Andımızı Kaldıran AKP’ye MHP ve Kamu-Sen Tepkisi

AKP'nin Türk düşmanlığı yaparak Andımızı kaldırma girişimine karşı, MHP, Ülkü Ocakları ve Kamu-Sen'in bütün il Teşkilatları ülke genelinde protesto organizasyonları düzenledi. Türk Milliyetçiliğini ayakları altına aldığını ifade ederek ''Kahrolsun Türkçülük'' diye slogan atabilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk düşmanlığını bir daha göstererek, İlkokullarda öğrencilerimizin gururla okuduğu andımızın kaldırılmasını istedi. AKP ve Erdoğan'ın bu talebini MHP, Ülkü Ocakları ve Kamu-Sen çeşitli organizasyonlarla ülke genelinde protesto etti.     MHP GENEL MERKEZİNE ANDIMIZIN YAZILI OLDUĞU AFİŞ ASILDI MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP'nin "Demokratikleşme Paketi’nde yer alan ilkokullarda "Andımız" uygulamasının kaldırılmasına MHP Grup Toplantısı'nda tepki gösterdikten sonra MHP Teşkilatları AKP Hükümetine yönelik tepkilerini ülke genelinde göstermeye başladı. Andımızın kaldırılmasını protesto etmek amacıyla MHP Genel Merkezi binasına büyük bir afiş asıldı.     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açıkladığı "Demokratikleşme Paketi’nde ilkokullarda "Andımız" uygulamasının kaldırılacağını duyurmuştu. Bu uygulamanın kaldırılmasına tepkiler de sürüyor. MHP, uygulamanın kaldırılmasını, parti genel merkez binasının dış cephesine astığı "Andımız"ın yazılı olduğu bir afişle protesto etti. Dev afişin yanında Türk bayrağı ve parti bayrağı da yer aldı.   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teşkilatlara Andımız'ı ve Nevzat Köseoğlu'nun 'Türk Olmak ya da Olmamak' adlı kitabını hediye etti. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı "Demokratik Açılım Paketi" içerisinde yer alan Andımızın kaldırılması ile ilgili tepkisini ve bu konuda hassasiyetini gösterdi. Bahçeli, MHP Genel Merkez binasına Andımız'ın yazılı olduğu dev bir afiş astırdıktan sonra tüm teşkilatlara özel olarak hazırlanmış çerçeveli Andımızı ve MHP eski Milletvekili, fikir ve siyaset adamı Nevzat Kösoğlu'na ait "Türk Olmak ya da Olmamak" isimli kitabı hediye etti.     ANDIMIZIN KALDIRILMASINA ÜLKÜ OCAKLARI TEPKİSİ Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz Sözde Demokratikleşme Paketi’nde yer alan ve hayata geçirilmesi planlanan maddelere tepki göstermek amacıyla 3 Ekim 2013 Salı günü Taksim Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sonrasında andımız okundu. Genel Merkez Yöneticileri, İstanbul Ülkü Ocakları İl Yöneticileri ve çok sayıda ülkücünün katıldığı basın açıklamasında Genel Başkanımız Olcay Kılavuz şunları söyledi: Bizler vatan uğrunda anadan, yardan, serden geçenlerin evlatları, vicdanı, ahlakı, izanı olanlar, yüreklerinde Allah korkusu, gönüllerinde millet sevdasından başka hiçbir duyguya yer bırakmayanlar, kim diye sorulduğunda sağına soluna bakmadan: “Ben” diyebilen Asım’ın nesli; kahramanlıklarla yazılan bir destanın adı, binlerce yıllık şeref dolu mazinin sahibi Allah’ın yeryüzündeki kılıcı büyük Türk milleti’ne sesleniyoruz:     Hafızamızı tazeliyor ve ihanetin zincirine yeni bir halka daha eklenmesine tahammülümüzün olmadığını aziz milletimizin dikkatine arz ediyoruz. Habur’da başlayan ihanet süreci, Oslo’da devam etmiş, “görüştüğümüzü ispat edemeyenler şerefsizdir” diyenler, örgütle görüşmenin gayet normal bir şey olduğunu söylemeye başlamıştır.  