MHP'li Ersoy: Türk Yüzyılında Dünyaya Ezberleteceğiz

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar  Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerine konuşan MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, salgın ve savaşlar sonrasında çıkan krizlerin enerji arz güvenliğinin önemini bir kez daha gösterdiğini belirterek, enerjide dışa bağımlılığın kader olmadığı anlayışıyla hareket eden Türk mühendislerinin madenleri ve kullanım alanlarını titizlikle inceleyip alternatif enerji kaynakları üretmeye devam ettiğini, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda tüm dünyaya "Yaparsa Türk yapar." sözünü ezberleteceklerini söyledi. 

 

MHP'Lİ BAKİ ERSOY'UN TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA YAPTIĞI KONUŞMA

 

Enerji toplumda yediden yetmişe herkesi ve her sektörü yakından ilgilendiren en temel kaynaklardan bir tanesidir. Sayın Bakanımızın sunumunu dikkatle dinlediğimizde Bakanlığımızın 2024 yılı bütçesinin misyonunu oluşturan ana hatların yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları, enerji arz güvenliği ve alternatif enerji kaynakları olduğunu görüyoruz. Bu misyon Türk ve Türkiye Yüzyılı 2023 yılının ruhuna ve dinamiklerine yakışır bir misyon olmuştur. Canlıların varoluşundan günümüze dek hayatın sürdürülebilmesi için enerji vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Başlarda yalnızca hayatın devam ettirilebilmesi için gereken enerji, yavaş yavaş teknolojinin gelişmesiyle insanların bilinçli olarak sarf ettikleri bir girdi hâline gelmiştir. 

 

Dünya nüfusunun ve üretiminin sürekli artması giderek daha fazla yoğun bir enerji talebini ortaya çıkarmaktadır. Bu noktada, giderek büyüyen arz talep dengesizliği enerji tedarikinde bir tehdit noktasındadır. Pandemi ve dünyanın çeşitli bölgelerinde patlak veren savaşlar bize enerji arz güvenliğinin önemini bir kez daha göstermiştir. Enerji arz güvenliği kavramı, enerjiye farklı şekillerde, yeterli miktarda, uygun fiyatta, kesintisiz, güvenilir ve sürdürülebilir şartlarda erişilebilir olması şeklinde tanımlanmaktadır. Enerji arz güvenliği için temel konular erişilebilirlik ve uygun fiyat olarak belirlenmektedir. Bu durum ülkemiz için kritik konulardan biri olup ülkemiz sanayisine, ekonomik ve sosyal hayatına etkisi yüksektir. Bu nedenle, enerji arz güvenliğini sağlamak için enerji tedarikini çeşitlendirmeli, tüketimde verimliliği artırmalı ve enerji yönetim sistemlerini geliştirmemiz gerekmektedir.

 

Sayın Bakanım, bu noktada, Bakanlığınızın ilk günden itibaren yaptığınız verimli çalışmalar ve yürüttüğünüz projeler takdire şayandır. Son dönemlerdeki çalışmalara ve verilere baktığımızda Türkiye'nin enerji alanında kendi kendine yetebilme noktasına ve hatta bazı enerji alanlarında ihracatçı konumuna geldiğini görüyoruz. Ülkemizde sürekli kaliteli katma değeri yüksek çevreci ve rekabetçi fiyatlarla enerji ve ham maddeyi vatandaşlarımıza tedarik noktasında herhangi bir engelimiz kalmamıştır. Hamdolsun, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda kaynaklarımızı etkili bir şekilde kullanarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını öncelikli hâle getirmenin yanında öngörülebilir enerji politikaları oluşturuyor ve oldukça faydalı projeler geliştiriyoruz.

