Bahçeli'den Türkiye'yi Zorlayanlara Önemli Hatırlatma

Ermenistan'daki darbe girişimi ve S-400 alımına ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, silahın nereden alınacağına karar veremeyen bir ülkenin bağımsız olamayacağına dikkat çekerek, Türkiye’ye, Rusya ile ABD/NATO arasında seçime zorlayanlara Çift Başlı Selçuklu Kartalının Türk Milletine gösterdiği milli vizyonu hatırlattı. 

 

HOCALI'NIN ZİNCİRLERİ KIRILACAK HAK SAHİBİNE GEÇECEKTİR

 

Geçtiğimiz hafta, Hocalı katliamının 29’uncu yıldönümünü andık. 1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece yarısı Hocalı’da dehşet verici bir barbarlık sahnelenmiştir. 613 soydaşımız şehit edilmiş, bir milyona yakın soydaşımız yerinden yurdundan ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Hocalı’da şehit düşen soydaşlarımızı rahmetle anıyorum. Ve günü geldiğinde Hocalı’nın gözündeki yaşın dineceğine, üzerine çöken mahzunluğun kalkacağına candan inanıyor, bunu ümit ediyorum. Çünkü Hocalı hala tutsak, hala yaralı, hala hüzünlüdür. Ermenistan, 10 Kasım 2020 mutabakatı gereğince Karabağ’ın bir bölümünü kontrolünde tutmaktadır. Hocalı’nın zincirleri inşallah kırılacak, hak sahibine geçecektir.

 

DÜŞMAN DA OLSA MERTLİĞİMİZİ BOZMAYIZ

 

Ermenistan terör devletidir, aynı zamanda kukladır. Geçen hafta Ermenistan ordusunun Başbakan Paşinyan’a istifa çağrısı ise aslında beklenen bir akıbetin tecellisidir. Dün de, Erivan’ın köşe başlarını tutan protestocular Paşinyan’ı istifaya zorlamak amacıyla hükümet binasını basmışlardır. Biz konu Ermenistan olsa bile, demokrasinin hakim olmasını ister, ısrarla sağduyuyu ve aklıselimi tavsiye ederiz. Bunun ilkesel bir takdir ve tercih hakkımız olduğunu önşartsız ileri süreriz. Ermenistan’ın darbeye mesafeli, demokrasiye yakın olması dileğimizdir. Düşman da olsa mertliğimizi bozmayız. Diz vuranın başına çökmeyiz. Biz Türk milletiyiz, biz Türkiye’yiz. Aynı tutarlılığı ve duyarlılığı muhatap ülkelerden de bekleriz.

 

SİLAHIN NEREDEN ALINACAĞINA KARAR VEREMEYEN ÜLKE BAĞIMSIZ OLAMAZ

 

ABD’nin S-400 konusundaki dayatmacı ve dostane olmayan buyurgan yaklaşımı ne demokratik kazanımlara ne de müttefiklik hukukuna uygundur. İstenen nedir? Türkiye, ABD beğenmedi diye S-400’ü Rusya’ya geri mi iade etsin? ABD istemiyor diye, hava savunmasından tavizler mi versin? Herhangi bir silahı veya füze savunma sistemini milli çıkarlarımız ve güvenlik mülahazalarımız kapsamında nereden ve kimden alacağımıza biz karar veremeyeceksek, sorarım sizlere bağımsızlıktan, egemenlikten, varoluş onurundan nasıl bahsedeceğiz? Türkiye, ABD’nin ne yaptığına, neyi alıp sattığına karışıyor mu? Hadi bunu geçtik de, PKK/YPG’ye silah vermeyin dediğimizde kulak asan çıkıyor mu?

