MHP'li Feti Yıldız Akşener ve Ortaklarını Aşk Şiiriyle Vurdu
Meral Akşener ve Altılı Masadaki eski ortaklarının Yerel Seçim öncesinde düşeceği durum hakkında değerlendirmelerde bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Solcu yazar ve şair Attila İlhan'ın 'Ben sana mecburum' isimli aşk şiirini siyasete uyarlayarak, sürekli tartışan eski ortakların birbirine olan mecburiyeti dile getirdi.
SİYASİ HAYATI ZİKZAKLARLA DOLU OLAN AKŞENER'İN YEREL SEÇİME YÖNELİK KARARI
DYP, ANAP, Ak Parti gibi siyasi partilerde gezdikten sonra MHP'ye katılan, 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinden 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine kadar olan süreçte, Pensilvanya'da bulunan Fetullah Gülen'in ve CHP'lilerin desteğini alıp türevleriyle birlikte TARLA KONGRESİ'ni toplayarak MHP'ye ihanet eden, Türk Milliyetçilerinin oyunu Sol Cenaha yamama görevini icra etmek için İyi Parti'yi kuran, PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin deseklediği Altılı Masada yer alan, tekmeleyerek devirdiği Altılı Masaya geri dönüp tekrar ayrılan, aslında hala Altılı Masaya geri dönmek için sürekli blöf yaptığı bilinen Meral Akşener, İyi Parti'nin 26 Ağustos tarihinde yaptığı toplantıda tüm partilerin Yerel Seçime tek başına girmesi yönünde bir çağrı yapmıştı.
26 Ağustos tarihinde yaptığı çağrının detayları hakkında Gazeteci Fatih Altaylı’nın sorularını cevaplayan Meral Akşener, ''Yerel Seçimde, 81 ilde aday çıkaracağız. Ama küçücük ilçelerde öyle şeyler olur ki teşkilatlar kendi aralarında işbirliği yapıyorlar. Onlar yapılabilir. İstanbul ve Ankara dahil her yerde ayrı gireceğiz ve CHP'nin bu şehirlere kaybetmesini göze alıyoruz. Genel İdare Kurulu’nu haftaya çağıracağım ben. GİK’ten geçtiği an nihai karardır.'' dedi.
AKŞENER SÜREKLİ YANGIN VAR ANONSU YAPAN YALANCININ DURUMUNA DÜŞTÜ
Siyasi hayatı zikzaklarla dolu olan Meral Akşener'in Yerel Seçime tek başına girme kararını; sağdan sola aklı başında olan hiçbir yazar, yorumcu ve siyasetçi inandırıcı bulmadı. Meral Akşener, yangın çıkmamasına rağmen sürekli olarak 'Yangın var' diye bağırarak insanları kandıran ve gerçekten yangın çıktığında kimsenin yardımına koşmadığı vatandaşın acı durumuna düştü.
MHP'Lİ FETİ YILDIZ'DAN AKŞENER'İN TUTUMUNA YÖNELİK DEĞERLENDİRME
Yerel Seçimlere tek başına girmeyi göze alamayacağı bilinen Meral Akşener'in; aslında İYİ bir blöf ustası olarak CHP ile pazarlıkta elini yükseltmek, 'Kumar ve Noter Masası' olarak tanımladığı Altılı Masaya güçlü bir şekilde geri dönmek için yeni bir blöfe imza attığını ve inandırıcılığını kaybettiğini düşünenlerden birisi olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, ''Kumarbazlar yalancı olur, konuşurken devamlı blöf yaparlar. Sürekli kazanacaklarını düşünürler, tekmelediği kumar masasına tekrar döner ve zarar gördüğü ilişkilerde yeni denemelerde bulunurlar. Kişiliklerini anlatmaya buralar yetmez. Nankörlük en bariz özellikleridir.'' demişti.
