Gençlerimizin Milli Hassasiyetleri Var mı?

Batılılaşma ( kültür emperyalizmi ) ile birlikte gençliğimizin çoğu yanlış yollardan gidip yanlış şeylere eğilim göstermektedir. Gençlerimiz milli ve manevi duygulardan yoksun, gelenek ve göreneklerden habersiz, ecdadının yazdığı tarihi okumaktan aciz şekilde kendilerini bir hezeyana sürüklemektedirler. Oysa ki, gençlerimiz geleceğin teminatı ve cumhuriyetimizin bekçileridir. Cumhuriyetimiz ve geleceğimiz biz Türk gençlerine atalarımızdan birer emanettir. Bizi biz yapan değerlerden, bizi biz yapan geleneklerden uzaklaşmadan geleceğimize sahip çıkmalıyız. Emaneti sağlam korumalıyız. Büyüklerimizin bütün beklentileri bu yöndedir. O kadar şanlı bir tarihe sahip olan ecdadımız varken; çağ kapatıp çağ açan, dünyaya hüküm eden bir ecdadımız varken ve bu şanlı tarihe sahipken bu tarihi okumaktan aciz olan bir gençliğe sahibiz. Ellerinde kitap değil, gazete değil yararlı olmayan şeyler bulunan bir gençliğe sahibiz. Bir milleti millet yapan en önemli unsur geçmişinde yaşadığı milli tarihidir. Bu millet ne zaman ki milli ve manevi değerlerinden vazgeçti, bunları terk etmeye başladı, yozlaştı; atasını, ecdadını ve onların tarihte yaptıklarını unuttu. Başka şeylere yönelmeye başladı. Bunun en büyük nedeni batılılaşma ile gelen rahat yaşama isteği, daha medeni görünme isteği. Bu şekilde medeni olunamaz. Batıyı örnek alıyoruz fakat yanlış biçimde çünkü batı bizden hala ileri medeni. Çünkü biz batının ilmini ve bilimini, bize faydalı olan şeylerini almak yerine yanlış olan şeylerini kendimize örnek edindik. Biz bu şekilde gelen batılılaşmaya karşıyız. İlim ve bilim nedir bizden öğrenen, medeniyet nedir bizden öğrenen batı şuan kalkmış bize medeniyet öğretiyor. Bunlar bizi birazcık olsun düşündürmeli. Türk’ün yükselişi gene kendi öz değerleri, manevi değerleri gelenekleri görenekleri ile olmalıdır. Bu konuda gençlerimize iş düştüğü kadar onları yetiştiren ailelerde bilinçli olup çocuğu faydalı şeylere, bizim için güzel olan şeylere öz değerlerimize yönlendirmeli. Bilhassa okullarda öğretmenlerimize büyük iş düşmektedir bu konuda. Topluma faydalı, kendisini bilen, ifade edebilen, tarihini bilen ve toplumun sorunlarına eğilip, bilinçli gençler yetiştirip, onları topluma faydalı birey haline getirmek konusunda büyük iş düşmektedir öğretmenlerimize. Her anlamda özümüze dönüp elimize kitaplarımızı alıp, önümüze bakıp, kavgayı gürültüyü bırakıp, geçmişimizi iyi öğrenelim ve ecdadımızı örnek alalım; toplumumuzun sorunlarına eğilelim, ecdadımız tanıyalım, onların dünyada yaptıklarına ve toplumlara nasıl medeniyet götürdüğünü iyi öğrenelim. Ülkemizi her konuda nasıl ileri seviyeye taşıyabiliriz bunun mücadelesini verelim. Bu millet bunları yapıp tekrar kendini bulduğu zaman kafirleri dize getirip dünyaya hükmedecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, gençlerimize yeterince milli hassasiyetlerimizi anlatıyor mu? Devleti yönetenler, Türk gençlerinin milli düşünmesini sağlayacak eğitimler veriyor mu? Bu soruların cevaplarına haykırarak evet demek isterdim. Ancak, son yıllarda verilen eğitimin gençleri milli düşünmeye sevkettiğini söylemek mümkün değildir. Ders kitaplarımızda, milli ruhumuzu yansıtacak yeterince müfredat bulunmuyor. Ülkemizi yönetenlerin, uygulamalarına bakıldığında milli bilinçten yoksunluğu fark ediyoruz. Milli Bayramlarımızın içinin boşaltıldığı bir ortamda gençlerimizin milli düşünmesi nasıl sağlanabilir? Türk Milliyetçiliğinin ayaklar altına alındığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi bölmeye çalışan siyasi Kürtçülerin baş üstünde tutulduğu bir yönetim anlayışıyla, Türk gençlerimizin milli kalabilmesi ne kadar mümkündür? ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözünün dağlardan taşlardan söküldüğü bir ortamda, gençlerimiz nasıl milli bilincini koruyacaktır? ‘’Kahrolsun Türkçülük’’ söyleminin devletimizi yönetenlerce bağıra bağıra söylediği bir ortamda, gençlerimiz nasıl Türk kalabilecektir? Bu sorular ve cevapları ne yazık ki, içimizi karartıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, kendi gençlerine milli bilinç vermekten acizdir. Hatta kasıtlı olarak milli bilinçten yoksun gençlik yetiştirildiğini düşünmeye başladım. Netice itibariyle, gençlerimize milli bilinci vermek Türk ailelerimize düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletimize baş kaldıranlar, askerimizi, polisimizi ve masum vatandaşlarımızı katlederken, Türk Milleti gençlerine sahip çıkmalıdır. Çocuklarımıza milli bilinç aşılamak zorundayız. Bunu yapmadığımız her gün geç kalmış olacağız. Yarınlarımız tehdit altında kalmaya devam edecektir. Yarın dizimize vurup eyvah dememek için, gençlerimize Türk Milliyetçiliğini iyi anlatmalıyız.