Bahçeli: Ortağınız da Cumhuriyete İhanet Etti mi?

TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Irak ve Suriye tezkeresine Evet oyu verenlere Cumhuriyet'e ihanet damgası vurmaya çalışan CHP'ye tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu'na İyi Parti'nin de Cumhuriyet'e ihanet edip etmediğini sorarak, ihanet sözlerini İyi Parti yönetiminin yüzüne söylemeyi düşünüp düşünmediğini sordu.   

 

TERÖRLE HUZUR ARASINDA ÜÇÜNCÜ BİR SEÇENEK YOKTUR

 

Türkiye’nin terörle mücadelesi bekasının gereği, istiklal ve istikbalinin güvencesidir. Terörle huzur arasında üçüncü bir seçenek yoktur. Ya, karşımızdaki bölücü terör cephesi Türkiye’nin birlikte yaşama iradesini kırarak ülkeyi kanlı bir bölünme ve iç çatışma sürecine itecektir. Ya da, Türkiye Cumhuriyeti devleti, bütün milli güç unsurlarıyla ayağa kalkarak bu saldırılara ve destekçilerine gereken cevabı vererek bu ihanetin belini kıracaktır. Bunun başka yolu ve yordamı kalmamıştır. Vatanını seven hiç kimsenin tepkisiz kalamayacağı, suskun duramayacağı; hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği terör eylemleri karşısında, ne öne sürülecek bahaneler, ne de mazeret olacak gerekçeler meselenin vahametini azaltmayacaktır. Son günlerde peşpeşe aldığımız şehit haberleri hepimizi üzmektedir. Bu vesileyle aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, başımız sağolsun diyorum. Tedavi gören gazilerimize şifalar diliyorum.

 

BİZ GÖRDÜĞÜMÜZ YERDE VURMAZSAK ONLAR BİZİ VURACAK

 

Şunu iyi bilmek lazımdır ki, şayet biz bölücü terör örgütünün üzerine üzerine gitmezsek onlar silahlarıyla, bombalarıyla, hain planlarıyla bize gelecekler. Biz gördüğümüz yerde vurmazsak, onlar bizi vuracaklar. Teröristlerin kökünü kurutamazsak, onlar Türkiye’yi kurcalaya kurcalaya kundaklayacaklar. Türkiye, teröre karşı savunmada değil taarruzdadır, üredikleri, beslendikleri, palazlandıkları bataklıkları A’dan Z’ye temizlemek hayat memat meselesidir. Bu kanlı sayfa mutlak surette kapatılmalı, eşkıyanın fermanı yırtılıp atılmalıdır. Bunu yapacak güç bizde vardır, iman vardır, inanmışlık vardır, kararlılık vardır, fedakarlık vardır, kahramanlık vardır ve destansı şekilde kıyamdadır.

 

MUHALİFLER İHANETİN TEPELENMESİNE HAYIR DEDİ

 

Hepinizin bizatihi şahit olup destek verdiğiniz sınır ötesine asker göndermeyi esas alan Irak ve Suriye tezkeresi 26 Ekim 2021 Salı günü TBMM’de görüşülerek kabul edilmiştir. Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan menfur gelişmeler ve süregiden çatışmalar kuşkusuz milli güvenliğimiz açısından aşırı riskler taşımaktadır. Irak’ta PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin melun varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölge barışına, bölge istikrarına ve milli bekamıza doğrudan tehdit saçmaktadır. Suriye’nin sınırlarımıza yakın alanlarında PKK-PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, yuvalanan diğer terör örgütlerinin milli güvenliğimize ve sivillere yönelik suikast ve eylemleri artarak devam etmektedir. Türkiye’nin milli güvenliğini hedef alan terör saldırılarına karşı uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü tedbiri alması hakkıdır. Tezkere oylamasında CHP ile HDP hayır demiş, İP çok az sayıda milletvekiliyle evet oyu kullanmıştır. Diyeceğim odur ki CHP, HDP ile ele ele tutuşarak, sınır ötesine asker gönderilmesine, terörle mücadelenin devamına, ihanetin tepelenmesine hayır demiştir.

