Bahçeli: Zillete Düşenleri Kudurtmaya Devam Edeceğiz
TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmanın son bölümünde, kurulduğundan beri hakettiği düzeye tırmanma mücadelesi veren Türkiye'nin yeni yüzyılında artık zillete yer olmadığına dikkat çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütlerinin, emperyalist tertipçilerin arkasına saklanan korkaklarla ve ABD’deki bir benzinlikte şaibeli isimlerle hamburger yiyen tok esirlerle yürüyecek yollarının olmadığını belirterek, hedefine kitlenen Türkiye'nin önüne set olanları kudurtmaya devam edeceklerini söyledi.
TÜRKİYE ÇOK CEPHELİ BİR MÜCADELE YÜRÜTÜYOR
Cumhuriyet tarihimizin geneline baktığımızda, Türkiye’mizin siyasi ve ekonomik dönüşümleri gerçekleştirip kalıcı, istikrarlı ve huzurlu bir ülke olarak hakettiği düzeye tırmanma mücadelesinin çetin bir süreci ifade ettiği hemen fark edilecektir. Türkiye'nin hem hassas bir coğrafyaya sahip olması, hem de dünyada yaşanan gelişmelerin ulaştığı karmaşık boyutlar bu mücadelenin çok cepheli yürütülmesini mecburi kılmıştır. Başka bir şekilde ifade edecek olursam, ekonomik istikrarı ön plana çıkartıp siyasi istikrarı ihmal etmek ya da ikinci plana itmek makul ve mantıklı bir tercih değildir. Benzer şekilde, siyasi istikrarı temel alıp ekonomik ve toplumsal istikrarı ihmal etmek de akıl işi değildir. Zaten ekonomik ve siyasi istikrarsızlık birbirinin yapışık ikizi gibidir. Öyle ki iki istikrarsızlık hali de birbirini beslemekte, sorunların karşılıklı olarak derinleşmesine hizmet etmektedir.
TÜRKİYE'NİN YENİDEN İMAR VE İNŞA ÇABALARI
1920'li yıllarda başlayan yeniden imar ve inşa çabaları, çeşitli şekillerde, değişen hızlarda günümüze kadar süregelmiştir. Aynı dönem boyunca birçok aksama ve sıkıntılarla da iç içe geçen bu sürecin analizi her bakımdan çok iyi yapılmalıdır. Bu analizin sonucunda ortak akıl ve katılımla alınacak köklü demokratik tedbirler Lider Ülke Türkiye’nin Cumhuriyet’in yeni yüzyılına damga vurmasının önünü açacaktır. Türkiye bir yanda siyasi istikrar ve güvenliğini, diğer yanda da ekonomik istikrar ve dengesini aynı anda başarmış bir ülke mertebesindedir. Bunun gerisinde de Cumhur İttifakı’nın vatan ve millet sevdasıyla billurlaşmış sağlam iradesi, ilaveten de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yönetim hayatımıza kazandırdığı milli, stratejik, tutarlı ve bütünüyle milletimize dayanan muteber özellikleri bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, şahsım hükümeti ve tek adam rejimi diyenler Cumhuriyet’i ve yeni yüzyılını karalamak için ellerine tutuşturulmuş talimat listelerine müzahir hareket eden devşirilmiş zihniyetlerdir.
TÜRKİYE GÜÇLENEREK YOLUNA DEVAM EDECEKTİR
Türkiye Cumhuriyeti gelişerek ilerleyecektir. Türkiye Cumhuriyeti gücüne güç katıp yoluna devam edecektir. Buna engel olmak veya taş koymak isteyen işbirlikçiler ya yoldan çekilmeli ya da ezilmeyi göze almalıdır. Zaman Türkiye zamanıdır. Yüzyıl Türkiye’nindir. Yüzsüzler bu yüzyılın silik gölgeleri olmaktan kaçamayacaklardır. Devlet, milletiyle elbirliği halindedir ve omuz omuza duruş sergilemektedir. Tehdit nereden gelirse gelsin, Türk milleti tek yürek, tek nefes, tek bilek halinde azgınlaşan tehditlere karşı koyacaktır. Dünyayı Türkçe okuma amacı “Türkiye Yüzyılı”nın ana çatısı olacaktır. Milli kimliğin, milli birlik ve kardeşliğin kudreti maşeri vicdanda saklı duran hükümran maziyi tekrar ayaklandıracaktır.
TÜRKİYE'NİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ ANLAYAMAYAN NASİPSİZLER
Başkalarına özenen, başkalarını taklit eden, kendine güveni olmayan, kendi insanına hor bakan, Tanzimatçı ablukanın altında on yıllardır debelenen siyasi ve sosyal elitler Türkiye’nin büyüklüğünü ve tayin edilmiş kutlu hedefleri anlayacak ve anlamlandıracak asgari milli ruha sahip olmayan nasipsizlerdir. Gelişmeyi sarıktan fese, festen şapkaya geçişte görenlerin, yakıcı meselelerin özüne nüfuz etmeden şekilde, gösterişte ve yüzeyde çırpınanların milletimize anlatacağı hiçbir şey de olamayacaktır. Cumhuriyet’in yüzüncü ve devamında başlayacak yeni yüzyılı sıradan bir takvim değişikliği değildir. Bu durum ülkemiz ve milletimizle birlikte beşeriyeti, Türk-İslam alemini ve dünyanın tamamını yakından ilgilendiren tarihi bir kavşak noktasına işaret etmektedir. Zira beşeriyet sahnesinin ışıkları artık Türk milletini aydınlatmaktadır. Geçmiş yüzyılın kaotik dar kalıplarına sıkışıp kalanlar için Cumhuriyet’in gelecek yüzyılı sadece kuru hamasetten öte bir manaya gelmeyecektir.
