Bahçeli'den Operasyonlar Hakkında Bilgi İsteyene Tepki

Terörle mücadelenin seçim sürecini etkilemek amacıyla yürütüldüğünü söyleyen muhaliflerin olası operasyonun gerekçeleri, süresi, kapsamı ve hedefleri konusunda bilgilendirme istemesinin milli güvenlik tehdidi haline geldiğine dikkat çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, devletten operasyonları durdurmasını isteyemeyen muhaliflerin, bilgilendirme isteyerek gerçek maksatlarını perdelemeye çalıştığını söyledi.

 

ZİLLET İTTİFAKINA HAKİM OLAN SİYASİ AKIL REHİNLİDİR

 

Türkiye pek çok cephede kararlı, dirayetli, atak, çevik ve dengeli bir duruş sergilemektedir. Bize düşen bu duruşu desteklemek, yanında yer almak, başarıya ulaşması için sorumluluk üstlenmektir. Ancak zillet ittifakı abeste direnişini, gayri milli, gayri ahlaki ve gayri meşru tutumunu ısrarla sürdürmektedir. Yalan derseniz bunlardadır, yıkım derseniz bunların ortak amacıdır. Ne esef verici bir durumdur ki, ülkesine sırt dönmüş, milletine yüz çevirmiş, milli meselelerle ihtilafa düşmüş ikiyüzlü bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. Zillet ittifakına hakim olan siyasi akıl rehinli ve hacizlidir. Bu ittifak köhneliğinin iradesi tutsak, irtibatları ve ilişki ağları sancılı ve karanlıktır.

 

TERÖRE VE TERÖRİZME UZATILAN ZEYTİN DALI

 

Şu tenakuza bakınız ki, Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, yatırım ve katma değer üretiminin artışı hususunda çok önemli destekleri bulunan işadamlarımıza beşli çete iftirası atan Kılıdaroğlu, Kandil Dağı’nı ve sınırlarımızın hemen dibini mesken tutan terör çetesini ve çete başlarını ağzına almaktan sürekli kaçmaktadır. Kılıçdaroğlu eğer çete arıyorsa, sakladığı ve yüzünü kızartacak herhangi bir kirli bağlantısı da bulunmuyorsa Türk işadamlarına değil hainlere bakmalı ve haddini bilmelidir. Türkiye terörle mücadelesini inanmışlıkla ve milletimizin hayır duasıyla icra ederken, CHP Genel Başkanı’nın Van’da yaptığı vahim konuşması skandal olmasının yanında teröre ve terörizme uzatılmış zeytin dalıdır. Kılıçdaroğlu terör örgütünün safına girmiş, bölücülüğün fanatik savunucusu haline gelmiş ve siyasi amigoluğuna soyunmuştur.

 

HAPİSTEKİLERİ NASIL SERBEST BIRAKACAĞINI SÖYLE DE BİLELİM

 

Partisinin Van’da düzenlenen “Belediye Başkanları Çalıştayı”nda demiş ki: “Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız.” Biz söylemekten yorulduk, Kılıçdaroğlu duymaktan yorulmadı. Duvara konuşsak dile gelirdi, suya yazı yazsak hedefine ulaşırdı, sanırsınız yüzü kösele derisi, bana mısın demiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, sana söyleye söyleye şu gerçeği kafana sokacağım, bundan da asla vazgeçmeyeceğim; sen inkar etsen de, Selahattin Demirtaş teröristtir, haindir, bölücüdür, Türkiye düşmanıdır. Osman Kavala Soros’çudur, casustur, şaibelidir, suçludur. Bir teröristi, her taşın altından çıkan Soros’çu bir taşeronu nasıl serbest bırakacaksın? Bunu nasıl yapacaksın? Bu vaadini nasıl gerçekleştireceksin? Söyle de öğrenelim. Açıkla da bilelim. Paylaş da duyalım. Sırrın nedir? Üzerinde çalıştığın zehirli formülün muhtevası nelerden ibarettir? Darbe mi yapacaksın? PKK’yla birlikte devleti ele mi geçireceksin? Hukukun üstünlüğünü, mahkeme kararlarını nasıl yok sayacaksın? Hele bir de de biz de işitmiş olalım.

 

BİZ HANGİ SÖYLEDİĞİNE İNANACAĞIZ?

