Türkçülük Kürtçülük Dokunulmazlıklar ve AKP

Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarından bir kısmının, TBMM’de Milletvekili görevini ifa etmesi, Türk Milletimizi rahatsız ediyordu. Yıllardan beri, söz konusu Milletvekillerinin dokunulmazlık zırhlarının kaldırılıp yargılanması noktasında, AKP Hükümetine önerilerde bulunuldu. BDP için ‘’Terör örgütü PKK’nın Meclis Şubesi’’ tanımlamasını yapan MHP lideri, bu konuda AKP Hükümetini defalarca uyarmıştı. MHP, önceki Meclis döneminde bu Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM’ye önerge bile vermişti. Ancak, MHP’nin önerisini AKP ve CHP reddettiği için bir netice alınamamıştı. MHP lideri, 2011 seçimlerinden günümüze kadar olan süreçte de, AKP Hükümetini dokunulmazlıklar konusunda defalarca uyarmıştı. AKP Hükümeti, 2009 yılından bu yana başlattığı PKK açılımları gereği, MHP liderinin önerilerine hep kulak tıkamıştı. AKP, PKK açılımları gereği dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkarken, CHP bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını talep ederek ipe un serdi. Baykallı dönemde, bu talep belki maruz görülebilirdi. Ancak, Kılıçdaroğlulu CHP’nin, PKK açılımları konusundaki destekleri düşünüldüğünde, CHP’nin bu taleplerinin ardında, PKK açılımları konusunda AKP’den farklı düşünmediği gerçeği ortaya çıkıyor. Habur, Oslo ve PKK’ya verilen genel tavizler düşünüldüğünde PKK açılımlarından dolayı AKP’nin yıprandığı açıkça görülebiliyor. Önümüzde üç seçim varken, AKP’nin bu yıpranmayı durduracak hamlelere ihtiyacı vardı. Günümüzde AKP liderinin, silahlı teröristler ile kravatlı olanlarının kucaklaşmasını öne sürerek, bunların dokunulmazlıklarını kaldırmayı teklif etmesi, tamamen önümüzdeki üç seçime yönelik hamlenin ürünüdür. Yoksa, bu Milletvekilleri en başından beri hep aynıydı. Bugün değişen bir durum söz konusu değildir. Geriye dönüp bakıldığında, Habur’da PKK’lıları aklama paklama operasyonu, AKP Hükümetinin eseri değil midir? 2011 seçimleri öncesinde MHP ile şeref ve alçaklık tartışması yapıp da mağlup olduğu, PKK ile Oslo görüşmelerini, İngiltere koordinatörlüğünde organize eden AKP lideri değil mi? Anadilde savunma hakkı, Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkarılma çalışmaları, PKK liderini ev hapsine çıkarma çalışmaları AKP’nin hanesine yazılan PKK açılımları değil mi? İmralı canisinin yol haritasına bakılarak, politika üreten AKP değil mi? Bütün bunları yapan AKP Hükümeti, Türk Milletimiz nezdinde yıpranmıştı. Yaklaşan üç seçimde Türklerin oylarından endişe etmeye başlayan AKP lideri, durup dururken dokunulmazlıkları kaldırarak Türk Milliyetçilerinin gönlünü almaya çalışmaktadır. AKP iktidarı boyunca, PKK’nın siyasi uzantılarının askerimize hakaretleri, polisimize attığı tokatları ve devletimizin bekasına koydukları dinamitlere, PKK açılımlarıyla göz yuman AKP lideri değil miydi? Ne yani? Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Hiç sanmıyorum. Bunun perde arkasında İmralı ile bir pazarlığınızın çıkması halinde hiç şaşırmayacağım. PKK, ölüm orucu başlattığında, ağlayan sızlayan üzülen AKP’li yöneticiler, adeta falcılık yaparak ölüm oruçlarının biteceğini duyurmuşlardı. Burada hangi pazarlıkların yapıldığını zamanla öğreneceğiz. Aklıma takılan ise ölüm orucu pazarlığında, dokunulmazlıkların kaldırılmasının konuşulup konuşulmadığıdır. Bu pazarlık sürecinde, dokunulmazlıkları kalkacak BDP’li Milletvekillerinin yargılaması neticesinde, hapse atılmayacağı garantisi verilmiş midir? Genel olarak bakıldığında, BDP yönetimi birkaç kuru sıkı tehditlerin dışında çok rahat davrandığına göre, AKP’den bir garanti almış olabilme ihtimalleri mevcuttur. AKP lideri, BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunu ortaya attığında, ilk karşı çıkan kendi Milletvekili oldu. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasına hayır oyu vereceklerini söyledi. Siyasi kulislerde hayır oyu verecek AKP’li Milletvekili sayısının, 60 civarında olduğu söyleniyor. AKP içinde 25’i Doğu ve Güneydoğu’dan, yaklaşık 35’i de batıdan olmak üzere, dokunulmazlıkların kaldırılmasına hayır oyu verecek olan, 60 Milletvekilinden birisi de, AKP Batman Milletvekili Ziver Özdemir idi. AKP’nin isyancı Milletvekili Ziver Özdemir, 1994 yılındaki olumsuzlukları hatırlatıyordu. 1994’lü yılların hatırlatılmasına çok kızan AKP lideri, geçen hafta grup toplantısını da iptal ederek, isyancı Milletvekillerinin artmaması için parti merkezinde, kendi Milletvekillerini ikna etme toplantısı yaptı. Bu konuda, siyasi partiler grup kararı alamayacağına ve gizli oylama yapılacağına göre, isyancı milletvekillerinin hangi oyu vereceğini, AKP lideri nereden bilecek? Bu toplantının gecesinde, AKP Milletvekili Mehmet Metiner, bir TV proğramında kendi lideri Erdoğan’ın ‘’Kahrolsun Türkçülük, Kahrolsun Kürtçülük’’ dediğini hatırlatarak, aynı sözleri söyledi. Siyasi Kürtçü Mehmet Metiner’e en sert cevabı veren, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan ‘’Böyle bir söz olabilir mi? Kahrolsun AKP zihniyeti o zaman…’’ dedi. Eskiden PKK’nın partisi HADEP’in Genel Başkan Yardımcısı günümüzde ise AKP Milletvekili olan siyasi Kürtçü Mehmet Metiner’in, AKP liderinin sözleri olduğunu söylediği kahrolsun diye başlayan sloganvari sözler, çok tartışılacağa benziyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan insanlara kahrolsun diyebilen bir Başbakan var orta yerde. Hiçbir ülkenin Başbakanı hiçbir vatandaşına kahrol diyemez. Kendi adıma konuşacak olursam, bu sözleri kabul etmem mümkün değildir ve aynen iade ediyorum. Ey AKP lideri, siz değimliydiniz ki, kürt milletvekillerine atfen ‘’Bunlardan bizde 75 tane var’’ diyen. Çok ilginçtir ki, Barzani de TBMM’de siyasi Kürtçü sayısı verebiliyor. Barzani’yi AKP Kongrenizde şeref konuğu yaptığınıza göre, aynı dili konuşuyorsunuz. AKP lideri, kahrolsun diye sloganvari söylemde bulunarak ırkçılık karşıtlığı yaptığını anlatmaya çalışıyorsa, burada bir yanılgı vardır. PKK’nın siyasi uzantıları siyasi Kürtçülük yaparak ülkemizin bekasına dinamit koyuyor. Peki, Türkçülük yapanlara niye kahrolsun sloganı söylendi? İki bin yıllık Türk tarihimize baktığımızda, Türkler genel manada ırkçılık yapmamışlardır. Günümüzde Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşlarımızın ortak adı Türk değil mi? Ülkemizde Türkçülük fikrinin öncüleri, Türk Milliyetçileri hiçbir zaman ırkçılık yapmamışlardır. AKP lideri, 12 Eylül darbecilerinin idam ettiği, Ülkü Şehidi Mustafa Pehlivanoğlu için TBMM’de gözyaşı dökmemiş miydi? Mustafa Pehlivanoğlu, Türk Milliyetçisi olduğuna göre AKP lideri Mustafa Pehlivanoğlu’na kahrolsun mu demiş oldu? AKP lideri, sahalarda futbol oynayıp top peşinde koşarken, Türk İslam Sancaktarlığının Neferleri olan Türk Milliyetçileri, Allah ve vatan için, devletimizin bekası için şehit oluyorlardı. AKP lideri, bu şehitlerimize ve günümüzde o şehitlerimizle aynı fikirleri savunan Ülkücü Hareket mensuplarına mı kahrolsun dedi? Ne yazık ki, AKP lideri oy zamanı geldiğinde Ülkücülere atfen’’ Ülkücü Kardeşlerim’’ diyor başka zamanlarda ‘’Kahrolsun Türkçüler’’ diyor. Peki, AKP içinde Ülkücülüğü kartvizit olarak kullanma gayretinde olan Milletvekilleri ve yöneticilerin, kendilerinin de içinde olduğu Türk Milliyetçilerine söylenen ‘’Kahrolsun Türkçülük’’ sözüne bir diyecekleri yok mu? AKP’ye oy veren, Türk kökenli vatandaşlarımızın, AKP liderine söyleyecekleri bir söz yok mu? Ülkenin bekasına dinamit koymamış, askerine ve polisine kurşun sıkmamış Türk Milliyetçileri, neden kahrolsun diye kimse sormayacak mı? AKP lideri ‘’Kahrolsun Türkçülük’’ söylemini İslami düşüncesinin bir tezahürü olarak