MHP'Lİ FETİ YILDIZ'DAN AKŞENER VE ESKİ ORTAKLARINA ŞİİRLİ GÖNDERME
Siyasetçilere ve katıldığı siyasi partilere ihanet veya nankörlük etmek ve blöf yapmakla ünlenen Meral Akşener'in, Yerel Seçimlere yönelik sarfettiği ''Biz CHP'nin adaylarını seçtirmeye mecbur değiliz. İstanbul ve Ankara dahil her yerde ayrı gireceğiz.'' sözlerini inandırıcı bulmayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Meral Akşener ve Altılı Masadaki eski ortaklarının Yerel Seçimler öncesinde düşeceği durumu Attila İlhan'ın 'Ben sana mecburum' şiirine atıf yaparak değerlendirdiği yeni açıklamasında, ''İP, 6’lı masa mütemmimlerinin en değerli cüz’ü olduğunu CHP’ye göstermek için sahnelediği varyeteyi, politik ayrışma, ittifak içinde ideolojik farklılık olarak yorumlarsanız yanılırsınız. Daha, 'ben sana mecburum' dizelerini yapacakları düetlerde bol bol izleyeceksiniz.'' dedi.
ATTİLA İLHAN'IN BEN SANA MECBURUM ŞİİRİ NEYİ ANLATIYOR?
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın, Meral Akşener ve Altılı Masadaki eski ortaklarının Yerel Seçimler öncesinde düşeceği durumu ifade etmeye çalıştığı, Solcu yazar ve şair Attila İlhan'ın 'Ben sana mecburum' şiirinin konusu nedir? Attila İlhan'ın 'Ben sana mecburum' şiiri, aslında bir aşk şiiridir. Ancak, 1960 yılında basılan 'Ben sana mecburum' kitabında beş bölümde topladığı şiirlerinde, dönemin siyasi havasını, çalkantılarını, gerilimi, direnişi, başkaldırıyı, imkânsız aşkları ve özgürlük özlemini de dile getirmiştir. Bu bağlamda, 'Ben sana mecburum' şiiri, Feti Yıldız'ın sözlerindeki bakış açısıyla değerlendirildiğinde manidar siyasi analizler ortaya çıkıyor.
Şiirin ''Ben Sana Mecburum, Ben sana mecburum bilemezsin, Adını mıh gibi aklımda tutuyorum, Büyüdükçe büyüyor gözlerin, Ben sana mecburum bilemezsin, İçimi seninle ısıtıyorum.'' sözlerinin yer aldığı başlangıç dizeleri; geçmişte DYP ile Katolik Nikahı kıydığını ve hiç ayrılamayacağını söyleyen Meral Akşener'in, İyi Parti'yi kurduktan sonra Altılı Masa ile Katolik Nikahı kıydığını ve hiç ayrılamayacağını anlatıyor.
İstanbul ve İlçelerinin isim verilerek anıldığı şiirin ''Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem, Ben sana mecburum sen yoksun.'' dizelerinde, o bölgelerde sevgiliyle yaşanılan anılara olan özlem dile getiriliyor. 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin destek verdiği CHP ile kurulan ittifak neticesinde, İstanbul başta olmak üzere Büyükşehirlerin kazanılmasının tadını unutamayan Meral Akşener'in, 2024 Yerel Seçimlerinde Büyükşehirleri kazanma şansını sürdürmek için Altılı Masaya mecbur oluşu anlatılıyor.
Şiirin ''Ne vakit bir yaşamak düşünsem, Bu kurtlar sofrasında belki zor, Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden, Ne vakit bir yaşamak düşünsem, Sus deyip adınla başlıyorum, İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin, Hayır başka türlü olmayacak, Ben sana mecburum bilemezsin.'' sözlerinin yer aldığı son dizelerinde bahsedilen Kurtlar Sofrası; Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Halil İbrahim Sofrası' olarak tanımladığı, ideolojilerine ve eski partilerine ihanet eden siyasetçilerin katılımlarıyla oluşan Altılı Masayı anlatıyor.
ŞİİRDEKİ ÖZLEM DUYULAN SEVGİLİ VE YERİ SİYASETE KENDİNİZ UYARLAYINIZ
Attila İlhan'ın 'Ben sana mecburum' şiirinin, aşk ve sevgiliye duyulan özleme yönelik aşağıda yapılan şiirsel yorumu; okuyucu olarak sizler, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın, siyasi bakış açısıyla kendiniz yorumlayınız.
