Milli Kültür Milli Burjuvazi ve Milli Siyaset Konferansı
Erciyes Üniversitesi Türk Gençlik Kulübü tarafından Milli Kültür, Milli Burjuvazi ve Milli Siyaset konulu konferans düzenlendi.
Erciyes Üniversitesi Türk Gençlik Kulübü tarafından, Sabancı Kültür Sitesi’nde düzenlenen Milli Kültür, Milli Burjuvazi ve Milli Siyaset konulu konferansta konuşan, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, ''Türkler dünyanın en kadim milletidir. Bizler sahip olduğumuz kültür, sanat, ilim ve medeniyet anlayışımız ile tarih boyunca dünyayı etkilemiş bir milletiz. Kültürlerin en önemli özelliği, gelişime ve değişime açık olmasıdır. Değişmemesi gerekenler ise, birlikte yaşamayı ve kültürel sürekliliği sağlayan ortak bellektir. Kültürlerin sürekliliği veya erimesinde, bu temel dinamiğin yanında jeopolitik ve demografik yapı da önemli bir faktör olarak karşımızda durmaktadır. Güçlü kültürlerle yan yana yaşayan ve önemli geçiş güzergâhları üzerinde bulunan Türk Dünyası’nın jeopolitik konumu, bir taraftan kültürel dinamizm için önemli bir fırsat oluştururken, bir taraftan da güçlü kültürlerle yakınlığı sebebiyle kültürel yozlaşma veya erime gibi önemli bir tehdidi de içerisinde barındırmaktadır.'' dedi.
İLACIMIZ, AŞIMIZ, TEKNOLOJİMİZ VE SİLAHIMIZ MİLLİ OLMAZSA TAM BAĞIMSIZ OLAMAYIZ
Erciyes Üniversitesi Rektörü Mustafa Çalış, ''Milli Kültür, Milli Burjuvazi ve Milli Siyaset kavramları hakkında bugün burada misafirimiz tecrübe ve derin bilgileri ile bizi bilgilendireceklerdir. Millilik ve bağımsızlık bir biri ile direk ilişkili kavramlardır. Millilik her alanda olması gereken bir değerdir. Her alanda milli olmazsak bağımsızlıktan da bahsedemeyiz. Türk Milleti istiklali, istikbali, bağımsızlığı ve hürriyeti için yaşar. Özellikle millilik burada çok önemlidir. Millilik ve bağımsızlık birbirinden ayrılmaz bir parçadır. Dolaysıyla bu kadar millilikten bahsedince şunu da ifade etmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da gösterdiği hedef olan dünyada ilk on ekonomiye girmemiz içinde özellikle teknolojide milli olmamız gerekiyor. Eğer biz milli ilacımızı, milli aşımızı milli silahımızı geliştirmezsek tam bağımsızlıktan söz edemeyiz. Dolayısıyla, milliliğin her alanda olması gerekir.'' dedi.
BİLGİ FELSEFESİNİN OLUŞMASI İÇİN DİNGİNLİK GEREKİR
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi ve MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, konferansta yaptığı konuşmada, ''Hepiniz ve her biriniz bilgiye erişim konusunda hiçbir sorunu olmayan gündelik hayat içerisinde artık internet dünyasından her an her türlü bilgiye erişme imkanı yakaladığınız bir çağda yaşıyorsunuz. Fakat bilginin sindirilmesi ve bilgiyi eyleme dönüştürebilerek bilgiyi bilgeliğe ve şura dönüştürebilen bilgi felsefesinin oluşabilmesi için bir dinginlik gerekiyor.'' dedi.
KÜLTÜR İLE TABİATIN FARKI KÜLTÜRÜN İŞLENEN OLMASIDIR
MHP Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, ''Herkesin bilgiye ulaştığı bir ortamda sözel ortamda klasik bir konferansın ne anlamı var denilebilir. Ama tesis edilen ortam ve tesis edilen ortam içerisindeki paylaşım ile atmosfer bilgi kadar değerlidir. İnsanın tabiatta yeryüzü serüveni ile başlayan insanın tabiatla ve insanın insanla birlikteliğinin toplamında yapıp ettiği, ürettiği maddi ve manevi unsurların toplamına kültür deniyor. Kültürün çok sayıda tanımı vardır. Tabiat doğal halinde müdahale edilmeyendir. Kültürle tabiatın farkı kültür işlenendir. Tabiat doğal halinde bırakılandır. Kent ormanları bir kültürdür. Ama vahşi ormanlar genel olarak ormandır. Park bir kültürdür. Ama Vahşi haliyle var olan orman bir tabiattır.'' dedi.
