MHP'li Recep Dumanlı: Asgari ücretlinin midesine et girmiyor...

  Sayın Bakan bir televizyon programında asgari ücretle ilgili olarak herkesi dehşete düşüren şu sözleri sarf ediyor. “Eğer ona mahkûmsanız, 800 lira da büyük paradır. Geçinirsiniz. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı belli, ekmeğin fiyatı belli, yediğiniz zeytinin fiyatı bellidir.”   Devri iktidarınızda milyonlarca işsiz yaratarak, insanlarımızı asgari ücrete mahkûm ettiniz. Asgari ücretin bir taban ücret olduğunu, eğer bu taban ücret olmaz ise işverenlerin 400 TL’ye işçi çalıştırabileceklerini söylüyorsunuz. Çalışma Bakanı olarak gerçek işgücü piyasaları hakkında sizi yeterince bilgi sahibi yapmayan bir ekibiniz var galiba. Zira gerçeklerle yüzleşmek için Başkent Ankara’da OSTİM’e, Sitelere, Macunköy’e gitmenize gerek kalmadan, sadece ilk gördüğünüz esnafa bir baksanız, asgari ücretin ve asgari ücretlinin halinin ne olduğunu görürsünüz.   Hükümetiniz döneminde insanlar iş bulamadıklarından, asgari ücrete mahkûm edilmişlerdir. Sizde bunu açıkça teyit ediyorsunuz. 800 TL, bu paraya mahkûm edilenler için iyi paradır diyerek Milletin aklıyla dalga geçiyorsunuz. Ekmeğin fiyatı belli, peynirin fiyatı belli diyerek, asgari ücretliyi ekmek ve peynire mahkûm ettiğinizi tescil ediyorsunuz. Sizde bir ekmeği, bir kilo peyniri, bir kilo zeytini veya bir metreküp doğalgazı asgari ücretli ile aynı fiyata satın alıyorsunuz.   Size soruyorum Sayın Bakan. O halde siz 800 TL ile mi geçiniyorsunuz? Hayır, siz 800 TL ile geçinmiyorsunuz. 800 TL’ye mahkûm da değilsiniz. O halde siz 800 TL ile geçinenlerin halini anlamazsınız.   Zira bir zamanlar Hükümetinizin Maliye Bakanı ’da Türkiye’de asgari ücretin çok yüksek olduğunu söylerken, kendisi sadece yurt dışı harcırahlarından bir yılda 35-40 asgari ücret tutarında yolluk ve harcırah alıyordu.   Dolayısıyla, sizlerin asgari ücretlinin halinden anlamadığınız çok açık şekilde belli oluyor. Bakın size çok iyi para dediğiniz 800 TL’lik asgari ücretle çalışanların nasıl yaşadığını anlatayım. Kentin en varoş kesiminde bile bir gecekondu kirası 250-300 liradan başlar. Hanenin varsa doğalgaz yoksa kömür masrafı en az 250TL’dir. Su parası 40-45 liradan aşağı düşmez. En düşük elektrik parası 80 TL gelir. Bu evde 3 kişi yaşadığı varsayıldığında, sofraya 3 ekmek gelirse ayda 60 TL ekmek masrafı olur. Bir kişinin kent merkezine geliş-gidiş otobüs masrafı aylık en az 90 TL tutar, evde bir öğrenci varsa en düşük masrafı 75 TL olur. Bunları topladığımızda ne tutar sayın bakan biliyor musunuz? Tam 900 TL. Yani asgari ücreti aşar.   Bu durumda asgari ücretli, üstelik sizin söylediğiniz gibi karnını doyurmak için gerekli olan peynir ve zeytini de alamaz. Üzerine giyecek elbise, ayağına ayakkabı bulamaz. Et, süt onlar da ne acaba diye sorar asgari ücretli. Kim bilir kaç zamandır girmemiştir midesine.   Üstelik yaşamak için bu da yetmeyecek ve gelecek 30 günü aç geçirmemek için yeni borçlar bulmak zorunda kalacaktır. Tabii ki işten atılmaz ise birde bu borçlarını ödemeye çalışacaktır.   Sayın Bakan, ya sizin bu ülkedeki geçim şartlarından ya da para saymaktan haberiniz yok.   800 TL ile 800.000 TL’yi karıştırıyor olmayasınız? Ama bir gerçek var, oda AKP Hükümeti olarak asgari ücretliye 800 TL’yi de layık görmüyorsunuz.   Küresel ekonomik gelişmelere paralel olarak, iktidarınız döneminde toplu iş hukukundan bireysel iş hukukuna geçiş yaptırdığınız Türk Çalışma Hayatı ne yazık ki oldukça zayıflatılmış, taşeronlaşma ile işçisi, işverenleri karşısında söz söyleyemez hale getirilerek çalışanlar borç batağına sokulmuştur. Şimdi bu eserinizle ne kadar övünseniz azdır.   Ancak; keser döner sap döner, bir gün hesap döner atasözü sizin için yakında büyük anlam ifade eder hale gelecektir.   Zira bu ülkede sayıları milyonlara ulaşan ve aylık 800 liralık asgari ücretle çalışan bu insanlar, kendilerine bu parayı çok gören zihniyetin hesabını da şüphesiz en kısa zamanda sandıkta görecektir.   Bundan hiç kuşkunuz olmasın.