Her ikisinde de bir Barzani aşkı var, neden?
Barzanilere gönül vermiş ve bağlamış iki siyasetçimiz var; Özal ve Erdoğan…
Her ikisinde de bir Barzani, bir Talabani sevgisinin olduğu görülüyor…
Neden?
1991 Körfez Savaşı’nda Barzani’yi Özal destekledi, onu postal öpücülüğünden Özerk Kürdistan Lideri konumu taşıdı ve kırmızı pasaport verdi.
Bununla da kalmadı Özal, ABD-Barzani ittifakına destek verip Irak kuzeyinde sayıları 20 bini aşkın silahlı bir Asala/pkk gücü oluşturulmasına yol açtı...
Neden?
2003 Körfez Savaşı’nda da aynı siyaseti izledi Türkiye, Barzani’yi destekledi. Bu kez sahnede olan Erdoğan’dı…
Erdoğan, Özal’ın Özerk Barzanisi’ni Federe Kürdistan’a taşıdı…
Bu yetmedi, Asla/pkk’yı siyasallaştırdı…
Bu da yetmedi Pkk’ya Habur’la halk desteğinin yönelmesine yol açtı…
Neden?
Özal “bir yanım Kürt” demişti.
Erdoğan “Gürcüyüm” gibi bir yönlendirme yaptı.
Barzani ise Kürt değildi…
Yani bunların yolu Kürt değildi ama siyasi Kürtçülüğü yarattılar…
Neden?
Özal, Erdoğan ve Barzani’nin ortak bir noktası var; hepsi bir ve aynı tarikatın üyesi…
Bu tarikat; Halidi Tarikatı, Türk Nakşibendi değil…
Özal, Erdoğan ve Barzani Halid-i Nakşi müridi ama Türk Nakşibendiliği ile bir ilgisi yok!
Peki, Halidi Tarikatının özelliği neydi?
Kurucusu Şeyh Halid, Irak’ın Süleymaniye kentinden.
Şeyh Halid, “Nakşibendiyim” diyor ama Nakşibendi değil karma; Kübrevi, Çişti, Sühreverdi, Kadiri ve Nakşibendi tarikatlarının bir karması.
Özal ve Erdoğan bu Halid’in İstanbul/Gümüşhanevi tekkesinden…
Barzani, dedesi Şeyh I. Abdusselam’ın Barzan tekkesinden…
Talabani de aynı tarikattan, Süleymaniye’de Talbani tekkesinden…
1921 Koçgiri ve 1925 Şeyh Said isyanını tertipleyen Seyit Abdulkadir de Şemdinli/Nehri (Bağlar köyü) tekkesinden…
Seyit Abdulkadir Kürt değil, Talabani de değil…
Peki, bu şahsiyetler aynı karede nasıl boy gösteriyor?
Bu işin arkasında başka bir iş olmalı…