AKP hükümetinin komşularla sıfır sorun politikası temelinden çöktü. Başbakan Edoğan’ın ABD-İsrail ekseninde yürüttüğü dış politika Türkiye’yi tehlikeli bir yalnızlığa sürükledi. Saygıdeğer dostlar, AKP iktidarının 11 yıldır izlediği dış politika, aynı zamanda Büyük Ortadoğu Projesi serüveninde başlangıcıdır.
Bu projenin yeni versiyonu olan Arap Baharı olarak devam ediyor. Bombalanmasına ve iç savaşında taraf olunan Libya’da olup bitenlerden bugün haberdar bile değilken, İran, Suriye ve Irak ile ilişkiler tarihin en gergin seviyesinde. Bölgede oyun kurucu olan Rusya ile ciddi sorunlar yaşanırken, tarihi dost Mısır ve Azerbaycan gibi ülkelerle ilişkiler adeta dondurulmuş vaziyette. AKP’nin eksenini kaydırdığı Türkiye, ne komşularıyla barışık, ne ilk yıllarda tüm enerjisini harcadığı AB ülkeleriyle iyi ilişkiler içinde, nede İslam alemi ile ortak hareket edebiliyor. Türk dünyasına zaten yabancı.
Türkiye’yi yapayalnız bırakan tehlikeli AKP politikalarından birkaç örnekle konuyu biraz daha açmaya çalışalım. Katliamla suçlanarak idama mahkum edilen Irak eski cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık El Haşimi’yi Türkiye’de özel koruma altında tutan AKP iktidarı, Merkezi Irak hükümetiyle köprüleri attı. Irak başbakanı Nuri El Maliki’ye sert ifadelerle yüklenen Erdoğan ve Davutoğlu, PKK’ya yataklık yapan Peşmerge lideri Mesut Barzani ile gayet iyi ilişkiler içinde.
Mısır’da Hüsnü Mübarek, ordu ve halk desteği ile devrildikten sonra yönetime gelen askeri cuntayı destekleyen AKP iktidarı, her ne hikmetse Mısır’da Hüsnü Mübarek, ordu ve halk desteği ile devrildikten sonra yönetime gelen askeri cuntayı destekleyen AKP iktidarı, her ne hikmetse ABD vatandaşı Mursi’ye darbe yapan Genelkurmay Başkanı Sisi’ye büyük tepki gösterdi. Erdoğan’ın saldırgan sözleri Türkiye - Mısır ilişkilerini bitirdiğinden iki ülke arasındaki ticaret büyük bir darbe yedi.
İç savaş çıkmasından kısa süre öncesine kadar ailece tatiller yapılan, ortak bakanlar kurulu toplantıları düzenlenen Suriye yönetimine karşı ani bir manevra yapan Erdoğan isyancıların en büyük hamisi oldu. Suriye’yi kan gölüne çeviren, Allahüekber nidaları ile kafa kesen ve insan çiğeri yiyen Özgür Suriye Ordusu, PYD, El Nusra, El Kaide gibi silahlı gruplarların ana destekçisi halini aldı. Erdoğan’ın Mısır politikası Arap Baharı’nda birlikte hareket ettiği Katar, BAE ve Suudi Arabistan ile de Türkiye’nin arasının açılmasına neden oldu.
ABD İle Fransa’nın “haçlı seferi” dediği Libya’nın bombalanıp tarumar edilmesinde aktif rol aldı. Başbakan Erdoğan Haziran ayı başında gittiği Fas’ta kral 6. Muhammed tarafından kabul edilmedi. Ermeni açılımı nedeniyle canımızdan bir parça olan Azerbaycan ilişkileri büyük bir darbe aldığından 11 milyar dolarlık NABUCCO projesi iptal oldu. ABD-İsrail ekseninde sürdürülen dış politika doğalgaz konusunda % 65 oranında bağımlı olduğumuz Rusya ve %25 oranında bağlı olduğumuz İran ile de aramızın bozulmasına neden oldu. Popülist söylemleri bir kenara bırakırsak, İktidarın bölgemizdeki ülkelerden sadece İsrail ile ilişkileri iyi. Bir de Kuzey Irak yönetimi.
Erdoğan, Irak ve Libya’da olduğu gibi Suriye politikasında da çıkmaz sokakta. Hükümetin dış politikası ne ülkenin milli menfaatlerine, ne tarihi dostluğa, nede İslami anlayışa uyuyor. Hükümet, İslam ülkeleri ile özellikle Ortadoğu coğrafyasındaki ilişkileri sağlıklı bir eksene oturtamadığı için, edilgen bir politika izlediğinden Türkiye'yi önemli risk ve tehditlerle karşı karşıya bırakıyor. Hepimizin yüreğimizi parçalayan İslam coğrafyasındaki kan katliam ve işgaller, maalesef ve maalesef ABD'ye fütursuzca destek veren Erdoğan’dan kaynaklanıyor. Büyük devlet olmaktan bahseden Erdoğan, Türkiye’yi, ABD'ye göbekten bağlı kılarak dış ilişlileri Amerika’nın kanlı taşeronluğuna göre yürütüyor.
Devletler arası hukuka aykırı, meşruiyeti olmayan bir zeminde yürütülen Suriye politikası İnsani değerlere ters. İslami ve milli değerler ekseninde mugayir bir şekilde sürüdürülüyor. Siyasi meşruiyeti de bulunmayan ve gelecekte başımızı çok ağrıtacak olan Erdoğan’ın kayıt dışı politikası, ABD çıkarları ve İsrail'in güvenliğini sağlamaktan başka bir işe yaramadığını ayan beyan hep birlikte görüyoruz.
Türkiye hem devlet olarak hem de vatandaşlar olarak AKP hükümetinin Arap Baharı taşeronluğundan büyük zarar gördü ve görmeye de devam ediyor. Şer yörüngesine giren hükümet Türkiye’ye, Irak’ta kaybettirdi… Libya’da kaybettirdi… Mısır’da kaybettirmeye devam ediyor… Suriye’de de Türkiye kaybetti ve maddi/manevi kayıplarımız her geçen gün daha da artıyor.
Allah aşkına siz söyleyin dostlar, bizim Irak, Libya, Mısır ve Suriye’den ne alıp veremediğimiz vardı? Bu ülkelerin hepsi bizim için kardeş ülkeler ve dost ülkeler değil miydi? Buralara giden Türkler baş tacı ediliyor, hürmet görüyorlardı.
Türkiye sol hükümetler gördü ama İslam ülkeleri ile kanlı bıçaklı olmadı. Liberal hükümetler gördü ama Müslüman ülkelerin içişlerine karışmadı, teröristlerden yana tavır almadı. Askeri darbeciler ve onların vesayetindekilerle yönetildi ama hiçbir İslam ülkesine karşı silah doğrultmadı. Erdoğan iktidarın başına geçinceye kadar İslam ülkelerinin hiç biri Türkiye’den zarar görmedi. Son 11 yıllık sürece kadar Türk milletinin itibarı Müslümanlara arasında zedelenmedi. Ne zaman AKP iktidar oldu, İşte o zamandan bu yana Türkiye’nin ve Türk milletinin İslam ülkelerindeki itibarı sıfırlandı.
Ey AKP’ye oy veren kardeşim, Türkiye bugün ABD ve İsrail çıkarları Ortadoğu’da teröristi destekleyen ülke durumunda, bunu niçin göremiyorsun? Haçlı ve Siyonist projelerde ülkemizi senin seçtiğin hükümet taşeron yaptı, bunu fark edemiyor musun? Hadi seçtiğin hükümet aldığı Kanlı BOP görevinin gereğini yapıyor, sendeki bu körlüğün sebebi ne peki? Yoksa hükümetin kana ve katliama doymayan Haçlı-Siyon ittifakının farkında değil misin?