 

SEVEN SEVER SEVMEYEN SEVMEZ YOLUMUZDAN DÖNMEYECEĞİZ

 

Bizim görüşümüz açıktır. Alınan silah tehdit vasat bulursa mutlaka kullanılmalıdır. Şayet tehdit yoksa silaha zaten gerek de yoktur. ABD’yle diyaloğumuz S-400’e bağlıysa, o zaman ABD’nin terör örgütleriyle güney sınırlarımız boyunca ne yaptığını, neleri planladığını, Doğu Akdeniz’de neden karşımıza geçtiğini, Dedeağaç’a niçin silah yığıp üs kurduğunu sormak milli bir görevimizdir. Türkiye’ye, Rusya ile ABD/NATO arasında seçime zorlayanlara, Çift Başlı Selçuklu Kartalının bize gösterdiği milli vizyonu yüreklice hatırlatmak isterim. Biz ne doğu ne batı demiyoruz, ya doğu ya batı da demiyoruz; nitekim hem doğu hem de batı irade ve kararındayız. Bundan da şaşamayacağız, yolumuzdan dönmeyeceğiz. Seven sever, sevmeyen kendi ilişki ve ittifak ağını elbette kendi seçer.

 

HEM NALINA HEM MIHINA VURMAK KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ

 

Bize göre, S-400 konusunda başkalarının servis ettiği formüller değil, Ankara kriterleri geçerli olmalıdır. Kaldı ki silahları depolarda çürütmek için onca maliyete de katlanmadık. ABD’nin, Yunanistan’ı ileri karakol haline getirmek için uğraşması, bu iki ülke arasında son zamanlarda yoğunlaşan ilişkiler manzumesi nasıl yorumlanmalı, neye yorulmalıdır? NATO müttefikleri olarak, bu müttefikliğin ahlaki sorumluluğuna karşılıklılık prensibiyle herkesin uymasını beklemek en tabii hakkımızdır. Hem nalına hem mıhına vurmak kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Yunanistan’ın geçen hafta, Ege Denizi’nde bilimsel araştırma yapan bir gemimize F-16’larla tacizde bulunması ittifak kültürüyle bağdaşmayan ayıplı bir teşebbüstür. Bu tacize misliyle cevap verilmesi ise bizi sevindirmiştir.

 

OKYANUS ÖTESİNDE TÜRKİYE ALEYHİNE HAZIRLANAN RAPORLARA DİKKAT EDİLMELİ

 

Türkiye’ye S-400 konusunda parmak sallayan ABD’nin, terör örgütü PKK/YPG tarafından işgal edilen Suriye’nin kuzeydoğusuna Patriot konuşlandırması aklın ve mantığın kabul etmeyeceği bir çarpıklıktır. ABD’nin yanlıştan dönmesi, gerilen ilişkileri yumuşatması içten dileğimizdir. Okyanus ötesinde kurulu bulunan bazı enstitü ve düşünce kuruluşlarının peş peşe Türkiye aleyhine raporlar hazırlaması da üzerinde dikkat ve titizlikle durulması gereken bir başka altı çizilmesi gereken meseledir.

 

TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞI KUTSALDIR

 

Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızdır. Bağımsızlığımız lütuf veya ikram değil, bizzat kahraman ecdadımızın kan ve can pahasına elde ettiği muhteşem bir kazanımdır. Bilinsin ki, Türk milletinin bağımsızlığı asla çiğnetilmeyecektir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 13 Ağustos 1924 tarihinde gerçekleşen TBMM’nin İkinci Dönem Birinci Yasama Yılı’nın açılış nutkunda şunları söylemişti: “Millet, sonsuz bir huzur ve güvenlik içinde rahat bulunmalıdır. Ülkemizin herhangi bir köşesinde halkın güvenliğini, devletin birlik ve asayişini bozmaya yeltenenler, devletin bütün kuvvetlerini karşılarında bulmalıdır. Türkiye devletinin bağımsızlığı kutsaldır. O, sonsuza kadar güvenlik ve koruma altında olmalıdır.”

 

BAĞIMSIZLIĞIMIZA DÜŞKÜNÜZ ESARETİN DE DÜŞMANIYIZ

 

Bu konuşmasında yine demişti ki: “Dünyanın belirli milletlerini tutsaklıktan kurtararak egemenliğe kavuşturan büyük fikir hareketleri, köhne kuruluşlara ümit bağlayanların ve çürümüş yönetim şekillerinde kurtuluş arayanların amansız düşmanıdır.” Hiç unutulmasın ki, bağımsızlığımıza düşkünüz, esaretin de sonuna kadar düşmanıyız. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.