Terör örgütünün Kandil’deki elebaşı, gazetecileri toplayıp “savaşan iki ülkeden birinin devlet başkanı” edasıyla barış şartlarını ve bunların yerine getirilmesi durumunda çekilme planını anlattı.
Anlatmaktan ziyade terör örgütü PKK’nın çekilme süreci ile sonraki aşamalardaki şartlarını dayattı.
Bu açıklamadan sonra Başbakan Erdoğan “İmralı süreci planladığımız gibi ilerliyor” derken, Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Arınç “PKK'nın Silahlı unsurları nasıl geldiyse o şekilde, bilinmiş yollardan ülkeyi terkedecektir" ifadelerini kullandı.
AKP’li Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı ise adeta takla atarcasına “Bu ülkede artık bayram var, bayram” dedikten sonra MHP ve CHP’li vekillere kapıyı göstererek “Bu ülkede size artık yer yok.” diye konuşarak yol arkadaşlarının PKK olduğunu alenen ifşa etti.
İktidar ve medyanın büyük kısmı Erdoğan ile PKK arasında süren müzakerelerin gösterilen yüzüyle ilgileniyor.
Ama asıl önemli olan şimdilik saklanıp, zamana yayılarak aşama aşama hazmettirilmesi planlanan gerçek yüzüdür.
Kürtleri sorun olarak göstermekle başlayan PKK’yı meşrulaştırma açılımı sözde “barış süreci”ne kadar uzandı.
Habur’la başlayıp Oslo ile devam eden bu süreçin su yüzündeki kısmından ziyade PKK’yaverilen ödünlerin ne olduğu saklandı. Buzdağının su altında gizlenen bölümleri gibi hep gizlendi, inkar edildi ve karartıldı.
Ancak gerçek orada gizli...
Görünen yüz; Erdoğan,Öcalan, Kandil, ABD ve BDP.
Gösterilmek istenen; Barış, demokratikleşme ve PKK’yı silahsızlandırma.
Su altındaki bölüm ise... Bir o kadar karanlık!
Vatandaşa karanlık.
Sürecin akillerine göre muamma.
Başbakan ve yakın çevresindeki AKP’liler dışında iktidar Partili vekillerin ikna edici cevapları yok. Çünkü süreç hakkında bilgi sahibi değiller.
Terör örgütünün birdenbire barış savunucusu rolünü oynamasının sebebi su altındaki bu karanlıkta gizli.
Bu karanlığı aydınlatmak için soru sorduğunuzda ise olumlu cevaplar yerine “kandan beslenen, barış istemeyen, ırkçılık ve faşistlikle suçlanıyoruz.
Ama biz yinede soracağız, Devlet adına hangi ödünleri verdiniz de terör örgütü birdenbire barış savunucusu kesildi?
Ne oldu da terör örgütü topraklarımızdan çekilmeyi kabul etti?
Vatandaş olarak bilmek İstediğimiz tek şey; Neden?
İmralı ve Kandil’deki terör örgütü elebaşlarının “Devletle mutabakata vardık” dediği konular neler?
Kandil elebaşısının ilk şartı olan İmralı canisinin serbest kalmasını kabul ettiniz mi?
Ortadoğu’da konfedaralizm ve federasyon dayatmasına olur verdiniz mi?
Ulus devletleri diktatörlük olarak mı görüyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti yıkılıp, yerine çok milletli, çok dilli, çok kimlikli bir federasyon kurulmadıkça silah bırakmama şartını onayladınız mı?
Türkiye’yi terk edeceği söylenen PKK militanları, Suriye ve İran’a saldırmak için mi Kandil’de konuşlanacaklar?
Başbakan Erdoğan kısa süre önce teröristlerin silahlarını bırakarak çıkacaklarını, aksi halde, "teröre yardım ve yataklık suçu" işlemiş olacaklarını söylemişti.
Karayılan ise“silahlarıyla çıkacaklar” diyor.
Bu açıklamanın akabinde Arınç’ın “Silahlı mı silahsız mı diye sormaya gerek yok. Silahlı unsurlar nasıl geldiyse o şekilde ülkeyi terk edecektir” demesi, İktidar ve güvenlik güçlerinin teröre yardım ve yataklık suçu değil midir?
