MHP'li Aksu'dan 2040 Vizyonunun Sunduğu Fırsatlar

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar  Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerine konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Enerji alanında sıçrama yapan ülkelerden birisi olan Türkiye'nin salgın ve savaşlar sonrasında çıkan enerji krizi üzerine yerli kaynak potansiyelini arama, bulma ve kullanıma almanın yanısıra dünya enerji piyasasının önemli ülkesi olma konusunda başarılı hamleler yaptığına dikat çekerek, zengin enerji kaynaklarına sahip Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle anlaşmalar yaparak güçlenecek Türkiye'ye, Türk Devletleri Teşkilatı 2040 Vizyonu'nun önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.

 

MHP'Lİ İSMAİL FARUK AKSU'NUN TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA YAPTIĞI KONUŞMA

 

Enerji önemli bir üretim girdisi. Ulaştırmadan ısınmaya, sağlık hizmetlerine temel bir ihtiyaç, gündelik yaşam için bir zorunluluk. Enerji arz güvenliği bu nedenle hayati bir husus. Enerji sahip olduğu vasıflarla küresel ekonominin belirleyici unsuru, kaynağı elinde bulunduran ülkeler bakımından önemli bir güç, diplomasinin etkin bir aracı konumundadır. Enerji pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte dünyanın en popüler gündemi, toplumsal farkındalığın en yüksek olduğu bir konu olmuştur.

 

Enerji Türkiye'nin sıçrama yaptığı alanlardan da biridir. Özellikle yerli kaynak potansiyelini arama, bulma ve kullanıma alma yolunda atılan adımlar başarılı bir şekilde devam etmekte, ülkemiz sadece nakil hattı değil enerji piyasasının önemli ülkelerinden biri konumuna gelmektedir. Tabii, elde edilen bu başarılar beklentileri de artırmaktadır, milletimiz Akdeniz ve Doğu Karadeniz'deki arama çalışmalarından da sizden müjdeli haberler beklemektedir.

 

Ülkemiz enerjide büyük ölçüde dışa bağımlıdır ve dış ticaret açığımızın temel kaynağı da enerjidir. Bununla birlikte, Türkiye dünya çapındaki enerji yatırımlarıyla da öne çıkmaktadır. Nükleer santraller, hidroelektrik, güneş ve rüzgâr santralleri, doğal gaz ve petrol keşifleri, lityum pil üretimi ve diğerleri bu kapsamdaki önemli yatırımlardır. Enerjinin ekonomik boyutunun yanı sıra siyasi, diplomatik, çevresel ve insani boyutlarının olması uzun vadeli bir enerji stratejisinin önemini de ortaya koymaktadır. Partimizin enerji politikası, dışa bağımlılığı en aza indirirken enerji tedariki ve güvenliğinin sağlanmasını, yerli kaynaklara yönelik arama faaliyetlerinin etkinleştirilmesini, enerjide verimliliğin ve millî kaynaklarının payının artırılmasını hem üretim hem de tüketim aşamasında enerjinin çevre ve insan dostu olmasını öngörmektedir.

 

Türkiye'nin enerji talebi, kalkınma hedeflerine ve büyüyen ekonomisine paralel olarak artış göstermektedir. 2000-2022 yılları arasında yıllık elektrik enerji talebi dünyada ortalama yüzde 3,3 iken ülkemizde bu oran yüzde 4,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu ihtiyaç göz önüne alındığında, arz güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek tedbirleri önceliklendirmek mecburiyeti vardır. Ekim ayı itibarıyla elektrik enerjisi kurulu gücümüz 105,9 megavat seviyesine ulaşmıştır. Sürdürülebilir kullanım için enerji tedbirlerinin hem arz yönlü hem de talep yönlü eş zamanlı olarak hayata geçirilmesi zorunluluk arz etmektedir. Talep tarafında enerji verimliliğinin yükseltilmesi, bunun için kapsamlı programlar yürütülmesi; arz tarafında ise yerli kaynakların enerji üretimindeki payının artırılması, ayrıca yurt içinde ve yurt dışında arama çalışmalarına ağırlık verilmesi ve ileri teknolojilerin kullanılması bu anlamdaki temel adımlar olabilecektir.