Bu ihanet zincirine 30 Eylül’de bir yenisi daha eklenmiştir. “Demokratikleşme paketi” olarak isimlendirilen süreç Başbakan Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Paketin adı “demokratikleşme paketi” olarak açıklanmış olsa da, son dakikaya kadar gizli tutulması, toplumun görüş ve onayı alınmadan açıklanması, paketin adına daha baştan gölge düşürmüştür. Toplantının sonunda soru kabul edilmemesi “ne dersek o” zihniyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Daha düne kadar “gidin ormanda yaşayın” diye gençlere hakaret eden, eylemcilere karşı en sert müdahalelerde bulunulmasının talimatını veren, basın-yayın organlarını sürekli bir baskı ve takip alında tutan Başbakan Erdoğan, yeniden demokrasi havarisi kesilmiştir. Ancak açıklanan paket göstermiştir ki, Erdoğan’ın özgürlük ve demokrasi anlayışının temel eksenini bölücüler oluşturmaktadır. Çünkü pakette ki maddeler, onların talepleridir. Başbakan hiç ar etmeden şehitlerimizin ve onların mübarek ailelerinin de bu değişiklikleri onayladığını iddia etmiştir. Teröristlerin talepleri doğrultusunda, Andımızın kaldırılması, Kürtçe eğitime zemin hazırlanması, yerleşim yerlerinin Kürtçe isimler alması, terör örgütünün siyasi uzantılarının hazine yardımı alması gibi maddeleri şehitlerimizin kabul edeceğini söylemek nasıl bir kepazeliktir? Vatanın bölünmez bütünlüğü, milletimizin birlik ve dirliği için şehit olan yiğitlerle, ekmek yediği ülkeye ihanet eden alçakların aynı cümle içerisinde kullanılması bile onların ruhuna yapılacak en büyük hakaret değil midir? Teröristlerin beklentilerini meşru gören bir zihniyetin, teröristlerden ne farkı vardır? Taviz vererek ulaşılan noktayı başarı olarak nitelemek hangi aklın ürünüdür? Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, eli kanlı eşkıyalarla masaya oturtmak, hangi hukuk ve vicdan ilkesiyle bağdaşır? Vatan, bayrak, millet, devlet, ulusal egemenlik kavramlarının kutsaliyeti sarsılmış ve teröristlerin 30 yıldır silahla alamadığını, AKP Hükümeti altın tepsilerle sunmuştur. Neresinden bakılırsa bakılsın, bu talepler, İmralı’da ki caninin dayatmalarından başka bir şey değildir. Bölücü örgütle yürütülen pazarlığın içeriği gün geçtikçe daha da netleşmeye başlamıştır. Bölücü örgütle yaşanan pazarlığın ivme kazanması için atılan bu adımlar, Başbakan’ın da ifade ettiği gibi “ne ilktir, ne de son olacaktır.” İçerisine her ne kadar “kamuda başörtüsü serbestîsi” ve “Aleviler ile Romanlara dair bazı küçük jestler” katılmış olsa da, paketin verdiği mesaj bölücü başı ve terör örgütüne yönelik olmuştur. Bu maddelerin pakete eklenmesi, halkımızın tepkilerini bir parça olsun hafifletmek içindir. AKP’nin bu içten pazarlıkçı ve riyakâr politika anlayışı, inanıyoruz ki yüce milletimizin zihninde ve gönlünde artık yer bulamayacaktır. Başörtüsü gibi hassas bir konun söz konusu politik çıkarları için hükümet tarafından manevi bir kalkan haline getirilmesi; sayın Başbakanın eski tanışları olan orta doğu diktatörlerinin şatolarını korumak için masum insanları canlı kalkan olarak kullanması kadar acımasız ve bel aşağı vuran bir siyaset anlayışıdır.     AKP zihniyetinin atmış olduğu bu adımlara en çok sevinenler Türk düşmanlarıdır. Öyle ki bu kesimler, atılan bu adımları da yeterli bulmamakta, daha fazlasını istemektedir. Bölücülerin cesaretleri günden güne artmaktadır. Öyle ki üniversite kampüslerinde bölücü başının resimleri asılmakta, Türk bayrağı rozeti takanlar saldırıya uğramaktadır. Sözde “asayiş timleri” kimlik kontrolleri yaparken ortada görünmeyen devlet otoritesi bu durumu Türk bayrağı açarak protesto edenleri “provokatör” olmakla itham etmektedir.  Milliyetçilik ayaklar altına alınırken, Türk kimliği bir etnisite statüsüne indirilirken, bölücüler ve onların sapık zihniyetleri itibar görmektedir. Terör örgütünün ve uzantılarının cesaretleri ve küstahlıkları açıklanan bu paketten sonra daha da artacaktır. Bu gidişatın sonu hayır değildir. Ülkü Ocakları olarak aziz milletimizi bu ihanet süreci karşısında uyarıyor ve tepkisini ortaya koymaya çağırıyoruz. Bizim and geleneğimiz İskitlere kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Biz bu andı tarih sahnesine çıktığımız andan kıyametin kopacağı ana kadar, varlığımızın ve birliğimizin sürmesi adına içtik. Cihan şahit olsun ki andımızdan asla dönmeyeceğiz. Yok, edilmek istenen andımız metni değil bin yıllık kardeşliğimiz ve devletimize her şeyden önemlisi birbirimize verdiğimiz sözün güveni ve huzurudur. Sayın Başbakan; Türk andı bozdu mu gök girer kızıl çıkar! Korkut Atamın Söylediği gibi; Türk Andı bozdu mu kerttiği yer gibi kertilir, Toprak gibi savrulur, Kılıcına doğranır, Oğlu doğmaz doğarsa on güne varmaz! Şartlar ne olursa olsun “Varlığını Türk milletinin varlığına armağan eden” Türk gençleri her zaman ve her yerde daha gür bir şekilde haykırmaya devam edecektir.     ANDIMIZIN KALDIRILMASINA TÜRKİYE KAMU-SEN TEPKİSİ Adana'da Kamu-Sen İl Temsilciliği'ne bağlı sendikalar, 'Demokratikleşme Paketi'nde ilkokullarda okutulan öğrenci andının kaldırılmasını protesto etti.  İnönü Parkı'nda toplanan yaklaşık 200 sendika üyesi, Türk Bayrağı açarak, hükümet aleyhine slogan attı. Eylemciler adına konuşan Kamu-Sen Adana İl Temsilcisi Kamil Köse, paketin terör örgütünün isteklerini yerine getirmek için hazırlandığını öne sürdü. Köse, "Açıklanan paketle 'Türklük' yok edilmek istenmekte, bu doğrultuda her sabah okullarda okutulan öğrenci andı kaldırılmakta, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' diyenler susturulmaktadır" dedi. Öğrenci andının kaldırılsa da okullarda okutmaya devam edeceklerini belirten Kamil Köse, daha sonra eyleme katılanlara öğrenci andını okuttu. Eylemciler daha sonra dağıldı.   Türkiye Kamu Sen İzmir il temsilciliğine bağlı üyeler, Konak Meydanında demokratikleşme paketini protesto etti. Türk bayraklarıyla Hasan Tahsin Anıtı önünde basın açıklaması yapan sendika temsilcisi Ahmet Doğruyol, " Demokrasi ve özgürlükle uzaktan yakından ilgisi olmayan, 76 milyon vatandaşımızın ortak ihtiyaçlarını karşılamak yerine terör örgütünün taleplerini hayata geçirmeyi amaçlayan şüpheli bir paketle karşı karşıyayız. Bu paketle, 30 yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren eli kanlı bebek katili ve yandaşlarının, ana