristler sadece insanımızın değil, esasen tüm insanlığın ortak kan davalısı, ortak can düşmanıdır. Terörizmin hiçbir şekli, hiçbir türü, hiçbir türevi masum değildir, meşru değildir. Şu gerçeği itiraf etmek gerekir ki, Türkiye’nin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorunu, bize göre sorunlar piramidinin zirvesine oturmuş bölücü terördür. Bu melametin, bu melanetin hakkından gelemedikten sonra hayatın diğer alanlarında tam bir istikrar yakalamamız çok zor ve zahmetli, belki de imkansız olacaktır.
TERÖR SORUNU ÜLKEMİZİN HENÜZ KABUK BAĞLAMAMIŞ YARASIDIR
Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır. Zaman zaman kanatılan bu yara açık olduğu müddetçe üzerine konmak için fırsat kollayan pek çok iç ve dış mahreçli haşarat ve husumet odağı çıkacaktır, bugüne kadar da çıkmıştır. Ekonomik istikrarımızın sürekliliği, siyasal dirliğimizin sürdürülebilirliği, toplumsal huzurumuzun sükûneti, bölgesel ve küresel caydırıcılığımızın sürati terörle mücadeleden alınacak kalıcı ve kesin sonuçlara bire bir bağlıdır. Sınırlarımızın mücavir alanlarında, dağlarda, şehirlerde, mezralarda, belediyelerde, bürokraside ve Gazi Meclis’te bölücü teröristleri temizlemedikten, her anlamda yüzleşmedikten sonra rahat bulamayız, güvende olamayız.
MİLLİ BEKAMIZ, BİRLİĞİMİZ VE GÜVENLİĞİMİZ BUNA BAĞLIDIR
Nitekim ellerinde hançer ile arkamızdan dolaşıp gaflet ve rehavet anımızı kollayan alçakları köklü bir tasfiye ve tecziye süreciyle berhava etmek mecburiyeti omuzlarımızdadır. Milli bekamız, milli birliğimiz, milli güvenliğimiz buna bağlıdır. Bayrak inmesin diye yavrularını mezara indiren şehit analarına, şehit babalarına vefa ve minnet borcumuzu kesinlikle ödemek durumundayız. Biz TBMM’de terörist istemiyoruz. Biz terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sabırlarımızı kevgire çeviren HDP’yi Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin görevini de bihakkın yapmasını bekliyoruz. İblis’e piyonluk yapan bölücü terör uzantılarının, tertemiz millet iradesiyle tecelli etmiş, ordular kurup, ordular yönetmiş, Milli Mücadele’yi cesaretle yürüterek devlet kurmuş TBMM'de bulunması züldür, zulümdür, zillettir.
BU NE KEPAZELİK VE PİŞKİNLİKTİR?
Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar, terör kamplarında ideolojik ve silah eğitimi alacaklar, sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları, barış ezberlerini utanmadan sıkılmadan arka arkaya sıralayacaklar, bu ne kepazeliktir? Bu ne pişkinliktir? Bu ne pervasızlıktır? 29 Nisan 2017’de Adıyaman merkeze bağlı Akçalı kırsalında TSK'nın operasyonuyla imha edilen dört teröristten birisi olan Koçero Meleti kod adlı Volkan Bora’nın, şu anda HDP Diyarbakır Milletvekili olan bir kadının nasıl karanlık münasebet kurduğu deşifre olmuştur. Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takibat, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili tasarruf derhal temin ve tekemmül etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır. Kamplara gidip gelen insanlık defoları, ihaneti tevzi eden terör trafoları Meclis sıralarındadır.
MUHALEFET LİDERLERİNİN MESAJLARI NET DEĞİLDİR
Bu kadar şehit veriyoruz, bu kadar acı yaşıyoruz, bir HDP’linin çıkıp da terör saldırılarını kınadığını, şehitlerimize rahmet dilediğini, hunhar eylemleri reddettiğini bileniniz, işiteniniz var mıdır? Yeri gelmişken sizlerle daha vahim nitelikli bir tespitimi paylaşayım, geçtiğimiz Cumartesi günü üç kahramanımızın şehadeti neticesinde, toplumun her kesiminden doğal ve doğru olacağı şekilde taziye mesajları paylaşılmıştır. Bizim de bu kapsamdaki mesajımız sizlerin ve milletimizin malumudur. CHP Genel Başkanı’nın yayımladığı taziye mesajına lütfen dikkat buyurunuz, Kılıçdaroğlu özet olarak dedi ki: “Barış Pınarı Bölgesi Gültepe Hudut Karakolu’nda askeri araç geçerken yaşanan patlamada şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.” Daha ilginç ve düşündürücü taziye mesajını bizatihi İP Başkanı gündeme taşıdı ve kısaca şunları dile getirdi: “Şanlıurfa’da patlama sonucu şehit verdiğimiz kahraman Mehmetçiklerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.” Patlayan nedir, belli değil. Patlatan kimlerdir, açık ve net değil. Balon mu patladı, boru mu patladı, tüp mü patladı, lastik mi patladı, bomba mı patladı, anlayan yoktur, anlatan yoktur. PKK’ya, YPG’ye tek bir laf yoktur, tek bir atıf yoktur, tek bir eleştiri yoktur.