Ben Sana Mecburum bir aşk şiiridir. Ancak şiiri diğer aşk şiirlerinden ayıran yönü; yaşanan duyguların farklı bir üslupla, farklı imgelerle ve bizde farklı duygular uyandıracak çağrışımlarla aktarılmasıdır. Şiirin teması; büyük bir tutkuyla bağlanılan, şairde derin izler bırakan sevgiliye duyulan özlemdir.
Şiirde bir aşk hikâyesi ve bıraktığı derin izler anlatılmaktadır. Şair, bir kadına tutkuyla bağlanmış ama araya ayrılık girmiştir. Bu ayrılık sürecinde şair, sevgilisini unutamamış, tam tersine ona olan tutkusu ve bağlılığı gitgide artmıştır. Mevsim sonbahar, vakit akşamdır. Şair, İstanbul’un sokaklarında aklında sevgilinin hayali, kalbinde aşkı dolaşmaktadır. Akşam karanlığında bulutlar parçalanmakta, şimşekler çakmakta, hafiften yağmur yağmaktadır. Şair, aşkının rüzgârıyla savrulurken gördüğü her şey ona sevgiliyi hatırlatmaktadır. Ne yapsa, neyi tutsa, nereye gitse onsuz olamayacağını, onu aklından çıkaramayacağını bilir. Hayalinde sevgilinin çocukluğunu, şimdi neler yaptığını, gelecekte neler yapacağını düşünür.
Ayrılığın getirdiği özlem duygusu ve sevgiliye kavuşma ümidi şiir boyunca kendini hissettiriyor. Ancak bu duygular melankolik bir seviyede değil gerçekçi bir sınırda tutuluyor. Aynı zamanda şairde, kuvvetli bir yalnızlık duygusu da görülüyor.
Mıh büyük ve sağlam çivi demektir. Şairin sevgilisinin adını mıh gibi aklında tutması ona olan bağlılığının bir simgesidir. Şair sevgiliyi bir türlü unutamadığını ve ona olan tutkusunu bu şekilde dile getiriyor. Bu dizede teşbih ve mübalağa sanatları birlikte kullanılmıştır.
Şiirin dizelerinde, ayrılık süresince sevgiliye olan duygularının azalmak yerine daha da artması ifade edilir. Şiirin dizelerinde, sevgilinin hayalinin, tekrar ona kavuşma umudunun şaire güç, yaşama sevinci ve hayatına anlam kazandırması dile getiriliyor.
Büyük aşklar daima korkuları, endişeleri, hayal kırıklıklarını, ileride olması muhtemel olumsuzlukları da beraberinde getirir ve yedeğinde taşır. Aşk korkuyla yan yana gider. En çok da âşıklar kaybetme korkusunu yaşarlar. Çünkü duygular doruk noktasındadır.
Ustura ağzında yaşamak ise olmayacak bir şeydir. Şair, âşık olmanın ne kadar zor bir durum olduğunu anlatabilmek için bu ifadeyi kullanmıştır. Aşk içinde bulunulan ikilemleri ve birbirine zıt duyguları da içersinde barındırır. Bu nedenle insan kendini çaresiz bir çıkmazın içinde bulur. Kişi ne yapacağını, ne karar vereceğini bilemez hale gelir. Bu durum ustura ağzında yaşamaktan farksızdır. Anlatılmak istenen aşktaki tutkunun insanı zaman zaman çaresiz, takatsiz ve çıkmazda bırakması halidir.
Şair, sevgilisinden ayrı kaldığı, onun özlemiyle yanıp tutuştuğu zamanlarda yalnızlığını gidermek için tanıdıklarının kapısını çalar. Yalnızlığını bu şekilde gidermek ister. Ancak kime gitse, yalnızlığını gideremez, onların yanında da kendini yalnız hissetmeye devam eder. Onun yalnızlığına son verecek olan sadece sevgilisidir.
Şair, yaşamayı kurtlar sofrasına benzetiyor. Bununla, toplumsal sorunlara dikkat çekiyor. Bazen insanların çıkarları ve egoları için çok acımasız olabileceğini söylemeye çalışıyor. Nasıl ki kurtlar bir avın paylaşılmasında birbirlerine karşı acımasız davranabiliyorsa; insanlar da çıkarları söz konusu olunca acımasız olabiliyorlar. Şair, böyle bir ortamda kötü yola sapmadan dürüst, temiz ve namuslu yaşamanın zorluğunu dile getiriyor.