 

TEZKEREYE EVET VE HAYIR OYU VERMENİN ANLAMI

 

Bilfarz, Irak ve Suriye tezkeresi CHP ve HDP’nin istediği gibi reddedilmiş olsaydı, sınır ötesinde terör örgütleriyle mücadele eden Türk askeri geri çekilecek, güney sınırlarımız boydan boya terörizmin kontrolüne girecekti. CHP, tarihin yanlış yerinde durmakla kalmamış, Türkiye’nin de karşısında resmen ve belgeli şekilde konuşlanmıştır. Geldiğimiz bu aşamada, CHP ile HDP, İP’in teşvikiyle tek bünyede birleşmiş, PKK’nın siyasetteki kolonları haline gelmişlerdir. Sorarım sizlere, bu olup bitenler zillet değil midir? Bu rezil ittifak düşmanın ileri karakolu olarak görülmeyecek midir? CHP, HDP’yle birlikte tezkereye hayır, PKK’ya evet demiştir. Türkiye’ye hayır, Türk ve İslam düşmanlarına evet demiştir. Şehitlere hayır, gazilere hayır, milli haysiyete hayır, teröristlere evet demiştir. Milli birlik ve dayanışma ruhuna hayır, bölücülüğe ve bölünmeye evet demiştir. Türk askerine hayır, Türkiye karşıtlarına evet demiştir. CHP yönetimi, tarihi çizgisine hayır, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hayır, Milli Mücadele’ye hayır, hıyanete ve husumete evet demiştir.

 

GEÇMİŞTE EVET OYU VERİP ŞİMDİ HAYIR OYU VERENLER

 

Ey Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır, geçmiş olsun sana, kendini de yaktın, partini de ateşe attın. Kılıçdaroğlu, geçen haftaki grup konuşmasında diyor ki; “Yabancı askerler bu tezkerede var, yabancı askerler Türkiye’ye geliyor. Yabancı askerlerin potinlerini Türkiye Cumhuriyeti devletinin topraklarında istemiyoruz.” Hiç kimsenin topraklarımızı çiğnediği, çiğnemeye cüret edeceği falan yoktur. Bu iddia kuyruklu yalandır. Tezkerede bulunan “yabancı askerlerin Türkiye’de bulunması” ifadesi ülkemizin DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun Türk üslerinden yararlanmasına imkan tanımaktadır. Meselenin özü sadece budur. Aynı ifadeler 8 Ekim 2019, 7 Ekim 2020 tarihlerinde TBMM’de görüşülen tezkere metinlerinde de yer almıştır. O zamanki CHP, yabancı asker ayrıntısını büyütmemiş, tezkere oylamalarında evet tercihini kullanmıştı.

 

BİZİM MİLLİYETÇİLİĞİMİZİ ANLAMAN İÇİN KIRK FIRIN EKMEK YESENİZDE NAFİLE

 

Kılıçdaroğlu, geçen haftaki grup toplantısında bize soru sormuş ve şöyle demiş: “Bu yabancı askerler kim? Söyle bakalım; milliyetçi sen misin, biz miyiz?” Sayın Kılıçdaroğlu, bu sorunun cevabını öncelikle sen vermelisin. Kaldı ki bu sorunun muhatabı esasen sensin, zira aynı mahiyetteki tezkerelere geçmişte evet diyen bir şahsiyetsin. Milliyetçiliğine gelince, sevsinler senin gibi milliyetçiyi. Bizim milliyetçiliğimizi anlaman için kırk fırın ekmek yesen de nafile, bizim liglerimiz farklı, sen çoktan küme düşmüşsün, biz ise milletin gönlündeyiz, tarihin izindeyiz, ecdadın emanetçisiyiz, Türk asırlarının varisleriyiz. Sen PKK’nın tutsağı, biz de milletin meftunu, yılmaz hizmetkarıyız. Peki şimdi ne oldu? Geride kalan iki tezkerede sorun olmayan bir ifade bugün neden gündeme taşınıp istismar ediliyor? Çünkü HDP’nin dayatmasına CHP boyun eğmiştir. Çünkü PKK’nın tebliğ ettiği dağ emri, emperyalizmin talimat listesi CHP’nin iradesini boyunduruk altına almıştır.

 

ORTAĞINIZ İYİ PARTİ DE CUMHURİYET'E İHANET ETTİ Mİ?

 

Kılıçdaroğlu, Kurtuluş Savaşı geleneğinden gelen bir parti olduklarını, dokularında Kurtuluş Savaşı olduğunu söylüyor. Bugünkü CHP, Kurtuluş Savaşı yıllarında olsaydı, yeri ve siperi kesinlikle düşmanın yanında olur, işbirlikçiliğin kitabını yazar, sonra da hepsi birden 150’liklerin arasına girerdi. CHP Genel Başkanı, köşeye sıkıştıkça ağzından çıkanı kulağı duymayacak kadar şuur kaybı içindedir. Diyor ki, tezkereye evet deseydik, Cumhuriyet’e ihanet etmiş olurduk. Zavallı iyice şaşırdı, iyice su kaynattı, şanzımanı dağıttı, istikameti hepten şaştı. Sayın Kılıçdaroğlu, ortağın İYİ Parti de ihanet etti mi? Bunu onların yüzüne karşı söylemeyi düşünüyor musun? İhanet edenlerle yol yürümek fıtratında mı vardır, mayan mı böyledir? Sana göre Cumhuriyet nedir? İhanet ne anlama gelmektedir? Tezkereye hayır demekle asıl vatana, millete ve Cumhuriyet’e katmerli ihanet eden sensin ve siyasi zihniyetindir. 

