MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Eyalet Sistemi rüyasını sert bir dille eleştirerek, ''Türkiye'yi eyaletlere bölerek bir bölümünü Bağımsız Kürdistan kurma heveslilerine vermeyi mi diye düşünüyorsun?'' diye sordu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'nın Gazipaşa ve Alanya İlçelerinde MHP rüzgarı estirip gönülleri fethetti. Halkın coşkuyla karşıladığı Devlet Bahçeli, Teşkilatların açılış töreni, Esnaf ziyaretleri ve halkla birlikte yürüyüşler, Mitingler ve DP'den MHP'ye geçen Belediye Başkanına rozet takılması gibi bir dizi proğrama katılarak yoğun bir proğram gerçekleştirdi.
Devlet Bahçeli, MHP Gazipaşa İlçe Teşkilatı, MHP Alanya İlçe Teşkilatı ve Alanya Ülkü Ocakları’nın açılışını gerçekleştirdi. Alanya Ocak Başkanı Mustafa Toksöz, Ocak faaliyetleriyle ilgili bilgi verdi. Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Dim, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye plaket verdi. Deniz kabuğundan yapılmış üç Hilal tablosu hediye etti. Demokrat Parti’den seçilip MHP’ye katılan Kestel Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’e, Devlet Bahçeli MHP rozeti taktı. Kalabalık bir grup ile MHP’ye katılan Belediye Başkanı Yücel, Bozkurt selamı yaparak halkı selamladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli', Antalya'da her gittiği yerde kalabalıkların Bursa mitinginde söylenen ''Vur de vuralım öl de ölelim'' sloganıyla karşılandı. Bursa mitinginden bu yana bu sloganı atmanın gelenek haline geldiği görülüyor.
DEVLET BAHÇELİ'NİN GAZİPAŞA MİTİNGİ KONUŞMASI
Oy kullanan vatandaşlarımız değişik siyasi partilerde bulunabilir. Farklı siyasi partilere oy verebilir. Bu partilerde sorumluluk üstlenebilir. Seçim dönemlerinde hangi partiyi tercih ederse etsin herkes Türkiye'nin, bu milletin öz evladıdır. Halkın desteğiyle Türkiye'de 2002 yılından bu yana yönetimde bulunan AKP'nin, yakın siyasi tarihte hiçbir siyasi partiye nasip olmayan fırsatı yakaladı.
Yönetimde 11'inci yılına giren, 10 yıl sürekli değerlendirme fırsatını elinde bulunduran bir siyasi iktidarın Türkiye'nin temel meselelerini çözme konusunda hiçbir engeli bulunmadığının şuurunda olması gerekir. Çıraklık dönemi dediler, kabul ettiniz, ikinci 5 yılı kalfalık dönemi dediler, kabul ettiniz. Sonra 'Ustalık dönemine ihtiyacımız var, bu kadar yılın tecrübesine sahibiz' dediler onu da kabul ettiniz.
Yani çırak, kalfa, usta olarak Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Şimdi soruyorum; Ustalık döneminin adı çılgınlık, Türkiye'yi 36'ya bölmek demek midir? Ustalık dönemi insanlık dışı ihanet şebekesini siyasallaştırarak Türkiye'deki varlıklarına meşruiyet kazandırmak demek midir? Bugünkü iktidar ustalık döneminde ülkeyi iyi yönetemiyor, 'bir ben' duygusunu kapılarak çılgınlık dönemi yaşatıyor.
1 Ağustos 2009'da başlayan açılım sürecinin 2013'te Türkiye'yi hangi noktaya getirdiğinin iyi düşünülmesi gerekir. Bu doğrultuda halkın iyi karar vermesi gerekir.Demokratik açılım, milli birlik kardeşlik projesi ve müzakere süreci ile Türkiye bölünmenin eşiğine getirildi. Son 3 yıl içinde, 2002 yılından bu yana sıfıra düşürülmüş terör faaliyetini azdırarak binlerce Mehmetçiğimizi, polisimizi, korucumuzu şehit verir olduk.
