MHP'li Kılavuz'dan Tabelaların Türkçe Olması Teklifi

MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz, İşyeri ve Ticari Kuruluşlarda Tabela ve reklamlarda Türkçe adların kullanılmasına dair kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.

 

KARAMANOĞLU MEHMET BEY TÜRKÇE'Yİ KORUMAK İÇİN FERMAN YAYINLAMIŞTI

 

Karamanoğlu Mehmet Bey, 13 Mayıs 1277 yılında Türkçe’yi korumak amacıyla ferman yayınlayarak, ''Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk Dilinden başka dil kullanmaya.'' demişti. Türk tarihimizde böyle örnekler varken, Türkçe'yi güzel konuşan ve yazan insanların yaşadığı Türkiye'de, ne yazık ki, işyeri ve ticari kuruluşların tabela ve raklamlarında yabancı dili kullanması çok yaygınlaştı. Günümüzde, MHP'li Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı gibi yöneticilerin, yabancı dildeki tabelalara izin vermeme kararlarının ülke genelinde uygulanması gerekiyor. Bu bağlamda harekete geçen MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz, İşyeri ve Ticari Kuruluşların tabela ve reklamlarda Türkçe adlar kullanılması için TBMM'ye kanun teklifi verdi.

 

KANUN TEKLİFİNİN GEREKÇESİ

 

Bir topluluğu millet yapan unsurların en başında dil gelmektedir. Milli dil sayesinde, o milletin gelenek ve görenekleri, kültürü, bilgi ve birikimleri nesilden nesile aktarılabilmektedir. Dil, aynı zamanda milletin bağımsızlığının da sembolü ve en önemli göstergelerindendir. Bir milleti ayakta tutan, milletin varlığını ve devamını sağlayan, milli şuuru besleyen ve canlı tutan, bir millete mensup olma hazzı veren, insanlarını birbirine yaklaştırarak onlar arasında birlik oluşturan en önemli unsur dildir.

 

TÜRKÇE'NİN KORUNMASI HERKESİN GÖREVİ

 

Dil, insanların geçmişlerini öğrenmesini, gününü yaşamasını, geleceğine yön vermesini, kişilik kazanmasını, aynı dili konuşan diğer insanlarla iletişim kurmasını ve kendisini ifade edebilmesini sağlar. Dolayısıyla bu denli önemli olan dilimizin, Türkçemizin korunması, yabancı dillerin etkilerinden ve saldırılarından muhafaza edilmesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve aynı zamanda her Türk vatandaşının da görevi olmalıdır. Zira tarih sahnesi, dilini kaybettikten sonra bağımsızlığını ve kutsal saydığı tüm değerlerini yitiren milletlerle doludur.

 

Cumhuriyetimizin banisi, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” sözü ve “Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin, kalbidir, zihnidir.” sözü ile Türkçe'mizin önemi ve korunmasının mutlak gerekliliğini ifade etmiştir.

 

DİLİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ

 

Buna karşın günümüzde büyükşehirler başta olmak üzere şehirlerimizin cadde ve hatta ara sokaklarına kadar yabancı ad, unvan taşıyan işyeri isimleri, levhalar ve tabelalar, kimi zaman güzel Türkçemizin (sözde dikkat çekicilik ve farklılık yaratmak için) yanlış kullanımından elde edilen kelimeler ile donanmış bir haldedir. Bazı yerlerde bu durum o kadar çığırından çıkmıştır ki, bahsedilen tarzdaki tabela istilası nedeniyle bir insan o an hangi ülkede olduğunu dahi karıştırabilecek hale gelebilmektedir. Türk alfabesi ve Türkçe kelimelerle yazılan işyeri isimleri, unvan ve tabelalar azınlıkta kalmakta ve maalesef gün geçtikçe de azalmaya devam etmektedir. Esasen milletimizin büyük bir çoğunluğunun rahatsız olduğu ve daha fazla geç olmadan çare üretilmesi için talepte bulunduğu bu durum içler acısı olduğu kadar aynı zamanda milli dilimize, güzel Türkçemize de açık bir saldırı, yozlaştırma çabasıdır. Artık tamamen kontrolden çıkan bu sorunun yerel yönetimler ve belediyeler tarafından önlenmesi de mümkün olamamaktadır. 

 

HEDEF TÜRK DİLİNİN KORUNMASI

 

Bu yasa teklifi ile, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3. maddesinde aynen “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı; ''İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır'' hükmü gereği Türkçe'mizin korunmasının sağlanmasına yönelik bu önemli adımın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından atılması ve kanuni bir düzenleme ile dilimizin korunmasının sağlanması amaçlanmaktadır.