 

KÜRDİSTAN FİTNESİNE DİRENİP BOZKURT GİBİ KARŞI DURURUZ

 

Eline avucuna düştüğün HDP, Cumhuriyet Bayramı’nı bile kutlamadı, Aziz Atatürk’ü ağzına almaya tenezzül dahi etmedi. CHP yoğun bakımdadır, şiddetli iç kanama geçirmektedir, bugünkü yönetiminin devamı halinde bitkisel hayata mahkum olması yakındır. CHP-HDP ikiz kardeştir, ihanet beşiğinde PKK’nın, Türkiye düşmanlarının dokunuşuyla sallandıkları açıktır. CHP bunları yapıyorken, tezkereye evet demenin sancılarını yaşayan İP Başkanı, soluğu Siirt Kurtalan’da almıştır. Ve karşısına çıkan bölücü bir alçağın, “burası Kürdistan’dır” bühtanına tek kelime edememiştir. Yazıklar olsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları dahilinde Kürdistan diye bir yer yoktur, asla da olmayacaktır, gerekirse şehit oluruz, gerekirse şahit oluruz, ama üniter milli devletimizi asla parçalatmayız, asla böldürmeyiz, Kürdistan fitnesine bedenlerimizle direnir, Bozkurt gibi karşı dururuz.

 

ANAYASA MAHKEMESİ'NE TEPKİ

 

Paris’te yaptığı açıklamayla İP Başkanı’nı tamamlayan, Anayasa Mahkemesi’nin lehine hak ihlali kararı verip Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum ettiği şerefsiz bir bölücü aynen şöyle şunları söylemiş: “Siirt Kürdistan’dır. İşgalciler bilmelidir ki, şu an üzerinde misafir oldukları yeri ya Kürdistan olarak kabul edecekler ya da gelecekte Kürdistan’a komşu olacaklar.” Osman Baydemir isimli terörist, gelsin de bu sözleri Türkiye’de söylesin, uzaktan konuşması kolay, yüreği varsa karşımıza çıksın da Siirt Kürdistan’dır desin. Görüyorsunuz, Anayasa Mahkemesi kimlerin yanında duruyor, kimlerin kılıcını hak ihlali kisvesi altında utanmadan, sıkılmadan sallıyor. 

 

MHP TÜRK MİLLETİNİ KORUMAYA YEMİN ETMİŞTİR

 

MHP, Türkiye Cumhuriyeti adı ile temsil edilen siyasi, beşeri, fiziki, kültürel ve ekonomik coğrafyayı; Türk milli kimliğinde vücut bulmuş milletimizi bir ve bütün olarak korumaya yemin etmiş siyasi bir anlayışın temsilcisidir. Çağdaş bir devlet olabilme, müreffeh ve medeni bir millet haline gelebilme, bireysel hak ve hukuka insaniyetin ulaştığı evrensel ölçülerde sahip olabilme hedefi elbette önceliklerimizdir. Ancak partimiz bu hedeflerin üstünde bir kavrayışla, milli değerlerin ve milli bekanın korunmasını vazgeçilmez varlık sebebi, hatta kutlu bir vatan görevi olarak ele almaktadır. Kimliksiz ama demokrat, kişiliksiz ama özgür, birey olmuş ama milletsiz, vatandaş ama vatansız; içi boşaltılmış, değer taşımayan, geride kalan alt kimlik ve kültürlerine yeniden sığınmış ‘yitik toplum’ modelini Türk milletinin sineye çekmesi mümkün değildir.

 

KÜRDİSTAN NİFAKINI SESLENDİRMEK TARİHİ BİR İHANETTİR

 

Birileri millet kimliği dışında yeni arayışlar ve tanımlar talep ediyor diye milleti bu yapay talepler üzerinden yeniden adlandırmak; devleti bu taleplere göre yeniden tanzim etmeyi planlamak emsali görülmemiş bir yıkım olacaktır. Milleti oluşturan ana gövdeden kimliklerin kaşınarak parçaların kopartılması, oluşmuş bir milleti sosyolojik anlamda geriye götürecek, boy ve kabilelere dönüştürerek ilkel, geri ve ırkçı bir akıbeti doğuracaktır. Türk milletinin en büyük güç kaynağı tarihin her döneminde koruduğu ve yücelttiği milli birliği ve kardeşliğidir. Gösterilen mücadele ve kahramanlığa rağmen 37 yıldır dağlarda devam eden eşkıyalığı, bir kimlik talebi gibi algılayıp birlikte yaşama ülküsünün zayıfladığına yorarak Kürdistan nifakını seslendirmek tarihi bir ihanettir. Kim ne söylerse söylesin, biz her vatandaşımızı büyük Türk milletinin saygıdeğer bir evladı olarak görmeye sonuna kadar devam edeceğiz.

