MHP'li Yalçın: MHP’ye Laf Yetiştirmeyi Bırakıp Aynaya Bakın
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak ve Suriye'ye sınır ötesi harekat yapabilmesine imkan tanıyan tezkereye yine Hayır oyu vereceğini açıkladığı halde, hala Milliyetçilikten bahsedip MHP’ye laf yetiştirmeye çalışan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, milliyetçilik iddiası Keşişin Müslümanlık taslaması kadar saçma olan Kemal Kılıçdaroğlu’na, MHP’ye laf yetiştirmeyi bırakıp aynaya ve partisinin yanaştığı limana bakmasını tavsiye etti.
MHP'Lİ SEMİH YALÇIN'DAN KILIÇAROĞLU'NA MİLLİYETÇİLİK VE TEZKERE TEPKİSİ
Cumhuriyet’i kuran parti unvanına sahip CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun sevk ve idaresinde adım adım bölücülerin saflarına ve emperyalist aktörlerin kucağına savruluş hikâyesini yıllardır ibretle, üzüntüyle seyretmekteyiz. Kuruluşundan bu yana CHP’nin değişmeyen parti ambleminde yer alan altı oktan biri, milliyetçilik ilkesini işaret etmektedir. Atatürk’ün yıllar önce, “Biz her şeyden evvel milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz.” sözleriyle altını çizdiği gibi; Türk milliyetçiliği, CHP’nin kuruluş ve siyaset ilkelerinin başında gelmiştir.
Ancak onun ölümünden sonra, ayrılıkçı ve bölücüler CHP’yi ele geçirerek bu partide yuvalanmışlardır. Atatürk’ten sonra CHP’yi yöneten siyasetçilerin hiçbiri Türk milliyetçiliği lafzını ağzına bile almamıştır. CHP; 40’lı yıllardan itibaren sürekli olarak Türk milliyetçiliği idealine karşı durmakla kalmamış, örgütlü muhalefet ve düşmanlık sergilemiştir. Hüseyin Nihal Atsız’ın öncülüğünde CHP’nin Marksist politikalarına karşı çıkan Türkçü gençlerin 1944 Milliyetçilik Olayları sırasında başına gelen mezalim malumdur. CHP saflarındaki bilumum Türklük düşmanları; yıllardır Atatürk’ü bir zırh-ı kebir, bir paravan gibi kullanıp onun manevi mirasının arkasına saklanmıştır.
Her şeye rağmen CHP, yakın geçmişte Türkiye’nin bekası ve güvenlik öncelikleri doğrultusunda yurt dışına asker sevk edilmesi için TBMM’ye sunulan bazı hükümet tezkerelerine evet demiştir. Ancak ne zaman CHP’nin başına FETÖ’nün kaset operasyonları sonrası tepeden inme Kemal Kılıçdaroğlu getirilmiştir, CHP politikalarına yön veren nispî hassasiyetlerin yerini temelli akıl ve basiret fukaralığı almıştır. Kılıçdarolğlu iş başına geldikten sonra kendine bölücü kesimleri, ayrılıkçı oluşum ve partileri yol ve kader arkadaşı olarak seçmiştir. Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu laf ebeliği ve mugalatalarla kendini avutsa da, milletimiz hakikatin farkındadır. Milletimiz, Kılıçdaroğlu’nun cemaziyülevvelini iyi bilmekte ve kendisinin tezkereye neden hayır dediğini de görmektedir. Milletimiz, Kılıçdaroğlu’nun tıynet ve niyetinin idrakindedir.
Lozan’ı savunur görünüp CHP’yi Sevrcilerin dümen suyunda götürmesi, milliyetçilikten dem vurup partide PKK sevici ve Marksistleri öne çıkarması, Kemal Kılıçdaroğlu’ndaki tezkere rahatsızlığının şifrelerini vermektedir. Türk askerinin Suriye’de bulunmasından Kemal Kılıçdaroğlu’nun duyduğu rahatsızlığın, çektiği sancının sebebi bellidir. Kılıçdaroğlu; seçimlerde birlikte hareket ettiği, sözleri ve fiilleriyle destek verdiği bölücülerin Suriye'deki uzantılarının başına bir şey gelmesini istememektedir. Kılıçdaroğlu, kaderdaşı teröristlere kıyamamaktadır. Ne Türkiye'nin bekası, ne de güney sınırlarımızdan ülkeye ve milletimize yönelen terör tehdidi CHP’nin başındaki zatın umurundadır.
Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin bölücü bir örgüt olmadığını ileri sürmüş ve bu kanlı örgütü açıkça müdafaa etmiş bir politik figürdür. Kemal Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik iddiası ise keşişin Müslümanlık taslaması kadar saçmadır. Milliyetçiliği Kemal Kılıçdaroğlu'na sürtseler, bir zerresi bile bulaşmaz. Kılıçdaroğlu milliyetçi değil, zilletçidir. Hiç bölücülükle, PKK hamiliğiyle milliyetçilik yan yana gelir mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün yaptığı grup konuşmasında verdiği huşunet ve hiddet fotoğrafı da ayrı değerlendirilmelidir. MHP’ye celallenmesi, celalîdendir.
Uzunca süredir sinirleri ve muvazenesi bozuk olan Kılıçdaroğlu'nun kimyası, CHP genel merkezinin adayı İstanbul il başkanlığı seçimlerini kaybedince büsbütün bozulmuştur. CHP’nin başı manen yıkık viran olmuştur. CHP’nin başı âleme rezil rüsva olmuştur. Köklerinden ve kuruluş ilkelerinden kopan CHP, artık anakronik ve amorf bir parti vaziyetine düşmüştür. CHP eskimiş, külüstür bir siyaset arabası; köhnemiş, kağşamış bir politika takasıdır. Bu araba, iktidar sokağına park edemeyecek kadar eskimiştir.
Her gün su alan CHP takası, siyaset denizinde her an alabora olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kaptansa ehliyetsiz ve liyakatsizdir. Kemal Kılıçdaroğlu MHP’ye laf yetiştirmeye çalışacağına; bir aynaya, bir de partisinin yanaştığı limana bakmalıdır. CHP’nin başının; Türkiye’de sağduyuyu, sorumlu siyaset anlayışını, ilkeli ve tutarlı duruşu, istikrarı, en önemlisi de Türk milliyetçiliği davasını temsil eden MHP’den öğreneceği çok şey vardır.