Memleket Yanmış Neyime Ben Giderim Beyime(Obama’ya)
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, yangın yerine dönen Reyhanlı'ya gitmeden önce ABD'ye giden Başbakan Erdoğan'ı, '''Memleket yanmış neyime, ben giderim beyime'' atasözü ile vurdu.
Reyhanlı patlamasıyla 51 vatandaşımızın ölmesi ve 50 vatandaşımızın da hala tedavisinin sürdüğü ortamda, Reyhanlı'yı ziyaret etmeden ABD'ye giden Başbakan Erdoğan'a ülke genelinde vatandaşlarımızın tepkisi devam ediyor. Milli Bayramlarda Türk vatandaşlarının yanında yer almayan Başbakan Erdoğan, Milli felaketlerde de Türk vatandaşlarının yanında yer almadı.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Müslüman Türk Milletimizin acısını paylaşmadan Amerika'ya giden Başbakan Erdoğan'ı '''''Memleket yanmış neyime, ben giderim beyime'' atasözünü söyleyerek eleştirmesi vatandaşlarımızın hislerine tercüman oldu. Başbakan'ın Reyhanlı'ya gitmeden, 'ABD'de Obama ile yol haritası hazırlayacağım' demesi, Suriye politikasının dış merkezler tarafından yönlendirildiğini açıkça ortaya koymaktadır" diyen Oktay Vural, meselenin iç yüzünü aydınlatmış oldu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, düzenlediği basın toplantısında şöyle dedi:
Reyhanlı'daki bombalı saldırılar, Türkiye'nin tarihindeki en büyük terör saldırısı ancak AKP Hükümeti bu saldırının üzerini örtmek istemektedir. AKP'nin Suriye politikası Türkiye'ye yönelik risk ve tehditleri artırmaktadır. Ülkemiz adeta, Suriye'deki iç savaşın bedelini ödemektedir. Türkiye savaşa mı girdi ki bedel ödüyoruz?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gidecekmiş ABD'ye, yol haritası belirleyecekmiş. Senin yol haritanı TBMM belirler. Türkiye'nin egemenliğini ilgilendiren böyle bir konuda iradenin ABD'ye teslim edilmesini kabul edemeyiz. Bu, millet egemenliğine vurulmuş darbedir. Reyhanlı'ya Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı gidememiştir. Önce ABD, sonra Reyhanlı... Önce Türkiye beyefendi, önce Türkiye.
Önce Reyhanlı'daki insanların acısını paylaşması gereken Erdoğan, Türk Milletimizden kaçmıştır. Başbakan Erdoğan'ın, Suriye politikasınaı savunurken, "Biz hep mağdurların yanında olduk ve olacağız" demişti. Reyhanlı'dakilerin de mazlumdur.ABD ziyareti öncesi Erdoğan'ın Reyhanlı'ya gitmesi gerekirdi.
Başbakan'ın hiç mi vakti yoktu Reyhanlı'ya gidecek kadar? Aslında Başbakan açıkça şunu diyor: 'Memleket yanmış neyime, ben giderim beyime.' Bu saygısızlık, Türk milletine yapılmış bir saygısızlıktır. Başbakan'ın Reyhanlı'ya gitmeden, 'ABD'de Obama ile yol haritası hazırlayacağım' demesi, Suriye politikasının dış merkezler tarafından yönlendirildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Ne yapacakmış ABD'de? 18 Eylül 2011'de ABD'ye ziyarete gitti. Gazetelerde, 'terörle mücadelede kararlılık, eş zamanlı istihbarat' vardı. Ne oldu? Ne yapıldı? Görülmektedir ki ABD ile yapılan terörle ilgili bu görüşmelerin hepsi esasen göstermeliktir.
PKK terör örgütü silahlar elinde gidiyor. Bir soran yok mu? 'Nereye gidiyorsun? Sen polisi mi öldürdün, askeri mi öldürdün.' diyen yok. Adaletin gözündeki bağı çıkarmışlar askerin gözüne bağlamışlar. Görmüyor. Adalet taraflı, TSK görmez duymaz hale dönüşüyor. Böyle devlet yönetimi olmaz. Bedelini benim milletim çekiyor. Ey Recep Tayyip Erdoğan, Obama'ya talepler listesi verdin. O liste doğrultusunda bu terör örgütüne karşı ne yaptın, hangi tedbirleri aldınız? Hiçbir tedbir almadılar.
Bu süreç Öcalan tarafından yönlendirilmektedir, yönetilmektedir. İnisiyatif PKK'nın elindedir. Silahlı terör örgütü bu varlığıyla maalesef başka siyasetlerin orada yaşamasına izin vermemektedir.
Sayın Başbakan ABD'ye gidiyor, bir gazeteci arkadaşımız, 'Ne kadar kişi çıktı yurt dışına teröristlerden' diye soru soruyor. 'Bu soru, Bahçeli'ye hizmet eden bir sorudur' diyor. Bu cevabı veren bir kimse ancak ve ancak PKK'nın hizmetkarı olduğunu ifade eden bir kimsedir. Kaç teröristin çıktığını bilmiyorsun da bostan korkuluğu musun sen? 'Silahlarını bırakıp gidecekler. Silahları ellerinde olursa PKK'ya yardım ve yataklık olur' diyen sen, PKK'ya yardım ve yataklık yapmayı meşrulaştırıyor musun?
Başbakan Erdoğan'ın, "Bahçeli'ye söylemek lazım. Çok güçlüsün. (Adım başına senin bozkurtların var, sınırları koruma altına al) demek lazım" ifadesini kullandı. Evet, biz güçlüyüz. İmanlıyız çünkü. Bahçeli ve MHP güçlüdür, çünkü imanlıyız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan değiliz. Bazılarının karşısında, diyet borcu ödemek için eğilen, büzülenlerden değiliz.
Biz gücümüzü haktan, milletten alıyoruz. Bizim iman dolu serhaddımız var. Sen, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarsın. Erdoğan gerçekten panik atağa tutulmuş vaziyette. Her yerde üç hilali, bozkurtları, asenaları, MHP lideri Bahçeli'yi görüyor. Bir an önce bir psikiyatriye gitmesinde fayda görüyorum, Bahçeli ve MHP korkusuna, doktorlar acil bir reçete yazmalıdır.
Bir ülkenin sınırları o ülkenin namusudur. Sınırlarını koruyamayan Başbakan bu ülkenin onurunu, namusunu, egemenliğini koruyamadığını acı bir şekilde itiraf etmiştir maalesef. Sınırları koruyamadığını, bu sınırları koruyacak tek gücün de MHP olduğunu söylemiştir. Ver istifanı, terk et Başbakanlık koltuğunu, o sınırların nasıl korunacağını sana gösterelim. Yakında kalkıp diyecek ki 'Bu Reyhanlı'daki vatandaşlar ne diye bombanın etrafından dolaşıyorlarmış ki?' Herhalde suçlayacak onları."
Erdoğan, dünkü grup toplantısında, IMF'ye olan borcun bittiğini söyledi. Vatandaşın borcunu 2002'den bu yana 22 kat artırmışsın. Onu bir sıfırlasaydın bari. 230 milyar dış borcu 580 milyar dolara çıkaran sen değil misin? Sanki Türkiye'nin borçları azalmış diye ahkam kesiyor. Toplam dış borç stoku 129 milyar dolarken bugün 336.9 milyar dolar olmuş. Hani borcunu ödemiştin? Peki Dünya Bankası'na olan 20 milyar dolar borç ne?
26 Nisan 2005 tarihinde, Uluslararası Para Fonu'ndan 10 milyar dolar borç talep edilen yazı buradadır. Bu borcu kimin yaptı?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, resmi tarihi yeniden yazacaklarını söyledi. Bundan da anlaşılıyor ki kendileri için yeni bir tarih oluşturacaklar. 'Türk' ifadesini tarihten silmek için bunları yapıyorlar.