Kurultaydan Yeni MHP Çıkmaz

MHP Kurultayı yaklaşırken, daha önce ideolojilerini bir kenara bırakarak yenileşen ve evrilen siyasi partiler gibi, MHP’nin de yenileşip yenileşmeyeceği tartışılmaya başlandı. Siyasi partilerin dönüştürüldüğü süreci incelediğimizde, bu yenileşmelerin küresel iradenin çizdiği rota güzergahında yapıldığı görülüyor. Bu meselenin derinlemesine analizini yaptıktan sonra, MHP Kurultayı hakkında düşündüklerimizi yazacağız. 12 Eylül darbesinin en bariz neticesi, vatandaşlar üzerinde depolitizasyon uygulanmasıydı. Özellikle gençlerin siyasetle ilgilenmesi, ideolojik düşünceleri takip etmesi engellenmeye çalışılmıştı. Darbecilerin kapattığı siyasi partiler, yeniden kurulup vatandaşlar nezdinde rağbet görmeye başlayınca, küresel irade ve ülkemizdeki uşakları taktik değiştirdiler. Oy oranı yükselen siyasi partilerin içindeki bazı kimselere destek verilerek, partilerin bölünüp parçalanması sağlandı. Bazen de lider değişimi sağlanarak, aynı amaca ulaşıldı. Küresel iradenin hedefinde üç ideoloji vardı. Ülkücüler, Ulusalcılar ve Milli Görüşçüler. Bu üç ideoloji de temelde batı hayranı değil, Milli politikaları savunuyordu. DSP, Irak’ı işgale Koalisyon ortakları MHP ve ANAP ile birlikte karşı çıktığı için, içinden çıkan Ermeni kürdü İsmail Cem başkanlığında parti kurularak ikiye bölünüp parçalandı ve iktidardan uzaklaştırılıp eriyip küçüldü. DYP ve ANAP, birbirleriyle sürekli kavga ettirilerek, ikisinin birden tarih sahnesinden silinmesi sürecini yaşadı. Merkez sağın yok olmasıyla boşalan siyasi kulvar, yenileşen siyasi partilere yönlendirildi. Refah Partisi kapatılıp yerine Fazilet Partisi kuruldu. FP’nin yükselişi küresel iradeyi korkuttuğundan içinden ”Yenilikçi kanat” adı verilen bir grup türetildi. FP’nin kongre sürecinde kaybeden Yenilikçiler, ayrı siyasi parti kurmaya yöneldi. Milli Görüş gömleğini çıkardığını söyleyen AKP, küresel iradenin Milli Görüş fikriyatını tehlike görmesi ve bölmeye karar vermesinin bir ürünüydü. Yakın geçmişte Milli Görüş fikriyatının partisi SP’nin AKP’ye giden oyları tekrar almaması için Numan Kurtulmuş öncülüğünde HSP kurularak ikiye bölündüğünü görüyoruz. Yenileşen bu parti, daha sonra esas yörüngesi AKP’ye katılıverdi. Ulusalcı kimliğiyle 19 yıl CHP liderliği yapan Deniz Baykal, küresel bir operasyonla Genel Başkanlık koltuğundan uzaklaştırıldı. Onun yerine Ulusalcıları CHP’den tasfiye etmekle görevlendirilen, Kılıçdaroğlu Genel Başkan yapıldı. Evrilen siyasi partilerin en bariz örneği, hiç şüphesiz CHP’dir. Kılıçdaroğlu’nun tabiriyle CHP, ”Yeni CHP” olmuştu. CHP’nin kurulduğundan bu yana var olan bütün ideolojilerini, bir kenara bırakan Kılıçdaroğlu, devlete başkaldıran pkk’lılar için yapılan pkk açılımlarına destek veren, Mustafa Kemal’in Cumhuriyete başkaldıran Dersimcilere yaptığı operasyonu bile eleştiren bir Yeni CHP oluşturdu. Küresel iradenin hedefindeki, Milli Görüş ve Ulusalcılar bu operasyonlarla sindirilerek susturuldu. Küreselcilerin susturamadığı başedemediği sadece Ülkücü Hareket kalmıştı. Yazımızın esas konusu olan MHP Kurultayı yaklaşırken, Ülkücü Hareket ve partisi MHP’ye karşı küresel iradenin uygulamaya çalıştığı tezgahlara değineceğiz. Küresel iradenin hedefindeki ideolojilerden ikisinin dönüşümünü sağlayanlar, MHP’yi dönüştürüp yenileştirebilecek mi? MHP’yi hedef alan küresel iradenin ülkemizdeki uşaklarından bazıları, MHP’nin daha önce