Önümüzdeki yılın Mart ayının sonunda yerel seçimler yapılacak. Ancak kamuoyunda belediyelerin MHP’li olup olmaması pek tartışılmıyor. Oysa ki; gelecek beş yılın, mahalli idarecilerini seçeceğiz. Yaşam alanlarını yönetmek üzere göreve getireceğimiz belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri; bizlerin mutlu, huzurlu ve güvenli yaşamasında etkili olacaklar...
İnsanların bir yaşam felsefesi vardır. Bu felsefe; çevreye, doğaya, şehirciliğe, tarihe, turizme, eğitime, kültüre ve geleceğe dair bakış açılarını içerir. Bu felsefi bakışta buluşanlar, ülkeye ve dünyaya küçük farklılıklar hariç aynı şekilde bakarlar.
Siyasi partiler yaşama ve mekana aynı felsefi açıdan bakan insanlar tarafından oluşturulur. Onun için her siyasi partinin bir yerel yönetim anlayışı vardır. Bu anlayış kapsamında hizmet açısından; öne çıkarılanlar, geri bırakılanlar yada hiç dönüp bakılmayacak olanlar olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca, şehirleşmenin hakkıyla yapıldığı söylenemez. En azından 90 yıllık bir sürece dönüp bakılınca bizler tarafından coğrafyanın talan edildiğini ve kaynakların boşa harcandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçmişimiz yok, geleceğimiz ise şimdiden harcanarak tarumar edilmiştir.
Gelişmiş ülkelerdeki; yerleşim, alt yapı, ulaşım, yeşil alanlar ve tarihi dokunun korunmasına bakınca bizim belediyecilik adı altında ne kadar çirkin ve verimsiz işler yaptığımız ortaya çıkar.
Şehirlerimizin kontrolsüz büyümesi ve iç göçe göz yumulması; bizi yaşamdan yaka silktirecek noktaya getirmiştir. Eğer bu günden itibaren yerel yönetim felsefemizi değiştirmezsek; şehirlerimiz rantsal dönüşüme daha da kurban edilecek ve çarpık büyüme ile sağlıksız yaşam koşulları en üst seviyeye çıkacaktır. Örneği de “Kanal Projesi” adı altında mega kentimiz İstanbul’un önünde durmaktadır. Dünyada herhalde bir şehri betonlaştırmakla övünen başka yerel idareciler ve onlara patronluk yapan başbakanlar, bizden başka hiç bir ülkede kolay kolay görülemez.
Bu nedenle günümüze kadar yapılan yerel yöneticilik anlayışının insan değilde rant odaklı olduğunu görmemek ancak akli bir körlük içinde bulunmayı gerektirir.
MHP, burada yerel yönetim felsefesi itibarı ile diğer siyasi partilerden ayrılmaktadır. MHP; insan odaklı ve milli ve de manevi değerleri koruyan bir “Huzur ve Mutluluk Şehri” yaratma gibi bir yerel yönetim anlayışına sahiptir. Ve sadece bugünü değil geleceğide düşünmektedir.
İnsan sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılayınca mutlu olan bir canlı değildir. İnsanın cismani yanı kadar gözü ve gönlüde aldığı hizmetle doymalıdır. Ayrıca Türk insanı sahip olduğu aile yapısı nedeni ile mevcut varlıklarının, artan oranlarda değerlenerek gelecek nesillere intikalini istemektedir. İşte burada MHP’nin insan odaklı yerel yönetim anlayışı devreye girecektir.
Şehirlerimiz kesinlikle rantsal dönüşüme kurban edilmeyecek ve çarpık kentleşmeye müsaade edilmeyecektir. Alt yapı, ulaşım ve yeşil alanlarla ilgili kaynaklar azami düzeyde verimli kullanılacaktır. Belediyelerde yaşanan yolsuzluk iddialarının ve yolsuzlukların önüne geçilecektir.
Yapılan imar ve proje uygulamalarında; halkın ve toplumun değişik kesimlerini oluşturan esnaf, işçi, emekli, öğrenci, kadın ve gençlerin görüşü alınacaktır. Tarihi doku korunacaktır.Halkın imkanları asla peşkeş çekilmeyecek ve gelişmeden doğan zenginlik, belediye sınırları içinde yaşayan halka ait olacaktır.
MHP belediyelerinde, “sosyal belediyecilik” anlayışı hakim kılınacak; gıda, sağlık, eğitim ve benzeri yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaşacak ve bütün bunlar onların gururu incitilmeden yapılacaktır. Türk kültürünün yaşatılması ve öğretilmesi için her türlü sanat faaliyeti ve bunların içinde bulunan sanatçılar karşılıksız desteklenecektir.
Gençler ve kadınlar için sosyal donatı ve spor alanları yaşama geçirilecek ve okuma imkanı bulamamış insanlarımızın meslek edinmeleri sağlanacaktır. Özellikle yaşlı, dul, emekli ve şehit aileleri, sosyal ve kültürel her türlü imkandan öncelikle faydalanacaktır. Dünya çapında emsal teşkil eden şehir planları göz önüne alınarak şehirlerimiz iftahar edeceğimiz çağdaş görünüme kavuşturulacaktır.
Bölgesel olarak iç ve dış turizm geliştirilecek ve bu itibarla sosyo-ekonomik ve kültürel hayatın gelişmesine katkı sağlanacaktır. Ayrıca yerel manada ticaret ve sanayinin ivme kazanması için bu sektörlere pozitif manada ayrımcılık uygulanacaktır. Katılımcı demokrasinin en güzel ve en ileri örnekleri halkın görüşü alınmak suretiyle MHP’li belediyelerde gerçekleşecektir. Bu vesile ile bilmenizi isterim ki; yaşamı kolaylaştıracak, mutlu ve huzurlu olmayı sağlayacak her türlü tedbir alınacaktır.
Dediğimiz gibi yerel yöneticilik, siyasete yansıyan bir yaşam felsefesidir. Bu nedenle siz kendiniz için en uygun ve yakın gördüğünüzü tespit ederek bir seçim yapacaksınız.
Milli değerlere bağlı ve sadece size hizmet odaklı MHP’yi tercih ederseniz; yıllardır Kastamonu, Gümüşhane, Bartın, Karabük, Isparta, Balıkesir, Manisa, Osmaniye, Tarsus, Ceyhan, Nazilli, Fethiye, Edremit, Etimesgut, Kızılcahamam ve daha nice belediyeleri MHP’ye teslim etmiş olan halkımız gibi “İnsana hizmet edip devleti yaşatmaya çalışan...” belediyelerden biri de sizin belediyeniz niye olmasın? Gayret MHP’den, takdir Allah’tan, tercih sizlerden...