İbretlik Operasyon ve AKP’nin İki Yüzlü Ruh Hali

Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu Türkiye gündemine bomba gibi düştüğünden itibaren AKP'deki dokuz şiddetindeki depremi şaşkınlıkla izliyoruz. Polis Teşkilatının daha önceki operasyonları ile son yapılan operasyonu kıyaslama yapanlar, AKP'nin bu operasyonlar karşısında takındığı tavırlara baktığında, AKP'deki çelişkiyi ve çifte standartları görebiliyor. Bu çelişkileri en güzel şekilde yakalayanlardan birisi de Adana Medya Editörü Taner Talaş oldu. Taner Talaş'ın ''İbretlik Operasyon'' başlıklı yazısı, siyasi iktidarın iç yüzünü göstermesi açısından ibretlik bir yazıdır.   İBRETLİK OPERASYON / TANER TALAŞ Yaşım itibariyle Ülke genelini etkileyen, önemli sosyolojik sonuçları olan olayların neticesin de, ciddi kamplaşmalara şahit oldum. Merhum Uğur MUMCU’nun katledilmesi, 28 Şubat Süreci, 27 Nisan Muhtırası  ve bunun gibi hadiselerin ortaya çıkardığı durum, toplumu germiştir. Laik/ Anti Laik, Alevi/ Sünni,  Türk/ Kürt, Ülkücü/ Devrimci gibi ayrışmalar bu ülkenin tarihinde yer almıştır. Dikkat edilirse ayrışmalar ana hatlar üzerinde olup, meşrepsel değildir. Kürtler arasında yada Aleviler arasında çok ciddi meşrepsel kavgalar  çıkmamıştır. Sünniler arasında Hanefi/ Şafii kavgası, gerilimi zuhur etmemiştir. İlk defa Ülkemiz de Muhafazakar bir iktidar, kendisiyle fikir akrabalığı olan bir camia ile cepheleşmesi yeni bir durumdur. İslam ve Türk  Tarihi meşrepsel kavgaların ,küffarla olan  kavgadan daha beter sonuçları olduğunu bizlere göstermiştir. Cemel vakası, Sıffin savaşı, Hz Hüseyin’in katledilmesi bariz örneklerdir. Meşrepler arası gerilimin sonuçları, Din savaşlarının sonucu kadar, bazen ondan da beter sonuçlar doğurmuştur. Açık ve net olarak söylemek gerekirse Cumhuriyet tarihinin en gergin günlerini yaşıyoruz. Akıl, izan ,mantık devre dışı. Özellikle sosyal medyada devam eden tartışmalar da iş çığırından çıktı. Karşılıklı ithamlarda adalet hak getire. Mümkün olsa da; gerek Hocaefendi ,gerekse Başbakan müntesiplerine sosyal medyayı yasaklasa. Yukarda ifade ettiğim ruh hal’i ,Bakanların çocuklarının da aralarında bulunduğu bir takım insanların gözaltı operasyonun  değerlendirmesinde de kendisini gösteriyor. İktidar artık her türlü gelişmeyi  komplo mantığıyla değerlendirdiği için, bu konuda da sıhhatli bir yaklaşım sergilemedi. İktidara yakın odaklar artık kafalarına saksı düşse cemaati suçluyor. Kendilerini arşın merkezi olarak gördükleri için, haklı itiraz ve işlemleri dahi, hainlik olarak görüyorlar. Son operasyon  nedeniyle  yapılan itirazlara bakıyorum, akıl,hakkaniyet,vicdan,adalet ve haklılık adına hiçbir geçerliliği yok. Ergenekon, Balyoz, Askeri casusluk davası, oda tv, devrimci karargah örgütü,28 Şubat gibi haklı gerekçeli davalar da yapılan usullere alkış tutanlar, şimdi neden itiraz ediyorlar? Sabah baskınına kızanlar, hiçbir kaçma şüphesi olmayan yaşlı insanları 40 tane polisle ev baskını yapıp alınırken neden