HDP'Yİ KÜSTÜRMEMEK İÇİN KIRK DEREDEN SU TAŞIDILAR. GELİN HER ŞEYİ İTİRAF EDİN
Bir yanda bu kadar yok ortadayken, diğer yanda bölücülerle işbirliği vardır, terörle ittifak vardır, patlama ortaklığı vardır, ağız birliği vardır, vatan hainleriyle irtibat vardır ve karşımızdadır. HDP’yi küstürmemek için kırk dereden su taşıyanlar, PKK’yı gücendirmemek, incitmemek için suya sabuna dokunmaktan kaçınanlar samimiyet fukarası, millet ve milliyet muhalifleridir. Zira her şey gün gibi meydandadır. Ey zillet partileri, çekinmeyin, telaşa kapılmayın, yürekliyseniz itiraf edin, PKK bomba tuzakladı, sonra da patlattı derseniz sadece ve sadece adam olursunuz, ahlaklı olursunuz, dürüst olursunuz, tutarlı olursunuz. Faili meçhul kanlı fiille ilgili konuşmaktan imtina etmek su katılmamış korkaklıktır. Dahası bu korkakça tutum Firavun siyasetidir, bölücülüğe sinyaldir, terör simsarlığıdır. Ve Türk milleti nezdinde yok hükmündedir. Şehitlerimizin hakkını bölücü teröristler kadar ağızlarına alamayanların ne yatacak, ne de kaçacak yerleri kalmıştır.
MUHALİFLERİN TERÖR DEĞERLENDİRMELERİ
CHP Genel Başkanı, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, milletimizin gözünün içine baka baka, bir yalana bin yalan ekleyerek şu ibret verici değerlendirmelerde bulunmuştu: “Terör konusunda bir şey geldi de biz hayır mı dedik? Terörle mücadele ederken yapmayın, etmeyin mi dedik, hayır!” Bu temelsiz, mesnetsiz, gerçekle bağdaşmayan açıklamayı duyduktan sonra ne söylesek boştur, neyi dile getirsek boşunadır. Türkiye’nin değişen terörle mücadele stratejisi kapsamında, terörü kaynağında engellemek asıldır, esastır, önceliklidir. Bu maksatla Irak ve Suriye’ye asker gönderilmesini iki yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi 26 Eylül 2021 Salı günü TBMM’de oylanırken CHP hayır dedi mi? Elbette dedi. Bu Tezkereye HDP hayır dedi mi? Kuşkusuz dedi. İP, sadece iki-üç milletvekiliyle oylamaya iştirak edip kerhen evet dedi mi? Bu da oldu, gönülsüz iki-üç evetle durumu kurtarmaya çalıştıkları görüldü. O halde CHP Genel Başkanı kuyruklu yalana nasıl başvurabiliyor? Milletimizi kandırmaya ne hakla cüret edebiliyor?
HERKESİ KÖR, ALEMİ SERSEM Mİ SANIYORSUNUZ?
Kılıçdaroğlu’na bakarsanız, “Suriye’ye barış getireceğiz” masalını dinlersiniz. “Bütün komşularımızla barışacağız” palavrasını duyarsınız. “Neden bizim askerimiz Suriye’de şehit olsun” diye sorup, ne arıyoruz orada, ne yapıyoruz Libya’da diyen, Irak ve Suriye Tezkeresine hayır oyu kullanan Kılıçdaroğlu mu terörle mücadeleyi destekliyor? Bu şahıs, herkesi kör, alemi sersem mi sanıyor? CHP Genel Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde terör örgütüyle irtibat ve iltisak içinde olanların işe alınmasıyla ilgili devam eden teftiş ve tetkik sürecinde görevli müfettişlere ateş püskürüyor. Çünkü çiğ süt içtiğinden karnı ağrıyor, hesabını veremeyeceği açıklarından dolayı korkuya kapılıyor. İmralı canisi tarafından kurdurulan ve PKK/KCK’nın şehir yapılanması arasında yer alan DİAYDER’in referansıyla belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi çok açık söylüyorum ki, Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bize sarayın sözcüsü diyen Kılıçdaroğlu, Kandil’in teşrifatçısı, Kandil’in termikçisi, Kandil’in tedarikçisidir.
