Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasiye inanmış bir ferdi olarak bu seçimlerde 17-25’in Cumhurbaşkanlığını reddediyor ve yolsuzluktan, hırsızlıktan aklanmayan kişi benim cumhurbaşkanım olamaz diyerek yazıma başlamak istiyorum.
10 Ağustos’u geride bırakırken 17-25’in Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olmasına yönelik Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin basın açıklamasını çok dikkatli okumamız gerekiyor.
“- Cumhurbaşkanı seçimi yurt genelinde huzur ve sükûnet içinde geçmiştir. Sayım işlemi tamamlanmıştır. Seçime katılım oranı yüzde 74,1 düzeyinde kalmıştır. Milli irade tecelli etmiştir. AKP’nin adayı Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Şunu herkes çok iyi bilmelidir ki, MHP tercihlere saygı duymaktadır.
- 10 Ağustos seçimi öncesi ve sonrası ile uzun bir süre konuşulacaktır. Erdoğan, seçim kampanyasını hiç bir adalet, ahlak gözetmeden icra etmiştir. Devletin tüm imkânları Erdoğan’ın emrine girmiştir. Kiralık kalemler topluca Erdoğan’ın kampanyasına destek vermişlerdir.
RÜŞVET ONAY GÖRMÜŞTÜR
- Bugün rüşvet onay görmüş dürüstlük kaybetmiştir. Yolsuzluk olur almış adalet gerilemiştir. Haram yükselmiş helal düşmüştür. Dik duruş temiz yönetim geriye düşmüştür.
- Erdoğan’ı Çankaya’ya yakıştırmayan sayıları 20 milyona yaklaşan vatandaşlarımız umutlarımızı canlı tutmaktadır. Aziz milletimizin azımsanmayacak bir kesimi karanlığı reddetmiştir.
SANDIĞA GİTMEYENLERE SERT MESAJ
- Sandığa gitmeyenleri de hesaba kattığımızda Erdoğan’ın bulanık durumu daha net anlaşılabilecektir. Zahmet edip oylarını kullanmış olsalardı, çok farklı bir seçim sonucu olacaktı.”
Sosyal medyada Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere partimize yönelik planlı saldırıların arttığını gördüm. Saldırının hedefinde sadece Liderimiz değil MHP ve Türk milletinin birlik ve bütünlüğü, dirlik ve düzeni vardır. Milli varlığımızın teminatı olan, ülkenin bütünlüğü ve milletimizin birliği konusunda daima müteyakkız bulunan Milliyetçi-Ülkücü Hareketin Liderinin istifasını istemek beyhudedir. Ülkücü Hareketin Liderine saldıranlar sözüm size ve sizin gibi düşünenleredir.
Sandığa gitmeyenlerin oranı da hesaba katıldığında Erdoğan toplam seçmenin %37’sinin oyunu almıştır. Demokrasi, hak, hukuktan bahseden ama oy kullanmayan seçmenler şimdi partileri ve liderlerini eleştiriyor… Ne tuhaf..!!!
Bilirsiniz ki hayat demek mücadele demektir. 10 ay sonra büyük bir seçim var ve bizlerin bu seçime kenetlenmesi gerekir. Ulusun iradesinin tecelli edeceğini umarak ve devamlı ümit ederek yılmamayı, çabalamayı ve savaşmayı hiç bırakmadan Liderimizle birlikte bu Kutlu Davada yürüyeceğimi bilmenizi isterim..Ne kadar çok olursak zafer bize o kadar yakın olacaktır.
"Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır."