MHP'li Osmanağaoğlu: Herkes Unutsa Ülkücüler Unutmaz

Dört adaylı seçimde Ülkü Ocakları eski İl Başkanı Ümit Arslan'ın seçildiği, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen MHP Uşak İl Teşkilatının 14. Olağan Kongresinde konuşan MHP Genel Sekreter Yardımcısı  ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, yaşananları Türk milliyetçilerinin unutmayacağını belirterek, Milliyetçi Ülkücü Hareket mensupları olarak sorumluluklarının bilincinde olduklarını söyledi.      MHP'Lİ TAMER OSMANAĞAOĞLU'NUN UŞAK İL KONGRESİNDE YAPTIĞI KONUŞMA     Sözlerimin başında; Ülkücü- Milliyetçi Hareketin mazisindeki mukaddes mücadelesinin aziz hatıralarını fazlasıyla barındıran Uşak ilimizde bulunmanın benim için ne kadar anlamlı olduğunu ifade etmek istiyorum. 54 yıllık büyük bir camianın bugünlere; hangi şartlar altında geldiğine en çetin şekilde şahitlik eden bu topraklar bugün de; bedeli kanla ödenmiş, canla ödenmiş müktesebatımıza sağlam bir iradeyle sahip çıkıldığına şahitlik edecektir.      Çünkü MHP; toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi yatanların emaneti vatana kıyamete kadar sahip çıkmaya yemin etmiş, fani hayatın fazilet ve fedakârlık neferi olmaya ant içmiş, bu büyük davaya hizmete adanmış büyük yüreklerin adresidir. Çünkü MHP; ikbal hırsıyla yoldan çıkanların değil, istiklalin hazzına talip cesur yürekli Türk milletinin adresidir. Çünkü MHP; geçmişe olan saygının, geleceğe olan inancın, Fahr-i Alem Hz. Muhammed Efendimizin “Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır” çağrısını emir telakki edenlerin tek vücut olduğu çatıdır.     Bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki; Kongremizi gerçekleştirmek üzere buraya doğru hareket ettiğimde, ruhumu fetheden hali kelimelerle ifade edebilecek kadar kabiliyetli değilim! Bu öyle bir haleti ruhiyeydi ki; fedakârlıklarıyla, ödedikleri bedellerle, geride bıraktıkları emanetleriyle asla borcumuzu ödeyemeyeceğimiz Uşaklı Ülkücü Şehitlerimizin anılarıyla gözleri yaşartan bir ruh haliydi. Hamdolsun “unutmak tükenmektir” kaidesini asla terk etmedik. Kaldı ki tertemiz kanlarını vatanın kara bağrına akıtan ülkücü şehitlerimizi nasıl unutabiliriz? Devlet Hastanesinin bahçesinde sırtından vurularak kahpece şehit edilen Yahya Aktaş’ı unutmak mümkün müdür? Şehit edildiği gün doğan bebeğini kucağına alamadan, hastane bahçesinde 27 kurşunla canice şehit edilen ülküdaşımız Alaaddin Gündüz’ü unutabilir miyiz?     Kahpe kurşunların hedefi olup ağır yaralandıktan sonra, devlet hastanesini ele geçiren dönemin Marksist Leninist teröristlerinin tedavisini yapmadığı ve nihayetinde şehadete erişen Zeki Kaya’yı hangi hafıza unutabilir? Yaralı kaldırıldığı hastanede suikastla şehit edilen İlçe Başkanımız İsmail Bahadır’ı, daha sonra evinde bombalı saldırıyla ebedi saadete ve şehit babasına kavuşan şehit oğlu şehit Nuri Bahadır’ı nasıl unutabiliriz? 17 kurşunla şehit edilen Ağaçbeyli Köyünden Ali İhsan Sicim’i, babasının kucağında son nefesini veren Osman Uğur Özaydın’ı, teravih namazının hemen ardından hainlerin kurşunlarına hedef olarak şehit olan Haşim Yıldırım’ı, daha 17 yaşındayken helal lokmasının derdine düşmüş Hidayet Yılmaz’ı unutmak, tükenmek değil de nedir?      