Bahçeli: Ayı Gelirse Bozkurt Ruhunun Dirilişini Görecektir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ayının gelmesi halinde göreceğinin sadece ve sadece Bozkurt ruhunun dirilişi ve kahramanlığı olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Vatana ve Millete sokulmak istenen hançerin her seferinde kırılıp atıldığını, Rusya'nın İdlib'te ikili oynadığını İran'ın ise arkadan dolaşıp ateş ettiğini, Rusya'nın İdlib'de yalan söylediğini, Rusya'nın savaş uçaklarının ölüm saçtığını, ayının gelmesi halinde göreceğinin sadece ve sadece Bozkurt ruhunun dirilişi ve kahramanlığı olduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
VATANA VE MİLLETE SOKULMAK İSTENEN HANÇER HER SEFERİNDE KIRILIP ATILDI
İnönü ve Kütahya Zaferlerinin ardından 13 Ocak 1921’de toplanan Büyük Millet Meclisi’nde kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa tarihe kazınan şu konuşmasını yapmıştı: “Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini, yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini. İşte ben bu kürsüden, bu Meclis-i Ali’nin Reisi sıfatıyla, Heyet-i Aliyenizi teşkil eden bütün azanın her biri namına ve bütün millet namına diyorum ki: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.” Vatana ve millete sokulmak istenen zehirli hançer her seferinde kırılıp atılmış, şehidin şühedanın hakkı ve emaneti hamd olsun zayi edilmemiştir.
RUSYA İDLİB'DE İKİLİ OYNUYOR İRAN ARKADAN DOLAŞIP ATEŞ EDİYOR
Bugün İdlib’de Rusya ikili oynamaktadır. İran arkadan dolaşıp ateş etmektedir. Katil Esad tarih ve beşeri vicdan nezdinde ağır ve affedilmez şekilde suç işlemiştir. Bu kapsamda olmak üzere, 5 Mart 2020’de Sayın Cumhurbaşkanımızla Putin’in yapacağı planlı görüşme kritiktir, çok mühimdir. Soçi Mutabakatını ihlal eden taraflar arafta değil açıktadır. İdlib’de Türkiye’nin 12, Rusya’nın 10, İran’ın da 7 gözlem noktası vardır. Şu işe bakınız ki, saldırıya uğrayan, şehit veren Türkiye’dir. Bunun karşılığında meşru savunma refleksiyle gereğini ve müdahalesini yapan ülke de Türkiye’dir.
İDLİB'DEKİ GERÇEKLER RUSYA'NIN DEDİĞİNDEN FARKLIDIR
Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya dışındaki tüm ülkelerin uluslararası hukuka aykırı olarak Suriye’de bulunduğunu, Türkiye’nin sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade etmiştir. Bize göre halt etmiş, Rus yalanlarına yenilerini eklemiştir. Putin, Rusya’nın kimse ile savaşa hazırlanmadığını, kimsenin aklına da savaş fikrinin gelmemesi için elinden geldiğini yaptığını söyleme gereği hissetmiştir. Putin ne derse desin, kahramanlarımızın bölgede kasıtlı olarak hedef alındığı barizdir. Saldırıya uğrayan Türk askeri konvoyuyla ilgili önceden Rus yetkili makamlarına bilgi verilmesine rağmen, Moskova yönetimi bunu telaşla inkar etmiştir. Dahası Rusya’nın operasyonda savaş uçaklarının bulunmadığını açıklamasına rağmen radar gerçekleri başka şeyler söylemektedir.
İDLİB SALDIRISINDA RUS UÇAKLARI ÖLÜM SAÇTI
Düşününüz, ambulansları bile vuran bir barbarlıkla İdlib’de muhatap olunmuştur. Bu menfur saldırının insanlığa, ikili anlaşma ve uzlaşmalara, evrensel değer ve mirasa aykırılığı ortadadır. 27 Şubat 2020’de rejim uçaklarının arasında bal gibi, buz gibi Rus uçakları da vardı ve ölüm saçmışlardı. Kimi kandırıyorlar? Neyi anlatıyorlar? Putin’in varmak istediği yer neresidir? Boğazlardan geçirilen savaş gemilerine verilen ve Türk milletinin hafıza kayıtlarında saklı bulunan simgesel isimlerle neyin mesajı ihsas ve ima edilmiştir? Birisi 93 Harbi’nde, diğeri Birinci Dünya Savaşı’nda Türk topraklarını bombalayan amirallerin isimleriyle anılan gemilerle aba altında sopa mı gösterilmiştir?
ÇALIMIZI KIRANIN ÇALIMINI BOZARIZ DALIMIZI KESENİN DAMINI YIKARIZ
Görmedik sanılmasın, bilmediğimiz akla gelmesin. Çalımızı kıranın çalımını bozarız. Dalımızı kesenin damını yıkarız. Türk’e yan gözle bakanın alnının karışlar, kurumuş ağaç gibi budarız. Biz Rusya’ya güvenilmez derken haksız mıyız? Abartıyor muyuz? Pişmiş aşa su mu katıyoruz? Rusya’nın sıcak denizlere inme planı tarihi bir hedeftir. Şimdi de Suriye ve Libya üzerinden Afrika’ya açılma niyeti gizlenemeyecek kadar berraktır. Ve gizli ajandanın sayfaları birer birer aralanmıştır. Bir yandan yeni silahlarını test ederken, diğer yandan enerji kaynakları etrafında yuvalanıp yığınak yapmaktadır. Bir yandan nüfuz alanları oluştururken, diğer yandan emperyal güç olarak bölgeye yerleşmenin arayışındadır.
ABD VE RUSYA'NIN BİRBİRİNDEN HABERSİZ OLMASI ABESLE İŞTİGALDİR
ABD Başkanı Trump’ın bundan habersiz olması, Putin’in çıkarının ne olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı’na sorması tam bir akıl tutulması ve kara mizahtır. 16 Temmuz 2018’de Trump ile Putin’in Helsinki’de buluşup Türkiye ve bölge ülkelerinin aleyhine hangi başlıklarda anlaşıp görüş birliğine vardıkları hala sırdır, esrarını korumaktadır. ABD’nin, Rusya’nın stratejik hedeflerinden, Rusya’nın ABD’nin silindir amaçlarından habersiz olması teoride bile abesle iştigaldir.
AYI GELİRSE GELSİN GÖRECEĞİ BOZKURT RUHUNUN DİRİLİŞİ VE KAHRAMANLIĞIDIR
Bugün Suriye diye bir devlet fiilen yok hükmündedir. Rejimin yıkımı esnasında ortaya çıkan toz bulutu en başta Türkiye’yi tehdit etmektedir. Esad’ın son kullanım tarihi dolduğunda ilk önce fişini Putin çekecektir. Bunu bilen cani Esad, 2015 yılının Ekim ayında 180 kim’lik sahil bölgesinin tamamını Ruslara rehin vermiş, topraklarını ve hava sahasını Rus askerlerine hibe etmiştir. Bayır Bucak Bölgesi’nin, özellikle Türkmen Dağı’nın Ruslar tarafından bombalanması bunun bir sonucudur. Emin olunuz, eğer biz gitmezsek bir gün mutlaka onlar gelecekler, bununla yetinmeyip vatana ve millete kast edeceklerdir. Biliniz ki, kan ve bal kokusu bir ayıyı çılgına çevirecek, zincirlerinden kopuşuna neden olacaktır. Hodri meydan, ayı gelirse gelsin, göreceği sadece ve sadece Bozkurt ruhunun dirilişi ve kahramanlığıdır.
ANLAŞMALARA UYMAYAN RUSYA İRAN VE ESAD REJİMİDİR
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türk askerlerinin olmaması gereken bir yerde olduklarını, Soçi sınırlarının dışında radikal gruplarla yakın temas halinde bulunduklarını açıklamıştır. Bu tek yanlı suçlamalar bayağı bir yalandır, küstah bir uydurmadır, tepeden tırnağa hezeyandır. Türkiye ılımlı muhalefet unsurlarıyla teröristleri tefrik edecek dirayet ve basirete fazlasıyla sahiptir. Soçi Mutabakatıyla İdlib Çatışmasızlık Bölgesi’nin sınırları çizilmiş ve belirlenmiştir. Türkiye bu sınırlara uymuş ve sadık kalmıştır. Uymayan Rusya, İran ve rejimdir.
