MHP'li Özarslan'dan Göçmen ve Suriyeli Tartışmasına Bakış

Türkiye'ye sığınan dört milyona yakın Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönüşü çerçevesinde yapılan tartışmaların vatandaşların birlik ve bütünlüğünü bozucu bir hal almasına tepki gösteren MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları içinde göçmen olarak adlandırılan Balkanlar, Kırım ve Kafkasya kökenli gruplarla Suriyelilerin mukayese edilemeyeceğini belirterek, Devlet içi ya da yurt içi göç sayılabilecek bu göçlerle gelen Türklere hakaret etmenin kimsenin hakkı ve haddi olamayacağını söyledi.

 

TÜRK KİMLİĞİNİN AYRILMAZ PARÇASI OLAN GRUPLAR İLE SURİYELİLER MUKAYESE EDİLEMEZ

 

Son günlerde, Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü çerçevesinde yapılan tartışmalarda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları içinde "göçmen" olarak adlandırılan Balkanlar, Kırım ve Kafkasya kökenli gruplarla ilgili çeşitli açıklamalar yapılmaktadır. Balkanlardan, Kırım'dan ve Kafkasya'dan göç eden, Türk millî kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan bu gruplar ile Suriyelileri mukayese etmek ve aynı kefeye koymak mümkün değildir.

 

SINIRLARIN DEĞİŞMESİYLE TÜRKİYE'YE GELEN TÜRKLER SURİYELİLERE BENZETİLEMEZ

 

Söz konusu coğrafyalardan yapılan göçler, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının küçülmesi ya da etki alanının daralmasıyla ortaya çıkmıştır. Bölgeden gelen kişiler, ya Osmanlı Devleti vatandaşıdır ya da Rus işgali altına giren diğer Türk devletlerinin mensuplarıdır. Sınırların değişmesi sonucu kendi devletleri içinde başka bir bölgeye gelen ya da o tarihteki en güçlü Türk devleti olan Osmanlı Devleti'ne göç eden Türklerin, Suriyeliler ile hiçbir şart altında benzemesi söz konusu değildir.

 

DEVLET İÇİ GÖÇLERLE GELEN TÜRKLERE HAKARET ETMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR

 

Balkanlardan, Kırım'dan ve Kafkasya'dan yapılan göçleri Suriyeliler ile mukayese etmek, ciddi bir tarih ve coğrafya bilgisi eksikliğine işaret eder. Bilgi eksikliğine dayalı yorumların telafisi mümkün olabilir ancak farklı niyetlerle yapılan benzetmeler, kabul edilemez. Devlet içi ya da yurt içi göç sayılabilecek bu göçlerle gelen Türkleri, Suriye sorunu çerçevesinde iğnelemek veya bunlara hakaret etmek, hiç kimsenin haddi de hakkı da değildir.

 

TÜRKİYE'NİN ÜÇTE BİRİNİ TEŞKİL EDEN GÖÇMENLERİN AŞAĞILANMASI BÜTÜNLÜĞE ZARAR VERİR

 

Öte yandan, söz konusu coğrafyalardan gelen göçler neticesinde Türkiye'ye yerleşen Türkler, bugünkü nüfusumuzun asgarî olarak üçte birini teşkil etmektedir. Dolayısıyla bilgi sahibi olmadan, vezinsiz-kafiyesiz yorum yapanların bu demografik gerçeği de öğrenmesi gerekir. Ayrıca, "göçmen" şeklinde nitelendirilen Balkan, Kırım ve Kafkasya Türklerini iğnelemek ya da aşağılamak, milletin birliğine ve devletin bütünlüğüne de ağır zarar verir.

 

GÖÇMENLERE YAPILAN AYRIŞTIRICI SÖYLEMLER AHLAKEN VE HUKUKEN SORUMLULUK DOĞURUR

 

Türk millî kimliğinin binlerce yıldır çetin bir savaş verdiği bu coğrafyada, "aile-sülale-boy-soy-etnisite-bölge-hanedan-mezhep-dönem" gibi kavramlar veya etkenler yoluyla Türklüğe içeriden yapılan saldırıların ya da ayrıştırmaların hoş görülmesi mümkün değildir. Tarih, doğrudan veya dolaylı, açık ya da örtülü bir şekilde bu saldırıları ve ayrıştırmaları yapanları kaydetmektedir. Şaşmaz bir hüküm verici olan Tarih, Türklüğe yapılan bu tarz saldırıların nasıl bertaraf edildiğini de sıklıkla kaydetmiştir. Kısacası, bu konuda yapılan açıklamalarda, herkesin daha dikkatli olması ve titiz davranması, bir mecburiyettir. Aksine bir durum, ahlaken olduğu kadar hukuken de sorumluluk doğuracaktır.