MHP'li Durmaz: Rövanş Almak İsteyenlere Vurun Tokadı

MHP'nin 11 il merkezinde Yerel Seçimlere hazırlık çalışmaları kapsamında düzenlemeye devam ettiği MHP Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantılarının sonuncusu Ankara, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu, Bartın, Karabük, Zonguldak, Düzce ve Bolu illerinin katılımıyla ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi Angora Salonu'nda gerçekleştirilirken, toplantıda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, Cumhur İttifakından 2023 seçimlerinin rövanşını almak isteyen muhalefet partilerine, Türk Milletinin Yerel Seçimlerde bir kez daha demokrasi tokadı vuracağını söyledi.

 

MHP'Lİ SADİR DURMAZ'IN GENİŞLETİLMİŞ BÖLGE İSTİŞARE TOPLANTISINDA YAPTIĞI KONUŞMA

 

Memleketimizin kalbi kuruluş ve kurtuluşumuzun simgesi Başkent Ankara’da, böylesi yoğun katılımlı ve coşkulu bir salonda, davasına ve Liderine sadakatle bağlı, ülkücü olmanın mensubiyetine hâkim, Türk milliyetçiliği şuuruna vakıf hazirunla bir arada olmaktan gurur duyduğumu öncelikle belirtmek isterim. Bugün bu salonda, aynı kıbleye yönelen, aynı duaya “âmin” diyen yüreklerin ataları da bundan 100 yıl önce milli varlığımıza yönelen emperyalizm karşısına imanıyla dikilmiş, inancıyla düşmanı alt etmiştir.

 

Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılında da aynı kararlılıkla, yerli ve milli siyaset anlayışımızla Saygıdeğer Genel Başkanımızın ilkeli, devletini ve milletini önceleyen duruşuyla yol yürümeye devam edeceğiz. Gönüllere dokunmak, gönülleri fethetmek için vatan sevgisinin, ülkü ve ülke mücadelesinin azimkâr neferleri olmayı sürdüreceğiz. Milliyetçi Ülkücü hareketin şanlı tarihine bakanlar zaten bu söylediklerimizin somutlaşmış halini görürler. Zira biz, kuru bir siyaset davası değil, fikrî altyapısı olan, bedellerle sınanmış kutlu bir davanın mensuplarıyız. Dolayısıyla sorumluluğumuz hem geçmişe hem geleceğedir.

 

Bugün Türk siyasetinde 100’ü aşkın parti bulunmaktadır ve her birinin başında bir genel başkan vardır, ama LİDERLİK herkese nasip olmaz! Liderlik, günü birlik siyaset anlayışıyla, seçimlik al ver hesabı yapmakla olunmaz! Liderlik, sorumlu olmayı gerektirir; devletini ve milletini önceleyen siyasi anlayışı zorunlu kılar. Bu nedenle, bir partinin genel başkanı olmak ayrıdır, bir camiaya Lider olmak apayrıdır.

 

Hamdolsun, bizim Liderimiz, “Önce Ülkem ve Milletim” anlayışıyla milletimize sorumlu siyasetin nasıl yapıldığını gösteren, öngörüleriyle haklılığı her zaman kanıtlanan, gelecek seçimlerden ziyade gelecek nesilleri düşünen; Bundan onlarca yıl önce “Lider Ülke Türkiye” idealini dile getirerek o uğurda mücadele eden; Ömrünü adadığı davasını hiçbir şahsi menfaate ve ikbale değişmeyen, Nice siyasetçinin hayalini kurduğu başbakanlık gibi makamları elinin tersiyle iten, Cennet mekân Başbuğumuzun emaneti olan Ülkücü Hareketi fikri rotasından bir milim bile saptırmadan bugünlere getiren, Devletimizin istikametini Kızılelma’ya, Turana çeviren, Türk Dünyasının Bilge Lideri Sayın Devlet Bahçeli’dir!

 

Türk siyasetinin asırlık çınarı MHP, yaşanan sıkıntılara rağmen dim dik ayaktaysa ve Türk milletinin hizmetindeyse, bunun şeref payesi cennet mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’ye aittir. Merhum başbuğumuza cenab-ı Allah’tan gani gani rahmet, Liderimiz sayın Devlet Bahçeli’ye sağlıklı uzun ömürler niyaz ediyorum. Allah başımızdan eksik etmesin.

 

Memleketimizin kalbi Başkent Ankara’dayız. Bizim için Başkent; milli iradenin dimdik ayakta durduğu, seğmenleriyle gönüllerle hemhal olduğu, Hacı Bayramı Velide ilahı hazzı bulduğu, kalesiyle geçilmez olduğu, milliyetin şuurun, vatana sadakatin diyarıdır. Anıtmezardan, Anıtkabir’e, Beştepe’den Kocatepe’ye uzanan çelikten iradeyle üstümüze çöreklenen kara bulutların dağıtıldığı yerdir. Bizim için Başkent, dünyayı Türkçe okuduğumuz, Türk İslam merkezli bir medeniyet, Ankara merkezli bir siyaset anlayışımızın temellendiği yerdir. Bu vesileyle; Milli iradenin tecelligahına, Gazi Mustafa Kemal’i Dikmen sırtlarında karşılayan Seymenlerin, Çankaya yokuşunda, Kürşad’ın 40 çerisi gibi inanmışlıkla yürüyen Bozkurtlar’ın otağına tekrar hoş geldiniz, safalar getirdiniz.

 

Dünyamız, gün geçtikçe her köşesinde bir sorun yaşanan, küresel çapta krizlerin arttığı, mazlumların ahının her yeri sardığı adeta yaşanmaz bir düzene doğru hızla ilerlemektedir. Emperyalizmin tükettiği değerler, bozulan dengeler, kutuplaşmalar, bölgesel gerilimler artmakta ve yer yer de savaşa dönüşmektedir. Küresel salgının ve Ukrayna-Rusya savaşının etkileri ortadan kalkmadan, Ortadoğu’da yaşanan gerilimlerin çatışmaya ve nihayetinde savaşa dönüşmesi hem bölgesel hem de küresel barışı tehdit etmektedir.

 

45 gündür İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışma, İsrail’in en acımasız savaş koşullarında bile başvurulmayan yöntemlerle Filistinlilere saldırması, insan haklarını hiçe sayan, soykırımcı saldırıları insanlığı ayağa kaldırması gerekirken, maalesef en büyük tepki yine sadece bizden gelmiştir. Sivil, kadın-çocuk ve yaşlı demeden savunmasız insanlar İsrail askerlerinin hedefi olmakta, okul, ibadethane, hastaneler İsrail tarafından acımasızca vurularak insanlığın onuru ayaklar altına alınmaktadır. İnsan haklarını dilinden düşürmeyen, sözde medeni dünya, kundaktaki bebeklere kadar inen katliamı karşısında hem sağır hem de dilsizdir. 

 

Şanlı tarihinde her zaman mazlumun yanında olan Türk devleti ve Türk milleti, Gazze’deki vahşete tepkisiz kalmamıştır. Akan masum kanını durdurmak için tüm gücüyle çaba sarf etmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve devletimizin ilgili birimlerinin diplomatik çabalarının sonuna kadar arkasındayız. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin İsrail’e meydan okuduğu sözlerinin sonuna kadar arkasında ve Milliyetçi Ülkücü hareket olarak Liderimizin bir adım yanı başındayız! İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Kudüs bizim değerimiz ve vazgeçilmezimizdir. Gazze’de çocuğunun cesedini elindeki poşette taşırken Peygamber efendimize dua edip selam gönderen babaya buradan bin selam olsun! Bu yavruların hesabını sormayı da Rabbim bizlere nasip etsin! 

 

Küresel dünyanın bitmek bilmeyen sorunları, güçlü bir Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu sadece bizlere değil, tüm mazlumlara göstermektedir. Hamdolsun Cumhur İttifakı’nın gücü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı hızlı karar alma ve uygulama imkânıyla dış politikadaki etkinliğimiz artmış, Türkiye oyun kurucu bölgesel bir aktör konumuna gelmiştir. Hepimizin geçmişten bugüne içinde umutla büyüttüğü Turan ülkümüz Türk Devletleri Teşkilatı’yla ete kemiğe bürünmüş, bu ayın başında Astana’da yapılan toplantının temasını “Türk Devri” olarak belirleyerek tüm dünyaya mesaj vermiştir. Devir artık Türk devridir! Üzerimize bütün ihtişamıyla gelen çağa Türk’ün mührünü vurmak için Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin önderliğinde var gücümüzle çalışacağız. Bölgemizde lider, dünyada güçlü bir Türkiye’yi Allah’ın izniyle inşa edeceğiz.

 

Geçtiğimiz Mayıs ayında gerçekleşen ve bizim “yüzyılın seçimi” olarak değerlendirdiğimiz milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aziz Türk Milleti, Cumhur İttifakı’na olan güvenini tekrar etmiş, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçerek yasama ve yürütme arasındaki uyumun devam etmesi gerektiğini demokrasinin adresi sandık marifetiyle dosta düşmana ilan etmiştir. Milletimiz istikrar demiş; istikbalini Cumhur İttifakı’na yeniden emanet etmiştir. MHP üzerine hesap yapanlar, sözde anket firmalarıyla toplum mühendisliğine soyunanlar, partimizin oyunu yüzde 3’lerde, 5’lerde gösterenler, milletimizin gönlündeki Üç Hilal sevgisini yok edememiş, milletimizden sandıkta tokadı yemiştir.

 

Gönüllerini dağa, akıllarını küresel dostlarına kaptıran CHP’de, genel başkanın adı değişse de Atatürk maskesi takıp, Atatürk’ün adını istismar edip bölücülerle el ele kol kola olmak, vatan millet düşmanlarının elini öpmek değişmemiştir. Eskisi de yenisi de teröristlere ve Sorosçulara selam göndermekte adeta yarışmıştır. CHP’de değişen hiçbir şey yoktur! Diğer yandan, FETÖ desteğiyle partimizi ele geçirmeye çalışanların, dillerinde “milliyetçilik” olsa da 3-4 yıllık mazilerinde dönen dolaplara, birbirlerine karşı yaptıkları suçlamalara, istifalara bakıldığında asıl meselenin cepleri doldurmak olduğu bizatihi kendi ifadeleriyle ortaya çıkmış, ortalığa dökülmüştür. Bunların, yine önceki seçimde olduğu gibi, yakın zamanda CHP ile doğrudan, FETÖ ve HEDEP ile dolaylı olarak kol kola gireceğinden hiç şüpheniz olmasın. Merhum şairimiz Abdurrahim Karakoç’un dediği gibi; Beden ölür, çürür, cana bakın siz. Kim kiminle yürür, ona bakın siz. Bırakın dönsün dönme dolaplar. Haktan hakikatten yana bakın siz.

 

Seçim sonrası muhalefetin kendi arasındaki sorunları, CHP’nin, İP’in kendi iç çatışmaları göz önüne alındığında, kamu hizmetlerinin layıkıyla yerine getirilmesi açısından Sayın Genel Başkanımızın sürekli olarak vurguladığı “merkezi yönetim ile yerel yönetim uyumu” uyarısı daha da önemli hale gelmektedir. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri, elbette bizim için, hali hazırda beceriksiz belediyecilik anlayışının talihsizliklerini yaşayan milletimizi beceriksizlerden kurtarmak için bir fırsat olacaktır. Bu nedenle; 2024 Mart ayında gerçekleşecek olan Mahalli İdareler seçimlerinde, hak ettiği hizmetten mahrum olan vatandaşlarımızı, MHP'nin Üretken Belediyecilik anlayışı ve Cumhur İttifakının hizmet odaklı yerel yönetim anlayışıyla buluşturmak için çalışıyoruz.

 

Ama unutulmamalıdır ki; bu seçimler 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta, sizlerin gayreti ve milletimizin eşsiz ferasetiyle sandıkta milletimizden demokrasi tokadı yiyenler tarafından bir rövanş olarak görülmektedir. Onlar için siyasi ikbal, bizim içinse hizmet yarışının bir aracı olan 31 Mart Seçimleri inşallah Türk milleti için de önemli bir eşiğin aşıldığı gün olacaktır. Çünkü milletimiz CHP’nin, CHP’nin hamisi olduğu HEDEP’in, HEDEP ile aynı hedef etrafında birleşen İP’in ve yancılık marifetiyle meclise bedavadan vekil sokanların kendilerine bile hayrı yokken Türk milletine vereceği bir şey olmadığının ziyadesiyle farkındadır. Bu nedenle Cumhur İttifakının yerel seçimlerde başarılı olması, milletimizin 5 yıldır özlemini çektiği belediyecilik anlayışıyla kavuşması demektir.

 

Biz MHP olarak, “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu” temasıyla Sayın Genel Başkanımızın talimatlarıyla başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Halka hizmet etmenin ilk adresi mahalli idareleri, MHP’nin üretken belediyecilik anlayışıyla buluşturarak, yönettiğimiz şehirleri mamur hale getireceğiz. Hedefimiz “Yeni Yüzyıl, Lider Türkiye ve Üretken Belediye”dir. Bu konuda Sayın Genel Başkanımızın bizzat belirlediği hedefler doğrultusunda koşmak durumundayız. “Ayırmadan, ayrışmadan yerelde iktidar ülkede istikrar”. “Genelden yerele birlik, ülkede yönetimde dirlik”. “Merkezden yerele istikrarı bozmadan umuda doğru”. diyerek başlattığımız çalışmalarımız da, milletimizin güvenini sarsmadan, hayal kırıklığına uğratmadan yolumuza devam edeceğiz.

 

Bu düşüncelerle Ankara Bölge İstişare Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Siz değerli dava arkadaşlarımı, muhterem misafirlerimizi ve Ankara’mızdan, Kırıkkale’den, Çankırı’dan, Kastamonu’dan, Bartın’dan, Karabük’ten, Zonguldak’tan, Düzce’den, Bolu’dan katılan ülküdaşlarımızı, aziz hemşerilerimizi saygılarımla selamlıyorum. Sözlerimi ozanlar piri Dede Korkut’un yüzlerce yıl öncesinden verdiği kutlu bir mesajla bitirmek istiyorum; “Devletli oğul olsa ocağının korudur. Oğul da neylesin, baba ölüp mal kalmasa. Baba malından ne fayda, başta devlet olmasa.” Allah “DEVLET”imizi başımızdan eksik etmesin, Türk milleti ebediyyen var olsun. Sağ olun, var olun, cenab-ı Allah’a emanet olun. Ne mutlu Türk’üm diyene!