Ankara Arena Spor Salonunda saat 13.00'te başlayan Kurultayın açış konuşmasını Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz yaptı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de bir konuşma yaptığı Şölen'de birçok sanatçı da sahne aldı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında önemli mesajlar verdi. İşte Bahçelinin konuşmasının ana başlıkları.
ÜLKÜ OCAKLARI VE MHP BAŞBUĞUMUZ TÜRKEŞ'İN BİZE İKİ BÜYÜK EMANETİDİR
Bildiğiniz gibi partimizin kurucusu, Türk milliyetçiliği fikriyatının siyaset hayatına girmesine eşsiz mücadeleleriyle hizmet eden Merhum Başbuğumuz Türkeş Bey bizlere iki büyük emanet bırakmıştır. Bunlardan birincisi, hepimizin içinde büyüdüğü, hayat görüşünü şekillendirdiği ve dava bilincine vasıl olduğu Ülkü Ocakları’dır. Bu kutlu yuva; Türk-İslam ülküsünün temellerinin atılıp kökleştiği, ülkücünün milli, manevi değer ve anlam kaynaklarını keşfedip kafasında ve kalbinde sistemleştirdiği, zaman ve mekâna sığmayacak kadar derinliği, genişliği bulunan bir fikir sağlamlığının adıdır. Ülkü Ocakları; sevgiyle yoğrulmuş, saygıyla yönelmiş, ahlakla yoğunlaşmış ve edeple yoluna odaklanmış ülkü neferlerinin göz nuru, milli ve manevi hazinesidir. Ülkücü, ülküsüyle Ocakta yanmakta, Ocakta pişmekte ve böylece olgunluğa ermektedir.
Bizlere bırakılan ikinci emanet ise “Üç Hilal”li simgesiyle büyük milletimize mal olmuş, Türk siyasetinin en köklü iki partisinden birisi olan Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Aynı zamanda Türk Gençlik Kurultayı’nın düzenlendiği bugün, partimizin kuruluşunun 44’ncü yıldönümüne isabet etmiştir. 8-9 Şubat 1969 tarihinde soğuk bir kış gününde, Adana’da yapılan bir kongreyle başlayan millet ve ülkü mücadelemiz bugün 44 yılla buluştu, 44’ncü yılına girdi. Aklında vatan ve millet sevgisinden başka hiçbir şey olmayan tertemiz vicdanlar, al bayrağın yanına üç hilali sancak yaparak 44 yıl evvel yola koyuldular. Milliyetçi-ülkücü hareket; Türk milletinin içinden çıkan, ona hizmet aşkıyla yanıp tutuşan Türklük meftunlarının, millet âşıklarının, İslam sancaktarlarının 44 yıldır parlayan cevheridir. Bu cevher paslanmadan Türk milleti esir alınamayacaktır. Bu cevher talan edilmeden Türkiye bölünemeyecektir. Bu cevher tertemiz kaldığı müddetçe Türklüğü son yurdundan çıkarmaya hiçbir faninin gücü yetmeyecektir.
TÜRKÇÜLÜK VEBALI HASTA MUAMELESİ GÖRMEKTEDİR
Milliyetçi-ülkücü hareket belki de 12 Eylül öncesinden daha ağır, belki de o günkü şartlardan daha kasvetli bir dönemde bulunmaktadır. Türk milliyetçileri tarihi bir imtihandan geçmektedir. Ülkücüler yeni ve yeniden bir vatan mücadelesinin, kesif bir cebelleşmenin içindedir. Üzerinde titrediğimiz ne varsa bugün saldırı altındadır. Türk milletinden bahsetmek ırkçılıkla anılır olmuştur. Milliyetçilik kafatasçılıkla bir ve eşdeğer görülmüştür. Hele hele Türkçülük vebalı hasta muamelesi görmektedir. Kibir ve cehaletin içine batmış olan AKP zihniyeti, milletine kurşun sıkan katillerle milli değerlere ilave seferler düzenlemektedir.
İmralı’da yatan bebek katili Başbakan’la çözüm zehri imalatına başlamıştır. Türkiye’nin tansiyonu İmralı’ya göre inip çıkmaktadır. Bölücü kalkışmanın med-ceziri tam olarak İmralı’ya endekslenmiştir. Genelkurmay başkanları, Türk ordusunun şerefli simaları kan akıtan PKK militanlarıyla yer değiştirmiş, terörist olarak küstahça suçlanmıştır.
Türk milletinin tüm direnç ve tepki eşikleri törpülenmekte ve tasfiye edilmektedir. Bunun için milliyetçilik kötülenmekte ve kötü gösterilmektedir. Türklükten bahsetmek, Türk milletinin birlik hukukunu savunmak alçakça şeytanlık olarak sunulmaktadır. Şeytana bile külahını ters giydirecek kadar günah ve çamura batmış güruh geleceğimizi karartmakta, hayallerimizi kapatmaktadır. Milliyetçilik suçlanmaktadır; zira Türk milletinin bölünmesi için bu zorunluluktur. Türklük sulandırılmakta ve etnik kimlik mertebesine çekilmektedir; zira bu Türk milletinin sakatlanması için neredeyse mecburidir. Üniter devlet yapısı tartışılmakta, başkanlık modeli inatla dillendirilmektedir; zira Türkiye’nin federasyona gitmesi için bu gereklidir. Türkçe ikinci plana düşürülmekte, ana dilde savunma talepleri karşılanmakta ve ana dilde eğitim dayatmaları etaplar halinde uygulanmaktadır; zira Türk milletinin içinden yeni bir millet yaratılması için işleyen süreç bunu gerektirmektedir.
