Erdoğan Ortadoğu’yu Kana Bulayan Tapınak Şövalyesi mi?

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'a seslenerek ''Haçlılar, tapınak şövalyeleri adındaki gönüllüler koalisyonuyla İslam coğrafyasını kana bulamışlardı. Günümüzde yapılan budur. Sen tapınak şövalyesi misin?'' diye sordu. Oktay Vural, "Erdoğan, Bizanslıların, Haçlıların torunlarıyla İslam coğrafyasını kana bulamaya gidiyor ve bunu da 'niyetim halis' diye meşrulaştırmaya çalışıyor. Niyetin halis ise darbecilerle, lobicilerle, emperyal güçlerle Suriye'de ne işin var? Bunun kararını kime danışarak aldın? ABD mi sana görev verdi? Bu millet sana bu yetkiyi verdi mi? Sen hangi hakla parlamentonun yetkisini kullanıyorsun? Haçlılar, tapınak şövalyeleri adındaki gönüllüler koalisyonuyla İslam coğrafyasını kana bulamışlardı? Sen tapınak şövalyesi misin'' diye sordu. Oktay Vural, ''Erdoğan, 21. yüzyılın siyasi Lawrenci olarak Ortadoğu ve İslam dünyasının sırtına saplanan hançer olmaktan uzaklaşmalıdır. Türkiye, süratli bir şekilde savaş çağırtkanlığı yerine bu coğrafyaya barışı getirecek, diktatörlükten uzaklaştıracak, sivil, kendi içinden çıkmış projeleri takip etmeli, onları desteklemelidir.'' dedi.   MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ OKTAY VURAL'IN KONUŞMASI MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin dış politikada yeni ve samimi dostlar kazandığını belirtmesini eleştirerek, ''Senin yeni dostların kimler? Barzani, PKK, PYD, Hamas, El Nusra, El Kaide, El Şahap... Bunlar Başbakan'ın yeni dostları. Ortadoğu'da bunların dışında Türkiye'nin bir dostu kaldı mı?" diye sordu. Başbakan'ın bu sözlerine artık AKP içinden birilerinin "dur" demesi gerektiğini ifade eden Oktay Vural, "Türkiye, hiç bu kadar küçük düşürülmemişti, hiç bu kadar korunaksız olmamış ve hiç bu kadar sefil dış politika gütmemişti. Erdoğan hem kendini hem Türkiye'yi karanlığa sürüklemektedir. Başbakan Wernicke-Korsakoff sendromu yaşamaktadır. Bu kişilerin yön duyguları karmaşa içindedir, bulundukları yer ve zamanı şaşırırlar" dedi.   ERDOĞAN ABD'Yİ ORTADOĞU'DA KAN DÖKMESİ İÇİN Mİ ÇAĞIRIYOR? Başbakan, Suriye'ye ABD'yi çağırarak yeni katliamların alt yapısını hazırlamaktadır. Müslümanın Müslümanı katletmesi yetmemiş, Haçlıların Müslümanı katletmesi için çağrı yapıyor. (Dünya beşten büyüktür) diyorsun, hala o beşin ağzına bakıyorsun. Adalet, hepsinden büyüktür. Senin elini tutan mı var, ne yapacaksan çık yap. Kuzey Irak için sana tezkere verdik, ABD'nin ağzına bakmadın mı, ne yaptın? Türkiye'nin güvenliğini ABD'ye, Barzani'ye peşkeş çeken sen değil misin? Şimdi kalkmış hamaset nutukları atıyor. Kim yutar senin bu nutuklarını? Suriye için tezkere verdik? Ne yaptın? Şimdi kalkıyor Birleşmiş Milletler şöyle böyle deyip atıp tutuyorsun. Senin tutan mı var? Hacıvat Karagöz'deki tiplemeler gibi atıp tutuyorsun. Başbakan kan, barut, bomba ihalecisi durumuna gelmiş. Suriye'nin aylarca işgal edilmesini savunuyor. Nasıl bir münafık siyasettir bu? Başbakan Suriye'yi temizleyecek ABD askerleri için de dua edecek mi acaba? Cumhurbaşkanı ile Başbakan Suriye konusunda ayrı telden çalıyor. Bu nasıl devlet yönetimidir. Bakkal bile böyle yönetilmez. İlk defa Müslüman bir ülkenin Başbakanı, Müslüman bir ülkenin Batı tarafından bombalanmasının teşvikcisi konumuna geliyor.   SEN TAPINAK ŞÖVALYESİ MİSİN? Başbakan Suriye ile ilgili "gönüllüler koalisyonu olabilir" diyor. Bunun kararını kime danışarak aldın? ABD mi sana görev verdi? Bu millet sana bu yetkiyi verdi mi? Sen hangi hakla parlamentonun yetkisini kullanıyorsun? Haçlılar, tapınak şövalyeleri adındaki gönüllüler koalisyonuyla İslam coğrafyasını kana bulamışlardı? Sen tapınak şövalyesi misin? Erdoğan, Bizanslıların, Haçlıların torunlarıyla İslam coğrafyasını kana bulamaya gidiyor ve bunu da 'niyetim halis' diye meşrulaştırmaya çalışıyor. Niyetin halis ise darbecilerle, lobicilerle, emperyal güçlerle Suriye'de ne işin var? Başbakan Suriye'deki birtakım ihalelerin peşindedir. Sen Irak'taki Müslümanlardan ne zaman özür dileyeceksin? Erdoğan, 21. yüzyılın siyasi Lawrenci olarak Ortadoğu ve İslam dünyasının sırtına saplanan hançer olmaktan uzaklaşmalıdır. Türkiye, süratli bir şekilde savaş çağırtkanlığı yerine bu coğrafyaya barışı getirecek, diktatörlükten uzaklaştıracak, sivil, kendi içinden çıkmış projeleri takip etmeli, onları desteklemelidir.