dilde eğitim talebi, özel okullarda hayat bulmakta, bölücülerin çok dilli toplum hayali, hükümet eliyle gerçekleştirilmektedir. " dedi. Türk Eğitim Sendikası üyesi öğretmenler, İstanbul Valiliği önünde toplanarak demokratikleşme paketini protesto etti. Basın açıklaması okuyan Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, şunları söyledi: " Demokrasi ve özgürlükle uzaktan yakından alakası olmayan, 76 milyon vatandaşımızı ortak ihtiyaçlarını karşılamak yerine terör örgütünün taleplerini hayata geçirmeyi amaçlayan şüpheli bir paketle karşı karşıyayız. 30 yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren bebek katillerinin ana dilde eğitim talebi özel okullarda hayat bulmaktadır.     Kenetlenmemizi sağlayan üst kimlik Türklük yok edilmek istenmekte, her sabah okullarda okunan Öğrenci Andı kaldırılmakta, 'Ne Mutlu Türküm Diyene'diyenler susturulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde çocuklarımızın 'Türküm'demesi, 'doğruyum'demesi, çalışkanım demesi kimleri, neden rahatsız etmektedir? 11 yıllık iktidarları boyunca ötekileştirmeyi genel kural haline getirdiler. Ayrışmayı alabildiğine körüklediler. Kendinden olmayanı, yok etmeyi mübah saydılar. Özgür medyayı susturup, PKK'nın taleplerini türbanla kamufle ettiler. Türk bayrakları sallayan öğretmenler, sık sık 'Ne Mutlu Türküm Diyene ", " Hükümet Paketi Al Başına Çal " şeklinde sloganlar attı. Ardından öğretmenler hep bir ağızdan öğrenci andını okudu. Öğretmenler sessiz bir şekilde dağılırken, valilik çevresinde polis geniş güvenlik önlemleri aldı.   Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl ve Merkez İlçe Teşkilatı 'Demokratikleşme Paketi' ile Andımızın kaldırılmasına Parti binası önünde düzenledikleri eylemle çok sert tepki gösterdi.  MHP Ordu İl Başkanı Köksal Yılmaz ve MHP Altınordu İlçe Başkanı Murat Kaçak'ın tertiplediği eyleme MHP OrduBüyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemal Enginyurt'un konuşmaları damgasını vurdu. Bütün organları birleşen MHP'nin eylemi saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. İstiklal Marşı'nın akabinde konuşma yapan MHP Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemal Enginyurt, AKP'yi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhuriyet'in, Türk'ün ve Atatürk'ün baş düşmanları olarak ilan ederken, CHP'lileri de Cumhuriyet'e, Atatürk'e ve Türk'lük değerlerine sahip çıkmaları için MHP çatısı altına davet etti.   ANDIMIZI KALDIRMAKTAN ÇEKİNMEDİLER Enginyurt; "Türk isminden rahatsız olanların, Türk Bayrağından rahatsız olanların, Mustafa Kemal Atatürk'ten rahatsız olanların, Cumhuriyet'ten rahatsız olanların, 11 yıldır iktidarda bulunduğu ülkemizde artık Cumhuriyet düşmanları, Türkiye düşmanları, Atatürk düşmanları işi öylesine azdırdılar ki, Türk Milletinin gurur kaynağı olan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk Gençliğine miras bıraktığı Andımızı kaldırmaktan çekinmediler" dedi. AKP'LİLER ÖYLE ŞIMARDILAR Kİ AKP'nin artık kimseyi tanımadığını ve Türk halkıyla resmen dalga geçtiğini söyleyen Enginyurt şöyle devam etti; "Aziz Ordulular, Yüce Türk Milleti, AKP eğer bu gidişe dur denilmezse, önüne set çekilmezse, 2014'ün 30 Mart'ında ampül patlatılmazsa, İstiklal Marşımızı da kaldıracak, Atatürk'ü de yargılayacaklar. AKP'liler öyle şımardılar ki, artık kimseyi tanımıyorlar. AKP'nin genel başkanı Başbakan ülkeyle adeta dalga geçiyor. Paket diye açıkladığı paketten çıka çıka Nevşehir Üniversitesinin adının değişmesi çıkıyor. PKK'lılara taviz çıkıyor ve bu Başbakan bize hakaret ediyor. Başbakanın Ordu'da yamağı olanlar da bize hakaret ediyor. Diyorlar ki 'Muhalefet ancak eleştirmeyi biliyor, paket çok güzeldi.' AKP'NİN İLK GAZABI ANDIMIZ OLDU Paketin İmralı'da ki cani ve pkklıların işine yaradığını ve pakette ilk gazabın Andımızın kaldırılması olduğuna dikkat çeken Enginyurt; "Doğrudur paket çok güzeldi. Kimin için güzel, Ana dilde eğitim isteyen İmralı'da ki cani için güzel. Paket kimin için güzel, Ne Mutlu Türküm Diyene sözlerinin dağlardan kaldırılmasını isteyenler için güzel. Paket kimin için güzel, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden rahatsız olanlar için güzel. Paket kimin için güzel, İmralı'da ki caniye siyasi partiye oy vermek için, oy versin diye partiye üye yapmak isteyenler için güzel. Bu paket Türkler için güzel değil. Bu paketin Türk Milletine ilk gazabı Andımızı kaldırmak oldu" diye konuştu. Gerçi AKP'nin Andımızı kaldırmaktan başka bir işi yoktu. Bize göre en doğru olan işi yaptı. AKP, Andımızı kaldırarak kendine yakışanı yaptı. Niye çünkü Andımız Türk'üm diye başlıyor, ama bunlar Türk değil. Andımız doğruyum diyor, ama bunlar doğru değil. Andımız çalışkanım diyor, bunlar çalışkan değil. Andımız biterken Ne Mutlu Türküm Diyene diye bitiyor, ama bunlar Türk değil, bunlar Türk'ü sevmiyor. Onun için Andımızı kaldırdıklarına kendi açılarından iyi ettiler" şeklinde konuştu. ATATÜRK'Ü DE, BAYRAĞIMIZI DA ÇİĞNETMEYECEĞİZ Atatürk'ü ve Türk Bayrağını çiğnetmeyeceklerini ve Cumhuriyet'e sahip çıkmaları CHP'lileri de MHP çatısı altına davet eden Enginyurt daha sonra şunları kaydetti; "Buradan AKP'nin Başbakanına, Genel Başkanına, Milletvekillerine bütün AKP'lilere sesleniyoruz. Yeryüzünde tek ülkücü kaldıkça, yeryüzünde tek MHP'li kaldıkça, yeryüzünde tek Türk kaldıkça, Atatürk'ü de, Bayrağı da size çiğnetmeyeceğiz. Buradan CHP'lilere de sesleniyoruz. CHP'ye oy veren vatandaşlarımıza sesleniyoruz. Andımızı kaldıranlar, Mustafa Kemal Atatürk'e ayyaş diyenler, Cumhuriyet'i kurarken Mustafa Kemal Atatürk kaç promil alkol aldı diye soranlara karşı, CHP ne yapıyor. Onlar niye sokakta değiller? Onlar niye tepki göstermiyorlar? Neden, çünkü Cumhuriyet'in partisi de MHP, Atatürk'ün partisi de MHP. Bütün Türk Milletini, bütün aziz Orduluları 2014'ün 30 Mart'ında AKP'nin ampülünü patlatmaya davet ediyoruz.   MHP'NİN ETRAFINDA BİRLEŞİN Bu AKP'lilere karşı dik bir ses lazım, büyük bir ses lazım, delikanlı bir ses lazım, o delikanlı ses biziz Allah'ın izniyle, bizimle birlikte olun. Şu an gazeteciler buradalar Seyit Torun'a gidip sorsalar, AKP, Başbakan Andımız kaldırdı. Ne diyorsun deseler, Seyit Torun korkudan sesini çıkaramaz. Öyle ise bu AKP'nin zulmüne dur demek için, bu faşist diktatörlüğe dur demek için, MHP'nin etrafında birleşin. Ve hep birlikte burada Andımızı okuyarak bütün Türkiye'ye haykırın. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE