Tuğrul Türkeş: Bakanlar Derhal Açığa Alınsın

  Başbakan Erdoğan’ın artık diline pelesenk ettiği “Kalkınan bir Türkiye İstemiyorlar” söyleminin son perdesi bugünlerde oynanıyor. Bu olsa olsa toplumun dikkatini gerçeklerden uzaklaştırıp faili gayri muayyen bir hedefe doğru kandırma girişimidir.   Son olarak Sayın Erdoğan, 17.12.2013 tarihinde Konya’da yaptığı konuşmada rüşvetin ve yolsuzluğun üzerine giden soruşturmayı bir “kirli operasyon” şeklinde nitelemiştir. Operasyonun Sayın Erdoğan nezdinde “kirli” olarak algılanması, evvela soruşturmayı kendisine yönelik imiş gibi addetmesinden kaynaklanmaktadır. Tertemiz savcıların ve Emniyet mensuplarının yürüttükleri soruşturmayı “iç ve dış mihrakların AKP karşıtı bir faaliyeti” şeklinde kamuoyuna takdim etmek ise, en hafif tabirle gülünçtür. Ne demişti Sayın Erdoğan Konya’da, bir hatırlayalım: “Bu mücadelelerde atılan adımların ulusal boyutu olduğu kadar uluslararası boyutu çok daha önem arz etmektedir. Biz, 2023 yılının Türkiye’sinin ilk on içerisinde dünyada yer almasının kavgasını, mücadelesini verirken, bunun için dünyayı hallaç pamuğu gibi atarken, koştururken ama birileri de ‘acaba biz Türkiye'nin bu hızlı gidişini nasıl durdururuz’ bunun gayreti içinde. Bunun dışarıda heveslileri, planlayıcıları olduğu gibi onların ülkemizde de bazıuzantıları var.” Bu durumda Sayın Erdoğan’a sormak gerekir: 1- Velev ki (siz bu tabiri seversiniz) gerçekten Türkiye’yi kalkındırıyorsunuz – ki bu doğru değildir, tek yaptığınız bir “sürdürülebilir borç sistemi” tesis etmektir – söz konusu kalkınmanın talanla, yağmayla yapılması doğru mudur? (Veya mümkün müdür?) 2- Siz Türkiye’nin “2023” hedefine; adı yolsuzluk ve rüşvet skandalına bulaşmış, aileleri vergilendirilmemiş kazanç erbabı ile içli dışlı Bakanlardan müteşekkil bir Kabine ile mi varmayı planlıyordunuz? 3- Siz elinizdeki belgeleri ve delilleri – o da varsa – kamuoyuna açıklamadıkça, Bakanlarınız için vurguladığınız “masumiyet karinesi”; “dış” mihraklar için de, dolaylı yoldan işaret ettiğiniz Hizmet Hareketi için de geçerli değil midir? Gerçekten Türkiye’yi kalkındırmak ve Türkiye’nin dış itibarını yükseltmek istiyorsanız; evinde kasalar ve paralar bulunan sanıkların sizlerin ve parti kalemşorlarınızın ısrarla vurguladığı “masumiyet karinesini”, elinizde somut delil olmaması halinde – bunu üzülerek söylüyorum ki- bahsi geçen “mihraklar” için de göz önünde tutmalısınız. Çünkü masumiyet karinesi “sadece akrabalar ve yandaşlar” için geçerli bir kural değildir. Yaptıkları işler ve üzerine yürüdükleri yolsuzluk konusunda fevkalade cesur ve atak davranan savcıları ve emniyet güçlerini, basit usul hatalarını gerekçe göstererek açığa almanızın haklı gösterilebilmesi için, Bakanların da(aynı şekilde) derhal açığa alınmaları gerekmektedir. Sayın Erdoğan; şayet yarınlarda kendi ailesiyle ilgili benzer soruşturmalara muhatap olup ve kendisinin de istifa etmek zorunda kalmayacağından bir korkusu yoksa; soruşturmada adı geçen Bakanların istifalarını acilen temin etmelidir. İtiraf etmeliyiz ki; geliştirdiğiniz söylemler artık bayatlamıştır. Halk arasında zengin bir hiciv stoku yarattınız. Bu anlamda, döneminizde Türkiye’nin en çok kalkınan şubesi hiç kuşkusuz “mizah” (hatta “kara mizah”) olmuştur. Söz konusu sahadaki eksikliğimizi giderdiğiniz için size müteşekkir olmakla birlikte, bunun dışındaki yaptığınız işlerde ve söylediğiniz sözlerde bir hayır görmüyoruz.