SSCB'nin dağılmasıyla yok olmaya yüz tutan Komünizmin simgesi olan Orak Çekiç siyasi parti amblemlerinde yaşatılırken, Fransız Komünist Partisi'nin bu simgeyi parti amblemlerinden kaldırdığını açıklaması Komünistleri hayal kırıklığına uğrattı.
Fransız Komünist Partisi'nin başına 2010 yıılında seçilen ve son kongrede oyların yüzde 100'ünü alarak yeniden lider seçilen Pierre Laurent'ın, partinin Sovyetik dönemle ilgili toplumsal hafızadaki olumsuz imajını silmek amacıyla orak çekiçten vazgeçilmesini istediği belirtiliyor.
Fransız Komünist Partisi kongresinde dağıtılan parti kartları üzerinde 1920'li yıllardan bu yana kullanılan orak ve çekiç sembolünün kullanılmadığı gözlemlendi. Orak çekiç yerine parti kartlarında "Avrupa Solu"ibaresine yer verildi. Parti içinde bazı Komünistlerin itirazlarına rağmen amblemden Orak Çekiç'in kaldırılmasının yankıları hala sürüyor. Bazı Komünistler bu kararın şokunu yaşadıklarını ifade ediyorlar.
Komünist partilerin leninist olduklarını göstermek amacıyla 1922 yılından bu yana çok sayıda komünist partinin bayrağında kullanılan orak ve çekiç, tarım ve endüstri işçilerinin birliğini simgeliyor. Ancak orak ve çekiç SSCB'nin yıkılışının ardından Orta ve Doğu Avrupa'daki birçok ülkede "totalitarizmi" simgelediği gerekçesiyle yasaklanmış durumdadır.
Macaristan, Litvanya, Polonya ve Moldova gibi ülkeler sadece orak ve çekiç değil, kızıl yıldızın da sembol olarak kullanılmasını cezalandırıyor. Polonya'da"komünist dönemin sembollerine" sahip olanlar, bu sembolleri üreten ve dağıtanlar 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanabiliyor.
TÜRKİYE'DEKİ KOMÜNİSTLER NE YAPACAK?
SSCB'de Komünist Sistemin çökmesine rağmen Komünistliğe devam eden Türkiye Komünistleri, Avrupa'da Orak Çekiç'e veda edilmesi karşısında neye karar verecekleri merak ediliyor? Dünyada Komünist Sisteme karşı allerjiler yayılırken ve bir çok ülkede Orak Çekiç simgesi yasaklanırken Türkiye'deki Komünistler türünün son örnekleri olarak kalacaklar mı?
Hak, eşitlik ve adaletli paylaşım gibi konulara ağırlık verildiği söylenen Komünist Sistem'de esasen hiç bir zaman eşitlik ve hakça paylaşım sağlanamamıştı. SSCB'de Komünist Partisi üyeleri alabildiğine zenginleşip rahatça yaşarken işçiler, emekçiler de alabildiğine fakirdiler. Bu durumda Komünizm Kapitalizmin karşıtı değil üvey kardeşi konumundaydı.
Türkiye'deki Komünistler işte bu noktayı bir türlü çözemiyorlar. Eğer meseleleri inatlaşmak ise yapılacak bir şey yoktur. Sonuna kadar inatlaşmaya devam ediniz. Meseleniz hak ve eşitlikse o zaman başka arayışlara yelken açmanızın vakti geldi. Hatta vakit çoktan geçti bile.