Şimdi kalkmışlar, mücadeleyi sürdürmeyi bir kenara bırakmışlar, dillerine okyanus ötesinden bir kavram gelmiş, 'müzakereye başlıyoruz' diyorlar. Neyin müzakeresini yapıyorsun sen, kiminle müzakere yapıyorsun, bu müzakerede amacın nedir, barış sürecinden neyi kastediyorsun?
Terörle kesin bir mücadele yürütülmelidir, çünkü müzakere sonuç vermez. Terörle mücadeleyi kendileri için araç kabul edenlerin mutlaka bir amacı vardır. 29 yıla yaklaşan süre içinde terörü sürdüren PKK denilen cani örgüt amacına ulaşmadığı sürece her şey aldatmacadır, her şey kandırmacadır. 29 yıldır amaçlarından sapmamış bu cani örgütün milleti aldatma ve kandırma nöbeti, çözüm ve barış projesine kapılarak 'Türkiye'de analar ağlamasın, silahlar gömülsün, PKK siyasallaşsın' gibi PKK amaçları ağzıyla sayın Recep Tayyip Erdoğan'a geçmiştir.
Başbakan Erdoğan barış sürecinden neyi anlamaktadır? Bu çözüm nedir? Neyi yaparsan çözüm olur, ne yaparsan barış olur? İmralı canisinin isteklerinin bir kısmını bugüne kadar yerine getirdin, barış oldu mu, çözüm oldu mu? Peki şimdi hala ısrar ediyorlarsa neyi vererek Türkiye'de barışı, çözümü sağlayacaksın? Başbakan Erdoğan'ın bu sorulara cevap veremiyor. Sadece MHP'ye saldırıyor. Ne yapılırsa yapılsın MHP'nin yılmayacak, yıkılmayacaktır.
"Başbakan Erdoğan vatandaşa 'Analar ağlasın mı?' yönünde soru yöneltip, 'Ağlamasın' cevabı alarak çözüm sürecini devam ettiriyor ancak Erdoğan bu söylemleriyle halkı aldatıyor, kandırıyor. Yüreğin var mı, cesaretin var mı? Sayın Başbakan 'Ben Öcalan ile işbirliği yaptım, Oslo ile başlayan süreçten görüş görüşe anlaşmaya vardım, Türkiye'nin bölünmesi için Abdullah Öcalan ne diyorsa onu yapıyorum' diyebilecek misin? O zaman bu millet sana ne şekilde cevap verecek göreceksin.
Sayın Başbakan, milleti aldatmaktan vazgeç, müzakereden ne anlıyorsan, kim ne diyorsa neye inanıyorsan onu milletimizle paylaş. Halkın müzakereden de mücadeleden de haberi yok. O sebepten dolayı Türkiye çok kritik bir sürece girmiştir. Bölünmenin eşiğine doğru gelmektedir. Bin yıllık kardeşlik hukukumuz zedelenmekte. Her türlü bağımız kopartılmak istenmekte. Kardeş kavgası başlatılarak Türkiye'de bölünmeye doğru gidilmektedir. Buna 'dur' denilmesi lazım.
Kamuoyunda 2B olarak bilinen orman vasfını yitirmiş orman arazilerinin satışı konusu proplem oldu. Bu yerlerde yıllardır orman köylüleri yaşıyor. Tapuların bedelsiz gerçek sahiplerine verilmesi gerekir. 2B dediğimiz rezalet neyin nesidir? Hiçbir para talep etmeyeceksiniz, helal olsun diyerek tapularını verin gitsin. Niye bunu yapmıyorsun? PKK'ya gösterdiğin hoşgörüyü bu ülkenin evlatlarına niye göstermiyorsun? Babasından, dedesinden kalmış arazileri birileri gelecek parayı bastırarak satın alacak. Böyle rezalet olmaz, buna müsaade edilemez.
