Öztürk açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
İlk turu 10 Ağustos tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci devam etmektedir. Bu süreç ülkemizin geleceğini belirleme noktasında önemli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır.
Yapılacak olan seçimlerde başta Partimizin desteklediği aday olan Ekmeleddin İhsanoğlu Bey olmak üzere tüm adaylar Yüksek Seçim Kurulu nezdinde adaylık müracaatlarını gerçekleştirmişlerdir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylar arasında eşit yarış imkanının sağlanması demokrasinin tecellisi anlamında büyük önem taşımaktadır.
Eşit ve adil olmayan bir ortamda yapılacak seçimlerden doğru bir iradenin yansıması elbette ki mümkün olmayacaktır.
Bir tarafta Devletin imkanlarını sonuna kadar kullanan Başbakan Erdoğan ile kendi imkanları ile süreci götürmeye çalışan diğer adaylar arasında yarışın eşit şartlarda geçtiği söylenemez.
Bu eşitliğin sağlanması vazifesi Yüksek Seçim Kurulundadır.
Bu sebeple aşağıda yer alan gerekçelerimizle birlikte Yüksek Seçim Kuruluna müracaat ederek yarışta adaletin sağlanması adına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın görevinden çekilmesi gerektiği belirtilmiş ve bu yönde karar alınması istenmiştir.
Buna göre;
I-) Başbakan’ın görevinden ayrılmış sayılması
6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun “Adayların görevden ayrılması ve göreve dönmesi” başlıklı 11. Maddesine göre;
“MADDE 11 - (1) Yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır. Bu durum Yüksek Seçim Kurulunca aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilir.”
Başbakan’ın yürütmüş olduğu hizmetin kamu hizmeti olduğu ve kendisinin de kamu görevlisi olduğu her türlü izahtan varestedir. Nitekim, Başbakan’a yönelik hakaret eylemleri ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar, 5237 sayılı Ceza Kanununun 125/3-a Maddesindeki “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçundan yürütülmektedir.
Dolayısıyla, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıylaYüksek Seçim Kurulunca başbakanın görevinden ayrılmış olduğu Başbakanlığa derhal bildirilmelidir.
II-) Eşitlik ilkesine aykırılık
Anayasa’nın “”kanun önünde eşitlik ilkesini” düzenleyen 10. Maddesine göre; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerindekanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Bu durumda, uyuşmazlıklarda usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar ile iç hukukun birlikte yorumlanması ve uygulanması gerekmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12 nolu Protokolünün 1. Maddesinde;
‘1-Yasa ile öngörülmüş olan tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasî veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır.
2- Hiç kimse, hangisi olursa olsun hiçbir kamu makamı tarafından özellikle 1. fıkrada belirtilen gerekçelere dayalı bir ayrıma maruz bırakılamaz.’ denmiştir.
Başbakan’ın Cumhurbaşkanı adayı iken görevini sürdürmesi halinde -Başbakan olarak sahip olduğu imkanlar nazara alındığında- diğer Cumhurbaşkanı adaylarına seçim yarışında haksız bir şekilde üstünlük sağlayacağı ve bunun da eşitlik ilkesini ihlal edeceği aşikardır.
III-) Cumhurbaşkanlığı makamının konumu
Anayasanın 104. Maddesine göre; “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.”
Anayasanın 101. Maddesinde de Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olacağı belirtilmiştir.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan’ın Başbakanlık görevine devam edip edemeyeceği hususu değerlendirilirken; Mahalli İdareler Seçimleri ya da Milletvekili Genel Seçimlerindeki uygulamalar dikkate alınamaz.
Yapılacak olan seçimlerde bir mahalli yönetici veya yasama organı üyesi olarak görev yapacak olan bir milletvekili seçilmemektedir. Seçilecek olan kişi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanıdır ve bu kişinin seçim sürecinin her türlü tartışma ortamından uzak, şaibesiz ve dürüst olarak icra edilmesi her şeyden ve her seçimden çok daha fazla önem taşımaktadır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığının açıklandığı günden bugüne gelinceye kadar tüm seçim gezi ve programına Başbakanlık resmi uçağı, makam araçları ve otobüsü ile katılmaktadır. Tüm masrafları devlet bütçesinden karşılanan propaganda gezileri ile Başbakanın diğer adaylarla eşit ortamda yarıştığından bahsedebilmek ebette ki mümkün değildir.
Türk milletinin milli servetini kendi şahsi çıkarlarına alet etmekten beis duymayan Recep Tayyip Erdoğan’a dur diyebilecek tek mercii Yüksek Seçim Kuruludur. Yüksek Seçim Kurulu üzerinde bu konuda Anayasal sorumluluk bulunmaktadır.
Belirtilen sebepler ışığında;
Yüksek Seçim Kurulunca Cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerin adil, dürüst ve tarafsız gerçekleştirilebilmesi amacıyla Başbakanlık görevinden çekilmesine dair karar verilmesini talep etmiş bulunmaktayız.
Türk Kamuoyuna saygıyla duyurulur.