yenileştiğini iddia ederek, manipülasyon yapmaya çalışıyorlar. Bu manada Devlet Bahçeli’yi eleştirerek, Başbuğ Türkeş’ten sonra MHP’yi dönüştürdüğünü iddia ediyorlar. Bu asılsız iddiayı Ülkücü Hareket ve Başbuğ Türkeş’i iyi takip etmeyenler ortaya atıyorlar. Çünkü Başbuğ, MHP’yi iktidara taşımanın bir politikası olaraktan son döneminde ideolojisini koruyarak kitle partisi olma yolunu seçmişti. Hatta bu politikalar gereği, merkez sağdan bir çok kişiyi MHP’ye kabul eden Başbuğ Türkeş idi. Yani bu gelişme sürecini başlatan Devlet Bahçeli değil, Başbuğ’un kendisiydi. Bu bağlamda, Devlet Bahçeli’yi bu konuda eleştirenler haksız yere eleştiriyorlar. Başbuğ Türkeş’in, ideolojisini koruyarak kitle partisi olma politikasını en iyi uygulayacak kişi olarak Devlet Bahçeli’yi gördüğünden bu politikanın uygulanması talimatını ona vermişti. 1980 darbesinden sonraki yasakların kalkmasıyla, yükselişe geçen MHP’nin önünü kesmeye çalışanlar, kitle partisi olma yoluna giren MHP’yi bölmeye çalıştılar. Fitnecilerin fesatçıların çalışması MHP’yi böldü ve BBP doğdu. Ancak BBP yıllarca küçük bir siyasi parti olarak kaldı ve MHP büyük siyasi parti olarak yoluna devam etti. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş rahmetli olunca, MHP Kurultay sürecine girmişti. Küresel iradenin MHP’yi bölme ve küçültme çalışmalarına Ülkücü Hareket izin vermedi ve Devlet Bahçeli Genel Başkan seçildi. Başbuğ Türkeş’in talimatları gereği ideolojisini koruyarak kitle partisi olma politikasını başarılı bir şekilde yürüten Devlet Bahçeli, MHP’yi % 18′lere taşıyarak iktidara taşımıştı. Küresel iradenin jandarması ABD’nin Irak’ı işgaline karşı çıkan MHP’yi ekonomik krize rağmen eritemeyenler, Koalisyon ortağı DSP’yi bölerek iktidardan inmeye zorlamıştı. MHP lideri, Türk Milletinin karar vermesini isteyerek seçimlere gitti. Küresel iradenin uşakları, Devlet Bahçeli ile uğraşmaya devam ettiler. Ancak Devlet Bahçeli MHP’yi seçim barajının altından tekrar çıkararak bir sonraki seçimde tekrardan TBMM’ye taşımıştı. MHP’nin TBMM’de bulunduğu dönemlerde, devletin bekası için yaptığı çalışmalar ve küresel iradeye karşı dik duruş sergilemesi, küreselcileri ve ülkemizdeki uşaklarını rahatsız ediyordu. O yüzden her genel seçim öncesi küresel iradenin MHP’ye karşı adeta savaştığını görüyoruz. Ancak bu savaştan her halükarda Ülkücü Hareket ve MHP galip çıkmış ve hala ayaktadır. Bir önceki MHP Kurultayında Devlet Bahçeli’ye rakip olmaya çalışan iki kişiyi hatırlayınız. Çiçekçi ve Tohumcuların Başkanı olan zatı muhterem ülkemizdeki küreselcilerin yörüngesindeydi. Ahmet Reyiz Yılmaz ise İsrail’in yürü ya uşağım dediği tefeci işadamıydı. İsrail’de yılın işadamı bile seçilen bu zat, İsrail’in askeri ve önemli binalarını inşa eden kişiydi. Ermeni kürdü İsmail Cem’in DSP’yi iktidardan indirmek amacıyla DSP’yi bölüp kurduğu yeni partinin kuruluş fotoğrafında Ahmet Reyiz Yılmaz vardı. AKP’den ayrılan Abdüllatif Şener’in yeni partisinin kuruluş fotoğrafında, yine Ahmet Reyiz Yılmaz vardı. Bu zat en sonunda kendisinin Genel Başkan olduğu bir siyasi parti bile kurmuştu. O kurultayda, Devlet Bahçeli’ye karşı aday olmak için gerekli olan 40 delegeyi dahi bulamayan küresel iradenin Çiçekçisi ve Tefecisi zatı muhteremler, başarıya ulaşamamıştı. Şimdi MHP yine kurultaya gidiyor. 4 Kasım 2012 tarihinde 10. Kurultay’ın yapılacağı MHP’ye saldırılar çoktan başladı. Küresel irade ne yapacaktır? Hiç kimse sanmasın ki, küresel irade boş duruyor. Küresel iradenin ülkemizdeki uşakları canhıraş bir şekilde çalışarak, Devlet Bahçeli’yi Genel Başkanlıktan indirip bir başkasının koltuğa oturması için çabalıyor. Bu çalışmalar, MHP Genel Başkanı olmak için aday olanlardan bağımsız bir şekilde sinsice yapılmaktadır. Bu Kurultayda, MHP’ye lider olmak isteyenleri küreselcilerle ilişkilendirme gibi bir derdimiz yoktur. Ancak, Devlet Bahçeli karşısına aday olanlara küreselcilerin bir misyon yüklemeye çalıştıkları da gözden kaçmamaktadır. CHP, Yeni CHP’ye dönüşürken Baykallı dönemlerde CHP haberlerini bile vermeyen medyaların nasıl da Kılıçdaroğlu’nu parlatmak için sürekli haber yaptıklarını hatırlayınız. Günümüzde aynı medyaların, Kılıçdaroğlu’nun geçmişini geleceğini, inciğini boncuğunu, didik didik edip eleştirdiklerini, hatta dalga geçtiklerini dahi görüyoruz. Yani bu küresel medyalar, Ulusalcı Baykal’ı indirinceye kadar Kılıçdaroğlu’nu övdüler, şimdi yeriyorlar. Günümüzde ise MHP Kurultayı yaklaşırken TV’lerde bir dakikalık dahi MHP haberlerine yer vermeyen medyalar, Devlet Bahçeli’nin karşına aday olarak çıkanların sürekli haberlerini yaparak parlatmaya çalışıyorlar. Mümkün değil de olaki Genel Başkan seçilseler aynı Kılıçdaroğlu örneğinde olduğu gibi, yeni seçilecek Genel Başkanın geçmişini geleceğini didik didik edip halk nezdinde kötü gösterme gayretine gireceklerdir. Heleki geçmişte yarası olan birisi olursa, vay haline !!! MHP Kurultay delegesi dahi olmayan, yani kendisine dahi oy veremeyecek olan bazı kişilerin, MHP Genel Başkanlığına aday olması nedendir? Ardından sürükleyecek bir delegesi olmayanların, aday olabilmek için gerekli sayı olan 40 delegeyi bulamayacakları belliyken, neden aday oluyorlar? Bu Kurultayda, Devlet Bahçeli’nin rakiplerinden, aday olabilmek için 40 delegeyi bulabilecek tek kişi var. Genel Başkan olabilmek için bazı illerde çalışmalar yapıyor ve vaadler veriyor. Vaadlerinden birisi üye sayısının arttırılacağı yönündedir. Partiye üye yapmak istedi de elinden tutan mı var? Kimse üye yapmasının önünde engel değilken, bugüne kadar partiye kaç üye yapmıştır? Başkaca konulara girmek istemiyorum. Küresel iradenin ülkemizdeki uşaklarının, MHP dışından gazel okuyup da, MHP’ye sürekli olarak Genel Başkan arayışına girmelerini anlıyorum. Ancak MHP’li görünüp de MHP liderine her platformda asılsız iddialarla eleştrmelerini anlamakta güçlük çekiyorum. Bunlar, Başbuğ döneminde Başbuğ Türkeş aleyhine sürekli olarak sözler söyleyen güruhtur. Bugün ise Lider Bahçeli’ye aynı söylemlerde bulunuyorlar. Pardon siz kimsiniz? Ülkücü müsünüz? Ülkücü olan ulu orta liderine laf söylemez. Sizler olsa olsa Tilkicisiniz, Sansarsınız ya da Türkücüsünüzdür. Bu Sansar, Tilki ve Türkücü takımı, Başbuğ Türkeş’in talimatı olan Lider, Teşkilat, Doktrin düsturunu hiçe sayarak, buldukları her fırsatta, her platformda hatta sosyal medyalarda bile, Lider Bahçeli’ye laf söylüyorlar. Ve bu Sansar, Tilki ve Türkücüler, Devlet Bahçeli’nin karşısında kim daha fazla oy alır diye bekleşip duruyorlar. Bu Tilkici, Sansar ve Türkcülerin çoğunluğu MHP’den kaçıp başka siyasi partilerde görev yapıyorlar. Kimisine makam verilmiş, kimisine koltuk verilmiş, kimisi de sadece ayakçılık yapıyor. İşleri güçleri MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığıdır. Zaten başka partilerde bunları Devlet Bahçeli’ye ve MHP’ye düşmanlık etsinler diye yanlarına almışlardır. Ulannnn.. Ya yallandığınız yerde havlayın, ya da havladığınız yede yallanın!!! Başka partide olup da MHP’ye genel başkan aramaya çıkan bu yalakçılar, sanki MHP’liymiş gibi otobüslere binip Devlet Bahçeli karşısındaki adaya desteğe gidiyorlar. Üst kurul delegesi zaten değiller de MHP’ye üye bile değiller. Çok yazık. Ve bu yalakalardan medet umanlara da çok yazık. Başbuğ Türkeş der ki: ”Ülkücü olan MHP’de olur.” Başbuğ Türkeş’in sözleri Ülkücüler için bir emirdir. Ve bugün Başbuğ adına Ülkücülük taslayıp da başka siyasi partilerde boy gösteren bazı zatı muhteremler, kalkmış Devlet Bahçeli’yi eleştiriyorlar. Siz önce Başbuğ Türkeş’in emrine uyup MHP’li olun da ondan sonra Besmele çekin ve Başbuğ Türkeş’in adını telaffuz edin. Dedik ya… Ya yallandığınız yerde havlayın ya da havladığınız yerde yallanın !!! MHP’den ayrılarak AKP’nin kuruluş aşamasında AKP’ye geçen bir zatı muhterem, Devlet Bahçeli’ye demokrasi konusunda eleştiriler getirmişti. Çok merak ediyorum. Bu zatı muhterem, AKP’de demokrasi bulmuş mu? Hani ilçe ve il kongrelerinde ikinci bir adaya dahi izin verilmeyen AKP’den bahsediyoruz. Kongrelerinde ikinci bir aday çıkıp kazansa dahi ileri demokrasi gereği anında görevden alınan AKP’den bahsediyoruz. Ey zatı muhterem, şimdi AKP’nin sana bahşettiği önemli bir makamdayken, MHP’de kaybettiğin demokrasiyi AKP’de buldun mu? Sahi hala Ülkücü olduğunu söyleyebiliyor musun? Bu zatı muhteremin en yakınlarından birisi, geçen yıl bir ortamda Ülkücü ağabeylerimizden birisine şöyle diyor: ”Siz hala Devlet Bahçeli’yi değiştirmeyi düşünmüyor musunuz?” Ülkücü ağabeyin cevabı nettir : ” Eğer, besmele çekerek sürekli kilise açan, camileri kiliseye ve eğlence merkezine çeviren, Heybeliada Ruhban Okulunu açacağını söyleyen, üzerine Hristiyan papaz elbisesi giyip boynuna Yahudi madalyonu takan bir lider bulabilirseniz bize de söyleyinde onu lider yapalım.” Bu cevap karşısında kıpkırmızı olan zatı muhremenin yakını susmak zorunda kalır. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az demişler değil mi? Ülkücü ağabeyimizin söylediği sözlere ek yapalım. Müslüman Türk vatandaşlarımızın 4 milyon dolarını vererek Hristiyan Rumların Sümela Manastırını, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Pontus Rum Devleti’ni yıktığının yıl dönümünde açabilecek ikinci bir lider var mı ki? Ermeni açılımı çerçevesinde Ermenilerin Akdamar kilisesini restore edip açabilecek ikinci bir lider var mı? Hristiyanların olmadığı Tarsus İlçesi’ndeki kiliseyi restore edip açabilecek ikinci bir lider var mı? 1.711 tane Kuran Kursu’nu kapatıp da binlerce kilise evin açılmasına izin verebilecek, ikinci bir lider var mı? Kasımpaşa Piyalepaşa Kuran Kursu gibi yerleri yıkabilecek, ikinci bir lider var mı? ”One Minute” deyip İsrail liderini danışıklı dövüş azarlayıp da hala Yahudi Üstün Hizmet Madalyasını iade etmeyecek olan ikinci bir lider var mı? Mavi Marmara Gemisinde İsrail’in 9 vatandaşımızı katlettiği hafta veto etme yetkisi olduğu halde, İsrail’i OECD’ye kendi eliyle alabilecek, ikinci bir lider var mı? Peygamber Efendimize (s.a.v.) hakaret edenleri koruyan Rasmussen’i, veto etme yetkisi olduğu halde Nato Genel Sekreteri yapabilecek, ikinci bir lider var mı? Nato’nun Libya’da ne işi var deyip de Libya’yı vuran Nato’nun üssünü İzmir’e konuşlandırabilecek, ikinci bir lider var mı? Müslüman lider Kaddafi’yi hayvana dahi reva görülmeyecek şekilde, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 300 milyon dolar verdiği Libyalı muhalifler tarafından linç edilmesine göz yumacak, ikinci bir lider var mı? 1,5 milyon Müslümanın ABD tarafından katledilmesini seyredebilecek ve Müslümanları katleden Amerikan askerilerinin sağ sağlim ülkelerine dönmesi için dua edeblecek, ikinci bir lider var mı? Eşini ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı Kıbrıs’taki kiliseye gönderip kilisede mum yaktıran ve Hristiyanların kutsal saydığı suyla papaza kutsattırabilecek ikinci bir lider var mı? 721 tane devlet işletmesinin çoğunluğu yabancılara olmak üzere sattıran, bankaların, sigorta şirketlerinin ve borsanın yarıdan fazlasının yabancıların eline geçmesini seyredebilecek, ikinci bir lider var mı? Zatı muhteremin yakınının nezdinde, MHP dışındaki ve içindeki Devlet Bahçeli karşıtlığını kendisine görev addeden bütün muhaliflere, yukarıda sorduğumuz soruları soruyoruz. İcraatlarını çeşitli sorularla anlatmaya çalıştığımız lider gibi bir kişinin MHP lideri olmasını ister misiniz? İtirazlarınızı duyar gibi oluyorum. İyi de bütün bunları yapan liderin partisinde makamlara otururken, yandaşlığını yaparken hiç itiraz etmiyorsunuz? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? MHP’nin Koalisyon ortağı olduğu dönemlerde, yukarıda saydığımız icratları ve saymadığımız bir çok icraatı, küreselciler MHP lideri Bahçeli’ye teklif etmişti. MHP lideri Bahçeli, bütün bu ahlaksız teklifleri ret etti. MHP lderi önce ülkem, sonra partim ve ben söylemiyle küreselcilerin tekliflerini çöpe atmıştı. Açık ve net ifade ediyorum. Yukarıda yazdığımız ve yazı uzamasın diye daha saymadığımız bir çok icraatı yapan bir lider gibi birisinin, MHP Genel Başkanı olmasını hiç bir Ülkücü istemez. Ancak bir çok ortamda bu icratları yapan kişiye atıfta bulunarak, onun gibi bir liderimiz olsun diyenler türedi. Ama bu icraatlar, Ülkücünün yapacağı bir iş olmadığını söylediğimizde susuyorlar. İyi de iktidar olmamız lazım diyenler çıkıyor. Açık ve net ifade ediyorum ki; yukarıda saydığımız icratları yapan bir lider ile iktidar olacaksak hiç olmayalım daha iyidir. Bu bağlamda, Ülkücü Hareket’e aidiyet duygusuyla bağlı olan Türk İslam Sancaktarlığı Davasının neferleri karar vermek zorundadır. Ülkücü kalmayı mı tercih edersiniz? Yoksa yukarıda saydığımız icratları yapabilen bir iktidarın taraftarı mı olmak istersiniz? Son nefesime kadar olan süreçte bunları ve benzeri icratları yapan bir iktidarın mensubu olmaktansa, Ülkücü kalmayı tercih ederim. Çile çekmeden Ülkücü mü olunurmuş? Çile çeke çeke doğruluktan ayrılmadan, küresel güçler ve uşaklarıyla mücadele ede ede, nasıl olsa bir gün iktidara gelinecektir. Bu bağlamda, bütün Tilkicilere, bütün Sansarlara ve bütün Türkücülere inat, bütün küresel uşaklara ve ağa babalarına inat, MHP Kurultayında Devlet Bahçeli yeniden Genel Başkan seçilecektir. Ülkücü Hareket, küresel güçlerin oyunlarını bozmaya alışıktır. MHP Kurultayında küresel güçlerin oyunları bir kez daha bozulacak ve küreselcilerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Bu bağlamda Milli Görüşçülerin partilerine ve oylarına sahip çıkamayıp AKP’ye evrildiği gibi, Ulusalcıların partilerine sahip çıkamayıp Yeni CHP’liye dönüştürüldükleri gibi, Ülkücüler siyasi partileri MHP’ye sahip çıkmamazlık yapmayacaktır. Sözün kısası; MHP, Yeni MHP olmayacaktır.