Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, fırsatını bulduğu her ortamda öldürülen PKK'lılar için üzüldüğünü belirtmesi ve her PKK'lı öldüğünde neredeyse ağıt yakacak gibi ağlamaklı bir hal alması, vatandaşlarımızda ''Arınç'ın psikolojik proplemleri var'' yargısı oluşmaya başladı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında ''PKK'yı destekliyor, Şehitlerimizi anmıyor ama PKK'lılar için üzülüyor'' diye düşünmekten çekinen vatandaşlarımız, işi psikolojik proplemelere bağladı.
PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V) BUYURUYOR Kİ; KİŞİ KİMİ SEVERSE YÜREĞİ ONUNLA YANAR. İNSAN SEVDİĞİNİ DURMADAN ANAR
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sürekli olarak PKK'lılara üzülmesi hakkında İslami bilgisi iyi olan vatandaşlarımızın yorumu da daha farklıdır.
Peygamber Efendimiz(s.a.v) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: Kim kimi severse yüreği onunla yanar. Ve insan sevdiğini durmadan anar.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı bu hadise göre değerlendirecek olursak durumu gerçekten vahimdir. Müslüman Türk Milletimizin Askerini, Polisini ve masum vatandaşlarını şehit eden PKK terör örgütü için üzülen birisinin durumuna hiç bir Müslüman düşmek istemez.
Arınç, PKK'nın partisi BDP'lilerin üç PKK'lı militanın öldürülmesine ağladığı gibi neredeyse ağlayacak. Arınç, utanmasa CHP'li Hüseyin Aygün gibi PKK'lı ölen militanların evlerine taziyeye gidecek.
Ey Bülent Arınç, Marksist Leninist bir terör örgütü olan Allahsız kitapsızlara üzülmek ve ağlamak bir Müslüman'a yakışır mı?
MHP'Lİ OKTAY VURAL İLE AKP'Lİ BÜLENT ARINÇ'IN BİRBİRİNE SÖZLERİ
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, siyasi iktidarın Paris’te ölen üç PKK’lı için neredeyse ağıt yaktığını belirttiği açıklamasında şöyle demişti:
PKK’yı meşru bir siyasi aktör, terör örgütü mensuplarını da siyasetçi konumuna çıkaran bulanıklaşmış bu zihniyetin, pervasızlıkta rekor üstüne rekor kırması ibret vericidir. Sayın Arınç’ın Paris’e intikal ederek, 3 PKK’lının cenaze törenine katılması, bir eliyle teröristlerin tabutunun ucundan tutması, arkasından sol yumruğunu sıkarak havaya kaldırması ve orada ” hepimiz PKK’lıyız ” nidaları atanlarla birlikte OSLO’da masaya oturdukları Kandil bakiyelerine üzüntülerini bildirme yolunu tercih etmesi de yadırganmayacaktır.
Eğer PKK militanlarının öldürülmesinden büyük üzüntü duyan Arınç Paris’e gidemezse, AKP Hükümeti adına İmralı’ya ve Kandil’e bir taziye çelengi göndermesi kendisi ve zihniyeti adına son derece münasip ve müzahir bir tavır olacaktır.
“PKK’lılar için ağlamayan insan değildir ” diyen Arınç, bu üzüntüsünü anlatmak, tepkisini daha iyi göstermek için bir an önce dağa çıkmalı, hem Kandil’le özlem gidermeli, hem de Paris’te öldürülen bu PKK’lılar için teröristlerle birlikte ağıtlar yakmalıdır.
Milletimizin oyunu alarak makam ve mevkii elde etmiş biri, kandan ve bölücülükten beslenen militanlar için üzüntü duyabiliyorsa ,kendilerine akıl sağlığı diliyor ahlaken ve vicdanen istifaya davet ediyorum. Unutulmasın ki, bu bir tutarlılık olduğu kadar, Türk milletinin şeref ve haysiyetine saygı ve riayetin de bir gereği olacaktır.
Paris’de üç PKK’lı öldürüldü. Bunun nasıl olduğu, ne bittiği, neden olduğu konusu ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu. Ben açıkçası bu konularla ilgili, bu meselenin siyasi boyutları ve diğer boyutları ile değerlendirmenin olayın arkasındakileri görmekle mümkün olacağını düşünüyorum. Su testisi su yolunda kırılır.
Bir uyuşturucu, bir kanlı terör örgütünün yöneticilerinin etkisiz olmasından, Türk milletine kan kusturmasından kimse üzüntü duymamalıdır. Türk milletine kan kusturan, Kandil’de terör örgütünü yöneten, Türk milletine dayatma yapanların da darısı başına. Türk devleti kudretli bir devlettir. Devletimizin terörle mücadele konusunda etkili olması gerekiyor. Bunda üzülecek bir taraf olmadığını düşünüyorum.
Bülent Arınç, Oktay Vural'a şöyle cevap verdi:
Düşünün ki 3 tane kadın sorgusuz sualsiz öldürülüyor, ortalık kan gölüne dönüyor. İstedikleri kadar suçla ilişkisi olsun bir insanın hayatına bu şekilde son verilmesine ben üzüldüm. Bunu söyleyerek onları yükseltmiş olmuyorum. Buna karşılık Oktay Vural "iyi ki gebermişler" diyor, ikimizin arasındaki fark bu. Ona bir tavsiyem var: Onu yıllardır gözlemliyorum, ayağa kalkıp sağa sola bağırıyor, mimiklerine bakıyorum hareketlerine bakıyorum, üzülüyorum onun için. Bir hekime görünmeli mutlaka, psikolojik destek almalı..
Bahçeli'nin su testisi su yolunda kırılır açıklamasıyla ilgili: "Geçtiğimiz grup toplantısında sayın Bahçeli bu sürece tepki gösterdi. Hükümete Sayın Başbakan'a yüklendi. Siz oraya giderseniz ben de Silivri'ye gideceğim demişti. Sayın Bahçeli'nin tavrı kendi düşüncesinde istikrarlıdır. Bu davranışını yıllardır tekrarlıyor. MİT-İmralı görüşmeleri kamuoyunda nasıl karşılandı: CHP bu sürece destek verdi. BDP süreci destekliyor. Diğer siyasi partilerden de büyük bir tepki gelmedi. Medyanın yüzde 70'i süreci destekliyor. STK'ların yüzde 80'i destekliyor. MHP'nin Genel Başkanı dışında büyük bir topluluk bu süreçten büyük fayda göreceğini ve provakasyona karşı uyarıcı önlemlerde bulunuyor. Eğer süreç başarılı olursa MHP barajın altında kalır. Çünkü bu millet kanın durmasını istiyor.
ASLINDA PSİKOLOJİK DESTEK ALMASI GEREKEN KİM?
50 bin kişinin katili PKK, her gün Askerimizi, Polisimizi ve masum vatandaşlarımız katlediyor ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Marksist Leninist Ateistler öldü diye üzülüğ ağıtlar yakıyor. Buna tepki veren Türk Milliyetçilerine ise kızarak psikolojik destek almaya davet ediyor.
Asker ve polislerimizi öldürenlere üzülen Devlet yöneticisinin mi psikolojik desteğe ihtiyacı var? Yoksa bu gafleti eleştiren Türk Milliyetçilerinin mi psikolojik desteğe ihtiyacı var? Elbetteki PKK'lılara ağıt yakıp üzülen Devlet yetkilisinin psikolojik desteğe ihtiyacı vardır.
Devletin görevi teröristle mücadele etmektir. Ama AKP Hükümetinin yetkilileri teröristle mücadele etmek yerine sanki Ordumuz PKK'ya yenilmişcesine davranıp PKK'ya beyaz bayrak açarak, PKK ile İmralı'da masaya oturup pazarlık yapıyor.
Peygamber Efendimiz(s.a.v) bir hadis-i şerifte buyurduğu, ''Kim kimi severse yüreği onunla yanar. Ve insan sevdiğini durmadan anar.'' sözleri PKK'ya üzülen, onlar için yanıp tutuşan ve sürekli olarak onları anan AKP ve Bülent Arınç için ne kadar uygun bir hadis değil mi?
''Kişi sevdikleriyle beraber olur'' atasözünü de hatırlarsak MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın tespitleri çok yerindedir. Bülent Arınç, Çarşamba günü Askerimizi ve Polisimizi katleden PKK'lıların cenazesine katılarak ''Hepimiz PKK'lıyız'' diye bağırırsa hiç şaşırmayacağız.
EY ARINÇ, MHP BARAJ ALTINDA KALMAZ MERAK ETME
Her seçim öncesi aynı PKK'lılara üzülüp dualar ettiği gibi, MHP'nin baraj altında kalarak TBMM'ye girmemesi için dualar eden AKP ve Bülent Arınç'ın uğraşları beyhudedir. MHP, baraj altında kalmayacaktır.
AKP, MHP'nin barajı aşamamasını neden istiyor?
Eğer MHP barajı aşmayıp TBMM'ye giremeseydi, siyasi kürtçülükte ruh üçüzlüğü yapan AKP,CHP ve BDP şimdiye kadar PKK açılımlarını TBMM'de çoktan yasalaştırmış olurdu. Şimdiye kadar Anayasa'dan Türk Milleti kavramını çoktan çıkarmış olurlardı. MHP'nin TBMM'deki dik duruşu karşısında PKK açılımlarını TBMM'de yasalaştıramayan AKP Hükümeti, Müslüman Türk Milletimizi medyalar aracılığıyla manipüle ederek kötülemeye çalışıyor.
Ancak, AKP Hükümetinin unuttuğu bir şey var. Müslüman Türk Milletimiz, AKP'nin PKK açılımlarını TBMM'de durdurabilecek ve kendilerinin haklarını koruyabilecek yegane siyasi parti olarak MHP'yi görmektedir. Son yıllarda AKP'nin gafletleri, Müslüman Türk Milletimizin daha da fazla uyanmasını sağlamıştır.