Bu tür meselelerin aşılması için Türk halkının önünde önemli bir fırsat var. Meseleleri, demokrasi içinde çözülebilmenin yolu seçimlerdir. Seçimlerde ülkeyi büyük tehlikeden kurtarmak gerekir. Büyükşehir tuzağı ile Türkiye'yi bir federal yapıya, eyalet sistemine götürecek ihanete 'dur' demek lazım. Bütün illerimiz büyükşehir kapsamına alınsın ama büyükşehir tuzağı ile başka gizli gündemleri uygulamaya koyacaksanız bu Türkiye için başağrısı olur. Yerel seçimde AKP'ye oy verilmemesi gerekir. AKP'nin yapılacak seçimden neden kayıpla ayrıldığını "kara kara" düşünmesi gerektirecek şekilde oylarını düşürmek gerekir.
DEVLET BAHÇELİ'NİN ALANYA MİTİNGİ KONUŞMASI
Ülkemizde ekonomik proplemler aşılabilir, sosyal proplemler aşılabilir. Ancak öyle proplemler var ki, yapılan hataların aşılması için nesiller geçmesi gerekir. Başbakan Türk Milletimizi 36 etnik kökene ayırıyor. İkide bir etnik köken isimlerini sayıyor. Hepsi de Türk Milletimizin öz evladıdır. Neden ayırma ihtiyacı duyuyorsunuz?
İki de bir kalkıyor 'Benim eşim Arap kızıdır' diyor. Kim olursa olsun. Bizi ne ilgilendirir. Sen de kalkıyorsun, 'ben Gürcüyüm' diyorsun. Sana soran mı var necisin diye? Eğer eşim Arap, ben Gürcüyüm diyorsan evladın gemicik sahibi Bilal'ine ne diyeceğiz biz?
Türkiye'yi eyaletlere bölerek bir bölümünü Bağımsız Kürdistan kurma heveslilerine vermeyi mi diye düşünüyorsun? İmralı canisine önce ev hapsini, sonra affa, sonra meclise getirmeye, sen çözüm mü diyorsun?" diye soran Bahçeli, "Sayın Başbakan çözümden ne anlıyorsun? Dilinin altında ne var? Söyle bakalım bu millete. Bir gece dahi başbakan kalamazsın. Ülkeyi aldatıyorsun. Milleti oyalıyorsun. Onun için çözümle ilgili ne istediklerini, ne yapmak istediklerini açıklamak zorundalar.
Memleketi ateşle oynatıyorlar. Bu gidişat hayıra işaret değil. Bugün yuvalar kurulmuş. Beraber yaşama iradesi ortaya konulmuş. Aile kurulmuş. Çoluk çocuğa karışmış, çok sayıda evlatları olmuş. Şimdi bunları Kürt-Türk diyerek nasıl ayırt edebiliriz. Onun için birlikte yaşamak bin yıllık kardeşliği ve hukuku devam ettirmek dururken bir caninin peşinden giderek PKK'nın oyuncağı olmaya gerek var mı?
PKK, 40 bin bu ülkenin insanını katleden binlerce evladı, Mehmetçik ve polisi şehit eden bir cani örgüt. Bu örgütle müzakere edilmez. Bu örgütle görüşülmez. Bu örgütle pazarlık yapılmaz. Peki ne yapalım, çözümü siz söyleyin diyorlar. Çözümü söylüyorum Alanya'dan. Sayın Başbakan yapabilecek misin, cesaretin var mı? yüreğin var mı? Çözüm bölücü terör örgütüyle mücadelede kesin kararlılık ve terörün kökünü kazımaktır.
Başbakan silahları "şuraya gömde yurt dışına çık" diyor. Yurt dışındakiler için meclisten teskere çıkarttık. Niye gidip de Türk bayrağının Kandil'e asamadın? Çözüm bir aldatmaca, kandırmacadır. Kiminle barış yapacaksınız Yıllardır milletimizi bölmeye çalışan unsurlarla neyin pazarlığını yaparak barış sürecini yapıyorsun. Böyle bir şey olablir mi?
Alanya'da bizleri çok güzel karşıladınız. Yerel seçimlerde bizleri destekleyeceğinizi biliyoruz. Sizlerden Alanya'yı istiyorum.