Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti bir savaş içindedir. Bu savaş; pkk ve içimizdeki bazı vatandaşlarımıza karşı yürütülen bir savaş değildir.
Küresel emperyalizm ve onun tarihi destekçileri; pkk gibi taşeronları ve işbirlikçileri kullanarak, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine, değişik taktikler uygulamak sureti ile bir savaş yürütmektedir.
Bu savaşın, başta siyasi, ekonomik, terör, güvenlik, kültür, din ve toplum psikolojisi olmak üzere bir çok boyutu vardır.
Terör; müzakere ve açılımla sona ererse bu savaş nihayetlenmeyecek işin diğer boyutları gündeme taşınacaktır.
Dünya vede özellikle küresel gücün hakimiyeti altında bulunan coğrafyalarda ekonomik bir kriz sürerken, Türkiye’nin ekonomik bir krize girmediğinin anlatılmasının altında ne yatmaktadır? Türkiye ekonomik olarak gerçekten iyi yolda mıdır?
Eğer ülkemizde bir güvenlik ve bölünme tehtidi söz konusuysa hangi ekonominin iyiye gidişinden bahsedilebilir? Can ve mal emniyetinin tehlikeye düştüğü, yargının adalet dağıtmaktan uzaklaştığı, ordunun bel kemiğinin incitildiği bir ülkede, ekonomik gelişmenin ne işe yaradığını bilen bir kişi varsa çıkıp anlatsın bize de, görelim!
THY’nin dünyanın dört bir yanına uçması, dış ticaretin bütün dünyaya genişlemesi, elçiliklerimizin sayısının artması ve küresel güce entegrasyon, bizi bölünmekten ve parçalanmaktan koruyabilecek midir?
Türkiye her türlü zenginliği ile güçlü bir ülkedir. Ancak bu zenginlik Türk Milletinin hayrına kullanılmamaktadır. Bu zenginliğin sahibi küresel güç olmuştur ve bu küresel güce, Türkiye’nin sahip olduğu zenginlik yetmemektedir. Amacı bu zenginliğin yanında, bir daha başını kaldırmasın diye Türk Milletini parçalayarak yutmak vede köleleştirmektir.
Terör, küresel güç tarafından bize karşı yürütülen savaşın sadece bir boyutudur. Diğer boyutlar olan siyaset, kültür, din, psikolojik operasyonlar son yıllarda aktif olarak kullanılmaktadır. Türk ekonomisinin, uluslararası finans kuruluşları tarafından desteklenerek sübvansesi bu mahiyettedir.
Türk Milleti, kendisine karşı yürütülen bu savaşa nasıl karşı koyacağının farkında değildir. Çünkü kendisine karşı yürütülen bu savaşı yorumlayabilecek bilgiden yoksundur. Olayı sadece bir terör kapsamında değerlendirmektedir. Bu da beraberinde tehlikenin farkında olmayışı sonucunu getirmektedir. O nedenle, Türk Milleti ivedilikle konu hakkında bilgilenmeli ve başına gelenleri yorumlamalı ve de bu tehlikeyi nasıl bertaraf edeceğine dair bir strateji oluşturmalıdır.
Dediğimiz gibi,Türk Milleti, kendisine karşı yürütülen bu savaşa karşı, bilgi fakiri olduğu için ne yapacağını bilmez haldedir ve ortada henüz bir stratejisi yoktur. Olmasın diye de iç ve dış güç odakları Türk Milletine karşı yoğun bir mücadele sürdürmektedir.
Türk Milletinin bunlara karşı uygulayacağı en basit strateji, bir bayrak ve bir lider etrafında toplanmaktır. Toplumun teveccühü ile toplanılması gereken adreste bir araya gelinmelidir. Yoksa basit bir stratejiniz bile olmadığından, başınıza gelecek olanları önleme ihtimaliniz kalmaz. İçinde bulunduğumuz savaşın karşı cephesi bunu bildiğinden, içimizdeki ajanları vasıtasıyla aramıza nifak sokarak kafamızı karıştırmakta ve birleşmeyi zorlaştırmaktadır. Bu durum askerler tarafından “geri cephe faaliyetleri” olarak adlandırılır.
Anlayacağınız; Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı bir çok cepheden yürütülen bu savaşa karşı mazeret ve bahane üretmeden birleşmeli, bütünleşmeli ve yüreklerimizi topyekün attırmalıyız.
Geçtiğimiz günlerde Türk Milletinin bağrından çıkan “Vur de Vuralım, Öl de Ölelim” çığlıkları ve ardından halkın gür sesinden duyulan “Durma İlerle Türk Milleti Seninle” ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” haykırışları, savaşın karşı cephesinin balansını bozmuştur.
Görüyorsunuz; bir birleşme ve bütünleşme görüntüleri bile nelere kadir... Onun için bu birleşme ve bütünleşme devam ederek, kar topunun çığa dönüşmesi misali Türkiyemizin dört bir köşesini sarmalıdır.
Türk Milleti akıllıdır, zekidir, uyanıktır, dürüsttür, inançlıdır ve imanlıdır. Nasıl ki bundan önceki savaşlarda haysiyetiyle mücadele etmişse bugünde öyle edecektir. Gayret bizden, takdir Yüce Allah’tandır...