alkışlıyordunuz? CHP ve MHP’li belediyelere, TSK yada benzeri Devlet kurumlarına ,bazen amacın dışına çıkılarak yapılan operasyonlara alkış tutanlar şimdi neden itiraz ediyorlar? Hani bağımsız yargı kararlarına saygı duymak gerekiyordu? Hani Savcı Zekeriya ÖZ  Cumhuriyet tarihinin en cesur savcısıydı? Allah aşkına söyleyin, Her gün internet sitelerine ,televizyon kanallarına servis edilen ses kayıtları ,operasyon görüntüleri,  daha mahkemeye ulaşmayan savcı iddianameleri çarşaf çarşaf yayınlanırken ses çıkardınız mı? Gezi olaylarında kahraman olan İstanbul polisi şimdi hain mi oldu? Hiç kimseye çaktırmadan anti Ak Parti unsurlarına operasyon yapan maharetli polis, İç İşleri bakanına çaktırmadan operasyon yapınca mı, tu ka ka  oldu? Aynı Polis; Niğde Emniyet müdürüne makamında operasyon yaparken, Başsavcı İlhan CİHANER’i makamında gözaltına alırken kıs kıs gülüyordunuz değil mi? Başbakan doğru söylüyor, men dakka dukka. Bu arada hizmet mensubu olarak bilinen arkadaşların sosyal medyada yazdıklarını da esefle okuyorum.  Hukukun ilkeleri ortada. Bir insan suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar masumdur. Bir insanın gözaltına alınması, mahkemeye çıkarılması , savcı iddianamesi marifetiyle suçlanması hatta tutuklanması dahi suçlu olduğu anlamına gelmez. Şuan gözaltında bulunan insanların tümünü suçlu ilan ettik, bu doğru değildir. Bülent ARINÇ ,polis kamerası görüntülerinin medyada yer almasını utanç verici olarak nitelendirdi. Doğru söylüyor lakin, İktidarları dönemince çok önemli davalarda yürütülen soruşturmaların polis kamerası görüntüleri ,iktidar siyaseti gereği olarak bangır bangır her kanalda yayınlanmadı mı? Sayın ARINÇ diyor ki, Emniyete bir çağrıyla gelecek insanları sabahleyin evlerinden almak doğru mu diyor. Ben sabah saat 05.00 da kucağında çocuğunun çığlıkları arasında Emniyete götürülen hanım bürokratlar tanıyorum Sayın ARINÇ.. Bir çok insanın canı bu politikalara kurban edildi. Hatta; Hükümet ve Cemaatin ittifak halinde olduğu dönemde bu uygulamalar ziyadesiyle yapıldı. Geçmişi belli güç tapkını medyayı saymıyor bile ama Zaman gazetesi ve benzeri yayın organları da bu tutumun ateşli savunucusu oldular. İnsanların şeref ve haysiyetini zedeleyici uygulamalara hep göz yumduk. Özellikle muhalif unsurlara yapılan operasyonlar da ,kasıtlı olarak insanlara kelepçeler takıldı. Şuan kelepçe takılıp basının karşısına geçirilip ,fotoğraflanan ,netice itibariyle beraat eden bir çok insan tanıyorum. Aziz YILDIRIM’ın emniyette çekilen fotoğrafını Habertürk Gazetesi yayınladı. Özellikle bu konular da, son 5 yılda yapılan hukusuzlukları yazsam fasikül oluşur. Mağduriyetler nedeiyle intihar vakaları dahi oldu. Hülasa; Olan da Hayır vardır. Son operasyon her yönüyle eğer ibret gözüyle bakılacak olursa iyi neticeler hasıl olacak bir operasyon olmuştur. İktidar mensuplarının da belli konular da ,kendilerine dönüp ,muhasebe yapma imkanı tanıyacaktır. Tersini düşünmek dahi istemiyorum..