BU YÜZYILDA ZİLLETE YER YOKTUR
Sorunlarla beraber çözümler de aynı hızla gelişmektedir. Türkiye çözüm odaklı, insani ve vicdani diyalogların cazibe ve çekim mihveridir. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın İstanbul’da çözülme ümidi, Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul’dan tüm dünyayı etkileme kapasitesi, tahıl koridorunun ağırlık merkezi olarak İstanbul’un sivrilmesi Türkiye’nin siyaset ve diplomaside 2023’e ve müteakip yıllara tesir kuvvetinin de ön habercisidir. Bu yüzden Cumhuriyet’in yeni yüzyılı Türkiye Yüzyılının doğumu ve doğruluşudur. Bu yüzyılda zillete yer yoktur. Kaldı ki zillet demek tarihin gerisine düşmek demektir. Zillet demek medeniyet ve milletler mücadelesinden yenik çıkmak demektir. Zillet demek eğilmiş baş, çökmüş diz, taviz ve teslimiyet döngüsüne hapsolmuş siyaset anlayışı demektir.
BİZİM ZİLLETE DEĞİL CUMHURİYETLE TAÇLANMIŞ ŞAHLANMAYA İHTİYACIMIZ VARDIR
Bizim böylesi bir karanlık ve köhne siyaset anlayışına asla tahammülümüz yoktur. Bizim ABD’deki bir benzinlikte şaibeli isimlerle hamburger yiyen tok esirlerle yürüyecek yolumuz kesinlikle yoktur. Bizim zillete değil, cumhurun zaferiyle perçinlenmiş, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümüyle taçlanmış şahlanmaya ihtiyacımız vardır. Türkiye Yüzyılı vizyonu açıklanır açıklanmaz, CHP’lilerin taciz ve tahrik sırasına girmeleri, mesnetsiz itham ve isnatlarla çarpıtma görevini üstlenmeleri hayasızlığın siyaset görüldüğü ayıplı bir durumdur. Sabrınıza sığınarak CHP’li Mersin Belediye Başkanı’nın şu alçak sözlerine dikkatinizi çekiyorum: “Vizyona bakın, gözlerim yaşardı iki gündür. Vizyona bakın, ikinci yüzyıl vizyonuna, tank, top, SİHA, İHA, vur, öldür, kahramanlık türküleri, Cumhuriyet bunun için kurulmadı.” Belediyesinde PKK’lıları işe alıp terör yuvası haline getiren CHP’li bir belediye başkanından başka bir söz duymak mümkün müdür?
AND OLSUN SİZİ KUDURTMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Teröristler sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, ovada, bu küstahın yönettiği belediyede yakalanıp etkisiz hale getirildikçe kuduruyorlar, çılgına dönüyorlar. And olsun sizi kudurtmaya devam edeceğiz. Biz kahramanlık türküleri söyleyeceğiz, siz saklanacak delik bile bulamayacaksınız. Tankımızdan, topumuzdan, SİHA’mızdan, İHA’mızdan rahatsız olanlar terörün yedeğine düşmüş onursuzlardır, nitekim onlara huzur yüzü yoktur, onlara rahat yoktur, onlara merhamet yoktur. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan benim aday olmamdan çok korkuyor”, demiş. Korkaklar milli başarıları gölgelemek için sıraya girenlerdir. Korkaklar Türkiye’yi taşa tutanlardır. Korkaklar terör örgütlerinin, emperyalist tertipçilerin arkasına saklananlardır. Sayın Kılıçdaroğlu davul sen de, tokmak başkasında, önce aday ol, sonra konuş. Ardından da siyasetinde milli ve ahlaklı olmaya çalış.
ONLARIN ÖZGÜRLÜK ÇIKIŞLARI TÜRKİYE'YE KURULMUŞ BOMBALI TUZAKTIR
Bu zihniyet zehirlidir, zillettedir. Sözde bir film yönetmeninin, düzenlenmiş bir ödül töreninde, PKK havarisi, terör heveslisi Tabipler Birliği Başkanı için, “sırf barış dedi diye hapse attılar” sözü ve aldığı kirli ödülü söz konusu bölücü şahsa ithaf etmesi de zillet ittifakının kokuşmuş ana fikri, ana eğilimidir. Terörizme, ihanete, melanete, rezalete barış diyenler, barışın yegane düşmanıdır. Bu tiplerin barış, adalet, demokrasi ve özgürlük çıkışları Türkiye’ye kurulmuş bir nevi bombalı tuzaktır. Buna karşılık doğrudan yana tavır alan, Türk Silahlı Kuvvetleri’mize iftira atıldığını haykıran, bu suretle milletimizin takdirini toplayan gerçek sanatçımız Burak Haktanır’ın cesareti ve dik duruşu da hakikaten alkışlanacak düzeydedir ve kendisini tebrik etmek, helal olsun demek boynumuzun borcudur. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, siz değerli milletvekili arkadaşlarımı hürmet ve muhabbetle selamlıyor, bilhassa Plan ve Bütçe Komisyonu’yla birlikte Genel Kurul çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum.