MHP'li Büyükataman'dan Avrupa Birliği'ne Sert Tepki
2023 Yılı Türkiye Raporu’nda Türkiye’nin; Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs stratejisi ile İsrail-Filistin arasında yaşanan çatışmaların durması konusundaki hamlelerini hedef alan Avrupa Birliği Komisyonu’na tepki gösteren MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, haksız ve taraflı yaklaşımını sürdüren, ilişkilerini doğru zeminde yürütemeyen ve gerçeklerle bağdaşmayan sistematik tutumunu değiştirmeyen Avrupa Birliği'ne ve Türkiye’deki uzantılarına, Türkiye’nin muhtaç olmadığını söyledi.
MHP'Lİ İSMET BÜYÜKATAMAN'DAN AVRUPA BİRLİĞİ'NE SERT TEPKİ
Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2023 Yılı Türkiye Raporu’nda önceki yıllarda olduğu gibi haksız eleştiriler, taraflı ve ön yargılı değerlendirmeler yer almış, raporda mesnetsiz iddialar sürdürülmüştür. İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarına ve insanlık katliamına herhangi bir yaptırım uygulamak yerine Türkiye’nin Hamas’a dair tutumuna eleştiriler yöneltilmiştir.
Türkiye’nin en başından bu yana İsrail-Filistin arasında yaşanan çatışmaların durması ve bölgede istikrarın sağlanması için attığı olumlu adımlar karşısında haksız bir tutum sergilenmiştir. Türkiye’nin Filistin’de yaşanan katliama karşı aldığı doğru ve insani tutumunun bu şekilde eleştirilmesi, AB’yi insanlık vicdanında mutlaka mahkûm edecektir.
Öte yandan AB’nin Filistin ile ilgili acziyeti ve bu acziyetin en somut ve acı örneği olan “karar alamama sarmalı” ise gerek kurum ve üye yapısı gerekse son yıllarda iyice irtifa kaybeden itibarı bakımından da AB’nin varlığının ve işlevinin ne kadar anlamsız hâle geldiğinin son göstergesidir.
Ayrıca bu raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs ile ilgili kısımlarında tamamen fanatik bir yaklaşımla gayrihukuki Yunan ve Rum tezleri yansıtılmıştır. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki, Ege’deki ve Kıbrıs’taki haklı politikaları karşısında AB’nin tamamen taraflı bu tezlerinin nazarımızda hiçbir kıymeti yoktur.
Raporun “yargı ve temel haklar” bölümündeki iddialar ise AB Komisyonu 2023 Raporu’nun çifte standartlı yaklaşımını ve samimi olmadığını, bir kez daha gözler önüne sermektedir. Haksız ve taraflı yaklaşımını sürdüren, ilişkilerini doğru zeminde yürütemeyen ve gerçeklerle bağdaşmayan sistematik tutumunu değiştirmeyen Avrupa Birliği şunu iyi bilmelidir ki Türkiye, AB’ye de AB’nin Türkiye’deki açık/gizli uzantılarına da muhtaç değildir.