Anayasa hazırlığını PKK dayatmaları daha doğrusu terör örgütü vesayeti altında yapma mutabakatına vardınız mı?
Özel savaş birimlerinin korucu, özel tim, vb. yapıları devre dışı bırakma sözü verdiniz mi?
Gerek basına sızan İmralı tutanaklarında gerekse Karayılan’ın açıklamalarında
Kalıcı barışın tesis edilmesi için bebek katili Öcalan dahil terör örgütü militanlarının serbest bırakılma şartı bulunuyor.
PKK ve KCK’lıları serbest bırakma yasaları hazırlandı mı?
Valiler aldıkları emirle teröristleri görmez ve duymaz mı olacaklar?
Komutanlar sağırlaşacak, Termal kameralar kapanacak, antenler kırılacak mı?
Heronlar uçurulmayacak, sınırlardaki 120 karakol teröristlerin güvenliğini mi sağlayacak?
8 Mayıs’ta başlayacağı söylenen kan emicilerin sınırdan çıkmalarını kimi “2 ay sürer”diyor, kimi sonbaharı işaret ediyor!..
Nedir bu?..
Ne sevkediyorsunuz?
Alay mı, tugay mı, tümenmi, kolordu mu, yoksa ordu mu?
Süreye ve konuşulanlara bakınca zannedersiniz ki tanklar, toplar, karargahlar, savaş uçakları ve gemiler nakledilecek…
Bunlar bir gecede 200-300 çapulcuyla sınırdan geçip karakol basan ve sabah hayalet gibi ortadan kaybolan katiller değil mi?
Yerleşik düzenleri ve motorize birlikleri olmayan seyyar militanlar bu kadar sürede yaya mı gidecekler yoksa tünel mi kazacaklar?
Uçakları, helikopteri, tankları ve topları bulunmayan katiller sürüsünün çekilmek için 3-4 aylık süre istemelerinin gerekçesi nedir?
Yoksa Teröristlerin Türkiye’de kamplarımı vardı?
Acaba Ülke içinde PKK’nın karargahları mı bulunuyor?
Bazı bölgelerde Havaalanları ve karakolları mı ele geçirmişlerdi?
Yoksa iktidar 10 yıldır milletimi kandırıyordu?
Terörün merkezi Kandil berhava edilip Türk bayrağı dikilmedikçe,
AKP tarafından etnik bir yapının çekim merkezi haline getirilen PKK dağıtılmadıkça,
Barış ve kardeşliği kana ve katliama boğan Terörist başı çarptırıldığı cezayı çekmedikçe Türkiye iflah olmaz!
AKP’nin 11yıllık politikalarında bakıldığında, PKK’yı bitirme ve bölücübaşına çarptırıldığı cezayı çektirme iradesinin olmadığı ortada.
Türkiye’nin iflahı bölücü terörün bitmesine, bölücü terörün bitmesi ise AKP’nin gitmesine bağlı.
Titanik batışı gibi AKP’de derin millete çarparak parçalanacaktır.
268 Metre uzunluğunda, 11 katlı, 46.000 ton ağırlığında ve o dönemde dünyanın en büyük yolcu gemisi.
Yüzme havuzları, dans salonları ve her türlü içki ile konforun bulunduğu çok zengin, ünlü kişiler, kontesler, lordlar gibi aristokratları taşıyan beşeriyetin sahte cenneti.
Sağlamlığı sebebiyle batmasına ihtimal bile verilmediği için yolcuların zevke daldığı, envayi çeşit içki, eğlence ve fuhuş içinde bir yolculuk.
Elit ve Zenginlerin ihtişamına özenerek bu seyahate katılan 3.sınıf kamara yolcuları.
Bölgeyi bilen çevredeki gemilerin telsizlerinden gelen buzdağı alarmına aldırış etmeden çılgınca ilerleyen kaptan ve tayfası.
14 Nisan 1912’de buzdağının alt kısmına çarparak 1.517 kişi ile birlikte Atlas Okyanusu’nun serin ve derin sularına gömülen Titanik.