BDP'YLE SONUNDA TAM OLARAK KUCAKLAŞMIŞIR
Yargının AKP güdümüne alınması için tüm hazırlıklar önceki adımlara eklemlenerek ilerletilmektedir. AKP-BDP-PKK yanlarına aldıkları CHP’yle birlikte Türkiye’yi karanlık ve sonu meçhul bir ortama doğru hızla sürüklemektedir. Başbakan Erdoğan PKK’yla anayasa yapmak için düğmeye basmıştır. Terörün stepnesi, terörün yedeği, şuursuzlar, saygısızlar, ceset avcıları, nekrofiller, Apo’ya peygamber diyenler sözleriyle suçladığı BDP’yle sonunda tam olarak kucaklaşmıştır.
Geçtiğimiz yüzyılda, bu iki zihniyete rağmen Türkiye Cumhuriyet’i kurulmuştur. Fakat 90 yıl sonra bölücü hainler; millet, milliyet ve milliyetçilik karşıtlarıyla tekrar elbirliği yaparak geniş bir cephe açmışlardır. Bunlar için Türkiye Cumhuriyeti’nden intikam alma zamanı gelmiştir. Bekledikleri fırsatı sonunda yakalamışlardır. Gecikmiş öçlerini, yıllarca yastık altında tuttukları öfkelerini yavaş yavaş su üstüne çıkarmışlardır. Türk milleti ne olduğu henüz açıklanmayan, ancak aşağı yukarı hakkında fikir sahibi olduğumuz sözde çözüm süreciyle ötenazi masasına istismar morfini yardımıyla sere serpe uzatılmıştır.
MÜNAFIKLAR, MEYMENETSİZLER VE MERHAMETSİÇLER AKP'NİN IŞIĞINA KOŞMUŞLARDIR
Türkiye her tarafından yontulmakta, her değerinden alı konulmaktadır. Ermeni mezalimi bile bu kadarını yapmamış, Yunan işgali bile bu kadar hasar bırakmamıştır. Türk isminden nefret duyan münafıklar, meymenetsizler ve merhametsizler öbek öbek AKP’nin ışığına koşmuşlardır. Vefasızlığın, dönekliğin, aç gözlülüğün ve vicdanları eleğe dönmüş batı piyonlarının hepsi AKP’de derlenmiş, AKP’de toparlanmış ve AKP’de karar kılmıştır.
BİZİ HAFİFE ALANLAR YANILDIKLARINI ANLAYACAK
Milliyetçi-ülkücü hareket var oldukça Türkiye’ye zarar gelmeyecektir. Sizler dimdik durdukça bölücüler, hainler, komünist bakiyesi teslimiyetçi sözde aydınlar, teröristler, küresel plancılar, BOP’çular, Sevrciler, eyyamcılar, işbirlikçiler, soysuzlar, soytarılar başaramayacaktır. Bizi hafife alanlar yanıldıklarını anlayacaklardır. Türk gençliğini umursamayanlar hataya düştüklerini günü geldiğinde fark edeceklerdir. Milliyetçi-ülkücü hareketin vakarını yanlışa yoranlar hüsranla, hezimetle tanışacaklardır.
TAHRİKLERE KAPILMAYIN, KAVGA İLE ARANIZA SINIR ÇEKİN
Dininize, dilinize, ailenize ve kutsi emanetlerinize sıkıca sarılınız. Tarihinizi, coğrafyanızı ve kim olduğunuzu asla gözden kaçırmayınız, asla hafızanızdan çıkarmayınız. Teenniyle hareket ediniz, tedbirli ve itidalli olunuz, tahriklerden uzak durunuz, kavgayla aranıza sınır çekiniz; sabırlı, imanlı, ahlaklı, çalışkan, kültürlü Türk gençliği olmaya muhakkak ki devam ediniz. Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde olabilmesi, bin yıllık kardeşlik hukukunun teminat altında bulunabilmesi sizin soğukkanlılığınıza ve olgun tavrınıza doğrudan bağlıdır. Sorumluluğunuzun ne kadar yüksek olduğunu görünüz. Hiçbir çekişme, çatışma ve ihtilafın içine düşmeyiniz. Sizleri tuzağa çekmek maksadıyla, değişik şekillerde olaylara sokmaya çalışan provokatörlere aldırmayınız ve doğruluktan çıkmayınız. Elinizden bilgisayarı, zihninizden kitapları, kalbinizden vatan ve millet sevgisini, gözlerinizden neşeyi, dilinizden güzellikleri, yüreğinizden iyilikleri, dokunuşunuzdan şefkati, münasebetlerinizden cömertliği, sözlerinizden nezaketi hiç eksik etmeyiniz. Acizler için zor, korkaklar için imkânsız olan şeylerin ülkücüler için ideal olduğunu dosta da, düşmana da gösteriniz. Ben hepinizle gurur duyuyorum.
''Siz geleceksiniz, gelecek sizin''
Bahçelinin konuşmasının tamamına ulaşmak için: Linki tıklayınız...
|