İmralı Tutanaklarının Sızması mı İçeriği mi Önemli?

İmralı tutanaklarını kimin sızdırdığına dair yapılan tartışmaları, adeta ipnotize olmuşcasına hep birlikte izliyoruz. Türk Milletimiz için tutanakların sızması mı, yoksa tutanaklarda yazılanlar mı önemlidir?   AKP Hükümeti ile PKK arasında yapılan müzakerelerde, konuşulanların yazıldığı İmralı tutanaklarını kim sızdırdı? AKP Hükümeti sözcüleri, PKK’nın partisi BDP’yi suçluyor. PKK’nın partisi BDP sözcüleri ise AKP Hükümetini suçluyor.   AKP’nin açılım borazanlarından bir yazar, İmralı tutanaklarını AKP tarafının medyaya servis ettiğini söylüyor. AKP tarafı, kendi borazanlığını yapan bu yazara cevap veremiyorlar. Sahiden bu tutanakları AKP mi sızdırdı?   AKP içinde milli düşünen bazı yöneticilerin ve Milletvekillerinin olduğu biliniyor. Bu zat-ı muhteremler, PKK açılımlarının bu boyutlara ulaşmasını istemiyorlar. Medyaya sızdırmış olabilir mi? Elbette olabilir. Burada asıl önemli olanın, bu millici kişilere İmralı tutanaklarını hangi PKK açılımcısı AKP’linin verdiğidir?   Burada önem arzeden ikinci bir mesele ise kendilerini millici tanıtan bu yönetici ve Milletvekillerinin, PKK açılımlarına karşı olmalarına rağmen, hala AKP’de nasıl duruyor olmalarıdır? Acaba, bu zatları, AKP’ye bağlayan sebep ve saikler nelerdir? Ülkenin uçuruma doğru gittiğini bile bile, hala AKP’de durmaları tuhaf değil mi?   Bu millici zatlar, bütün PKK açılımlarına TBMM’de AKP Milletvekili olarak oy verirlerken nasıl oluyor da millici olabiliyorlar? Bir Bakan çıkıyor ve eski Ülkücü olduğunu iddia ediyor. Pardon Ülkücünün eskisi yenisi olur mu? Ülkücü, Ülkücüdür.  Ülkücü olduğunu iddia edip hala AKP Hükümetinde yer alarak, PKK açılımlarına imza atıyorsanız siz Ülkücü değil, olsa olsa Tilkici olursunuz.   AKP menfaatler topluluğundan ayrılmak istemeyip de, her türlü makam ve mevkinin nimetlerinden faydalanarak Ülkücü kalamazsınız. Ülkücü çile çekendir. Çile ile yoğrularak, Allah ve Vatan sevgisiyle şehadete hazır olmaktır. 50 bin kişinin katili PKK karşısında diz çökerek, Türk Devletini ve Türk Milletini küçük düşürmek Ülkücünün meziyetlerinden değildir. Bu tavırlar, olsa olsa Tilkicinin meziyetlerindendir.   İmralı tutanaklarının taraflarından AKP, tutanakları BDP tarafının sızdırdığını söylüyor. BDP, bu tutanakları neden sızdırsın? AKP’ye göre, bu süreci baltalamak isteyen BDP’liler var. PKK, bu sürecin devamını isterken, neden sabote etsin?   İmralı müzakerelerinde kazanan taraf PKK olduğuna göre, her türlü tavizleri AKP Hükümetinden alabildiklerine göre, süreci neden sabote etsin? PKK, yıllardır Asker,Polis ve masum vatandaşlarımızı şehit ederek başaramadığını, AKP ile oturduğu masa başında başarıyor. Bu durumda PKK bu süreci neden sabote etsin?   PKK’nın, İmralı sürecini sabote etmesinin tek sebebi olabilir. Bu ise Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi bölme amaçlarını silahlı çatışmayla devam ettirmenin, bir süre daha devam etmesine inandıkları içindir. Bu durumda silah bırakmanın PKK’yı bitirmenin, kendi lehlerine olmayacağını düşünebilirler.   Eğer böyle olsaydı, PKK’nın partisi BDP İmralı masasına hiç oturmazdı. Demek ki, meselenin özü bu değildir. Mesele nedir? Mesele, İmralı müzakereleriyle alabildikleri kadar tavizi AKP’den koparmaktır. Bu amaçlarına da ulaşmış gözüküyorlar.   Bu durumda, İmralı görüşmelerinin sızdırılması mı önemli, yoksa İmralı görüşme tutanaklarında yazanlar mı önemlidir? Bize göre, görüşmeleri kimin sızdırdığından çok, tutanaklarda yazılanlar önemlidir. İmralı tutanaklarında yazılanlar, AKP Hükümeti ile PKK’nın İngiltere koordinatörlüğünde Oslo’da yapılan görüşmelerin devamı niteliğindedir. Alçaklık ve Şerefsizlik tartışmalarının yaşandığı Oslo görüşmelerinin devamı olan İmralı görüşmelerinde nedense, Alçaklık ve Şerefsizlik tartışması yapılmıyor.   AKP ile PKK, birlikteliği ayyuka çıktığından artık gizlice görüşmeye gerek duyulmuyor. Alenice Türk Milletimizin aleyhine işler çevriliyor. İmralı görüşmelerini kim sızdırdı tartışması, ipteki cambazdır. Cambaza bak diyerek cambaza bakanların cepleri boşaltılıyor.   Cepleri boşaltılan Türk Milletidir. Cepte olan ise Türk Milletimizin mazisidir. Türk Milletimizin binlerce yıllık tarihi ve iradesi hiçe sayılıyor ve mazisindeki bütün değerler AKP ve PKK tarafından boşa çıkarılıyor.   Cambaza bak oyununda, cambaz kim? Türk Milletimiz, cambazı iyi tanımalıdır. Cambaz AKP - PKK birliktelidir. Türk Milleti ekonomik olarak cepleri boşaltılırken, siyasi olarak da ceplerinin boşaltıldığının farkına varmalıdır.   Türkiye, son hızla önümüzdeki üç seçime giderken, her türlü manipülasyona tabi tutulmaktadır. Türkiye’nin kaderini belirleyecek Yerel Seçim, Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Genel Seçim, bu cambaz oyunu yönlendirmeleriyle şekillendiriliyor.   Müslüman Türk Milletimiz bu oyunun farkına varacak mı? İmralı tutanaklarını kimin sızdırdığı tartışmasından sıyrılarak, meselenin özü olan bu tutanaklarda nelerin yazıldığını okuyabilecek mi? Bu tutanaklarda yazılanların uygulandığında, Türk Milletimizin bekasının tehlikeye gireceği görülmeyecek mi?   Türk Milleti, bekasını tehlikeye atsın diye mi AKP’ye oy verdi? Türk Milleti, PKK’nın silahla elde edemediklerini masada elde etsin diye mi AKP’ye oy verdi? Türk Milleti, PKK’ya taviz versin diye mi AKP’ye oy verdi? Ne yani, Türk Milleti kendi eliyle Devletinin bekasına dinamit mi koyuyor?   Müslüman Türk Milletimiz, İslam Sancaktarlığı yapan Türk Milletimizin bekası için can veren Türk Milliyetçilerini ayaklar altına almaya çalışan AKP liderini affedecek mi? AKP liderinin Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söylemesinin bir bedeli yok mu?   Küresel güçlerin maşası olan PKK’ya bu kadar taviz veren, küresel güçlerin jandarması ABD ile stratejik ortaklık yapan AKP’ye, sandıklar önüne geldiğinde ders vermeyecek mi? Yerel seçimlere bir yıl kala, Müslüman Türk Milletimizin hesaplaşmaya doğru son hızla bilendiğini hissediyorum.