RUSYA SINIR BELİRLEME ÇABASIYLA MASAYI DİNAMİTLİYOR
Elbette ve sağduyulu şekilde Türkiye-Rusya arasında akl-ı selimin hakim olması temel dileğimizdir. İki ülke heyetleri arasında yapılan üç ayrı görüşmenin sonunda tansiyonun düşürülmesi hususunda gevşek ve geçici bir mutabakat temin edilmiştir. Rusya’nın, Türkiye’nin asla kabul etmeyeceği şekilde değişen şartlara göre sınır belirleme çabası bize göre dayatmadır, masayı dinamitlemektir.
RUSYA ZORBA POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRMELİDİR
Bu kapsamda, Milliyetçi Hareket Partisi’nin yaşanan İdlib gerginliğiyle ilgili görüş ve önerileri sırasıyla şu şekildedir: Rusya zorba politikalarını gözden geçirmeli, Astana ve Soçi ilkelerine kesinlikle bağlı kalmalıdır. Türkiye’nin 30-35 km derinliğinde bir güvenli bölge oluşturmasına destek verilmelidir. 27 Şubat katliamından dolayı Türkiye’ye özür ve tazminat konusu gündeme getirilmelidir. Esad unsurları gözlem noktalarımızın gerisine derhal ve önşartsız çekilmelidir. M-4 ve M-5 karayollarının kontrolü müştereken sağlanmalıdır. Ülkemiz sınırlarına yığılan sığınmacılarla ilgili alınacak tedbirlerde her ülke destek vermeli, katkı sunmalı, külfet eşit şekilde ve hakkaniyetle paylaşılmalıdır.
AVRUPA BİRLİĞİ İNSANİ DRAMLAR KARŞISINDA SINIFTA KALMIŞTIR
Doğru bir kararla sınır kapılarımız açılınca akınlar halinde yollara düşen sığınmacılara insan hakları ve özgürlük ezberini tekrarlayan Avrupa ülkelerinin çirkin muameleleri, tedirgin duruşları, çelişkili durumları, insani felaketlere duyarsız kalmaları acıklı bir tablodur. Avrupa Birliği insani dramlar karşısında sınıfta kalmıştır. Biz sığınmacı olsun, göçmen olsun, mülteci olsun, hepsine kucak açmıştık, şimdi ise mesela Yunanistan biber gazı, sis bombası ve polis zoruyla bu insanların girişlerini engellemektedir. İnsanlar denizlerde botların içinde ölüme terk edilmekte, özellikle Yunan Sahil Güvenliği acımasızca şiddet kullanmaktadır. Nerede medeniyet, nerede gelişmişlik, nereye gitti insani değerler?
TÜRKİYE HAKKINI HUKUKUNU KIZILELMA ŞUURUYLA SAVUNACAKTIR
Türkiye’nin haklı mücadelesinden tavizi asla düşünülmemelidir. Rusya ve İran’ın Suriye’deki varlığı gayri meşrudur. Aynı zamanda uluslararası hukuka tamamıyla aykırıdır. Birleşmiş Milletler ve NATO havanda su dövmüş, söz ve beyanatları kuvveden fiile dönmemiştir. Uyarıyorum, Türkiye’nin şakası falan yoktur. İdlib meselesi bir beka müdafaasına, bir vatan muhafazasına sabitlenmiştir. Rusya ve Suriye Türkiye’nin sabrını daha fazla zorlamamalıdır. Türk milleti; hakkını, hukukunu ve milli haysiyetini sonuçları ne olursa olsun kahramanlık duruşuyla, Kızılelma şuuruyla savunacaktır. Bizim damarlarımızda dolaşan kan zaferi müjdelemektedir. Bu uğurda mükafatımız yeri gelirse şehadet, muradımız da her zeminde şirretin kalelerini teker teker devirmek ve yıkmaktır. Siyaset ve diplomasi başardı başardı, aksi halde Türk ordusu soluğu Şam’da almalı, zalim ve canavar Esad’ın kafasına çuvalı geçirmeli, kanlı ve kirli rejime son darbeyi indirmelidir.