 

Enerji alanında gösterilen üstün çalışmalar neticesinde 106 bin megavata yaklaşan elektrik enerjisi kurulu güçle enerji güvenliğine yönelik sorunlar geride bırakılmıştır. Dört bir yanımızda savaşlar patlak verirken ülkemizin enerji anlamında kendisini güvence altına alması son derece önemlidir. Eskiden hepimizin hatırlayacağı gibi sık sık elektrik kesintileri yaşardık. Şimdi, hem enerji rezervimiz hem de gerekli altyapıların oluşturulmasıyla bugünleri geride bırakmış bulunmaktayız. Tüketimin hızla artmasına rağmen hayata geçirilen yatırımlar ve tedbirlerle sorunsuz bir enerji arzımız devam etmektedir.

 

Bakın, az önce Sayın Bakanımızın sunumunda değindiği gibi, 2022 yılında elektrik üretimimiz 328 milyar kilovatı geçmiş, 2023 yılı ilk dokuz ayında üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 42'si yenilenebilir enerji kaynaklarından, yüzde 35'i kömürden, yüzde 22'si doğal gazdan, geri kalanı ise diğer kaynaklardan sağlanmıştır. Yerli ve millî kaynakların payı ise yüzde 57 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranlar çok ciddi oranlardır, Bakanlığımızın çalışmalarının umut verici olduğunu göstermektedir. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi 2022 yılında 140 milyar kilovat seviyesine yaklaşmış yenilenebilir enerji kaynaklı kurulu gücümüz 2023 yılı Eylül ayı sonunda yaklaşık 58 bin megavatı geçmiştir. Tüm bunlar için yine teşekkür ediyoruz.

 

Konuşmamın devamında güneş ve rüzgâr enerjisinin önemine ve ülkemizdeki gelişim sürecine dikkat çekmek istiyorum. Güneş yeryüzündeki canlı hayatının temel kaynağı olduğu gibi, bütün enerji türleri doğrudan ve dolaylı olarak güneş enerjisine bağlı olarak meydana gelmiştir. Güneş enerjisi bilinen en eski birincil enerji kaynağıdır. Temiz, yenilenebilir özellikte olup dünyamızın her tarafında fazlasıyla bulunmaktadır. Gerek fosil yakıt kaynaklarının yakın gelecekte ihtiyacı karşılayamayacak kadar sınırlı oluşu gerekse hava kirliliği ve asit yağmurları sonucu sera etkisi şeklinde ortaya çıkan çevresel sorunlar nedeniyle yenilenebilir enerji kaynakları tüm dünyada giderek artan bir ilgiyle karşılanmakta ve enerji gereksiniminin karşılanmasında önemli bir kaynak olarak görülmektedir. Güneş enerjisi çevre açısından temiz bir kaynak özelliği taşıdığından da fosil yakıtlara alternatif olmalıdır. Yeryüzüne her sene düşen güneş ışını ve enerjisi yeryüzünde şimdiye kadar belirlenmiş olan fosil yakıt haznelerinin yaklaşık 160 katı kadardır. Özellikle de ülkemiz coğrafi konumuyla yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip bir ülkedir. Güneş enerjisi ise yine aynı şekilde yenilenebilir özelliğe sahip olup ve çevre bakımından da temiz bir enerji kaynağı olarak bilinmektedir.

 

Rüzgâr enerjisini diğer enerji çeşitlerine dönüştüren teknoloji, diğer güç kaynaklarına oranla daha ekonomiktir. Taşıma sorunu bulunmayıp ve aynı zamanda kullanımı da yüksek bir teknolojiyi gerektirmemektedir. Buna göre, rüzgâr gücü yoğunluğu iyi olan yerlerde rüzgâr enerji sistemleri kurularak büyük ekonomik yararlar sağlanmaktadır. Türkiye geniş anlamda yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olup ve bu yenilenebilir enerji kaynaklarının başında rüzgâr enerjisi gelmektedir. Yıllardır asıl sorun güneş ve rüzgâr enerjisini insan faaliyetlerine uygun, kullanılabilir bir enerji türüne dönüştürebilmekteydi. Son yıllardaki çalışmalar özellikle de Sayın Bakanımızın bu konudaki hassasiyeti ve özverili çalışmaları sayesinde ülkemiz bu konuda yüksek bir ivme kazanmış durumdadır. Sayın Bakanım, sunumunuzda 81 ilimizin tümüne ve 800'e yakın ilçe ve beldemize doğal gaz ulaştığının müjdesini verdiniz. Ülkemizde 20 milyonu aşkın doğal gaz abonesi vardır yani toplamda neredeyse 60 milyonun üzerinde vatandaşımız doğal gazdan aktif olarak faydalanmaktadır. Bu yoğun kullanıma karşın boru hatlarımız, tesislerimiz ve yer altı doğal gaz depolama tesislerimiz arz konusundaki en ufak tehdit ve riske karşı bizleri daima hazır konumda tutmaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük müjdesiyle açıklanan hem Karadeniz'de hem Akdeniz'de 2 adet sismik araştırma ve 4 adet derin sondaj gemilerimiz sondaj çalışmalarına devam etmektedir.

 

Karadeniz'deki doğal gaz rezervinin karaya ulaştığını ve hâlihazırda üretime yönelik çalışmaların sürdürüldüğü haberi millî duygularımızı kabartmış, gurur duymamıza vesile olmuştur. Bu noktadaki emekleriniz için büyük Türk milleti adına da ayrıca teşekkür ederiz. Enerji arz güvenliğinden bahsederken Akkuyu Nükleer Santrali'ne de değinmeden olmaz. İnşaat faaliyetleri tüm hızıyla devam eden tesiste tüm ünitelerin devreye girmesiyle yılda 30 milyar kilovatın üzerinde elektrik üretimi sağlanacaktır. Bunlar millî üretim anlamında göğüs kabartıcı, tarihî adımlardır ama tüm bunları yaparken ayrıca var olan enerjinin verimli kullanılması için çalışmalar yapılmalıdır. Bakanlığımız, Sayın Bakanımızın da titizlikle yürüttüğü çalışmalarla enerji verimliliği üzerinde ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bu alanda gerekli proje, teşvik ve destek çalışmaları yoğun bir şekilde sürmektedir.

 

2021 yılında başlayan salgın sonrasında dünyada tabiri caizle yeni bir çağ başlamıştır. Salgın hastalık birçok açıdan tüm insanlığa zarar verirken dünya ekonomilerinde küresel bir kriz başlamıştır. Pandemi sonrası yaşanan ekonomik büyüme, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar, iklim değişikliği, savaşlar, doğal afetler enerji fiyatlarının yükselmesine sebep olmuştur. Hükûmetimiz bu süreci en hafif şekilde atlatmamız için çeşitli destek ve teşvikler sağlamıştır. Enerji anlamında da ilgili bakanlıklarımızın ortak yürüttüğü çalışmalarla fiyatlar makul seviyede tutulmaya çalışılmıştır. Çeşitli destek ve indirimlerin yanı sıra elektrik faturalarında yer alan enerji fonu ve TRT payının kaldırılmasını, doğal gazda geçtiğimiz nisan ayından itibaren ücretsiz olarak verilen tüketim desteğini de MHP olarak olumlu buluyoruz. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra sosyal devlet anlayışının gereği olarak muhtaç ailelere ısınma amaçlı kömür yardımı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu tarafından vakıflar aracılığıyla yapılmaktadır. Yine, ihtiyaç sahibi ailelere hanedeki kişi sayısı kriteri dikkate alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden elektrik tüketim desteği verilmektedir. Tüm vatandaşlarımız adına imkânlar dâhilinde sağlanan bu destekler için de teşekkür ediyoruz.

 

Ülkemiz birçok açıdan cennet ülke olarak adlandırılan bir ülke olduğu gibi maden açısından da dünyanın sayılı cennetlerinden bir tanesidir. Ülkemiz maden çeşitliliği açısından dünyada ilk 10 ülke arasındadır. Her alanda olduğu gibi madencilik alanında da millî politikaları benimseyip uygulamaya geçirmeniz oldukça değerlidir. MTA tarafından son on yılda 8,6 milyon metre sondaj yapılmış, bu araştırmaların devamının gelmesini diliyor ve destekliyoruz. Maden ihracatımız, kömür üretim miktarımız, bor ürünleri üretimi ve işlenmesi, ferro bor çıkarma çalışmaları, Eskişehir'de bir havacılık savunma ve uzay teknolojisi, biyomedikal gibi alanlarda kullanılan nadir toprak elementlerinin keşfi sıradan değil, yüzyılın çalışmalarıdır. Böylesine ciddi, gelecek nesillere ve ülkemizin bekasına nefes olacak çalışmaların ve yatırımların mimarları yani sizler ve Cumhur İttifakı şüphesiz ki tarihe geçecektir.