 

Hani sürekli hak, hukuk, adalet diyordun? Hani Kandil’i yakıp yıkacağını söylüyordun? Palavradan da olsa meydan okuyordun? Biz hangi Kılıçdaroğlu’na inanalım? Biz hangi Kılıçdaroğlu’na itibar edelim? Kuvayı Milliyeyiz diyen Kılıçdaroğlu’nu mu dikkate alalım, yoksa teröristlerin avukatı, bölücülerin dert ortağı, emperyalizmin kurşun askeri Kılıçdaroğlu’na mı bakalım? Sayın Kılıçdaroğlu, teröristi masum gösteren, teröriste kol kanat geren bir kalpsizin aynı zamanda terörist olacağını, terörün himayesine gireceğini görmüyor musun? Bilmiyor musun? Bundan dolayı hiç mi vicdan sızısı çekmiyorsun? Siyasi rant kaygısı, ikbal korkusu seni ne durumlara düşürdü? Tanınmaz haldesin, zihniyetin ve siyasetin yara bere içindedir, ihanet ve melanetin tam göbeğindesin, ey Kılıçdaroğlu hala farkında değil misin? CHP’yi götürüp Kandil mağaralarının kapısına çürümüş ceset gibi bırakmaya, teröristlere zırh haline getirmeye hiç mi utanmıyorsun?

 

BU YÖNETİM TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNDE SÖZ SAHİBİ OLABİLİR Mİ?

 

Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş, çok istekliysen, terörist Demirtaş’ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamam diyorsan, biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın, nihayet çulunu serer, duvara da halını asarsın. CHP yönetimi kökünden kopmuş, tarihsel kimliğinden bütünüyle ayrılmıştır. Artık HDP’nın, PKK’nın, FETÖ’nün boşalttığı her alanda kademeye giren, terörizmin hedeflerini sırtlayıp taşıma rezaletinin başını çeken kervan başı CHP yönetimidir. Sorarım sizlere, bu tablo zillet değil midir? Hıyanet değil midir? Zillete ve hıyanete refakat eden bir CHP yönetiminin Türkiye’nin geleceğinde söz ve pay sahibi olması mümkün müdür?

 

ATATÜRK'ÜN PARTİSİ İLE ALAKALARI KALMADI

 

Hiçbir milli konuda Türkiye’nin yanında değiller. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine şerh düşen ülkemizi taktik hata içinde gören, yüzsüzce eleştiren, bu ülkelerin üyeliğini desteklediklerini açıklayan bugünkü CHP yönetiminin iki dünyada da yatacak yeri, sığınacak limanı yoktur. HDP’nin bir eşbaşkanı, 28 Mayıs 2022 tarihinde, bebek katilinin demokrasi ve barış öznesi olduğunu açıklaması, sanıyorum en çok Kılıçdaroğlu’nu mesut ve memnun etmiştir. Kılıçdaroğlu diyor ki, “biz savaş meydanlarında kurulmuş bir partiyiz.” Sayın Kılıçdaroğlu, o parti bu parti değildir, yani bugünkü CHP ile Atatürk’ün partisi arasında en küçük benzerlik kalmamıştır. Geldiğimiz bu aşamada CHP ile HDP birbirine iltihak etmiştir. Aralarındaki sınır çizgisi silinmiş, CHP’nin ön kapısından giren HDP’nin arka kapısından çıkacak hale gelmiştir. CHP; HDP ile PKK’nın bonusudur, borusudur, boynudur, ihanet boğazıdır. Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş hayranlığı, korkarım kendisini bu gidişle Kandil’e kadar taşıyacak, terör örgütünün devşirdiği bir siyasetçi olarak adı tarihe kara bir leke gibi geçecektir. Sayın Kılıçdaroğlu, fazla zorlama, yoksa kayış koparacaksın, senden Cumhurbaşkanı olmaz, aziz milletimiz buna asla müsaade etmez, edemez, etmeyecektir.

 

SİZİN MEMLEKETİNİZ NERESİ?

 

6 +1 formatında toplanan zillet masasının dördüncüsü 29 Mayıs’ta gerçekleşmiştir. Bir de reklam filmi yapmışlar, neymiş, memleket sevdası, Türkiye’nin masasıymış. Sevsinler sizin masanızı. Sormadan geçmek istemiyorum, sizin memleketiniz neresidir? Her birinizi masaya çekip oturtan muhasım çevreler kimlerdir? Bu masada ne ararsanız vardır; dedikodu, fitne, riya, yalan, istismar, sahtelik, samimiyetsizlik masanın etrafında birer birer dizilmiştir. İnsan haklarına dayalı özgürlükçü ve demokratik bir düzenin tesis edilmesi için yeniden bir araya gelmişler. Bu defa da ağırlama sırasını Serok Ahmet almış. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş hedeflerini hayata geçirmek için oluşturdukları dört komisyonun sözde çalışmalarını gözden geçirmişler.