İNSANLIK TARİHİNDE TÜRKLER MEDENİYET ÜRETEN BİR MİLLETTİR
MHP Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, ''Tabiata müdahale ettiğiniz zaman insan unsuru devreye girer ve kültür meydana gelmeye başlar. Bu kültürün zaman içerisinde milletlerin medeniyetlerinin derinliklerine göre kendi kültür kodlarına göre, kendi kromozomlarına göre, iş tutuş biçimleri de milli kültürlerini oluşturur. İşte bu çerçeveden baktığımızda Sayın Rektörümüzün de konuşmalarında ifade ettiği Türk tarihi, insanlık tarihinin medeniyet üreten milletleri kategorisinde kabul edilen istisna bir yere sahiptir. İşte tabiatı işleme, insanı insanla kendi topluluklarının başka topluluklarla olan münasebetinde hayata bakış tarzını, hadiseler karşısındaki tutumları onların milli karakterlerini ortaya koyar.'' dedi.
KAPALI DEVRE SİYASET YAPANLAR ÜLKENİN BAŞINA NELER AÇTI?
MHP Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, ''Milleti siyasetin dışında tutarak kapalı devre siyaset yapanların memleketin başına neler açtığını biliyoruz. Buradaki büyüklerimi ve gençlerin samimiyetini, coşkusunu samimiyet ve muhabbetle karşılamak istiyorum. Çünkü bunlar elini avucunu ovalayıp makamın karşısına geldiğinde yalakalık yapan arka planda da ihanet odağının talimatı üzerine milletin üzerine bomba atan şerefsizlerden değil'' dedi.
TÜRKİYE NE ZAMAN BAŞINI KALDIRSA ÇÖKERTİLMEYE ÇALIŞILIYOR
MHP Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, ''Bu tarihi coğrafyanın içerisinde bizim yaptıklarımız, ettiklerimiz, yaşadıklarımız toplamıyla 22 milyon kilometrekare coğrafyada Türk milletinin izini, devlet anlayışını, insan anlayışını bugün her gittiğimiz yerde rahatlıkla görüyoruz. İşte bu gerçeklik bugün Türkiye Cumhuriyeti kendi müktesebatı ve kökleriyle olan münasebetlerini fark edip başını kaldırarak gönül coğrafyasına bakma potansiyelini yakaladığı an, dizine ve dirseğine vurulan ve çökertilmek istenilen bir devlet haline getirilmek isteniyor. O sebeple milli siyaseti temsil edenlerin de bu gerçekliği bilip kendi bağışıklık sistemini güçlendirme ona uygun direnç gösterecek alt yapıyı almak gibi bir mecburiyeti vardır. Herkesin mesleği ne olursa olsun Türk tarihini, son 150 yıllık tarihimizi özellikle de Meşrutiyet döneminden başlayarak, Balkan faciası ve Osmanlı'nın çöküş döneminde yaşananları çok iyi bilmesi lazım." dedi.
SİYASET MÜMKÜN OLAN ŞARTLARDA İDEAL OLANI YAPMA BECERİSİDİR
MHP Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, ''Kuruluş vizyonunda ve kuruluş kadrosunda her bir kader arkadaşı ruh bütünlüğü içerisinde o makus kaderi yenerek yeniden var olabilme iradesini gösterebilmiş, milyonlarca insanımızın şehadetiyle yeniden var oluş mücadelesi, yeni bir stratejik hamleyle Türk Devleti yeniden filizlenmiştir. İçinden çıkan o kurucu aktörlerle Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuşlardır. Birikimli, aklı selim, vizyon sahibi Türkiye'de yetişmiş, devletin okullarında okumuş Atatürk'ü bugünkü şartlardan bakarak yargılamaya kalkan arkadaşları anlamakta zorlanıyoruz. Böyle yargılayan arkadaşlarınız olabilir etrafınızda ama siyaset ideal olanı yapma sanatı değil. Siyaset mümkün olan şartlar içerisinde ideal olanı yapma becerisidir ve her adamın harcı değildir siyaset." dedi.