MUHALİFLERE DİAYDER SORUSU
Buradan soruyorum, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış DİAYDER iddianamesinde Kılıçdaroğlu’nun adı geçiyor mu geçmiyor mu? Bu zat, terör aparatı DİAYDER’in bölücü mensuplarıyla toplantı yaptı mı yapmadı mı? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle, adamsan bu soruların cevabını ver. Özellikle hatırlatırım ki, yalan söylemek, vicdanı müebbet hapse mahkûm eden bir suçtur. Bir yalan, bin doğrudan şüphe duyulmasını sağlayacaktır. Her yalancı, aynı zamanda korkaklık simgesidir. Sayın Kılıçdaroğlu, yalanı avuç avuç içiyorsun da, yeri geldiğinde bir damla gerçeği yutmaya cesaret edemeyecek kadar denge kaybı yaşıyorsun. Tavsiyem, iyi bir hafızaya sahip olmandır, en azından söylediğin yalanları unutmazsın, ezkaza mahcup düşmezsin, taktığın maskeni de kaybetmezsin.
DOKUNULMAZLIK DOSYALARI TBMM GENEL KURULU'NDA KARARA BAĞLANMALIDIR
Suriye’nin kuzeyi de dahil olmak üzere, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar sayıları 33 bini geçen terörist, 2021 yılının tamamında ise 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Şehitlerimizin katilleri için hiçbir yer artık emniyetli değildir. Cezalandırma operasyonları kahramanca icra edilmektedir. Hainlerin döktükleri kanda boğulacakları da kesindir. Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Türk Polis Teşkilatımıza, güvenlik korucularımıza, bu cümleden olmak üzere devletimize ve hükümetimize sonuna kadar güveniyor, dağ gibi arkalarında durduğumuzu tekraren vurguluyorum. TBMM Karma Komisyonu’nda bekletilen veya Genel Kurul’a sevk edilen milletvekili dokunulmazlık dosyalarının bir an evvel görüşülüp gereğinin yapılmasını hukuk ve demokrasi namusunun müdafaası açısından zorunlu addediyorum.
MHP'Yİ KÜRT DÜŞMANI GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞANLAR
Türkiye’nin 2023 yılına bölücü terörün başını kaldıramayacak ölçüde yere sererek gireceğinden; bu belanın, bu badirenin tamamıyla hayatımızdan sökülüp atılacağından en küçük kuşku duymuyorum. Vatan topraklarına emanet ettiğimiz kahramanlarımızın kanı yerde kalmayacak, sorulacak hesapları da mahşere bırakılmayacaktır. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayacak, huzuru katbekat büyüyecek, milli birlik ve kardeşlik alanında gücüne güç katacaktır. MHP'yi bilhassa Kürt düşmanı göstermeye gayret eden sicili lekeli şerefsizlere diyorum ki, bizim Kürt kökenli kardeşlerimize duyduğumuz muhabbet ve hürmet, sizin tahayyül ve tasavvur sınırlarınızın alamayacağı kadar derindir, köklüdür. Türk ile Kürt ezeli ve ebedi kardeştir, Türk milletinin mensuplarıdır. Bozguncular kalleştir, kahpedir.
KUCAKLAŞMANIN ADRESİ MHP VE CUMHUR İTTİFAKI'DIR
Aziz millet varlığının büyük tehlikelere maruz kaldığı bugünkü süreçte, ayrıntılarla meşgul olamayacak kadar hassas bir dönemden geçildiğinin farkındayız. Ve kucaklaşmanın adresi olarak MHP'yi, Cumhur İttifakı’nı görüyor, buna inanıyoruz. Uzlaşma ve huzurun adresi Mhp'dir, Cumhur İttifakı’dır. Bizim yüreğimizde herkese yer vardır. Bizim gönlümüzde herkese yetecek sevgi vardır. Bu topraklara vatanım diyen, Bu insanlara milletim diyen herkese kucağımız açıktır. Bu bayrak benim, bu ülke benim diyen herkes özbeöz kardeşimizdir. Ürkeceğimiz bir şaibe alanı, izahını yapmaktan uzak duracağımız bir muamma hali, hesabını vermekten korku duyacağımız merdiven altı bir ilişki ağı yoktur, hiç de olmamıştır. Tarafımız doğrudur, alnımız paktır, yönümüz haktır. Karşımıza kim çıkarsa çıksın, hiç fark etmez. Cumhur İttifakı olarak alayına yeteriz. MHP olarak hepsine gününü gösteririz. Terör bitecektir, bölücülük bataklığı kurutulacaktır, teröristler ya bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri önünde hesap verecekler, ya da yok edileceklerdir.