 

BİZ BUNLARA DURDUK YERE ZİLLET DEMİYORUZ

 

Bize göre asıl gözden geçirmeleri gereken, asıl göz önüne almaları icap eden zillete düşen çürük siyasetleridir. Bize göre 7 saat 15 dakikayı boşu boşuna heba etmişler. Bir de 10 maddelik ilkeler beyannamesi açıklamışlar. Tutarsız, uyumsuz, temelsiz, dengesiz, birbiriyle çelişen, ezbere dayalı 10 maddenin hiçbirisi Türkiye’nin sarih gerçeklerini, milletimizin esas gündemini yansıtmamaktadır. Zillet ittifakının yayımladığı sonuç bildirisinde, mesela terörle mücadeleye mahsurlu, marazi ve sakat bir bakış hakimdir. Terörle mücadelenin iç siyaset malzemesi olarak kullanıldığını iddia etmek bize göre PKK’nın değirmenin su taşıyan, bölücülerin ekmeğine yağ süren bayağı bir çarpıklıktır. Milli bekanın müdafaa ahlakına fakatlı, amalı yaklaşımlar ancak ve ancak düşmana methiyedir. Biz bunlara durduk yere zillet demiyoruz.

 

OPERASYONU DURDURUN DİYEMİYORLAR, BİLGİLENDİRİN DİYEREK MAKSATLARINI PERDELİYORLAR

 

Terörle mücadelenin seçim sürecini etkilemek amacıyla yürütüldüğünü söylemek su katılmamış müfterilik ve ileri düzeyde milli güvenlik tehdididir. PKK’nın elebaşlarının CHP’yle İP’e destek açıklamaları demek ki tesadüfen yapılmamıştır. Zillet ittifakı HDP’yi kızdırmamak, PKK’yı gücendirmemek için Türkiye’nin karşısına geçmiş, nefret saçmıştır. Kalkmışlar, ilgili devlet kurumlarının muhalefet partilerini olası operasyon gerekçeleri, süresi, kapsamı ve hedefleri konusunda bilgilendirmesini istemişlerdir. Kim istemiş, zillet partileri. Kimden istemiş, hükümetten. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında TBMM’de yapılan tezkere görüşmeleri esnasında bu bilgilendirme yapıldı mı yapılmadı mı? Elbette yapıldı. Bu zillet ittifakı tezkereye hayır dedi mi? Dedi. Karşı çıktı mı? Çıktı. Terörle mücadeleyi engellemeye çalıştılar mı? Evet, buna alçakça heves ettiler. Şimdi neyin bilgisini, neyin bilgilendirmesini talep etmeyi kendilerinde hak görüyorlar? Operasyonu durdurun diyemiyorlar, geri çekilin diyemiyorlar, terörle mücadeleden geri dönün açıklamasını yapamıyorlar, bilgilendirin diyerek gerçek maksatlarını perdelemeye kurnazca tevessül ediyorlar.

 

TÜRKİYE ZİLLETE DÜŞMEYECEK, ZİLLETE YENİLMEYECEK

 

Cumhur İttifakı sabırlıdır, MHP sabrın istikametindedir. Diyor ya Şemzi Tebrizi; “Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmaktır. Sabır, dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü hayal etmektir.” Zillet ittifakı müstevlilerin ittifakıdır. Zillet ittifakı münasebetsizlerin ittifakıdır. Zillet ittifakı müstebitlerin ittifakıdır. Zillet ittifakı kalbi mühürlenmişlerin ittifakıdır. Zillet ittifakı münakaşanın, mütarekenin ve müfritlerin ittifakıdır. Bu ittifakın yolu Türkiye düşmanlarının yoludur. Bu ittifakın ortakları zalimlerin izindedir. Cumhur İttifakı ise Türk milletinin muhkem ittifakıdır. Adaletin, ahlakın, hakkaniyetin, adil paylaşımın, milli duruşun, milli onurun, parlak bir istikbalin ittifakıdır. Cumhur İttifakı Türkiye’nin yükseliş mimarıdır. İlerleyiş müşiri, istiklal müdafaasıdır. Türkiye zillete düşmeyecek, zillete yenilmeyecek, ziyan edilmeyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi en iyi dileklerimle selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi diliyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.