 

Konuşmamın başından itibaren enerjinin ve enerji arzının öneminden, en az ekmek şu kadar gerekli oluşundan bahsediyorum. Bizler yıllardır siyasi kriz yaşanan ülkelerin enerjilerini bir silah gibi kullanmasından rahatsız olduk. Bugün haberlere bakın, iki komşu ülke Sırbistan ve Macaristan, enerji akışının durdurulmasından dolayı diplomatik krizin eşiğindedir. Yine aynı örnek Filistin'de de görülmektedir. Bu tedirginlik ve korku her zaman için enerjisini kendisi üretmeyen ülkelerde handikap oluşturmuştur, bu yüzden millî enerjinin kıymetini çok daha iyi biliyoruz. Türk milleti Orta Asya'dan Anadolu'ya, tarihin hiçbir aşamasında esareti kabul etmemiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında manda ve himaye isteyenlere karşı yeri gelmiş evindeki son ekmek parçasına, yatağına yorganına kadar orduya destekte bulunmuş, bilfiil mücadele etmiş ve özgürlüğüne zeval getirmemiştir. Damarlarımızda özgürlük kanı varken enerji anlamında diğer ülkelere bağlı olmak bizleri esir pozisyonuna düşürecek, istiklali için cephede süngülerle çatışmış ecdadımızın kemiklerini sızlatacaktı ama millî şuur ve hassasiyete sahip olan siz Kıymetli Bakanlarımız ve bürokratlarımız olduğu sürece hiçbir zaman bu manada esir düşmeyeceğimizi biliyoruz.

 

Tüm bunların yanı sıra enerji bilinci ve üretimi anlamında verilecek eğitimlerle insanlarımızın daha bilinçli olmasını sağlamamız gerekmektedir. Temel eğitimden başlanarak enerji bilincinin alt konular değil ana başlıklar hâlinde vatandaşlarımıza verilmesi gerekmektedir. Bizim olanı korumak ecdadımızın mirasına saygı ve gelecek nesillere karşı bir vazifemiz olarak bilinmelidir. Bu konuda yaptığınız ve yapacağınız bütün çalışmalarınızda destekçiniz olacağımızı bilmenizi isterim. Gururumuz Türk mühendis kardeşlerimizin dehası, devletimizin teşvik ve destekleri, AR-GE çalışmaları ve üretime ara vermeden devam eden kurum ve işletmelerimizle ülkemizdeki madenleri ve kullanım alanlarını titizlikle inceleyip alternatif enerji kaynakları üretmeye devam edeceğiz. Böylece Türk ve Türkiye Yüzyılı'ndan hareketle tüm dünyaya "Yaparsa Türk yapar." sözünü ezberleteceğiz. Sayın Bakanım, sunumunuzda bahsettiğiniz "Coğrafya kaderdir ancak enerjide dışa bağımlılık kader değildir." anlayışıyla "Milletimizin refahı ve yaşam kalitesini artırmak için bulduğumuz kaynakları hızla devreye alacağız." anlayışınızı ayrıca çok kıymetli bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.

 

Sayın Bakanım, tüm özverili çalışmalarınız emekleriniz ve katkılarınız için teşekkür ediyor başarılarınızın artarak devam etmesini diliyorum. Ayrıca tüm bürokratlarımıza üstün gayretlerinden dolayı da teşekkür ediyorum. MHP olarak tüm çalışmalarınızda yanınızdayız. 2024 yılı bütçemizin vatanımıza, milletimize ve devletimize hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.