Bebek katili Öcalan ile pazarlık yapmaya “İmralı süreci” derseniz barışsever, “Devlet Terör örgütü ile eşdeğer tutulamaz” derseniz barış düşmanısınız.
Sıfır terörle iktidara gelip, on yılda terör örgütünü devletle pazarlık yapacak kadar azgınlaştırırsanız barış havarisi, Silahlarını bırakmadan Devlet tarafından muhatap alınmasının, terör örgütünü hukuki ve siyasi bir kabul süreci olduğunu hatırlatırsanız terörden beslenensiniz.
PKK Teröristlerine “AKtivist” gözü ile bakarsanız barıştan yana, Teröristlere “insanlık düşmanı ölüm makinalarıdır” gözü ile bakarsanız savaş çığırtkanısınız.
Terör örgütü adına dağa çıkanları “duygusal isyancı” diye adlandırırsanız akil, Bunları “silahlı militan” diye adlandırırsanız kandan beslenensiniz.
Ay Yıldızlı bayrağımıza “devlet bayrağı” olsun hezeyanını ortaya atarsanız barış süreci mimarı, bu hezeyana karşı çıkarak “Bayrak hepimizindir” derseniz, süreci baltalayansınız.
Patlattıkları bombaların, bastıkları karakolların, asker, polis ve sivillerden oluşan on binlerce kişinin hesabından vazgeçiyorsanız kardeşlikten yanasınız, “Millete kan kusturanlar hukuk çerçevesinde cezalarını çeksinler” görüşündeyseniz kardeş düşmanısınız.
Türkiye Cumhuriyeti, T.C, Türk Milleti ve Türklük gibi kavramları kullanırsanız faşist ve kafatasçısınız, bölücü Kürtçülük üzerinden politika yaparsanız ilerici ve özgürlükçü demokratsınız.
Devlet ve milleti ile Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için silahlı isyana kalkışan, 30 yıl boyunca terör estiren örgütün yaptıklarını görmezden gelirseniz barış sevdalısı, ömürlerini terörle mücadelede geçirmiş kahraman ordumuzun mensuplarını Olmayan bir darbeden, yapılmayan bir darbe teşebbüsünden dolayı müebbetle yargılanmasına karşı çıkarsanız demokrasi düşmanı ve darbecisiniz.
Öcalan’la yapılan gizli müzakereleri şiddetle reddeden sayın başbakan değil mi?
Görüşeni ve görüştü diyenleri şerefsizlikle suçlayan sayın Erdoğan değil mi?
Kısa bir süre sonra “görüşmeler yapılıyor” açıklamasında bulunan Hükümetin başı değil mi?
Aynı başbakan ve avaneleri şimdi tutmuş “Bu alver süreci değildir, pazarlık yapmadık bize inanın” diyorlar.
Üstelik bu müzakerelerde federasyon, özerklik ve Öcalan dahil terör örgütü militanlarının affı karşılığında PKK’nın silah bırakması kabul edildiğini dile getirenlere ise “yalancı iftiracı” yaftasını yapıştırıyorlar.
İktidarın bebek katili ile yaptığı müzakereler için söylediklerini sorgusuz, sualsiz ve hiç bir eleştiriye tabi tutmadan kabul ederseniz iyi vatandaş, “Bu yol ülkeyi bölünmeye sürükler ve çözüm süreci adı altında Türkiye Cumhuriyeti çözülmek isteniyor’ kaygılarını dile getirirseniz azgın azınlıksınız.
PKK ile pazarlıkları topluma hazmettİrebilmek için, yoğun bir yönlendirme ve dezenformasyon kampanyası sürdüren Erdoğan’ın akillerine ve yalaka medyaya inanırsanız barış yanlısı, “Türkiye’nin, bir yalan balonunun içinde sokulduğu karanlık tünelden parçalanarak çıkacağına” inanıyorsanız suçlusunuz.
Erdoğan’ın isteği ve desteği ile basın ordusuna konuşan Terör örgütü PKK’nın Kandil elebaşı Murat Karayılan’ın “Çekilme silahlı olacak...Çekilirken müdahale olursa misilleme gelecek...PKK'nın Anayasal istekleri yerine getirilecek…Öcalan özgür kalacak” türünden Tahrik ve provokasyon dolu meydan okumasına göz yumanları Türk milleti affetmeyecektir.
Bu ülkede yaşayabilmenin tek ve değişmez şartının AKP'ye biat etmekten geçtiğini dayatarak, Kurdunuz düzeni ve oluşturduğunuz sistemi Türk milleti başınızda parçalayacaktır.
Başta medya olmak üzere bütün kaleleri ele geçirerek, dostlarımızın düşman, düşmanlarımızın dost olarak gösterildiği, başka çare ve hareket imkânının kalmadığı dönemde dahi, Milliyetçi Hareket milletin başına örülen tuzakları boşa çıkartacaktır.