Erdoğan’ın Rakibi Gül de Olsa AKP İftira Atacaktı

MHP lideri Bahçeli’nin fikir babası olduğu Çatı Aday, MHP ve CHP’nin öncülüğünde kamuoyuna açıklandı. Ekmeleddin İhsanoğlu isminin açıklanış tarihinden bu yana, AKP cenahının akla hayale gelmeyen iftira kampanyası başlatışını hep birlikte izliyoruz.   AKP cenahının, Recep Tayyip Erdoğan karşısına çıkan adaya olmadık iftira atmasına şaşırdığımı söyleyemem. Bu beklenen bir tavırdı. Çünkü, AKP kurulduğundan bu yana kendisine rakip saydığı herkesi ve her kurumu itibarsızlaştırmaya, aşağılamaya, hiçleştirmeye mümkünse yok etmeye çalıştı.   AKP’nin bu stratejisi gereğince, Cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan’ın karşısında güçlü aday kim olursa olsun amansızca eleştirilecekti. Çatı adayın adının Ekmeleddin olmasıyla Ali ya da Veli olması bir şeyi değiştirmeyecekti. AKP’nin önünü kesecek ismin ne olacağı kimin umurunda? Adamı bitirinceye kadar, yalan yanlış her şeyi çamur at izi kalsın misali adamın üzerine yaftala gitsin…   Olması mümkün değil ama Çatı Aday Abdullah Gül olsaydı. İnanın bir şey değişmezdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün inciğini boncuğunu çarşaf çarşaf medyaya servis ederlerdi. ‘’İyi de bu Cumhurbaşkanını siz o makama oturtmadınız mı?’’ diye eleştirenleri bile kaale almazlardı.   Olması mümkün değil ama Erdoğan’ın oğlu Bilal, Erdoğan’ın karşısına Çatı Aday olarak çıksaydı, emin olun Bilal’in her türlü olumsuzluğu medyaya servis edilir ve Bilal üç günde bitirilirdi. Bilal’in olumsuz işleri yapmasına yol veren, Erdoğan ve AKP Hükümeti değilmiş gibi davranırlardı.   Bu bağlamda, AK Parti Adayı Erdoğan’ın karşısına sütten çıkmış AK Kaşık dikseniz, AK Sakallı Evliya dikseniz durum değişir miydi? Vallahi de Billahi de durum değişmezdi. Kara olan yüzlerine aldırış etmeden biz daha AKız diye ortalara saçılırlardı.   Hal böyle olunca, Çatı Adayı belirleyen MHP ve CHP cenahı, AKP cenahının iftira kampanyalarına hiç aldırmamalıdır. AKP cenahının uyduruk söylemlerine cevap verme yarışına girmemelidir. AKP cenahı ne söylerse söylesin, Ekmeleddin İhsanoğlu, kendi stratejisini belirleyip onu uygulamalıdır…   İki yıldan bu yana ne zaman Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili konu açılsa, benim söylediğim tek şey vardı. Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak görmek istemiyorsanız, onun karşısına abdestli namazlı, dinini diyanetini bilen, mazisi tertemiz, Müslüman Türk Milletimizin milli değerlerine değer veren bir kişi çıkarmanız gerekir.   MHP lideri ve CHP lideri, düşündüğümüz tarzda bir Çatı Aday buldu. Diğer siyasi partilerde Çatı Adaya destek vermek için birer birer ikna olmaya başladı. Önümüzdeki günlerde, Ekmeleddin İhsanoğlu’na verilen desteğin arttığını hep birlikte göreceğiz.   Çatı Adayın belirlendiği günden bu yana MHP cenahından çatlak ses çıkmazken, CHP cenahından çatlak sesler yükselmeye başladı. CHP’nin ulusalcıları, kazan kaldırma eylemi yapacaklarmış gibi duruyor. Çatı Adayın sol gelenekten gelmemesi, Ulusalcıların içine sinmemiş görünüyor.   Ulusalcılar, şapkayı çıkarıp masaya koyarak düşünmeye başlamalıdır. Türkiye’de sağ seçmen % 70’lere dayanmışken, sol seçmen % 30’lara kadar inmiştir. Bu şartlarda, sol gelenekten birisinin Cumhurbaşkanı olması mümkün değildir. Ülkemizdeki seçmen tablosu buyken, Ulusalcıların sol gelenekten bir Cumhurbaşkanı Adayı olması için dayatmada bulunması kadar cahillik olabilir mi?   CHP tabanının, kendi geleneğinden bir Cumhurbaşkanı Adayı çıkarma talebi normaldir. Ancak, ülke gerçeklerine göre hareket etmediğiniz takdirde mağlubiyeti peşinen kabul etmiş olursunuz. Dolayısıyla, Çatı Aday çıkarılması son derece akıllıca bir fikirdir.   Yerel seçimlerde Ulusalcı tabanın, CHP’nin kazanamayacağı yerlerde MHP’yi az ya da çok desteklediği bölgelerde neticenin ne olduğunu gördük. Bu bölgelerde, Belediye Başkanlıkları, AKP’nin elinden alındı. MHP’nin kendi başına alacağı yerlerde ise diğer partilerin MHP’ye destek vermesi, AKP’yi o bölgelerde hezimete uğrattı.   MHP ve CHP, ortak kararlarını açıklamışken, Ulusalcıların itirazları neyi değiştirir? Ok yaydan çıkınca geri dönüş olur mu? Ulusalcıların bu saatten sonraki itirazları, Erdoğan’ı desteklemek ve Cumhurbaşkanlığı makamına yakınlaştırmak anlamına gelir. Hiçbir Ulusalcı seçmenin Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı makamında görmek gibi bir arzusu olmadığına göre, Ulusalcıların itirazları beyhudedir.   Ulusalcıların itirazları, bir süre sonra kesilecektir. Esasen, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenlerin tamamının, Ekmeleddin İhsanoğlu’na en küçük itirazı varsa dahi bu itirazları sona erecektir.   Cumhurbaşkanlığı seçimi, milli düşünenler açısından bir dönemeçtir. Milli düşünenler açısından, AKP iktidarının milli meselelerdeki milli olmayan uygulamalarının Cumhurbaşkanlığı makamı eliyle devam ettirilmesi ihtimali, dönüşü olmayan bir yolun başlangıcı demektir.   Bu bağlamda, AKP içinde yer alsa dahi milli düşünen herkes, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki tek güçlü Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleme kararı alacaktır.   Neticenin ne olacağını çok yakın zamanda hep birlikte göreceğiz. Ancak, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamına oturmama ışığı görülmüştür. Vatanımıza ve Müslüman Türk Milletimize hayırlı uğurlu olsun.