2014-2015 yıllarını kapsayan toplu sözleşme memurun yüzünü güldürmedi. 2 milyon 600 bin memur ve 1 milyon 800 bin emeklinin maaş ve aylıklarına yapılan zamlar yılın ilk dört ayında enflasyon karşısında eridi. Geçtiğimiz toplu sözleşmeyi yangından mal kaçırır gibi, iki günde imzalayan malum Konfederasyon; toplu sözleşmelerde her yıl verilen enflasyon farkını unutunca maaş zammı enflasyon karşısında eridi.
2013 yılı Aralık ayında 4 kişilik bir ailenin asgari geçimi için gereken miktar 3.702,33 TL iken, 2014 yılının ilk dört ayında 152,88 TL arttı ve 3.855,21 TL’ye yükseldi. 2013 yılının başında alınan 123 TL’lik zam eriyip gittiği gibi, memurlar geçen yıla göre 29,88 TL daha fakirleşti.
Yılın ilk dört ayında gıda fiyatlarına %9,2 zam yapılarak; kuru fasulye %18,5, mercimek %18,3, patates %37,2, kuru soğan %18,6, pirinç %23,2,limon %39,1, elma %30,3, çarliston biber %17,8, domates %14,7, dolma biber %34 oranında zamlandı. Haberleşme kalemlerine yapılan zam ise Aralık ayı ile kıyaslandığında %30,7 oranında artış gösterdi.
KONCUK: ENFLASYON FARKI MEMURLARA CAN SİMİDİ OLACAKTIR
Konu ile ilgili açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk; “İki günde imzalanan Toplu Sözleşmede memura 2014 yılı için seyyanen net 123 TL zam verilmiş enflasyon oranı göz ardı edilmiştir. Ancak memurlara 2014 yılı için öngörülen zam daha yılın ilk dört ayında enflasyona yenik düşmüştür. Buna rağmen Toplu Sözleşmede enflasyon farkı bulunmadığı için memur ve memur emeklileri 2014 yılında zam enflasyon farkı alamayacaktır.
Et, süt, peynir, meyve, sebze gibi zorunlu gıda maddelerine bir biri ardına gelen zamlar vatandaşlarımızın belini bükmektedir. Dört ay içinde yoksulluk sınırı 153 TL buna karşın aldığı maaş ise yalnızca 123 TL artmıştır. Buna göre memurlar şimdiden aylık 30 TL zarara uğramıştır. 2015 yılına kadar memurlara hiçbir zam yapılmayacağı dikkate alındığında, memurun enflasyon farkı hakkının gasp edilmesinin ne büyük bir kayıp olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Zorunlu kalemlere gelen zamlar vatandaşlarımızın maaşını eritip yok etmiştir. Vatandaşlarımızın geçim sıkıntısı artarak devam etmektedir. Ülkemizde yaşanan ekonomik konjonktürün olumlu gelişmeler göstermediği açıkça ortada iken memurlarımızın 2014 için 123 TL, 2015 yılı için ise %3+3 zam ile tam bir ekonomik yıkım yaşacağı aşikârdır.
Anayasanın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı sosyal bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış, 5. maddesinde ise Devletin temel amaç ve görevleri ise kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olarak belirlenmiştir.
Yılın ilk dört ayı içinde koca bir yıllık maaş zammının eriyip gittiği ve memurların ve emeklilerin açlığa, sefalete terk edildiği bir ülkenin sosyal devlet olduğunu söylemek mümkün değildir. Anayasa Devlete, toplumun refahını sağlamayı ve kişilerin önündeki ekonomik, sosyal, siyasal engelleri kaldırmayı şart koşmuştur. Bu durumda yükselen enflasyon karşısında vatandaşların gelirlerini korumak Devleti idare edenlerin anayasal yükümlülüğüdür. Memurlarımızı enflasyonun kucağına atarak adaleti ve refahı sağlamak mümkün değildir.
Bu bakımdan memur maaş zamlarının bir kez gözden geçirilmesi ve 2013 yılında yapılan toplu sözleşmede unutulan enflasyon farkı uygulamasının hayata geçirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Meclis gündemine gelecek olan torba kanun içerisine memurların 2014 yılı enflasyon farkı mutlaka eklenmelidir. Memurlarımız, yokluk ve yoksulluk denizinde boğulmak üzeredir. Enflasyon farkı memurlara bir can simidi olacaktır.” dedi.