Türk Milleti ve Türk Devleti, tarih içindeki en zor imtihanlarından birini veriyor. Savaş falan yok. Keşke savaş olsa... Düşmanı görür, silah gücünü bilir, taktiğini keşfeder ve sizde gardınızı ona göre alırsınız.
Şimdi başka bir şey var karşımızda. Savaşın şekil değiştirmiş bir versiyonu ile karşı karşıyayız. Her şey, Türk’e karşı ve Türk’ün yanında diye ikiye bölünmüş...
Türk’e karşı olan iktidar; kendisi gibi düşünmese bile Türk’e karşıt olma noktasında birleştiklerini, destekliyor.
Desteklenenlerde fırsat bu fırsattır diyerek Türk’le olan tarihi hesaplarını kesmeye çalışıyor.
Türk’e karşı olanlar bu sebeple azmış durumda. Hain Öcalan’ın biraderide öte yandan uyarıyor! “Türkleri kızdırmayın”. Adam haklı; hor hor uyuyan veya uyur taklidi yapan bu kadar büyük kitlenin, birde üstüne üstlük kızdırılmasının ne anlamı var!
“Türk Aydınları” olarak tanımlayacağımız 300 kişilik bir aydın grubumuz gidişata tepki verdi. Ama psikolojik operasyonlar eli ile zihinleri kontrol etmeye çalışanlar, bunu savuşturdu. Şimdi karşı taraf “Akil Adamlar” ile atak yapmaya hazır vaziyette.
Türk Milletine; yıllardır camilerde, cemaat ve tarikatlarda, televizyonlarda, gazetelerde vs. bil cümle uygun zemin ve mekanlarda psikolojik operasyon yürütüldü. Diziler, evlilik programları, Cuma gecesi duaları, yarışma mücadeleleri ve müzik çalınca bel ve kalça kıvırmalar; öncelikle gözümüzü dikkatle diktiğimiz şeyler konumunda. Tartışma programları ise kadrolu Türk düşmanlarına bırakılmış. Bunlar yandaş ve küreselci medyanın yarattığı algı ile zihin kontrol operasyonu örnekleri...
Cıvıttıkları toplumun, çekirdeği o kadar kuvvetli ki; şaşırtıcı derecede, halen direniyor. “Akil Adamlar” listesinede Hülya Koçyiğit’in, Kadir İnanır’ın, Orhan Gencebay’ın alınmasıda bu yüzden. Kimliği; düşüncesi ve ruhu mankurtlaştırılan halka son darbe, popülizmle bu şekilde indirilecek. Öyle düşünüyorlar!
Gözlerimin önüne getirebiliyorum; Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır ve Orhan Gencebay’la resim çektirme yarışına girecek olanları. Kimi Türk filmlerinde çizdikleri karakter nedeniyle Hülya Koçyiğit’e “anne, abla” diye kimi de Kadir İnanır’a “delikanlı, ağbi, yiğit adam” diyerek bakacaktır. Çünkü onlar hiç bir zaman kötü bir karakteri canlandırmadılar. Şimdi de kötü bir rol üstlenecek değiller ya?
Ya Orhan Baba! Yoksulun, yoksuzluğun, gecekondunun, varoşun, ezilenlerin, mazlum ve mağdurların vs. aklınıza ne geliyorsa toplumun her kesiminden bir parça bulacağınız Orhan Baba’dan “Bir teselli ver” nidası her halde kalpleri çelmeye yeter diye düşünmüşlerdir. Karamsar müziğin babası, kara politikaların savunucusu oldu. Ne de yakışır ama!
Toplumun yakın geçmişinde bu üçlünün tartışmasız önemli izleri var. Akil Adam olarak sahneye sürülmelerinin nedeni de bu izler...
Akil Adamlara seçilenlerin hepsinin; Türk’e düşman oldukları ve Türk’e karşı yine Türk’ü ikna etmek üzere görevlendirildikleri çok aşikardır.
Buna karşılık her “Türk Aydını”nın ve Türk Milletinin her ferdinin, bulunduğu ortam ve zamanda, olaylara ve gelişmelere demokratik ve meşru bir şekilde müdahale etmek üzere “Hasan Tahsin”leşmesine ihtiyaç vardır.
Türk Aydını ve Türk Milleti; susarak ve tepki vermeyerek vatanını, bayrağını, devletini ve hükümranlık haklarını koruyamaz.
Hele popülizme düşüp, artist tayfası ve sanatçı müsveddeleri ile poz vererek, biliniz ki, hiç bir şeyi elde tutamayız. O artistleri ve sanatçıları, Türk Milleti artist ve sanatçı yapmıştır. Eğer Türk Milleti olmasaydı, onlar artist ve sanatçı olamazlar, sahip oldukları serveti edinemezlerdi. Hadi onlar bu yolu tercih ettiler diyelim ve onlara hak ettikleri cevabı sahada vermekte Türk Milletine düşer. Bu konuda herkes uyanık olmalı ve psikolojik operasyonu savuşturmak için elinden geleni yapmalıdır.