söylediğini iddia edenler çıkabilir. Hiç kimse kusura bakmasın. Peygamber Efendimiz(s.a.v.) tarafından ‘’ İstanbul’u fetheden kumandan ne güzel kumandan, onun askeri ne güzel asker’’ sözleriyle onurlandırılan komutan, Türk oğlu Türk Fatih Sultan Mehmet Han, ordusu da Türk Askeri idi. Peygamberimizin övdüğü Türk Milletimize kahrolsun demek ne manaya geliyor? AKP liderinin kahrolsun dediği Türk Milliyetçileri, Peygamber Efendimizin(s.a.v.) övgüsüne mazhar olan Türk Milletimizin evlatlarıdır. Geçmişten bu yana, Erdoğan ve taraftarlarının evlerinde rahat uyumaları, camilerde rahatça ibadetlerini yapmaları için sokaklarda ve cami önlerinde nöbet tutanlar Türk Milliyetçileri idi. Şeyh Said, yeni kurulan Cumhuriyete karşı kürt isyanına hazırlanırken Said Nursi’den yardım istediğinde, Said Nursi’nin cevabı netti:: ‘’İslam Bayraktarlığı yapan Türk Milletine kılıç çekilmez’’ Görülüyor ki, Recep Tayyip Erdoğan, yıllardır kendi partisine oy verenlerin Üstadı olan Said Nursi’nin, bu sözlerinden hiç feyz almamıştır. Birazcık feyz alsaydı, Türk Milliyetçilerine kahrolsun demezdi. AKP lideri,Mustafa Kemal’in sözü olup da Türk Milleti tarafından özümsenen ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözünü diyememektedir. AKP’li Milletvekillerin çoğunluğu da bu sözü diyemiyor. Çok ilginçtir ki, AKP Hükümetinin atadığı bürokratların çoğunluğu da bu sözü diyemiyor. AKP Hükümetinin bürokratları Türkçülüğe allerjilerini her fırsatta gösteriyorlar. AKP liderinin ”Kahrolsun Türkçülük” sözünü söylemesi bürokratları daha da hızlandırdı. Mardin Valisi Turhan Ayvaz, dağdaki ”Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü sildirdi. Mardin Kızıltepe Kaymakamı da bu icraatı destekleyici açıklamalar yaptı. AKP Hükümetinin 2009 yılından bu yana sürdürdüğü PKK açılımlarına bürokratlarının da katkısı oluyor. Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, ‘’Dağda ölen PKK’lılara ağlamayan insan değildir’’ diyerek, PKK’lılara ağlamayan Türk Milletimize resmen hakaret etmişti. Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’e hukuken bir ceza verilmeyip hala göreve devam etmesi, Siirt Valisi Ahmet Aydın’a PKK açılımı yapma güveni verdi. Siirt Valisi Ahmet Aydın,’’Dağda bize kurşun sıkan PKK’lılar bizim evladımız’’ diyerek, yeni bir PKK açılımı örneği sergiledi. Bu bağlamda AKP liderinin,’’Kahrolsun Türkçülük, Kahrolsun Kürtçülük’’ söylemindeki Kürtlerin kahrolmasını bir kenara bırakınız. Çünkü, AKP lideri ile Milletvekilleri ve bürokratlarının, bugüne kadar yaptığı siyasi kürtçülüklerinin haddi hesabı yoktur. AKP adına konuşanlar ve AKP’li olduğu halde tarafsız gazeteci, tarafsız analizci ve tarafsız siyaset bilimci kimlikleriyle konuşanlar, medyalara çıkarak sürekli olarak siyasi Kürtçülük yapıyorlar. On yıldır siyasi Kürtçülük yapan bu AKP’lileri, AKP lideri neden susturmamış da şimdi çıkıp ‘’Kahrolsun Kürtçülük’’ söylemini söylüyor? Bu konuşanlar, Anayasa’dan Türk kelimesini dahi çıkarmaktan söz edebiliyorlar. ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ diyemeyip de ‘’Kahrolsun Türkçülük’’ diyebilen bir AKP liderinin taraftarından başka ne beklenir ki? ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ diyemeyen koroya, AKP’nin PKK açılımlarına yardımcı olarak küresel irade tarafından CHP’nin başına oturtulan, Kılıçdaroğlu da katıldı. Gazetecilerin, ‘’Cumhuriyeti ve CHP’yi kuran Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyorsunuz ama Mustafa Kemal’in sözü olan Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü diyemiyorsunuz. Neden?’’ sorusuna, Kılıçdaroğlu, ’’Ne Mutlu Kürdüm Diyene’de demiyorum’’ diyebilmiştir. Bu bağlamda, AKP liderinin ‘’Kahrolsun Türkçülük Kahrolsun Kürtçülük’’ sözüyle, CHP liderinin ‘’ Ne Mutlu Türküm de demiyorum Ne Mutlu Kürdüm de demiyorum’’ sözü arasında ne fark var? Zaten her ikisi de PKK açılımları noktasında yarışmıyor mu? AKP ve CHP’nin PKK açılımlarının dozu, bazen PKK’nın partisi BDP’nin siyasi kürtçülüklerinden bile ileri mesafededir. Görülüyor ki, PKK açılımlarını yapabilmek için, AKP, CHP ve BDP siyasi Kürtçülükte ruh üçüzlüğü yapmaktadırlar. Eğer TBMM’ye, Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkarılması önerisi gelirse, ruh üçüzü olan bu üç siyasi partinin ortaklaşa karar vereceği aşikardır. AKP lideri, PKK’nın siyasi uzantısı BDP’li Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak için öneri getiriyor. Başta AKP’nin içindeki siyasi Kürtçüler olmak üzere, CHP’nin siyasi Kürtçüleri ve BDP, dokunulmazlıkların kaldırılmasına hayır oyu verecektir. Yerel seçimlerin öne alınması oylamasında, kendi partisinden Milletvekillerine söz geçiremeyip kendi getirdikleri önerinin yasalaşmasını beceremeyen AKP değil miydi? İz azdırmak içinde sıkılmadan MHP’yi suçlamaya çalışmışlardı. AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılması oylaması TBMM’de yapılırken, kendileri hayır oyu vermesi ve teklifin yasalaşmaması durumunda, yine MHP’yi suçlayabilirler. MHP’nin, bu konuda daha dikkatli olması gerekebilir. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı on BDP’li Milletvekilinin, dokunulmazlıklarının TBMM’de kaldırılsa dahi AKP Hükümetinin söz konusu Milletvekillerinin hapse atılmaması konusunda, çaba sarfedeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Kandil ve İmralı cenahlarının her dediğini yaparak, devletimizi ve Türk Milletimizi sürekli tehdit eden BDP’nin, şimdye kadar çoktan kapanması gerekirdi. AKP lideri, PKK açılımları çerçevesinde bu partinin kapatılmasını engelliyor ve bu küresel taşeronların TBMM’de seslerini duyurmasına yardımcı oluyordu. Buradan soruyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devletimize başkaldıran PKK ile farklı düşünmeyip aynı onlar gibi davranan BDP’lilerin yaptıklarını, Türk kökenli bir grup yapsaydı, AKP Hükümeti ne yapardı? Vallahi de Billahi de hapislerde çürümeleri için elinden gelen her şeyi yapardı. Nihayetinde, PKK ile mücadelede ömrünü geçirmiş Türk Komutanlarının ne durumda olduğunu görüyoruz. Silivri’de yatanların tamamının salt darbecilikten hapis yattıklarına inanmıyorum. Suçları olan varsa cezalandırınız. Olmayanlar varsa yıllardır neden hapislerde çürütülüyor? Türk Askerine kurşun sıkanların, dağlarda ve şehirlerde serbestçe dolaşmasına izin vereceksiniz ama bu teröristlerle mücadele edenleri, darbe planları çerçevesinde hapiste tutacaksınız. Darbecileri, senin darbecin benim darbecim diye tasnif ederek, işinize gelen darbeci serbestçe dolaşacak ama işinize gelmeyeni hapse atacaksınız. Adında Adalet kelimesi olan AKP’nin Adaleti bu mudur? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlarında, devlete başkaldıran teröristlere ceza verecek bir madde yok mu? Var ise bu teröristler yıllardır neden hapiste değiller? AKP Hükümeti bu soruya cevap vermelidir. Dağdaki teröristleri bile bir başka ülkeye gitmeleri halinde serbest bırakabileceklerini söyleyen yöneticilerin olduğu AKP, PKK’lıları affetmeye hazırlanırken, bizim burada sorduğumuz sorulara ne cevap verebilecekler ki? Netice itibariyle, AKP’nin dokunulmazlıklar konusunda samimi olduğuna inanmıyoruz. Bu samimiyetsizlikleri de bir çok icraatlarında görülmektedir. İnşaallah, dokunulmazlıklar kalkar ve söz konusu Milletvekilleri en ağır şekilde hak ettikleri cezaları alarak hapse atılırlar. Yazımızın sonunda, ‘’Kahrolsun Türkçülük’’ diyenlere ithafen, Ecdadımızın söylediği Mehter Marşlarından, Ceddin Deden Marşını söylüyoruz. Ceddin deden, neslin baban Hep kahraman Türk milleti Orduların, pekçok zaman Vermiştiler dünyaya şan. Türk milleti, Türk milleti Aşk ile sev milliyeti Kahret vatan düşmanını Çeksin o mel’un zilleti.