Akşam namazı çıkışında, cami kapısında şehit edilen Banazlı Sebahattin Güldal’ı, arkadaşının evinde kurşunların hedefi olan Nihat Akarca’yı, ardında dört yetim bırakan Delihıdırlı Şakir Balta’yı unutmak ihanet değil de nedir? Kızgın güneş altında sırt üstü yatırılan, göğsü üzerine koyulan büyük kaya parçasının altında ezilerek işkenceye maruz bırakılan, ama dilinden “Rabbim Allah'tır; O birdir” sözünü düşürmeyerek batıla karşı imanıyla göğüs geren Bilal Habeşi’yi hatırlatan, elleri bağlanarak işkence edilen, kızgın demirlerle vücudu dağlanan, kulakları kesilen ve ağzıyla kafasına kurşun sıkılarak şehit edilen Öğretmen Mesut Akkele’yi Uşak unutur mu? Uşaklı şehit İl Başkanımız Ali Köleoğlu’nu unutur mu? Herkes unutsa bile Türk milliyetçileri unutur mu?      Elbette unutulmayacaklar! Ve elbette unutturulmayacaklar! Çünkü biz; bu hareketi miras olarak değil, gelecek nesillere, mukaddesatlarıyla birlikte ulaştırılması gereken kutlu bir emanet olarak gören bir hareketiz. Çünkü biz; “Unutmayın! Kalbimizde Allah inancı, arkamızda şehitlerimizin hatırası, önümüzde milletimizin desteği, gönlümüzde emsalsiz vatan sevgisi, yanımızda da şerefli dava arkadaşlarımız vardır. Yılmayacağız, Yıkılmayacağız, Başaracağız!” diyerek Türk ve Türkiye Yüzyılına ulaşmaya ant içmiş Lider Devlet Bahçeli’nin evlatları, onun yol arkadaşlarıyız. Hiçbir şüphem yok! Uşak; sizlerin sayesinde, Mart 2024’te yapılacak seçimlerde, MHP'nin ufkuyla milletimizin ferasetinin tam anlamıyla kavuştuğuna şahitlik edecektir.      Bugün görüyorum ki; MHP yurt genelinde olduğu gibi Uşağımızda da, her bir mensubuyla sorumluluğunun bilincindedir. Her bir ülküdaşım MHP’nin birliğin ve dirliğin güvencesi, milletimizin çaresi ve son kalesi olduğunun farkındadır. Bu sorumluluk bilinci ki; her türlü makamdan, her türlü statüden, her türlü koltuktan kıyaslanamayacak biçimde önemlidir. Bu farkındalık ki; her türlü ayrışmadan, her türlü fitneden bizleri koruyan, farkımızı ortaya koyan çelikten irademizin kaynağıdır. Biraz önce ifade ettim. Sönen ocakları hep birlikte hatırladık. Belki duygulandık. Belki kaybettiklerimiz bizleri hüzne boğdu. Ama unutmayın ki; umudu yeşertecek olan yine sizlersiniz, bizleriz! Gülmeyen yüzleri güldürecek olan sizlersiniz, bizleriz! Ve buradan siz değerli dava arkadaşlarımın verdiği cesaret ile ifade ediyorum ki; bugün Uşak için yeni bir başlangıçtır. Birlikle, beraberlikle tam bir kenetlenmişlikle bu daha bir Bismillahtır.     Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin şu ifadelerini hiçbir ülküdaşımızın aklından çıkarmayacağından eminim: “Bir ruhtur bizimkisi, bengü taşlara kazınan, beka diye yazılan, birlik ve kardeşlik diye anılan. Bir ülküdür bizimkisi, gözünü Kızılelma’ya çeviren, gönlünü Turan’a veren, Türklüğün gururunu İslam’ın ahlakıyla birleştiren. “Bir davadır bizimkisi, İlay-i Kelimetullah hedefiyle nefes alan, âleme nizam verme haysiyetiyle nefisleri aşındıran. Bir dilektir bizimkisi, mukadderatı kavrayan, mukaddesatı kuşatan, muzafferliğin ilhamıyla kıtaları aştıran. Vazgeçilmez bir yemindir bizimkisi, çiğnenmeyen, çiğnetilmeyen, unutulmayan, asla da unutulmayacak olan.”     Ben bugün aynı ruhla toplanmış, aynı ülkülere koşan, aynı davayı başının tacı yapmış, aynı duaya amin diyen ve yeminini unutmayan bir Uşak ile karşılaştım. Diliyorum ki bugün burada gerçekleştirdiğimiz kongremiz Uşak için, memleketimiz için ve partimiz için hayırlar getirsin. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun; hepiniz Allah’a emanet olun.