AKP Hükümeti, 10 yıldır terör örgütü PKK ile gereğince mücadele etmeyerek müzakere etmeyi hatta mütakere aşamasına geçmeyi, kendisine verilen küresel bir görev addederek yoluna devam etti. AKP Hükümetinin PKK açılımlarına karşı yüreklice karşı çıkan, sadece Ülkücü Hareket ve MHP oldu.
Habur’da PKK’yı aklamak için çadır mahkeme kuran AKP Hükümeti, ne yazık ki, mahkeme yapılan yerde Türk Bayrağını ve Mustafa Kemal’in resmini bile indirtmişti. PKK’yı aklamaya Atatürk Havaalanı’nda devam etmek isteyen AKP Hükümetini, MHP lideri Bahçeli’nin’’İstanbul Habur değildir’’ açıklaması durdurmaya yetmişti.
İngiltere koordinatörlüğünde MİT aracılığıyla PKK ile masaya oturarak, müzakere etmekten çekinmedi. Bu görüşmeleri inkar yolunu seçen AKP lideri, ‘’Şerefsizlik ve Alçaklık’’ tartışması bile başlatmıştı. Ancak görüşmeler ispatlanınca bu tartışmada MHP karşısında mağlup olmuştu.
AKP Hükümeti, PKK açılımlarını uygularken MHP’nin tepkileri neticesinde firene basmak zorunda kalsa da bir yolunu bularak yola devam etmek istiyordu. Nihayetinde 2011 seçimleri öncesinde inkar edip Şeref ve Alçaklık küfürleri ettikleri PKK ile görüşüp müzakere etmelerine, sanki bu küfürleri kendileri etmemişcesine İmralı’da yeniden başlatmışlardı.
MHP’nin bu görüşmelere tepkisi, daha önceki PKK müzakerelerine gösterilen tepkilerden daha da sert olmasına rağmen, AKP Hükümeti bu sefer geri adım atmıyordu.
MHP’nin işi bu sefer gerçekten çok zordu. Çünkü küresel irade bu sefer işi daha sıkı tutarak, Türkiye’de ne kadar uşağı varsa harekete geçirmişti. Ülkemizdeki PKK uşakları, birer birer İmralı müzakerelerine desteklerini açıklıyordu.
AKP Hükümetinin PKK açılımları, PKK’nın siyasi partisi BDP ile birlikte İmralı canisinin oturduğu masada yapılıyordu. Bu görüşmelere en büyük destek, Yeni CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi.
Bu bağlamda, Siyasi Kürtçülükte ruh üçüzlüğü yapan AKP, CHP ve BDP PKK açılımlarını ortaklaşa yapmaya azmettiğini görebiliyoruz. Bu konsorsiyuma ilk destek, PKK hamisi Barzani’den geldi. İkinci büyük destek ise PKK açılımlarının esas planlayıcısı ABD’den geldi.
Ne olduysa, bundan sonra oldu? Ülkemizde yazar, çizer, analist, televizyon proğramcısı, sanatçı, türkücü, popçu, topçu, tilkici ve bilimum PKK destekçileri kendilerini medyaların önüne atarak açıklamalar yapmaya başladı. Tamamı da AKP Hükümetinin PKK açılımlarını destekliyordu.
En tuhaf destek de Adana’da Şehit ve Gazi Aileleri Dernek Başkanı Ersin Güluçar’dan gelmişti. Bu densiz, ‘’İmralı görüşmelerini desteklemeyenin vatandaşlığından şüphe ederim’’ demişti. İstersen gazi ol. Senin ne haddine ki, Milli düşünenlerin vatandaşlığından şüphe ediyorsun?
Türkiye’de ünlü türkücüler, yazarlar ve siyasetçiler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye laf yetiştirmeye başlamışlardı. Kendi mesleklerini bir kenara bırakıp, sanki siyasetçilermiş gibi MHP ile tartışmaya başlamışlardı.
Bunun nedeni nedir? Bilumum PKK destekçilerinin, perdeleri açarak gün yüzüne çıkıp, 50 bin kişinin katili PKK liderinin yol haritasının uygulanmasıyla ilgili açıklamalar yapmasının manası nedir?
Bu sorunun tek cevabı olabilir. Küresel iradenin jandarmalığını yapan ABD’den, PKK açılımlarını desteklemeleri için her şeyi yapmaları emrinin gelmiş olmasından başka aklımıza gelen bir şey yoktur.
Ülkemizin G.Doğu’sunu küresel uşak PKK’nın yönetimine verme çalışmalarının son aşaması yaklaştığından, bütün uşaklar destek açıklaması sırasına girdi. Bu konuda her PKK’ya destek olanın karşısına MHP dikildi.
Siyasi partilerden SP bile İmralı görüşmelerine bir şekilde destek açıklaması yapabiliyorsa işin boyutu daha da vahimleşmiştir. Şehit ve Gazi Aileleri Dernek Başkanı PKK açılımlarına destek verebiliyorsa durum daha da vahimdir.
Bu küresel uşaklar neden MHP’ye laf yetiştirmeye çaba sarfediyor? Çünkü, PKK açılımlarına tek karşı çıkan MHP kalmıştır. Anayasa’dan Türk Milleti kavramının çıkarılmasına tek tepki gösteren MHP kalmıştır.
Müslüman Türk Milletimiz, Ülkücü Hareket’in ve MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin öncülüğünde bütün Türk İslam Sancaktarlığı Neferi olan Türk İslam Ülkücülerinin PKK açılımlarına karşı çıkmasının sebep ve saiklerini ne zaman anlamaya başlayacaklardır?
Müslüman Türk Milletimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bekasını korumak ve kollamak adına Yalnız Kurt misali tek başına kalan Ülkücü Hareket ve MHP’nin kıymetini ne zaman anlayacaktır?
Müslüman Türk Milletimiz, günümüzdeki tehlikenin kürt meselesi olmadığını, terör örgütü PKK’nın yolunun açılmasıyla, G.Doğu bölgemizin PKK emrine verilerek küresel güçlerin kontrolüne geçmesi meselesi olduğunu, ne zaman anlayacaktır?
Müslüman Türk Milletimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK açılımlarını ima ederek ‘’Durmak yok Yola Devam’’ sloganının manasını ne zaman anlayacaktır?
Müslüman Türk Milletimiz, Başbakan’ın Fransa’yı terör örgütü PKK ile görüşme yapmasını suçlayıcı açıklaması duyup da; ‘’AKP Hükümeti olarak siz neden terör örgütü PKK ile görüşüyorsunuz?’’ sorusunu sormayacak mı?
Müslüman Türk Milletimiz, Paris’te ölen üç PKK’lı için ağıt yakan AKP Hükümeti ve diğer siyasi partilerin ahlayıp vahlamalarına karşılık, MHP’li Oktay Vural’ın ‘’Darısı Kandil’de terör örgütünü yönetenlerin başına’’ açıklamasının farkını ne zaman görecektir?
AKP Hükümeti sözcüleri ölen PKK’lılara ağlarken, Ülkücü Hareket ve MHP asker, polis ve masum vatandaşlardan oluşan Şehitlerine ağlayıp dualar ediyor.
İşte bütün mesele budur. Türkiye olmak ve olmamak arasında bir savaşımın içerisindedir.
Müslüman Türk Milletimize düşen görev, Türk Milletimizin ve Devletimizin bekasını düşünen Ülkücü Hareket ve MHP ile PKK’nın bekasını ve ona verilecek toprakların bekasını düşünen siyasilerin farkını anlayıp ona göre davranmaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bekasını demokrasi içersinde korumaya ve kollamaya çalışan Ülkücü Hareket ve MHP, mecbur kalmadıkça sokağa inmeyecektir. Ancak, bu mecburiyetin şartlarına doğru sürüklenen Türkiye’de, Müslüman Türk Milletimiz bir karar vermelidir.
Ülkücü Hareket ve MHP’nin demokrasi içindeki mücadelesine Müslüman Türk Milletimiz destek olmalıdır. Önümüzde yaklaşan üç seçim var. Bu üç seçim Ülkemizin kaderini belirleyecektir.
Eğer Müslüman Türk Milletimiz ilk seçim olan Yerel Seçimlerde AKP’ye Osmanlı tokatını vurup, MHP’ye desteğini arttırırsa; MHP’nin demokrasi içerisinde beka mücadelesi yapmasının eli güçlenecektir.
Yoksa ne olur? Yoksanın cevabını düşünmek bile istemiyorum. Allah o günleri Müslüman Türk Milletimize göstermesin. Mehmet Akif’in deyimiyle; Allah Müslüman Türk Milletimize bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın..!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…