MHP'li Yalçın: Diyarbakır Üzerinden Güzelleme Yaptılar
Demokrasinin yolunun Diyarbakır’dan geçeceği söylemini yeniden hortlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, Türk milleti için hiçbir ilin ötekine üstünlüğü yokken aynı Marksist damardan beslendikleri HDP'ye Diyarbakır üzerinden güzelleme yapan Kılıçdaroğlu'na, Millî Mücadele yıllarında tüm illere hayat veren kuruluş destanını hatırlaması tavsiyesinde bulundu.
DEMOKRASİNİN YOLU DİYARBAKIR'DAN GEÇER SÖZÜ HAVSALAYA SIĞMAMAKTADIR
CHP’nin başı Kemal Kılıçdaroğlu; yıllardır kendi partisinin altını oyan, onun sahip olduğu büyük mirası çarçur eden, hatta bu mirasa ihanet eden başarısız bir siyasi figür olarak boy göstermektedir. FETÖ’nün Kaset Komplosu’yla iş başına getirilen Kemal Kılıçradoğlu’nun politika kulvarındaki her davranışı problemli, her sözü gaf ve bilgisizlik numunesi, partisi adına her girdiği yol çıkmaz sokaktır. Kılıçdaroğlu, son alarak “Bu ülkeye demokrasi gelecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer.” diye bir herze yumurtlamıştır. Bu açıklamayı yapan kimse, Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin başkanı olamaz. Olsa olsa HDP eş başkanı olur. Bu sözü nereden tutsanız sapır sapır dökülmekte, nereden bakarsanız havsalaya sığmamaktadır.
YÖNETİM MODELİ İLE REJİMİ BİRBİRİNRE KARIŞTIRDILAR
CHP’nin başı Kılıçdaroğlu’nun bu akla ziyan sözü, öncelikle Türkiye’de demokrasiden başka bir rejim olduğu intibaını vermek üzere kurgulanmıştır. Oysa demokrasinin bulunmadığı, totaliter ve otoriter rejimlerin egemen olduğu bir ülkede; Kılıçdaroğlu’nun özgürce bu sözleri sarf etmesi mümkün değildir. Cumhuriyet ve Türk demokrasisi; aziz Atatürk ile silah arkadaşlarının eseri, kahraman şehit ve gazilerimizin emanetidir. Bu kutlu emanet, kıyamete kadar payidar kalacaktır. Çok iyi bilinmektedir ki Türkiye Cumhuriyeti’nde güçlü, köklü bir demokrasi mevcuttur. CHP’nin başı, yönetim modeliyle rejimi bile isteye birbirine karıştırmaktadır. Cumhuriyet’in kurucu partisi olan CHP, Kılıçdaroğlu idaresinde Atatürk’ün vasiyeti ve mirası üzerinde tepinmektedir.
ADINDA HALK TABİRİ OLANLAR HALK İRADESİNE KARŞI ÇIKIYOR
Kııçdaroğlu’nun aslında tartışmaya açmaya çalıştığı demokratik rejim değil; Türk demokrasisinin işleyiş ve yönetim biçimidir, yönetim tarzını meşru kılan millî iradedir. Türkiye geçmişte parlamenter sistemle yönetilmiş, ancak 2017’den itibaren doğrudan halk iradesiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu CHP, adında halk tabiri yer almasına rağmen halk iradesine karşıdır. Kılıçdaroğlunun savunduğu sistem; 1940’lı yıllardaki gibi antidemokratik, totaliter ve otoriter bir yönetim anlayışı içermektedir. CHP, böylesi bir modeli yeniden tesis etmek için aynı kafadaki HDP’nin ve yancıların oylarına ihtiyaç duymaktadır. CHP’nin başının, Atatürk’ün bıraktığı eseri yok saymasının ve PKK’nın siyasi temsilcisi HDP’yi pohpohlayıp okşamasının sebebi budur.
AYNI MARKSİST DAMARDAN BESLENENLER BİRBİRİNDEN VAZGEÇEMİYOR
Kemal Kılıçdaroğlu ve avenesi, Cumhuriyet’in temeline dinamit koyma çabasındaki bölücü terör örgütünün siyasi acentesiyle ortak siyasi gelecek inşa etmeye uğraşmaktadır. CHP’nin HDP’den vazgeçememesinin bir başka nedeni de ideolojik akrabalıktır. Kılıçdaroğlu ve şakirtleriyle HDP zihniyeti aynı fikrî kaynaktan, aynı Marksist damardan beslenmektedir. Diğer taraftan CHP, 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde ipi göğüsleyebilmek ve ihtiyaç duyduğu HDP oylarını almak için bu partinin dayatmalarına boyun eğmekten başka çare görememektedir. CHP, bölücü ve insanlık düşmanı bir siyasi oluşumun insafına istikbalini bağlamış bulunmaktadır. Cumhuriyet’in kurucu partisi; Kılıçdaroğlu ve ekibinin ehliyetsiz ellerinde tanınmaz hâle gelmiş, PKK’nın siyasi acentesinin levhasını tutan paslı çengele dönmüştür.
DİYARBAKIR ÜZERİNDEN HDP'YE GÜZELLEMELER YAPIYOR
CHP’nin başının, bütün illerimizle aynı değere malik olan Diyarbakır üzerinden HDP’ye güzellemeler dizmesi de aynı hazin fonksiyonun bir yansımasıdır. Cumhuriyet’i ve Türk demokrasisini kuran irade; Gaziantep’ten, Kahramanmaraş’tan, Şanlıurfa’dan, Aydın’dan, Hakkâri’den, Van’dan, Adana’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan, Samsun’dan, hâsılı bütün vatan sathından Ankara’ya gelen kahramanların söz ve gönül birliğiyle tecelli etmiştir. 102 yıl önce bugün Ankara’da aldıkları Misakımillî kararlarıyla tam bağımsızlığın ve demokrasinin yolunun nereden geçtiğini göstermişlerdir.
HİÇBİR İLİMİZİN ÖTEKİNE ÜSTÜNLÜĞÜ YOKTUR
Demokrasi yolunun taşları, Ankara’da tecelli eden millî irade ile bir daha yerinden oynatılamayacak şekilde bütün vatan sathına döşenmiştir. Türk milleti için Diyarbakır neyse Edirne odur. İzmir ne ifade ediyorsa Van da aynı kıymettedir. Hiçbir ilimizin ötekine üstünlüğü yoktur. Nezdimizde hepsi eşit, hepsi baş tacıdır. Lakin Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da teşekkül edip bütün vatan sathını kuşatan millî iradeye ram olmak yerine, günümüzde yeniden müstevli olmaya heveslenen küresel aktörlere gulam olmuştur. Millî Mücadele yıllarında emperyalizmin boynunu vurmak için kalkan ellerin yerini, bugünkü CHP’de, küresel aktörlere taşeronluk eden iş birlikçiler almıştır. CHP’yi yöneten gafiller derhal özlerine dönmeli ve bütün illerimize hayat veren kuruluş destanını hatırlamalıdır.