 

Ülkemiz yenilenebilir enerjide önemli bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin değerlendirilmesinde özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi kurulu gücünde önemli başarı sağlanmış, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlarda da ciddi artış kaydedilmiştir. Yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim tesislerinin kurulu gücünün toplam kurulu güce oranı yüzde 55'e, yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim tesislerinin kurulu gücünün toplam kurulu güce oranı ise yüzde 65,9'a ulaşmıştır. Doğal gaz tüketimimiz 2022 yılında yaklaşık 54 milyar metreküp seviyelerine ulaşmıştır. Buna karşın ülkemizde sadece 408 milyon metreküp doğal gaz üretimi yapılmıştır. Karadeniz'de keşfedilen ve toplam 710 milyar metreküplük rezervle tarihimizin en büyük doğal gaz keşfi olan yerli doğal gazımız 20 Nisan 2023 tarihinde karaya ulaşmış, boru hattı ve ölçüm istasyonlarıyla millî iletim sistemine doğal gaz iletimi başlamıştır. Ayrıca, Gabar sahasında toplam 16 kuyuda günlük 23 bin varil seviyesinde üretime başlanarak yurt içi petrol rezervine önemli katkılar sağlanmıştır.

 

Ülkemizin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin tamamlanmasına yönelik çalışmalar devam ederken nükleer yakıtın sahaya inmesiyle tesisin nükleer tesis özelliği kazanmış olması tarihî nitelikte bir adım olmuştur. Doğal gaz arz güvenliğinin ve çeşitliliğinin sağlanması kapsamında depolama kapasitesini artırmaya yönelik önemli çalışmalar da yapılmakta, bu doğrultuda Silivri ve Tuz Gölü'nde yürütülen çalışmalar neticesinde doğal gaz depolama hacminin yaklaşık 10 milyar metreküpe ulaşacak olmasıyla önemli bir stok imkânı sağlanmış olacaktır.

 

Enerji arzında yaşanan küresel daralma sadece sanayinin üretim girdisi olarak kullandığı enerji kaynaklarıyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda ısınma ve aydınlatma için gerekli olan kaynakların teminini de zorlaştırmıştır. Artan enerji talebine karşın üretim artışının sınırlı düzeyde olması sebebiyle enerji fiyatları dünya genelinde aşırı bir yükseliş kaydetmiştir. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında hane halkına en ucuz elektrik sağlayan 2'nci ülke iken, 2022 yılının ikinci altı aylık döneminde hane halkına en ucuz doğal gaz sağlayan ülke olmuştur. Bu yılın ilk yarısında AB ülkelerinde konutlarda kullanılan her 100 kilovatsaat doğal gaza ödenen ortalama fiyat 8,6 eurodan 11,9 euroya çıkarken tarihî rekor seviyelerine ulaşmıştır. Türkiye'de ise doğalgaz fiyatı 2,5 euro seviyesiyle AB ülkelerinin tamamının altında tespit edilmiştir. Küresel enerji piyasalarındaki anormal yükselişleri vatandaşlarımıza yansıtmamak için devletimiz önemli destek tedbirleri uygulamıştır. 

 

Düzenli sosyal yardım programlarından faydalanan ihtiyaç sahibi hanelere 150 kilovatsaate kadar elektrik tüketim desteği yapılmaktadır. Ayrıca, ısınma yardımı alan hanelere destekler genişletilerek doğal gaz da dâhil edilmiş, 2023 Ocak-Ağustos döneminde yaklaşık 163 bin haneye 118 milyon lira tutarında destek sağlanmıştır. Bu kapsamda 2022 yılında gerek elektrik gerekse doğal gaz sektöründe yapılan düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde MHP olarak bizim de öteden beri beyannamelerimizde yer verdiğimiz evlerinde düşük kademe tarife üzerinden elektrik kullanan vatandaşlarımıza yüzde 55, doğal gaz kullanan vatandaşlarımıza ise yüzde 79 sübvansiyon uygulanmıştır. 2023 yılında ise evlerinde doğal gaz kullanan vatandaşlarımız ve KOBİ'lerimize doğal gazda yüzde 73 oranında, elektrikte ise mesken aboneleri için birinci kademede yüzde 63 oranında sübvansiyon uygulanmaktadır.

 

Türkiye'nin enerji alanında yapmayı sürdürdüğü atılımlarla enerji piyasasındaki belirleyici rolü de artacaktır. Bu doğrultuda İstanbul Finans Merkezinin ülkemizi iyi işleyen, erişilebilir bir piyasanın olduğu enerji ve maden ticareti merkezi hâline getirmek amacıyla kaynakların piyasa oyuncularınca rekabetçi şekilde fiyatlandırıldığı bir merkez hâline getirilmesi önemli bir gelişme olacaktır. Diğer yandan, enerji diplomasisi enerjinin önemli bir unsurudur ve Türkiye jeostratejik konumu itibarıyla merkez ülkelerden birisidir. Zengin enerji kaynaklarına sahip Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle üretim, nakil ve diğer alanlarda yapılacak ikili ve çok taraflı anlaşmalar ülkemizin bu gücünü de artıracaktır. Türk Devletleri Teşkilatı 2040 Vizyonu bu kapsamda önemli fırsatlar sunmaktadır. Ayrıca Türkiye için muhtemel fırsatlardan birisi de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Kalkınma Yolu Projesi olarak açıkladığı Basra Körfezi'nden Avrupa'ya Türkiye üzerinden enerji nakliyle ilgili gelişmedir.

 

Enerji kaynaklarının üretimden tüketime kadar en yüksek etkinlikle değerlendirilmesi için enerji verimliliğine yönelik faaliyetlerin enerji politikalarının öncelikli konusu olmaya devam etmesi şarttır. Daha verimli ve kendi enerjisini üreten binaların yaygınlaştırılması, kamu binalarında enerji tüketimlerinin ve maliyetlerinin düşürülmesine yönelik tedbirler alınması, bu çerçevede kendi ihtiyaçlarını karşılayacak tesislerin kurulması teşvik edilmelidir. Toplumsal bilinçlenmenin artırılmasıyla ailelerin harcamalarında önemli bir yer tutan enerji maliyetinin azaltılması da mümkün olacaktır.

 

Madencilik sektörüne ilişkin temel strateji, yer altı ve yer üstü kaynaklarımızın ülke ekonomisine azami katma değer oluşturacak şekilde değerlendirilmesi, madencilik sektörünün millî gelir içindeki payının artırılması ve madencilik faaliyetlerinin güvenli ve çevreyle uyumlu olarak yürütülmesidir. Maden ihracatımız 2022 yılı sonu itibarıyla 6,5 milyar dolara ulaşmış, madenciliğin millî gelir içindeki payı da yüzde 1,4 olarak gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, madenlerin işlenmeden cevher olarak satılması yerine ileri teknoloji kullanılarak katma değerli yeni ürünlere dönüştürülmesi suretiyle satılması bu varlıklarımızın kıymetinden daha fazla istifade etmemizi mümkün kılacaktır. Nitekim bu yönde önemli çalışmalarla hızlı adımların atılmasından da memnuniyet duyuyoruz. İnanıyoruz ki bulduğumuz rezervler ve yerli kaynak çeşitliliği, yapılan uzun süreli tedarik ve arama anlaşmaları ile ileri teknoloji kullanımıyla, arz güvenliğiyle birlikte enerji maliyetlerinin azalması da mümkün hâle gelecektir.

 

İnsani ve çevresel boyutu da dikkate alan güvenilir enerji politikasıyla ülkemizin kalkınması ve milletimizin refahı için daha fazla katkı sağlanacaktır. Bu düşüncelerle başarılarınızın devamını diliyor, Bakanlık ve diğer kuruluş bütçelerinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.