 

MHP, MUHALEFETİ YANLIŞLARINDAN DÖNMEYE DAVET ETMEKTEDİR

 

MHP'nin ayrılmada, bölünmede, çözülmede, dağılmada, ayrışmada, farklılaşmada mutabakat araması mümkün değildir. Büyük Türk milletinin, üzerine oynanan kirli oyunları, engin sağduyusu, birlik ve dayanışma ruhu ve geleceğine sahip çıkma şuuruyla bozacağına olan inancımız tamdır. Türkiye’nin etnik kutuplaşmalara ve kardeş kavgalarına sürüklenmesini amaçlayan tahrikler karşısında Türk milleti bir bütün olarak ayağa kalkacaktır. Partimiz, milli bekanın devamında mutlaka gerekli ve zorunlu olduğuna inandığı “tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil” ülkümüzü tartışmaya açacak gelişmelere sonuna kadar karşı çıkacak, karşı olacak, karşı duracak, karşı koyacaktır. Her milliyetçinin bütün benliği ile savunduğu bu ilkeler başka hesaplar içinde olanlar açısından dikkat edilmesi gereken hususlardır. MHP'nin terör ve bölücülük konusundaki duruşu ve bu hususta kimseyle tartışmayacağı kırmızıçizgileri herkes tarafından çok iyi bilinmelidir. Milli meselelerde nerede durduğumuz bellidir, milli vicdanda tescil edilmiştir. MHP, herkesi vatan ve millet sevgisi etrafında, siyasi kaygıların üstünde bir gönül birliğine, muhalefeti de iflah olmaz yanlışlarından bir an evvel dönmeye davet etmektedir.

 

İNSANIMIZA VE VATANIMIZA GÖZ DİKENLERİN GÖZÜNÜ OYMASINI BİLİRİZ

 

Hiçbir siyasi düşünce, hedef, iktidar amacı veya projesi, Türkiye’nin birliğinden, dirliğinden, kardeşliğinden daha önemli, daha öncelikli olamayacaktır. Buradan Türkiye’ye karşı ihanet yolunu seçen, Türk milletinin kardeşliğini yıkarak amaçlarına ulaşacaklarını zanneden mihraklara bir gerçeği yeniden hatırlatmayı yararlı görüyorum: Hiç kimse Türk milliyetçilerinin vatan sevgisinden kaynaklanan sorumlu, soğukkanlı ve aklıselim tutumuna bakarak, başka anlamlar çıkarmamalı, altından kalkamayacakları hesap hatalarına düşmemelidir. Tek bir taşımızdan, tek bir insanımızdan, tek bir değerimizden, tek bir milli servetimizden vazgeçmeyiz, bunlara göz dikenlerin de gözünü oymasını biliriz. CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarının sonu gelmeyen kimlik arayışları ve bölücüleri meşru gören gafletleri; terör örgütünün ümit ve cesaret kaynağının kimler olduğunu belgeleyen somut veriler olarak karşımızdadır. Tezkere oylaması bu hususta ki en çarpıcı delildir.

 

TÜRK MİLLETİ SAHNELENEN OYUNU BOZACAKTIR

 

Milletleşme sürecini durdurarak, geriye döndürerek, sekteye uğratarak gelişmiş, kalkınmış, demokratikleşmiş, hatta ayakta kalmış bir ülkeye henüz rast gelinmemiştir. Türklük tarih içerisinde çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış milli kimliktir. Milletine mensubiyet duyan hiçbir vatan evladı, bu değerin örselenmesine sessiz ve seyirci kalmayacaktır. Ve unutulmasın ki cumhurun uyanan, doğrulan iradesi bunun hesabını müsebbiplerinden er geç soracaktır. İhanete çanak tutanlar, buna yardım ve yataklık yapanlar bedelini mutlaka ödeyeceklerdir. Buradan zillet ittifakını uyarmayı milli bir görev addediyorum. Girdiğiniz yol tehlikelerle doludur. Ulaşılacak sonuç Anayasamızın değişemeyecek maddelerini değiştirmeye yönelik girişim olup  “vatana ihanet”le eşdeğerdir. CHP-İP-HDP ve diğer zillet yedeklerinin Serv sevdalısı olarak karşımıza geçmesine Türk milleti tahammül etmeyecek, zillete tamam demeyecek, Allah’ın izniyle sahnelenen oyunu bozacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum.