MHP Ak Parti ve Erdoğan'a Pranga Değildir
Akit Haber Sitesi'nin ''Erdoğan Ayakbağı Olanlardan Kurtulmalı'' manşetiyle yayınladığı, ASSAM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sabri Balaman'ın ''Erdoğan prangalarından kurtulmalı'' başlıklı köşe yazısını değerlendireceğiz.
Köşe yazısında, büyük bir paradigma değişim talebi ile bu değişime direnç gösterenler arasında bir çekişme/pazarlık yaşandığı, ABD seçimlerinden sonra Berat Albayrak’ın Bakanlıktan ayrılışıyla Erdoğan'ın yeni bir reform dalgası başlatacağını ilan etmesi, Bülent Arınç’ın istifası sonrasında birilerinin Kılıçdaroğlu'nu hedef alması ve bunun Kılıçdaroğlu'na yumruklu saldırı düzenlendiğindeki duruma benzetilmesi, özetle Erdoğan'ın reform yapacağı zaman Kılıçdaroğlu'nun bir şekilde tehdit edilmesinin aslında Kılıçdaroğlu'na değil Erdoğan'a mesaj verildiği anlatılıyor.
Köşe yazısında, Erdoğan’ın değişim adımları atmasından Cumhur İttifakı ortağı MHP ve çevrelerinin rahatsızlık duyduğu belirtilirken, Erdoğan’ın daha fazla ileri gitmesini Devlet Bahçeli ve MHP'nin engellediği ifade ediliyor. Ayrıca, 15 Temmuz'da gerekli olan Cumhur İttifakı'nın psikolojik olarak bittiği ve Muhafazakâr tabanın ihtiyaçlarına cevap veremediği vurgulanırken, Erdoğan ve Ak Parti için MHP'nin pranga olduğu belirtiliyor. Erdoğan'ın Cumhur İttifakı'ndaki küçük ortaklarından kurtulup bağımsız hareket etmesi istenilirken, Ak Parti'ye Milletvekili devşirilmesi veya yeni bir siyasi parti ile ortaklık yapması öneriliyor.
Köşe yazısında, değişim isteyen Erdoğan’ın politik tehdit ve şantaj ile Milliyetçi-NATOTÜRKÇÜ kuşatmanın ortasında kaldığı belirtilerek, mevcut görüntüden Ak Parti zarar görürken, prangaların daha büyük ve kalıcı nefretlere dönüşmeden Erdoğan'ın MHP'den kurtulması gerektiği anlatılıyor.
SABRİ BALAMAN'IN KÖŞE YAZISINA REDDİYE
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra kurulan Cumhur İttifakı, ABD'deki Başkanlık seçimlerinin sonuçlarına göre siyasi çizgisini ve hedeflerini değiştirecek bir siyasi oluşum değildir. 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün siyasi ayakları tamamen ortaya çıkarılmadan, Cumhur İttifakı'nın psikolojik olarak bittiğinin ifade edilmesi, devletin ve siyasi partilerin içerisine çöreklenmiş FETÖ kalıntılarının rahatça hareket edebilmelerinin önünü açmaz mı?
Bülent Arınç'ın devletteki resmi görevinden ayrılmasını MHP'liler kadar Ak Parti'lilerin de istediğini, hatta Ak Parti'den de ayrılmasını arzuladıklarını, sağır sultanlar bile duymuştur. Hatta, Bülent Arınç gibilerden daha varsa onların da bir şekilde ayıklanması, Milli bir görevdir.
Bülent Arınç’ın istifası sonrası ve Şehit cenazesi hadisesinde Kılıçdaroğlu'nun hedef alınmasının, MHP ile ne alakası var? Verilen mesaj Kılıçdaroğlu'na değil de Erdoğan'a ise bunun MHP ile ne alakası var? Erdoğan'ın reform istediği anlarla Kılıçdaroğlu'nun içinde olduğu olayların alakasını kurgulayıp, bunu da MHP ile ilişkilendirmeniz abesle iştigaldir.
Ak Parti'nin, Cumhur İttifakı'ndayken Muhafazakâr tabanın ihtiyaçlarına cevap veremediği yönündeki eleştirinin hedefi MHP mi? MHP, kurulduğu günden bu yana Muhafazakarlık konusunda bir rahatsızlığı olmayan bir siyasi partidir. Muhafazakarlığa karşıtlık konusunda Cumhur İttifakı ortağı diye lanse ettiğiniz Vatan Partisi'nden bahsediyor olabilirsiniz. Ancak, Cumhur İttifakı Ak Parti ile MHP arasında imzalanan bir protokolle oluşan bir birlikteliktir. O protokolde Vatan Partisi'nin imzası yoktur, olması da mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişim adımları atmasından, MHP'nin rahatsız olduğunu söylemek tamamen bir iftiradır. Cumhur İttifakı'nın geliştirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, TBMM'de çıkarılacak yeni yasalarla desteklenmesi konusunda, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin defalarca çağrısı olmuştur. MHP, bu konudaki önerilerini de yeri geldikçe sunmaktadır. Reformlar yapılması konusunda hızlanılması gerekir mi? Evet. Ancak reform yapılmasının önündeki engel hiçbir zaman MHP olmamıştır, olmaz da.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı'na ''politik tehdit ve şantaj yapılıyor'' iddiası yapılırken elinizde delil olması gerekir. Var mı? Yok. Cumhurbaşkanlığı makamı tehdit edilecek bir makam değildir, Erdoğan ise tehdidi kaldıracak ve sessiz kalacak bir Cumhurbaşkanı değildir. MHP ise tehdit ve şantaj yapmaya ihtiyacı olan bir siyasi parti değildir.
Erdoğan'ın Milliyetçi-NATOTÜRKÇÜ kuşatmanın ortasında kaldığı iddiası ağır bir ithamdır. Atatürkçülüğü Natoculukla karıştırıp ürettiğiniz NATOTÜRKÇÜ'ler nasıl oluyor da aynı zamanda Milliyetçi olabiliyor? Bu ürettiğiniz çorba deyim ile MHP'nin ne alakası var? Ak Parti, NATO'dan çıkmak istedi de MHP elinden mi tutup durdurdu? Haydi çıkın NATO'dan, sizi tutan mı var?
MHP'nin Cumhur İttifakı'ndan ayrılmasıyla oluşacak boşluğu Milletvekili transferiyle doldurmayı önermek, Ak Parti ve MHP'yi hiç anlamamak demektir. Söz konusu oluşacak boşluğun TBMM'deki başka bir siyasi parti ile doldurulmasını ''böyle bir ortam yok ama'' denilerek önerilmesinin tek açıklaması, Ak Parti'nin tekrar ''Çözüm Süreci'' bataklığına sürüklenmesini istemekten başka bir şey değildir. Yoksa esas amacınız bu mudur?
Netice itibariyle, Ak Parti ve MHP'nin 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından devletin bekası ile 2023 ve sonrasının planlandığı Kızılelma hedefi için oluşturduğu Cumhur İttifakı, çatlasanız da patlasanız da devam edecektir. Cumhur İttifakı'nın bozulması için ortaya atılan her türlü nifak ve fantaziler ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ayakları altında ezilmeye mahkumdur.