MHP'NİN 8 MADDELİK TERÖRLE MÜCADELE ÖNERİSİ
22 Mart 2016 tarihli Meclis Grup Toplantımızda açıkladığım, şu anda devam eden muazzam mücadele sürecine bir nebze de olsa katkı vereceğini umut ettiğim sekiz maddelik terörle mücadele önerilerimizi tekraren sizlerle ve aziz milletimizle paylaşmaktan bahtiyarlık duyacağım:
1- Terörle mücadele, teröristle mücadele değildir. Zaman ve mekân üstü, tarihsel perspektiften beslenen yüksek akıl ve algı gerektirmektedir. Önce olanı, olmuşu ve olacağı bütüncül ve derinlikli yorumlayan yüksekten ve analitik bakış demek olan “terörizmle mücadele vizyonu” geliştirilmelidir.
2- Terörle mücadele terörün inisiyatif ve ön aldığı süreçte her ölümden sonra gösterilen günlük tepkiler değildir. İkinci aşamada yapılacakların tamamının kavrandığı ve unsurların tamamının vizyona göre yapılandırıldığı “terörle mücadele konsepti” oluşturulmalıdır.
3- Terörle mücadele, toplumun mağdur ve devletin seyirci durumunda olduğu doğaçlama mücadele sahası da değildir. Üçüncü aşamada vizyondan beslenen, konseptten çıkartılan ve bütün milli güç unsurlarını sorumluluk bilinciyle seferber eden “terörle mücadele stratejisi” ortaya konulmalıdır.
4- Terörle mücadele, vizyon, karar ve uygulamanın bütün unsurlara yön verdiği yönetilen, daha doğrusu yönetilmesi gereken bir süreç demektir. Dördüncü aşamada bu stratejinin ülkemizdeki resmi veya gayri resmi, özel veya tüzel bütün unsurlara görev yükleyen “terörle mücadele siyaseti” oluşturulmalıdır.
5- Terörle mücadele, mücadele edilen kavram, grup ve taraflar hakkında toplumsal bir ittifakın olmasını, oluşmasını ve olgunlaşmasını gerektirmektedir. Beşinci aşamada, terör üzerindeki ortak iradenin ve yükümlülüklerin belirlenmesi ve toplumun kazanılması için “terörle mücadelede kitle kazanma programı” devreye sokulmalıdır.
6- Terörle mücadele yalnızca asker, polis ve korucuya ihale edilmiş basit bir asayiş sorunu değildir. Sorunun içten ve dıştan alabileceği bütün desteklerin kesilmesini sağlayacak kadar kapsamlı “diplomatik mücadele eylem planı” hazırlanmalı, eşgüdüm halinde uygulanmalıdır.
7- Terörle mücadele silahtan mayına, tuzaklı bombadan hendek kazmaya, pusudan baskın ve intihar eylemine kadar çok değişken ve dinamik bir alan olması nedeniyle mutat tedbir ve düzenlemelerle önlenemeyecektir. Teröristin eylem şekli ve yöntemlerinin değişmesi süreçlerinde ön alarak ilgili güvenlik kuvvetlerini yeni şart ve durumlarla uyumlu olarak eğitecek, donatacak ve yönetecek “teröristle mücadele taktik eğitim ve icra programı” uygulanmalıdır.
8- Terörle mücadele içte olduğu kadar dışta da ittifak ve istikrar gerektiren bir ilişkiler alanıdır. Bu itibarla tutarlı, dengeli, istikrarlı bir “terörle mücadele tanıtım çalışmasına” ihtiyaç vardır. Ve bunun ikmali diğer önerilerimizle eşzamanlı yapılmalıdır.
MHP VE CUMHUR İTTİFAKI BUNU SAĞLAMAYA KARARLIDIR
İnsanımızın hasretle beklediği ve fazlasıyla hak ettiği ulaşılabilecek hedefimiz; Huzur ve emniyet içinde olacağı, Ekonomik sorunların tamamen gündemden çıkacağı, Adaletin, hakkaniyetin ve merhametin hakim kılınacağı, Başı dik, alnı açık, yüzü ak insanların yaşayacağı bir Türkiye gerçeğidir. MHP ve Cumhur İttifakı bunu sağlamaya hem kararlıdır, hem hazırlıklıdır, hem de kabiliyet ve kalitesiyle muktedirdir. Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümü bu çerçevede bir misak, bir milat, bir müjdedir.